Hüseyin BAŞOĞLAN
Moderatör
- Katılım
- 6 Ocak 2008
- Mesajlar
- 4,880
- Tepkime puanı
- 2
- Yaş
- 38
- Ad Soyad
- Hüseyin BAŞOĞLAN
- Meslek
- Yazılım-Tasarım
- Şehir
- Muğla
- İlgi Alanı
- Balıklar
BAŞIBOŞ HAYVANLARIN REHABİLİTASYONU-2
KENTİMİZDE YAŞAYAN BAŞIBOŞ SOKAK HAYVANLARININ NEDEN OLDUĞU
SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler yaşadığımız ortamın ayrılmaz birer parçasıdır ve bir bütün olarak düşünüldüğünde anlam kazanırlar. Hayvanlar ve bitkilerin biyolojik dengenin en temel taşı olduğu unutulmamalıdır.
İnsanoğlunun var oluşundan bugüne kadar hayvanlar, insan hayatına sundukları birçok olumlu faktörün yanı sıra kontrolsüz ve denetimsiz ortamlarda özellikle insan sağlığını tehdit eden birçok olumsuz unsuru da beraberinde getirmektedir. Olumsuz unsurlar içinde en büyük payı da zoonoz hastalıklar almaktadır
Gerek başıboş ve gerekse sağlık kuralları dikkate alınmadan sahipli olarak yetiştirilen değişik tür hayvanlardan kaynaklanan hastalıklar, halk sağlığı açısından büyük problemler oluşturmaktadır. Bu hastalıklardan gerek hayvanlar gerek insanlar için en dramatik sonucu yaratanlardan bir tanesi şüphesiz kuduzdur. Kuduz hastalığını bu kadar dramatik ve korkunç yapan neden hastalığın tedavisinin mümkün olmaması ve mutlak ölümle sonuçlanmasıdır. Ekinokok ve toxoplazma GİBİ paraziter hastalıklar da sahipli ve sahipsiz hayvanların neden olabileceği önemli hastalıklardandır.
BAŞIBOŞ SOKAK HAYVANLARININ KAYNAĞI
Belirli bir sahibi olmayan ve yaşam alanlarımız içerisinde hiçbir sağlık kontrolü olmadan gerek sürü ve gerekse bireysel olarak dolaşan hayvanları başıboş hayvan tanımı içerisinde değerlendirmemiz mümkündür. Bu tür hayvanların çok kısa bir süre içerisinde hayvan ve insan sağlığını tehdit edecek boyutlarda çoğalmaları belirli bir süreç içerisinde artarak insan, hayvan ve çevre sağlığını tehdit eder boyuta geldiği bir gerçektir.
Başıboş sokak hayvanlarının kaynağını şöyle sıralayabiliriz.
1. Mevcut sokak hayvanları:
Bir bölgede yaşayan hayvan sayısını hesaplamak için kullanılan bazı formüller vardır. Bu formüllerle bir hesap yaptığımızda Konak ilçesi için iyimser bir hesapla 47.000 başıboş köpeğin olduğu görülmektedir. Bunların yarısının dişi olduğu ve her bir dişinin bir batında ortalama 6 yavru ve yılda iki kez doğurduğu göz önüne alınırsa nasıl bir üreme potansiyeline sahip oldukları daha net anlaşılacaktır.
Başıboş kedilerin sayısını bile tahmin etmek mümkün değildir. Aynı formüller kullanıldığında 70.000 başıboş kedi olduğu ortaya çıkmaktadır. Bunların yarısının dişi olduğunu kabul edersek, bunlarında bir batında ortalama 6 yavru dünyaya getirdiği ve yılda 3 hatta 4 kez doğurduğu göz önüne alınırsa köpeklere göre daha yüksek bir üreme yetenekleri olduğu görülecektir.
2. Gecekondu bölgeleri, mücavir alan ve yakın köylerdeki köpekler:
Metropol illerdeki en önemli kaynaklardan birisidir. İnsanlar güvenliklerinin sağlanması için köpek beslemekte ve ekonomik durumlarından dolayı hayvanlarına yeterli sağlık kontrolü yaptıramamaktadırlar. Doğan yavrular bir süre bakıldıktan sonra terk edilmekte, bu terk işlemi de şehir merkezlerine olmaktadır.
