kusbaz123
Üye
- Katılım
- 18 Ağu 2010
- Mesajlar
- 881
- Tepkime puanı
- 1
- Yaş
- 33
- Ad Soyad
- ekrem.
- Meslek
- işçi/operatör
- Şehir
- Bursa
- İlgi Alanı
- Köpekler
:::KÜMES BAKIMI:::
Güvercinlerin sağlığı için birincil derecede önemli olan konu kümes bakımıdır. Bu neden le.
Kümes büyüklüğünün kuşlar için yeterli olup olmadığına dikkat edilmeli
Kümeste temiz hava cereyanına imkân verecek büyüklükte havalandırma boşlukları bulundurulmalıdır. Kümes içindeki hava ne kuru nede aşırı nemli olmalıdır.
Kümes tabanının ve tüneklerin ıslak kalması mantar ve küflerin kolaylıkla üremesine neden olacağından kümes tabanının kuru kalması sağlanmalıdır.
Kümes sık aralıklarla temizlenmelidir. Burada belirtmek istediğim önemli bir konu uzun süre temizlenmeyen ve kapalı kalan kümeslerde hayvanların dışkılarından kaynaklanan amonyak gazı oluşumudur. Bu gaz kümesde ki hayvanların ihtiyacı olan temiz havayı kirleterek özellikle yavru mevsimlerinde yumurta içinde yavru ölümlerine sebep olmaktadır. Ayrıca kuşların gözlerinde görülen sulanmada gene bu gazdan kaynaklanabilir
:::GÜVERCİN BESLENMESİ:::
Güvercinlerin ömürleri 10 -18 yıl olup en verimli dönemleri 2 -8 yaş arasındadır. Canlı ağırlıkları ise 0,4 -0,6 kg aralığındadır. Güvercinlere verilecek yem miktarı yaklaşık canlı ağırlığın %10' u olup ortalama 40–50 gr arasındadır. Yemleme bir öğün olup akşamları yapılır. Farklı güvercin ırkları aynı sürede yemi tüketemediklerinden bunların ayrı yemlenmesi gerekir. Yemleme yapılırken; küçük ve az sayıda kuşun bulunduğu kümeslerde yemlik kullanılmalı, büyük ve kalabalık kümeslerde ise yemleme yapılan alanın temizliğine dikkat edilmelidir. Yem kümes tabanına doğrudan atıldığında hastalık taşıyan kuşların dışkılarının yeme bulaşmasıyla diğer hayvanlar da kolaylıkla hastalanırlar.
:::GÜVERCİN YEMLERİ:::
Yetiştirme periyodundan önce sınırlı düzeylerde verilen kenevir hızlı bir cinsiyet gelişimi sağlamaktadır. Burçak yüksek düzeyde sindirilebilir protein içerir. Çavdar ise sulu dışkılamaya neden olur. Güvercinler yemlik baklayı isteksiz tüketirken baklayı severek tüketirler. Bu hayvanlara verilen tahılların içersinde %10 düzeyinde yabani ot tohumu karışım bulunabilir.
Kış mevsiminde aşağıdaki rasyonları uygulayabilirsiniz
1) %25 arpa, %20 buğday, %15 yulaf, %15 bakla, %10 bezelye, %10 mısır ve %5 kolza veya
2) %30 mısır, %25 buğday, %20 arpa, %15 yulaf ve %10 bakladan oluşan temel rasyon verilebilir.
Çiftleşme başlangıcından önce 3. haftadan 4. haftaya kadar olan yetiştirme periyodunda ise
1) %20 mısır, %20 buğday, %20 burçak, %20 bezelye, %10 yemlik bakla ve %10 fasulye ya da
2) %45 arpa, %20 buğday, %15 burçak, %10 bezelye ve geri kalanı mısır, bakla ve yağlı tohumlardan 0luşan rasyonlar kullanılabilir.
