GÜVERCİN ÇİÇEK HASTALIĞI
TANITIMI, ETKEN, BULAŞMA VE TAŞINMA:
Poxviridae familyasında bulunan avipoxvirus genusundaki avianpox virüslerince oluşturulur. (Fowl pox –borreliota avium)
Hastalık etkeni güvercin pox virüsüdür. Kanarya pox virüsleri de güvercinlerde hastalık oluşturabilir. Dış deri üzerindeki tipik yara gibi kabuk kabuk üremelerden dolayı frengi denilir. Halk dilinde çiçek yada frengi olarak bilinir.
Hemen her mevsimde görülebilir. Yaygın şekilde yaz ve sıcak geçen mevsimlerde daha sık görülür.
Deride siğil benzeri şiş nodüller, ağız boşluğu ve üst solunum yollarına yayılan difterik membranlar ile karakterizedir. Güvercinlerde hastalığın seyri yaşa, drence ve sekonder hastalıkların gelişimine bağlıdır. Yaşlılarda ölüm nadirdir. Yavrularda ve bağışıklığı tam gelişmemiş, sekonder hastalıklarla beraber seyreden vakalarda ölüm daha çok görülür.
Atılma derideki yada mucozalardaki kabuklarla, salya, burun akıntılarıyla, bulaşık dışkıyla, bulaşık tüylerle ve kanla olur.
Bulaşma tipik kan emici artropotlarla özelikle sivrisinekler aracılığıyla olur. Diğer parazitler; bitler, pireler, kenelerde hastalığı bulaştırabilir. Bu artropotlar hastalıklı güvercinden virüsleri alarak diğer sağlam güvercinlere bulaştırır. Bu artroptlara taşıyıcı (portör) denilir.
Güvercinin hastalıklı bölgelerinden direk kontakla veya tozla, damlacıkla, çok ince tüylerle hava yoluyla da bulaşma olur. Bunlara ek olarak; virüslü salya ve burun akıntısının içme suyuna bulaşması yoluyla, virüsle bulaşık dışkıyla bulaşma olur. Çiftleşme döneminde eşler birbirlerine bulaştırır. Güvercinlerin yavrularını beslemesi sırasında yemek borusu, kursak ve yutaklarındaki çiçek lezyonlarındaki virüsü yemlerle yavrularına bulaştırabilirler. Güvercin kümeslerine getirilen hastalıklı (gizli, subklinik, kronik, portör vs.) güvercinler tehlikelidir.
Virüs çevresel koşullara, kurumaya ve bazı dezenfektanlara karşı drenç gösterir. Yara kabuklarında, tüyler, tozlar üzerinde canlı kalabilirler ve infektivitesini (hastalık oluşturabilme yeteneği) uzun süre koruyabilirler. Aylarca bazen uygun ortamlarda yıllarca canlı kalabilirler.
Güvercin virüslerinde hemaglutinasyon yeteneği bulunduğu açıklanmıştır.
Virüs fenol’e (%1) ve formalin’e (%0.1) 9 gün kadar dayanabildiği, 50 C derecede 30 dk 60 C derecede 8 dk da inaktive olduğu bildirilmiştir.
Yavru döneminde dışarıdan güvercin alınması çok tehlikelidir.. Muhtemel bulaşıcı hastalıkları taşıyabileceği düşünülmeli ve alınmamalıdır.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ VE SEYRİ:
Atılan hastalık etkenleri zeminde toza yapışır. Patojeni taşıyan tozun nüfus edebilmesi için güvercinlerde yara olması gerekir. Kan emen artrapotlarla bulaşmada kendileri yara açarak bulaştırırlar.
Virüs vucuda girdikten 7-14 gün kuluçkaya yatar.
Kümeste morbidite (yayılma) yüksek, mortalite (ölüm) ise hayvanların duyarlılığına, bağışıklıklarına, ikincil hastalık etkenlerine ve tedaviye bağlıdır.
Vücuda giriş yapan virüsler kan dolaşımına girebilir. (Viremia) Tekrar kan yolu ile dış deri ve mukozaya döner ve yer yer sınırlı proliferasyon (üreme) a neden olurlar.
Üremelerin olduğu yerler genellikle tüysüz kısımlardır. Gözçukurları, gaga ve ayak bölgelerinde bakteriyel etkenler için uydundur. İrin oluşumuna neden olurlar.
Eğer patojenler burun çukuru mukozasında, yutakta, soluk borusu ve gırtlakta yerleşirse; ayrılması zor olan kötü kokulu proliferasyonlarla (doku üremeleri) solunum yolunu tıkarlar nefes alamazlar veya beslenemeyerek açlıktan ölür.
KLİNİK BULGULAR - SEMPTOMLAR:
İki form u vardır.
- Deri formu (kutanöz, çiçek formu, kuru form): Ağız, göz etrafı, tüysüz deri kısımlarında küçük lezyonlar ve kabarcıklar şeklinde gelişen çiçek formudur. Bu dejenerasyon genişleyebilir Kızarıklıklar giderek gelişir kabarık ve kabuklu lezyonlar oluşur. (Papul vezikül püstül. Vezüküller zamanla açılır virüs saçılır, yerlerinde açılan yaralardan (kontamine) bulaşma olur. Kabuklarda virüs çoktur. Ağız ve göz kapaklarının açılmasına engel olur. Kuşların görme ve beslenmesine engel teşkil eder. Körlüğede neden olabilir. Hayvanlar zayıflar. Hastalığın hafif ve başka enfeksiyon etkenlerile bulaşmamışsa kolay iyileşir.