3 Beslenme ortamının yoğun olmasından dolayı çevreden göç:
Sokak aralarında gelişigüzel bırakılmış, kapağı olmayan veya kapağı kapatılmayan çöp konteynırları ile duyarsız kişilerce gelişi güzel etrafa atılmış gıda artıkları başıboş sokak hayvanları için uygun beslenme ortamıdır. Bunun yanında hayvan sevgisi nedeniyle düzenli olarak sokak aralarında gıda artıkları verilerek beslenen hayvanların aynı bölgeye şartlanmaları ve o bölgede koloni oluşturarak sürekli çoğalan hayvanlar başıboş hayvan sayısındaki artışa neden olmaktadır.
4. Sahipli hayvanlar ve yavruları:
Evlerde bakılan köpeklerin bakım zorlukları ve doğan yavrularının ekonomik sıkıntı yaratması nedeniyle sokağa salınmaları da sokak hayvanlarındaki artışa neden olmaktadır.
5. Yazlıkçıların bıraktığı köpek ve kediler:
Havaların ısınması ve okulların kapanmasıyla yazlık bölgelere giden insanların çocuklarına aldıkları ve yaz boyunca bakıldıktan sonra okulların açılması sonucu geri dönüşte sokağa terk edilen hayvanlar artışa neden olmaktadır.
6.Yarı sahipli hayvanlar:
Kişilerin sahiplilik gereklerini yerine getirmeden zaman zaman gıda vererek besledikleri, fakat genellikle sokak'1a dolaşan köpekler de başıboş sokak hayvanı katliamı içinde değerlendirilmelidir.
BAŞIBOS HAYVANLARIN NEDEN OLDUĞU SORUNLAR
A)- ZOONOZ HASTALIKLAR
Ekinokok ve toxoplazma gibi hastalıkların son konakçısı kedi ve köpeklerdir. Ancak ara konakçısının insan olması açısından önemlidir. Daha önemli bir hastalık da kuduzdur. Hastalığın zamanında tedavi yapılmazsa dönüşümsüz olması ve mutlak ölümle son bulması nedeniyle bu konu raporda önemli bir yer almıştır.
Kuduz hastalığının insanlardaki durumu ve uygulamalar
Bir sokak hayvanı tarafından ısırılan kişi eğer ısıran hayvanı takip edemez veya bir yerde kontrol altında tutulmasını sağlayamazsa bu kişiye altı doz koruyucu kuduz aşısı yapılma zorunluluğu vardır. Eğer ısırılan kişinin yaraları geniş veya başa yakın bir yerden ısırılmışsa bu kişiye aşıya ilave olarak kuduz serumu da yapılması gerekmektedir. Kuduz hastalığının tam olarak eradike edilmesi halk sağlığı açısından önemli olduğu kadar ülke ekonomisine getirdiği ekonomik yükü yönüyle de oldukça önemlidir.
2000 yılında Türkiye genelinde insan ve hayvan için kullanılan aşı maliyeti 8,100,000 YTL 'dir ve bunun 1,300,000 YTL 'si İzmir için harcanmıştır. 2001 yılının ilk üç ayında insanların İzmir'de kuduza karşı aşılanması için harcanan para 266,000 YTL dir, bu miktara kuduz serumunun maliyetleri dahil değildir.
Hayvanlarda Kuduz hastalığın durumu ve uygulamalar:
İzmir' de 1990'lı yılların başında eser miktarda görülen hastalık çıkışları 1994 yılından itibaren artış göstermiş ve 1999 yılında da en üst seviyeye çıkmıştır. 1996 yılından 1999 Yılına kadar kuduz hastalığının arttığı bir gerçektir. 1999 yılındaki 63 hastalık mihrakının 2000 yılında 52 mihraka inmesi hastalık çıkışlarında azalma var gibi görünse de, bu sayılarda bir önceki yıla göre % 40, 50, 60 gibi bir düşüş olmadığı sürece gerçek anlamda azalma var denemez.
Bu rakamlar metropol ilçeler ve diğer ilçeler ayrı ayrı ele alındığında da aynı sonucu vermektedir. Merkez ilçelerde 1996 da 37, 1997 de 36, 1998 de 23, 1999 da ise 34 mihrakla hastalık çıkarken ve diğer ilçelerde bu sayılara oranla hastalık çıkışı daha az olurken, 2000 de merkez ilçelerde 15 hastalık mihrakına karşılık diğer ilçelerde 37 hastalık mihrakı görülmüştür. Bugün en büyük sorun başıboş hayvanlardır. Kemalpaşa ve Menderes gibi ilçelerimizdeki hayvan nakil trafiğinin fazla ve mezbaha çevresinin denetimsiz olması, her zaman İzmir için potansiyel hastalık kaynağı gibi görülmesi gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.
