gökhan @k
Üye
- Katılım
- 17 Ocak 2008
- Mesajlar
- 743
- Tepkime puanı
- 0
- Yaş
- 38
- Ad Soyad
- Gökhan AK
- Meslek
- Serbest Meslek
- İlgi Alanı
GENEL OLARAK ÇAKAL ROLLER
Bugün yurdumuzda başta Trakya bölgesi ağırlıklı olmak üzere Bursa ve İstanbul illerinde yetiştirilen çakallar,hakettikleri konumdan çok uzak bir yerde belkide son sahnelerini oynamaktalar.Bu son sahne oyunundan kastım,besleyenlerinin çok az sayıda kalmasından dolayıdır.
Yapılan araştırmalar neticesinde yaklaşık olarak yüzelli yıldır ülkemizde var oldukları görülmektedir.Bugün bile hala hangi ilimize ait ırk oldukları hakkında net bir bilgi yoktur.Bursa,İstanbul ve Trakya üçgeni arasında kimlikleri tartışılmaktadır. Ancak şuda bir gerçektir ki bugün ençok bu kuşa önem veren yetiştiriciler trakya bölgesindeki yetiştiricilerimizdir.Bursa ve İstanbul bölgesi genel anlamıyla bu güzel değerlerini yitirmiş durumdadır.
Yurdumuzda genel anlamda makaracı ırklar konusunda aşılamamış bazı belirsizlikler bulunmaktadır.Bu belirsizlikler,hangi ırktan hangi performansı beklediğimiz gibi,daha doğrusu ırk hakkında tam olarak bilgiye sahipmiyiz,değilmiyiz şeklinde karşımıza çıkmaktadır.Bugün bu belirisizlikler en başta Bursa oynar olmak üzere,Trakya yerlisi ve çakalda hızlı bir şekilde süregelmektedir.
Konumuz olan çakal rollere gelince,şu an itibariyle yalnızca marmara bölgesinde beslenmektedir.İllere ve yörelere göre değişik isimlerle adlandırılmaktadırlar.Bu adlandırmalar bazen büyük karışıklıklara neden olmaktadır.Hatta şöyle diyebiliriz ki,bu gün isim yönünden ,diğer ırklarla en fazla karıştırılan ırkımızdır.Mesela kırmızı renk tonuna sahip olduklarından dolayı,kırmızı kelebeklerle karıştırılmaktadırlar.Güvercin yetiştiricileri arasında ‘çakal’ cümlesi geçtiğinde hemen herkezin aklı kırmzı kelebeklere gitmektedir.Yine bunun yanında özellikle bursa ve İstanbul çevresinde oynarın bir türü olarak değerlendirildiğide görülmektedir.
Bu tür yanlış anlaşılmaları ve isimlendirmelerinin yanı sıra yörelere göre aldıkları isimlendirmelerde başlıca şunlardır; Nalbant,bursa çakalı ve Kırmızı kesme.Kırmızı kesme ibaresi daha çok edirne ve civarında telaffuz edilen bir adlandırmadır.Bugün özellikle kırmızı kelebeklerle olan ad karışıklığını ortadan kaldırmak için bu ırka çakalın yanına birde ROLLER ibaresini ekleyerek Çakal Roller dememiz birazda olsun bu karışıklığı gidermeye engel olacaktır.
UÇUŞ STİLLERİ VE PERFORMANSLARI
Çakallar son zamanlarda renk ve görünüş yapılarının çekiciliğinden dolayı,masa kuşları olma konumuna gelmişlerdir.Ancak ülkemizde bulunan bilinçli yetiştiricileri tarafından ,gerek uçuş performansları olsun gerekse saf yapıları olsun korunmaya devam edilmektedir.
Çakalların uçuş stillerinden en belirgin ve bilinen özelliklerinden biri ,uçurulduklarında havada grubun lideri olma ve sürekli grubu yöneten bir orkestra şefi gibi roller üstlenmesidir.Bunun yanı sıra havada kalma süreleride uzundur.Hiç abartısız 7 ile 9 saat arası havada uçan çakalların hala günümüzde var olduğu gayet açıktır.Bunun yanı sıra 3 ile 5 saat arası uçan çakallarda beslenmeye değerdir.
Performanslarına geldiğimizde ise ,bilindiği gibi çakallar makaracı ırklarımızdan bir tanesidir.