STANDART
%50 Buğday - %20 Mısır - %20 Çılban - %10 Pirinç
DİYET
%50 Arpa - %30 Buğday - %10 Sorgum - %10 Darı
YAVRU BAKIM
%40 Buğday - %20 Mısır - %20 Çılban - %10 Ayçiçeği - %10 Darı
:::TÜĞ DEĞİŞİMİNDE BESLENME:::
Tüy değişimi güvercinleri oldukça etkiler. Hayvanlar durgunlaşır, tüyler dökülüp yenileri çıkarken huysuz olur ve sürekli kaşınırlar. Bu dönemde banyo yaptırılarak kuşların rahatlaması sağlanmalıdır. Tüy değişiminden önce önce vitamin ilavesi (A,D,E,B5,B12) gereklidir. Ayrıca kuşlar tüy değiştirirken de rasyonlar kükürtlü amino asitler ile desteklenmelidir.Vücut dokularında önemli görevler alan proteinler tüylerin yapısında da %88 oranında yer alır.Tüy dökümü devresinde kuşların sağlığını koruyabilmek için yeterli proteini almaları sağlanmalıdır. Yemdeki yağ oranının düşük olması da tüylere parlaklık kazandır
:::KUŞLARDA SİNDİRİM SİSTEMİ:::
Kuşların ağzında diş ve yumuşak dokular yoktur, damak yarık ve serttir.Yemler ağıza alındığında çiğnenmeden depo organı olan kursağa taşınır.Ergin kuşlar yavrularını kursaktaki gıda ile beslerler.Güvercinlerin kursaklarında kursak sütü adı verilen bir sıvı bulunur.Bu sıvı kursak mukozası epitel hücrelerinin şişerek patlaması sonucu oluşur ve sadece yavruların beslendiği dönemde salgılanır.Kursağı sindirilmeden terk eden besinler bezli midede HCL ve enzimlerle sindirime uğrarlar.,
:::MİNERALLER:::
Güvercinlerin beslenmelerinin temelini yemler oluşturur fakat minerallerinde organizma için çok önemli olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kalsiyum ve fosfor bedende bulunan mineral maddelerim 3/4 ünü oluşturur. Bu elementler organizma için ilk sıradaki fizyolojik işlevleri sağlarlar. Ayrıca iskelet için de önemlidirler. Yumurta kabuğunun %98 i kalsiyumdan oluşur. Yemler kalsiyum açısından fakirdir. Kalsiyum eksikliği göğüs kemiği bozuk raşitik güvercin yavrularının doğmasına ve yumurta kabuğunun bozuk olmasına neden olur. Güvercinlere grit amacıyla; küçük taşlar kireç ve midye kabuğu ile %10 standart mineral madde karışımı, %10 ilaç otları, %5 odun kömürü, %6 balık karaciğer yağı ve balık yağı emülsiyonu,%2 kükürt çiçeği ve iz element karması ile humus ve zayıf Ca içeren silika toprağından oluşan güvercin taşı verilir. Güvercinler yediklerini hazmedebilmek için girintili-çıkıntılı bir yapıya sahip taş, çakıl parçacıklarına ihtiyaç duyarlar. Bu kesinlikle kum olmamalıdır. Çünkü ''kum'' güvercinlerin yediklerini öğütmesine sindirmesine yani besinlerden tam faydalanmasına yardımcı olamaz. Tersine, kum yuvarlak taneli olduğundan sindirim sisteminde gereksiz bir yorgunluğa neden olur ve kısa zamanda dışarı atılır. Oysa gerçek mineraller sert yapıya sahip granit parçacıkları içerir. Dahası kalsiyumca zengin istiridye kabukları ve doğrudan iskelet yapısını geliştiren dikalsiyum fosfat bu yapıyı tamamlar. Kırmızı kil de metabolizmada önemli görevler üstlenir. Sağlıklı kemik yapısı için gereklidir, ishali önler, zehirli maddeleri bağırsakta baskı altına alır, madensel tuzlar sağlar.