Bütün bunların yanında, hastalık filyasyonunda da bazı değişmeler meydana geldiği, ileride sadece başıboş hayvanlarda bulunan kuduzun yanında, yaban hayatındaki kuduzun da ilimiz açısından büyük problemler yaratacağı bir gerçektir. 2000 yılında kuduz vakalarının 27 tanesini yabani hayvanlar oluştururken, bunlardan 9 tanesinin kaynağı tilkidir. Bu açıdan en önemli ilçelerimiz başta Kemalpaşa olmak üzere Seferihisar ve Urla 'dır. 2001 Yılında Kemalpaşa'da görülen 3 insan kuduz vakasının da kaynağı tilkilerdir. Bu verilere göre, normal döngüde yaban hayatından şehir merkezlerine kuduz hastalığının yayılması gerekirken, bunun tam tersi şehir merkezlerinden yaban hayatına kuduzun sıçradığı gibi bir sonuca varılmaktadır.
B) – ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Yerleşim alanlarında hasta, cılız, bakımsız, tüyleri dökülmüş itilip kakılan, horlanan köpek veya kedileri görmek hiç kimsenin arzu etmeyeceği bir çevre sorunudur. Belirli bir sahibi veya barınağı yoksa bu durum tüm sokak hayvanları için kaçınılmaz bir durumdur.
Ayrıca çiftleşme döneminde olan bir dişi köpeğin etrafında 10-15 adet erkek köpek toplanmaktadır. Toplu halde bulunmaları bu hayvanların gürültü yapmalarına neden olduğu gibi, bu dönemde erkek köpeklerin daha saldırgan ve hırçın olmaları, sürü halinde gezmeleri, yerleşim alanlarında barınmaları da insanların korkularını artırmakta, sabah çocuğunu okula götüremeyen anneler, mektup dağıtamayan postacılar, sayaç okuyamayan görevliler, sokaklarda rahat yürümeyen insanlar gibi sonuçlara neden olmaktadırlar. Bir bütün olarak ele aldığımızda çevre ve halk sağlığı yanında görüntü ve ses kirliliğine de neden olmaktadırlar.
Birçok başıboş kedi ve köpek belirli semtlerdeki çöplükleri mesken tutmuş ve tüm beslenmesini buradan karşılamaktadır. Çöp poşetleri parçalanarak etrafa pislik saçılmakta, hatta çöp bidonlarına çöp atılırken bile birkaç kedi veya köpek dışarı fırlamaktadır. Bu nedenle bazı insanların çöplerini çöp bidonu veya konteynır yanına bıraktıklarına şahit olmaktayız. Bunun yanında park, bahçe ve sokaklardaki her direk, ağaç veya kumlu bölge birer tuvalet halini almakta, tüm çocukların oyun oynadığı bu yerlerde zoonoz hastalık kaynağı olmaktadır. Seralar ve çiğ yenen sebzelerin üretildiği yerlere bulaşan dışkılar da kist hidatik ve toxoplazmanın yayılışı açısından çok önemlidir. Ayrıca sera ve bahçeler içerisinde dolaşarak ürünlerin zarar görmesi sonucu maddi kayıplara neden olmaktadırlar.
Hemen hemen her gün bir cadde üzerinde araçlar tarafından ezilmiş hayvanlar ve onların açtığı maddi kayıp kazalar yanında, yetişkin ve çocuk bütün insanların bu manzara karşısında vicdanlarında olumsuz etkileri gözlenmekte ve trafik güvenliğini tehdit etmektedirler.
D)- PSİKOLOJİK BOYUTU
Hayvan sahiplenmenin insan yaşamına kattığı olumlu etkiler vardır. Sahiplenildiklerinde hem fiziksel hem de psikolojik yöndeki katkıları yanında sahipli ve sahipsiz hayvanların neden olduğu olumsuz etkiler de bulunmaktadır. Sahipsiz hayvanların sürü halinde dolaşarak insanları korkutmaları, ısırık ve saldırıdan dolayı insanın zihninden silemeyeceği derin etkiler bırakmaları nedeniyle, ister yetişkin olsun ister genç olsun insanların bu canlıları tehdit olarak görmelerine neden olmaktadır. Derin maddi kayıplı yaralar oluşturmaları nedeniyle ister istemez her ana ve baba çocuklarını korumak amacıyla başıboş hayvanlardan uzak durmalarını tembihlemekte bu durum küçük dimağlarda potansiyel hayvan düşmanlığı gelişmesine neden olabilmektedir
KENTİMİZDE YAŞAYAN BAŞIBOŞ SOKAK HAYVANLARININ NEDEN OLDUĞU
SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler yaşadığımız ortamın ayrılmaz birer parçasıdır ve bir bütün olarak düşünüldüğünde anlam kazanırlar. Hayvanlar ve bitkilerin biyolojik dengenin en temel taşı olduğu unutulmamalıdır.