- Difterik Form (Islak form): Mukoz mebranlarda görülür. Ağız, dil, yutak, yemek borusu, larinks, kursak, tracheada sarı nekrotik pseudomembranlar gelişir. Bunlar büyür ve birleşirler. Membranlar pensle tutulup kaldırıldığında yerlerinde kanayan yüzeyler meydana gelir. Bu lezyonlar soluk almaya ve beslenmeye mani olur. Hayvanlar zayıflar, hırıltılı ve zor soluk alıp verir, asfeksi ve ölümlere yol açarlar.
Ayrıca burun ve sinuslerde lezyonlar,yüz ve göz kapaklarında şişmeler , burun ve gözden akıntılar gelmesi de gözlenir.
Sağlıksız kümeslerde , yetersiz bakım ve beslenme şartlarında , her türlü olumsuz şartlarda , bilinçsiz yetiştiricilerin kümeslerinde %50-60 dolaylarında ölüm görülebilir.
TANI - TEŞHİS:
Klinik bulgular pox’un deri ve mukozal şekilleri kabuk kabuk proliferasyon (frengi) kolaylıkla tanınır.
Ancak birçok hastalıkla karıştırılabileceği düşünülmelidir.
Karıştırılan Hastalıklar:
Sıklıkla karıştırılabilecek hastalıklar;
- Trichonomiasis (pamukçuk, canker): Ağız içindeki oluşumlar peynirimsi ve koparıldığı zaman yerlerinde kanam olmaz. Çiçekte kanama olur.
- Ornithosis-(Clamidea): Göz ve çevresindeki lezyon tek taraftadır. Çiçekte her iki gözdede görülebilir.
- İnfectious Catarrh (Coryza): Burun ve ağız içinde sarımsı-kahverengi mucopurulent akıntı olur. Solunum sisteminin auskultasyonunda tipik solunum sesleri, hırıltılı solunum duyulur.
Daha az karıştırılabilecek hastalıklar;
Avitaminosis, mantarlar (aspergillosis, candida), viral (herpes virüs) ve mix enfeksiyonlar ..
Nekropsi bulguları:
Baş bölgesindeki lezyonlar kolayca görülebilir. Ağız, yutak dil, farinks, larinks, yemek borusu, soluk borusu ve bazende akciğerlerde lezyonlara rastlanır.
Larinks ve trachheadaki oluşumlar (membranlar, mukoid salgı) asfeksi ve ölümlere yol açabilir.
Ayırıcı Tanı:
Etkilenen deri bölgelerinden alınan hücrelerin stoplasmalarında inklusiyon cisimcikleri (Bollinger cisimcikleri) ve bunlarında içinde bulunan virüs partikülleri (Borrel partikülleri) ışık mikroskopları ile görülebilir. (1500 x büyütmeli )
Laboratuar tanı:
Embriyolu tavuk yumurtasına ekim yapılır. Gelişmeler izlenir, özel belirtilere bakılır.
a-Virüs izolasyonu
b-Serolojik testler
c-Hayvan deneyleri de yapılabilir.
TEDAVİ:
Direk virüse etkili ilaç yoktur. Güvercin kendi savunma mekanizmasıyla virüse karşı koyacaktır.
Yapılan tedavi destekleyici ve sekonder (ikincil, diğer) hastalık etkenleri karşı yapılmalıdır.
Vucudu desteklemek için iyi kaliteli, ağız, yutak, yemek borusunda hasarı artırmayacak yemler seçilir. Arpa gibi kılçıklı tahıllar verilmez. Vitamin, mineral, probiotik verilir. Özelikle A vitamini verilmesi yararlıdır. Probiyotikler (Livimun, Bird bene bac, vb.) antibiyotikten 2 gün önce verilmeli, antibiyotik verildiği zamanlarda verilmemeli, antibiyotik tedavisi bittikten sonra tekrar verilmelidir.
Kabuklar pensle uygun şekilde kanatmadan yada az hasarla uzaklaştırılır ve lezyonlu bölgelere veteriner hekimlerin önereceği uygun iyotlu antiseptikler uygulanır. Bu ilaç virüslerden çok sekonder hastalık etkenlerine karşı uygulanır. Antibiyotikli pomat yada solusyonlarda kullanılabilir.
Seconder enfeksiyona karşı veteriner hekiminizin önereceği kanatlılara özgü geniş spekturumlu antibiyotiklerden (?) bir tanesi verilir.
KORUYUCU TEDAVİ - AŞI:
Kümeste virüslere etkili dezenfekte etme işlemi yapılmalıdır.
Bütün aşılamalarda olduğu gibi hasta, gizli hasta, portör, infekte, parazitli, aşırı zayıf güvercinler aşılanmamalıdır.
Özel olarak güvercin için hazırlanan aşılar buttan birkaç tüy kopartıldıktan sonra aşı fırçası ile sürülür. Kümesteki bütün kuşlar aşılanır.
Kıl keselerinin şişmesi aşının tuttuğuna ve bağışıklığın geliştiğine işarettir. Eğer but derisinde hiçbir reaksiyon oluşmamışsa aşı tutmamıştır. Tekrar aşılama yapılmalıdır. Bazı kuşlar ise bağışıklık kazanmış olduğu halde reaksiyon vermeyebilir.
Bir kez hastalığı atlatan kuşlar ömür boyu bağışıklık kazanır.
Hastalığın sık sık yaşandığı bölgelerde baharda aşılama yapılabilir.
Halk sağlığı açısından önemi:
Güvercin çiçek hastalığı direk insanlara bulaşmaz. Ancak güvercinlerde görülebilen diğer hastalık etkenlerinin vücuda girmesi ve gelişmesine zemin hazırladığı akılda bulundurulmalıdır. Uygun şekilde en kısa sürede destekleyici tedavi uygulanmalıdır.
Not: bilgiler alıntıdır.
umarım yardımcı olur.
saygılar...