Bu ürünler sürekli kullanıldığında;
Yumurta verimi artar
Yumurta içinde yavru ölümleri ortadan kalkar
Sindirim sistemi iyi çalışır
Yavruların kemik yapısının gelişmesi sağlanır
Genel sıhhatte belirgin bir iyileşme görülür.
Tüyler daha parlak ve sağlıklıdır.
Son yıllarda ülkemizdeki güvercin ırklarında küçülme aslında kader değildir. Avrupa' da zaman içinde ırkların büyüdüğü gözlenmiştir. Güvercin ırklarının küçülmesinin asıl nedeni ısrarla kum kullanılması ya da piyasaya ''mineral'' diye sunulan bir takım taşların kullanılmasıdır.
:::VİTAMİNLER:::
Güvercinin yaşam koşulları düzenli olarak vitamin almaya uygun olmayabilir ve vitamin eksikliği görülebilir. Yani, düzensizlik ve doku bozukluğu olmaksızın, bir veya daha çok vitamin eksikliğinden oluşan rahatsızlıklar görülebilir. Bunlar gelişme düzensizlikleri, verimin azalması hastalıklara karşı daha az dayanıklılık, sportif randımanın azalması gibi belirtilerle ortaya çıkar. Vitamin ihtiyaçları zaman içinde değişiklik gösterir; yarışmanın yol açtığı ''stres'', büyüme hastalık, tüy değişimi gibi etmenler söz konusu olduğu zaman vitamin ihtiyacı artar. Güvercinlere gerekli olan belli başlı vitaminler şunlardır.
B1 vitamini: Yağ asitlerinin ve karbonhidratların bozulmasını sağlar. Güvercinin yüksek seviyedeki metabolizması özellikle yarış döneminde bu vitaminin ne kadar önemli olduğunu kanıtlar
D vitamini: Metabolizmanın fosfor-kalsiyum dengesinin sağlanmasında önemli rol oynar. Raşitizmi ve göğüs kemiğinin ''S'' şeklinde bozulmasını önler
A Vitamini: Genç güvercinlerin gelişiminde gereklidir. Bulaşıcı hastalıklara ve parazitlere karşı koruyucu özelliği vardır.
E Vitamini: Kasların, sinir sisteminin iyi çalışması ve iyi yavru verimi için gereklidir.
K Vitamini: Kanamalı hastalıklara karşı kullanılır
:::ELEKTROLİTLER:::
Uzun ve zorlu bir uçuş sonrasında güvercinin metabolizmasının daha kısa sürede normal hale gelmesine yardımcı olmak amacıyla kullanılır. Ürenin, sitrik asitin ve fosforik asidin, laktik asitten ve karbonik asitten ayrılması esnasında beli başlı sodyum iyonları tüketilir. Bu durumda güvercinin sahip olduğu sodyum iyonlarının miktarı önemlidir. Uçuş sırasında meydana gelen su kayıpları da göz önünde bulundurularak yarış dönüşünde elektrolit kullanmak gereklidir. Bu enerji yüklü içecek su ve elektrolitin yeniden depolanmasını sağlar ve bazal asit dengesini canlandırır. Ayrıca güç kazanma süresi de en aza iner. Adenoviroz, paramiksoviroz gibi bazı hastalıklar sulu ishale yol açar, bunun sonucunda da önemli ölçüde tuz kaybı olur. Elektrolitler su kaybını ve madeni tuzların azalmasını önler ve iyileşmeyi hızlandırır. Sulu ishallerde tedaviye destek amacıyla da kullanılabilirler.