Ancak bu makara kavramı nesnel bir boyuttadır.Baktığımızda bugün,yetiştircilerinin bir kısmı makara özelliğini olmazsa olmaz derken,bir kısım yetiştiricide makara özelliği aramamaktadır.Bunlardan dolayı olsa gerek,maalesef bu gün makara yapan çakalların sayısı giderek azalmaya yüz tutmuştur.
Ancak şöyle bir ayrıntıyıda eklemek istiyorum ki oda ‘Trakya Yerlisi’ ırkımızla yakın zamanlarda çakalların kırılarak olması gerektiğinden fazla makara yapma özelliği kazanmalarıdır.
Trakya yerlileri bugün dünyada,hem makara yapma performansları olsun hemde görünüş güzellikleri olsun tartışılmayacak bir liderliğe ve konuma sahiptirler.Ancak bundan on yıl önce ülkemize sokulan bazı makaracı bulgar kuşlarıyla kırılarak,kendi özlerini kaybetme aşamasına kadar gelmişlerdi.Neyseki bilinçli Trakyalı yetiştiricilerimiz,bu olayın büyümesine engel olarak kuşlarını yeniden eski saf hallerine kavuşturdular.
Yine bu yörede çakallarda,Trakya yerlileriyle kırılarak,özünden uzaklaştırıldı.Amaç makaracı olan çakala makara kazandırmaktı,ancak bu durumun yanlışlığıda fark edildi.
Kendi kişisel görüşüme göre açıkçası bende bugün,aşırı makaraya kaçan çakalları tercih etmemekteyim.Daha çok havada uzun süre uçan ,sinek olan ve saat başına üç yada en fazla dört makara yapan çakallar her zaman tercihim olmuştur.
FİZİKİ YAPILARI VE ARANAN STANDARTLAR
Çakalların dış görünüşleri aynen bursa oynarları gibidir.Gaga uzunluklarının oynarlarınkinden biraz daha kısa olması,yetiştiriciler tarafından aranan standartlardan bir tanesidir.Bunun yanı sıra gözleri açık çakır renkli olmalıdır.Göz çevrelerindeki etli halka bulunması gereken bir ayrıcalıktır.Ancak bursa oynarlarınınki gibi çok etli olması istenmeyen bir standarttır.Yine gagalarının ucunda zikir bulunmaması gerekir.Bu gün maalesef başka ırklarla kırılmış bazı çakallarda gaga ucunda zikirler görülmektedir.Ayaklarının renk tonu koyu kırmızı olmalıdır.Tozlukları kesinlikle bulunmamalıdır.
Bunların yanı sıra çakallarda en çok tartışılan özelliklerden biride kuyruk üstü yağ bezesi(bel üstü) ve kuyruk telek sayılarıdır.Kimi çakal yetiştiricilerine göre kesinlikle bel üstü yağ bezesi,orijinal çakallarda bulunmaz söylemi yaygındır.Ancak bu objektif bir bilgi olmayıp,tamamen sübjektif bir bilgidir.Çünkü bu tezi savunanlar ,tatminkar olunacak net bir bilgi akışına sahip değiller.Dolayısıyla bu soru kendilerine yöneltildiğinde açık bir cevabı karşısındakilere sunamamaktalar.
Bu gün bel üstü bulunan çakalla ,bel üstü bulunmayan çakalın arasında hiçbir farklılık bulunmadığı açıktır.Bu sadece kuşun sahip olduğu kan familyasından kaynaklanmaktadır.
Kuyruk telek sayısı ise çakal ırkında 14 ile 16 tel arasında olmalıdır.Bu sayıların altına inen ve üstüne inen çakallar kriterlerinden uzaklaştırılmış kuşlardır.
Akkuyruk çakallarda bazen,her iki bireyinde kuyruklarının tamamen beyaz olmasına rağmen sazlı yavru atma olasılığı yüksektir,ve yaşanmaktadır.Bu yüzden kuyruğu sazlı yavrular,yetiştiricileri tarafından kabul görülmemektedirler.Ancak bu durumu dezavantaj olarak görmeyen yetiştiricilerde mevcuttur.
Çakallar kırmızı ve sarı olmak üzere iki çeşit renk tonuna sahiptirler.Akkanat akkuyruk ve akkuyruk şeklinde bir yapıya sahip olmalarının yanı sıra,sadece kırmızı yada sarı olabilmektedirler.Sarı çakal besleyen yetiştiricilerimizin sayısı kırmızı besleyenlerin yanında bir hayli azdır.