İnsanoğlunun var oluşundan bugüne kadar hayvanlar, insan hayatına sundukları birçok olumlu faktörün yanı sıra kontrolsüz ve denetimsiz ortamlarda özellikle insan sağlığını tehdit eden birçok olumsuz unsuru da beraberinde getirmektedir. Olumsuz unsurlar içinde en büyük payı da zoonoz hastalıklar almaktadır
Gerek başıboş ve gerekse sağlık kuralları dikkate alınmadan sahipli olarak yetiştirilen değişik tür hayvanlardan kaynaklanan hastalıklar, halk sağlığı açısından büyük problemler oluşturmaktadır. Bu hastalıklardan gerek hayvanlar gerek insanlar için en dramatik sonucu yaratanlardan bir tanesi şüphesiz kuduzdur. Kuduz hastalığını bu kadar dramatik ve korkunç yapan neden hastalığın tedavisinin mümkün olmaması ve mutlak ölümle sonuçlanmasıdır. Ekinokok ve toxoplazma GİBİ paraziter hastalıklar da sahipli ve sahipsiz hayvanların neden olabileceği önemli hastalıklardandır.
BAŞIBOŞ SOKAK HAYVANLARININ KAYNAĞI
Belirli bir sahibi olmayan ve yaşam alanlarımız içerisinde hiçbir sağlık kontrolü olmadan gerek sürü ve gerekse bireysel olarak dolaşan hayvanları başıboş hayvan tanımı içerisinde değerlendirmemiz mümkündür. Bu tür hayvanların çok kısa bir süre içerisinde hayvan ve insan sağlığını tehdit edecek boyutlarda çoğalmaları belirli bir süreç içerisinde artarak insan, hayvan ve çevre sağlığını tehdit eder boyuta geldiği bir gerçektir.
Başıboş sokak hayvanlarının kaynağını şöyle sıralayabiliriz.
1. Mevcut sokak hayvanları:
Bir bölgede yaşayan hayvan sayısını hesaplamak için kullanılan bazı formüller vardır. Bu formüllerle bir hesap yaptığımızda Konak ilçesi için iyimser bir hesapla 47.000 başıboş köpeğin olduğu görülmektedir. Bunların yarısının dişi olduğu ve her bir dişinin bir batında ortalama 6 yavru ve yılda iki kez doğurduğu göz önüne alınırsa nasıl bir üreme potansiyeline sahip oldukları daha net anlaşılacaktır.
Başıboş kedilerin sayısını bile tahmin etmek mümkün değildir. Aynı formüller kullanıldığında 70.000 başıboş kedi olduğu ortaya çıkmaktadır. Bunların yarısının dişi olduğunu kabul edersek, bunlarında bir batında ortalama 6 yavru dünyaya getirdiği ve yılda 3 hatta 4 kez doğurduğu göz önüne alınırsa köpeklere göre daha yüksek bir üreme yetenekleri olduğu görülecektir.
2. Gecekondu bölgeleri, mücavir alan ve yakın köylerdeki köpekler:
Metropol illerdeki en önemli kaynaklardan birisidir. İnsanlar güvenliklerinin sağlanması için köpek beslemekte ve ekonomik durumlarından dolayı hayvanlarına yeterli sağlık kontrolü yaptıramamaktadırlar. Doğan yavrular bir süre bakıldıktan sonra terk edilmekte, bu terk işlemi de şehir merkezlerine olmaktadır.
3 Beslenme ortamının yoğun olmasından dolayı çevreden göç:
Sokak aralarında gelişigüzel bırakılmış, kapağı olmayan veya kapağı kapatılmayan çöp konteynırları ile duyarsız kişilerce gelişi güzel etrafa atılmış gıda artıkları başıboş sokak hayvanları için uygun beslenme ortamıdır. Bunun yanında hayvan sevgisi nedeniyle düzenli olarak sokak aralarında gıda artıkları verilerek beslenen hayvanların aynı bölgeye şartlanmaları ve o bölgede koloni oluşturarak sürekli çoğalan hayvanlar başıboş hayvan sayısındaki artışa neden olmaktadır.