:::SARIMSAK:::
Sarımsak çok bilinen ve olağan üstü tedavi edici özellikleri nedeniyle kullanılan bir bitkidir. Mide salgılarını uyarır, mayalanmayı ve sindirim bozukluklarını önler, kan dolaşımını güçlendirir ve solunum yollarının korunmasını sağlar. Yetiştiricilerin çoğu güvercin için sarımsağın yararlarını bilirler ve kuşların içme sularına düzenli olarak bir diş sarımsak atarlar. Bu durumda kuşlar sarımsaktan çok az faydalanırlar. Daha etkin fayda sağlamak için sarımsak yağı ürünleri kullanılabilir. Ayrıca sarımsak yağı-bira mayası karışımı güvercinlerin sağlığı için mükemmel bir koruyucudur.
:::SU İHTİYACI:::
Kuşların su ihtiyacı günlük ve taze olarak karşılanmalı, ilaç ve vitamin eklenmiş sular da kümeste uzun süre tutulmalıdır. Güneş ışığı su içindeki vitaminleri güçlü bir şekilde etkileyeceğinden su kabının gölgede bulundurulması uygun olur. Bütün suluklar haftada bir kaç kez yıkanmalı ve fırça ile iyice temizlenmelidir.
:::BESLENME HASTALIKLARI:::
Sindirim bozukluklarının önüne geçmek için kuşların yeni yem rejimine geçişleri yavaş yavaş olmalıdır. Yüksek enerjili gıdalarla beslenme yağlanmaya neden olur. Yağlanma ise kas ve iskelet sistemi hastalıklarına, uçuş performansında gerilemeye ve özellikle dişilerde yavru ve yumurta veriminin azalmasına yol açar. Yağlanmanın tersine açlık sonucu da bazı rahatsızlıklar görülebilir. Haftalık kilo kaybı %1 'i geçmemelidir. Bozuk yem tüketimi ve yemleme alışkanlığının değiştirilmesi sonucunda basit ve hemorajik enteritis oluşur. Dehidrasyon, fazla ufalanmış taş varlığı aşırı yağlanma sonucu konstipasyon görülebilir. Kuşlara yeter miktarda ufalanmış taş verilmediğinde de tane yemler tam sindirilmeden dışkı ile dışarı atılır. Kuşlarda beslenmeye bağlı olarak görülen diğer rahatsızlıklar; özellikle yemlere fare dışkısı bulaşması sonucu görülen Salmonela ve Pastoralle, küflü yem tüketimden kaynaklanan solunum yollarında mantar oluşumları ve iyot eksikliği sonucu oluşan strumayı sayabiriz
:::GELİŞME ZAYIFLIĞI:::
Dengesiz beslenme ve enerji noksanlığı sonucu gözlenen bu olayda büyük bir kafa, ince ayaklar, soluk deri, tüylerin yönünün karışması, gecikmiş tüylenme ve dengesiz kilo alımı gözlenir. Tedavi için yeterli ve dengeli rasyonlar hazırlanmalıdır…
:::KÜMESLERDE SİZİN SAĞLIĞINIZ:::
Yaygın olarak bilinen PFL, Amerikalılarında 'hypersensitivity Pneumonitis' dedikleri alerji tipi, akut ve kronik olmak üzere iki tiptir. Salmalarda 4–8 saat durulmasında yoğun bir grip, ateş, soğuk algınlığı, öksürük, kas ağrısı ve nefes darlığı meydana gelir. Doktorlar stetoskop ve röntgen aracılığıyla ciğerde bulunan anormallikleri fark edebilir. Kan testlerinde güvercin proteinlerine karşı oluşan yüksek seviyedeki antikorlar gözlenebilir. Semptomları 48 saat görülmesine rağmen bir ya da iki hafta sürebilir. Her ne kadar semptomlar kendiliğinden geçse de semptomlar hala belirginken doktora gözükmek kronik hale gelmesini önlemek için gereklidir. Kronik form ciğerlere zarar verdiğinden ciddi vakalarda ölümlere bile yol açabilirler. Başlıca semptomları; öksürük, nefes darlığı ve aşırı derecede kilo kaybıdır.