Önemli olan diğer bir nokta ise sahip oldukları renk pigmentlerinin vücutlarının tüm bölgeleriyle orantılı bir biçimde olması gerektiğidir.Kuyruk üstü renk pigmentleriyle,baş kısımlarındaki renk tonlarının birebir uyumlu olması gerekmektedir.Bu yetiştiricileri tarafından aranan standartlardan neredeyse en önemli olanıdır.
SON OLARAK ÇAKALLARI BEKLEYEN TEHLİKELER VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Yurdumuzdaki güvercin yetiştiriciliğine geniş boyutlarıyla göz attığımızda,aslında bir çok ırkımızın yok olma tehlikesiyle yüz yüze bulunduğunu görmekteyiz.Maalesef bu tehlikeler nedense hep makaracı performans ırklarımızda görülmektedir.Başta çakallar olmak üzere,bu ırkımızı takip eden Aydın yerlilerimiz,Ödemiş yerlilerimiz ve Osmanlı makaracılarımızda (oryantel Roller) yok olma tehlikesiyle başbaşalar.Bunun yanı sıra bu ırklarımızın tanınmamasında şüphesiz ki yöresel tanıtım eksiklikleri baş rol oynamaktadır.Örneğin Aydın yerlilerimiz aydın ve civar illerin dışında pekte fazla yayılma alanı bulamamışlardır,Osmanlı makaracımızda ona keza.Çakallar yine bu ırklarımıza nazaran biraz daha şanslı konumdalar.Şanslı olmalarından kastım,azda olsa marmara bölgesi dışında yetiştircilerinin kısmen bulunmasından dolayıdır.Ancak bu sayı parmakla gösterilmeyecek kadar azdır.
Eskiden bursa göklerinde çokça yer alan bu nadide değerler,bugün maalesef sayılı kişilerin elinde azda olsa varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar.Kendim gibi birkaç tane arkadaşım ile bursada bu ırkın yeniden tanınması ve çoğaltılması için çalışmalar yapmaktayız.
Bugün oynarlardan eksik bir yanı olmayıp hatta fazlalıkları olan bu ırk maalesef bursada nostalji albümlerinin içerisine atılmıştır.
Şu an itibariyle nüfuslarının en fazla olduğu illerimiz,Edirne,Lüleburgaz gibi Trakya bölgemize mensup illerimizdir.Bu bölgelerde çakalların geliştirilmesi ve korunması yönünde ciddi çalışmalar yapan bir çok yetiştiriclerimiz bulunmaktadır.Örneğin Edirneden sayın Metin Ayaz ve yine Edirneden sayın Hüseyin Ayduğmuş gerçek anlamıyla bu ırka gönül vermiş çakal üstadlarıdır. Verdikleri bu emeklerden dolayı onlara sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Ancak bugün genel anlamıyla bir değerlendirme yaptığımızda çakalların,Trakya yerlileri ve Filibe ırkı kuşlarla melezlendiğini görmekteyiz.Zaten saf bireyleri oldukça azalmış bu ırkın,birde bu tür melezlemelere maruz kalması ırkın varlığını son derece tehlikeye soktuğunu belirtebiliriz.Bu durumun bu şekilde devam ettirilmesi ileride saf çakallarında tamamen yurdumuzdan yok olacağının açık bir delili şeklindedir.Bu durumda, haliyle rant peşinde koşanların elinde büyük bir koz olacak ,gerçek anlamda güvercin yetiştiricilerinin emeklerine ve zevklerine büyük bir köstek vurulacaktır.Umarım ki iş bu tür boyutlara ulaşmadan,özellikle Trakya bölgesindeki yetiştircilerimiz bu tehlikelerin farkına varıp,nüfusça en çok kendilerinde bulunan bu ırkımızın korunmasını ve neslinin sürdürülmesinde kendilerine düşen bu öncülük tarzındaki işlevi yerine getirirler.Bu durum ve diğer tehlikelerle mücadele etmek sadece bir bölgeye yüklenecek sorumluluklar değildir.Bu ırkı yetiştiren ve gönül vermiş,ülke çapındaki tüm yetiştiricleri ilgilendiren bir sorumluluktur.Bu ırkı gelecek nesillere aktarmak her zaman bilinçli yetiştiricilerimizin emellerinde olması gereken bir ideal olmalıdır.Umarım ki,çakalların saf nesilleri korunarak daha nice nesillere aktarılması sağlanıp,eskiden oldukları gibi gökyüzünde daha çok görülmelerine ve süzülmelerine tanık olabiliriz.
Makalenin Yazarı: Gökhan AK