4. Sahipli hayvanlar ve yavruları:
Evlerde bakılan köpeklerin bakım zorlukları ve doğan yavrularının ekonomik sıkıntı yaratması nedeniyle sokağa salınmaları da sokak hayvanlarındaki artışa neden olmaktadır.
5. Yazlıkçıların bıraktığı köpek ve kediler:
Havaların ısınması ve okulların kapanmasıyla yazlık bölgelere giden insanların çocuklarına aldıkları ve yaz boyunca bakıldıktan sonra okulların açılması sonucu geri dönüşte sokağa terk edilen hayvanlar artışa neden olmaktadır.
6.Yarı sahipli hayvanlar:
Kişilerin sahiplilik gereklerini yerine getirmeden zaman zaman gıda vererek besledikleri, fakat genellikle sokak'1a dolaşan köpekler de başıboş sokak hayvanı katliamı içinde değerlendirilmelidir.
BAŞIBOS HAYVANLARIN NEDEN OLDUĞU SORUNLAR
A)- ZOONOZ HASTALIKLAR
Ekinokok ve toxoplazma gibi hastalıkların son konakçısı kedi ve köpeklerdir. Ancak ara konakçısının insan olması açısından önemlidir. Daha önemli bir hastalık da kuduzdur. Hastalığın zamanında tedavi yapılmazsa dönüşümsüz olması ve mutlak ölümle son bulması nedeniyle bu konu raporda önemli bir yer almıştır.
Kuduz hastalığının insanlardaki durumu ve uygulamalar
Bir sokak hayvanı tarafından ısırılan kişi eğer ısıran hayvanı takip edemez veya bir yerde kontrol altında tutulmasını sağlayamazsa bu kişiye altı doz koruyucu kuduz aşısı yapılma zorunluluğu vardır. Eğer ısırılan kişinin yaraları geniş veya başa yakın bir yerden ısırılmışsa bu kişiye aşıya ilave olarak kuduz serumu da yapılması gerekmektedir. Kuduz hastalığının tam olarak eradike edilmesi halk sağlığı açısından önemli olduğu kadar ülke ekonomisine getirdiği ekonomik yükü yönüyle de oldukça önemlidir.
2000 yılında Türkiye genelinde insan ve hayvan için kullanılan aşı maliyeti 8,100,000 YTL 'dir ve bunun 1,300,000 YTL 'si İzmir için harcanmıştır. 2001 yılının ilk üç ayında insanların İzmir'de kuduza karşı aşılanması için harcanan para 266,000 YTL dir, bu miktara kuduz serumunun maliyetleri dahil değildir.
Hayvanlarda Kuduz hastalığın durumu ve uygulamalar:
İzmir' de 1990'lı yılların başında eser miktarda görülen hastalık çıkışları 1994 yılından itibaren artış göstermiş ve 1999 yılında da en üst seviyeye çıkmıştır. 1996 yılından 1999 Yılına kadar kuduz hastalığının arttığı bir gerçektir. 1999 yılındaki 63 hastalık mihrakının 2000 yılında 52 mihraka inmesi hastalık çıkışlarında azalma var gibi görünse de, bu sayılarda bir önceki yıla göre % 40, 50, 60 gibi bir düşüş olmadığı sürece gerçek anlamda azalma var denemez.
Bu rakamlar metropol ilçeler ve diğer ilçeler ayrı ayrı ele alındığında da aynı sonucu vermektedir. Merkez ilçelerde 1996 da 37, 1997 de 36, 1998 de 23, 1999 da ise 34 mihrakla hastalık çıkarken ve diğer ilçelerde bu sayılara oranla hastalık çıkışı daha az olurken, 2000 de merkez ilçelerde 15 hastalık mihrakına karşılık diğer ilçelerde 37 hastalık mihrakı görülmüştür. Bugün en büyük sorun başıboş hayvanlardır. Kemalpaşa ve Menderes gibi ilçelerimizdeki hayvan nakil trafiğinin fazla ve mezbaha çevresinin denetimsiz olması, her zaman İzmir için potansiyel hastalık kaynağı gibi görülmesi gerçeğini ortaya çıkarmaktadır.
Bütün bunların yanında, hastalık filyasyonunda da bazı değişmeler meydana geldiği, ileride sadece başıboş hayvanlarda bulunan kuduzun yanında, yaban hayatındaki kuduzun da ilimiz açısından büyük problemler yaratacağı bir gerçektir. 2000 yılında kuduz vakalarının 27 tanesini yabani hayvanlar oluştururken, bunlardan 9 tanesinin kaynağı tilkidir. Bu açıdan en önemli ilçelerimiz başta Kemalpaşa olmak üzere Seferihisar ve Urla 'dır. 2001 Yılında Kemalpaşa'da görülen 3 insan kuduz vakasının da kaynağı tilkilerdir. Bu verilere göre, normal döngüde yaban hayatından şehir merkezlerine kuduz hastalığının yayılması gerekirken, bunun tam tersi şehir merkezlerinden yaban hayatına kuduzun sıçradığı gibi bir sonuca varılmaktadır.
B) – ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Yerleşim alanlarında hasta, cılız, bakımsız, tüyleri dökülmüş itilip kakılan, horlanan köpek veya kedileri görmek hiç kimsenin arzu etmeyeceği bir çevre sorunudur. Belirli bir sahibi veya barınağı yoksa bu durum tüm sokak hayvanları için kaçınılmaz bir durumdur.
Ayrıca çiftleşme döneminde olan bir dişi köpeğin etrafında 10-15 adet erkek köpek toplanmaktadır. Toplu halde bulunmaları bu hayvanların gürültü yapmalarına neden olduğu gibi, bu dönemde erkek köpeklerin daha saldırgan ve hırçın olmaları, sürü halinde gezmeleri, yerleşim alanlarında barınmaları da insanların korkularını artırmakta, sabah çocuğunu okula götüremeyen anneler, mektup dağıtamayan postacılar, sayaç okuyamayan görevliler, sokaklarda rahat yürümeyen insanlar gibi sonuçlara neden olmaktadırlar. Bir bütün olarak ele aldığımızda çevre ve halk sağlığı yanında görüntü ve ses kirliliğine de neden olmaktadırlar.
Birçok başıboş kedi ve köpek belirli semtlerdeki çöplükleri mesken tutmuş ve tüm beslenmesini buradan karşılamaktadır. Çöp poşetleri parçalanarak etrafa pislik saçılmakta, hatta çöp bidonlarına çöp atılırken bile birkaç kedi veya köpek dışarı fırlamaktadır. Bu nedenle bazı insanların çöplerini çöp bidonu veya konteynır yanına bıraktıklarına şahit olmaktayız. Bunun yanında park, bahçe ve sokaklardaki her direk, ağaç veya kumlu bölge birer tuvalet halini almakta, tüm çocukların oyun oynadığı bu yerlerde zoonoz hastalık kaynağı olmaktadır. Seralar ve çiğ yenen sebzelerin üretildiği yerlere bulaşan dışkılar da kist hidatik ve toxoplazmanın yayılışı açısından çok önemlidir. Ayrıca sera ve bahçeler içerisinde dolaşarak ürünlerin zarar görmesi sonucu maddi kayıplara neden olmaktadırlar.
Hemen hemen her gün bir cadde üzerinde araçlar tarafından ezilmiş hayvanlar ve onların açtığı maddi kayıp kazalar yanında, yetişkin ve çocuk bütün insanların bu manzara karşısında vicdanlarında olumsuz etkileri gözlenmekte ve trafik güvenliğini tehdit etmektedirler.
D)- PSİKOLOJİK BOYUTU
Hayvan sahiplenmenin insan yaşamına kattığı olumlu etkiler vardır. Sahiplenildiklerinde hem fiziksel hem de psikolojik yöndeki katkıları yanında sahipli ve sahipsiz hayvanların neden olduğu olumsuz etkiler de bulunmaktadır. Sahipsiz hayvanların sürü halinde dolaşarak insanları korkutmaları, ısırık ve saldırıdan dolayı insanın zihninden silemeyeceği derin etkiler bırakmaları nedeniyle, ister yetişkin olsun ister genç olsun insanların bu canlıları tehdit olarak görmelerine neden olmaktadır. Derin maddi kayıplı yaralar oluşturmaları nedeniyle ister istemez her ana ve baba çocuklarını korumak amacıyla başıboş hayvanlardan uzak durmalarını tembihlemekte bu durum küçük dimağlarda potansiyel hayvan düşmanlığı gelişmesine neden olabilmektedir