PFL ilk kez 1965 yılında literatüre girmiştir. PFL de kuş materyallerinin hastalığa sebep olduğu kanıtlanmamakla birlikte başlıca sebepler; dışkılar, tüyler ve de en önemlisi güvercin tozu ve partikülleridir
:::GENEL RİSK DURUMLARI:::
Salma temizliği: Dışkıların çoğalmalarına kesinlikle izin vermeyin. En tehlikeli partiküllerin kaynağı dışkılardır. Partiküllerin temizlenmesinde en etkili yol elektrik süpürgesidir. Makineden geçen tozun tekrar havaya yayılmasını önlemek için filtre koyun. Salmanın içini periyodik olarak yıkayın. Yıkama kuruma için güzel bir günde ve sabah yapılmalıdır.
Güvercinlerin elle tutulması: Güvercin ele alındığında partiküller de ele geçerek ağız-burun yoluyla vücudumuza girebilir. Sürü egzersiz için dışarı bırakıldığında hepsinin aynı anda kanat çırpması salmada bulunan bütün tozları kaldırmaktadır ve 10-15 dakika geçtikten sonra bile normal seviyesine dönmez. Kuşları serbest bıraktıktan sonra salma iyice havalandırılmalı ve tozlar inene kadar terk edilmelidir. Salmada kalmak zorunluluk ise mutlaka maske takılmalıdır. Tüy dönemlerinde bu gizli partiküller önemli derecede artış göstermektedir.
:::KİŞİSEL KORUNMA YOLLARI:::
Maskeler: İlk olarak 1982 yılında yapılmış, çeşitli tip ve boyutlarda kuş besleyenler için yapılmış maskeler bulunmaktadır. Maske takarken en önemli nokta yüzünüze tam oturmasıdır. Hasta maskelerini takmanın bir faydası yoktur. Aile fertlerini üzerinde taşıdığı kıyafetlerden dolayı risk altına sokmamak salma içinde için koruyucu elbise giyilmelidir. Güvercin besleyicilerinin aileleri de güvercinlerle hiç bir teması olmamasına rağmen etkilenmektedirler. Bunun sebebi yetiştiricilerin partikülleri kıyafetleriyle evlerine taşımalarıdır. Salmada giyilen kirli kıyafetler orada çıkartılmalı ve özellikle ayakkabılar için kolay çıkartılabilen koruyucular kullanılmalıdır. Partiküller cilt üzerinde de çoğalabildiklerinden eller bol su ve sabunla yıkanmalıdır.
Güvercin hareketleri: Güvercinlerin kümes içerisinde fazlaca kanat çırpmaları havada tozların daha çok yayılmasına sebep olur. Salmaların dizaynı, güvercinlerinizi yakalamaya çalıştığınızda kanat çırpıp kaçamayacakları şekilde yapılmalıdır. Kuşlarınızı kendinize alıştırmanız bu sebepten önem taşır.
Sık banyo: Kuşlarınıza salmalarınızın dışında banyo yaptırmanız önerilir. Çok fazla banyo yaptırmaya gerek yoktur. Kuşlarınız kendilerini banyo düzenine alıştırırlar. Güvercinlere yarış öncesi 3 gün banyo yaptırılmaz ki yarışta yağabilecek yağmurdan korunmak için kanatlarında yeterli balmumu olabilsin.
Güvercin sayısı: İhtiyacınızdan daha fazla kuş beslemeyin. Salmada fazla kuş daha fazla partiküllerin çoğalamasına sebep olur.
Bazı insanlarda hiçbir alerjik reaksiyon göstermemekle birlikte önlem olarak kuşlarınızla gün içinde salmalarda 40 dakikadan fazla kontak kurmamak gerekir. PFL de en büyük problem ondan nasıl korunacağını bilmektir. Daha basitleştirirsek bu (PFL) güvercinlere karşı bir alerjik reaksiyondur. Aynı kedilere, köpeklere ve belirli yiyeceklere karşı olan alerjik reaksiyon gibidir. Açık havada (meydanlar gibi) bu problemden yakınmak imkânsızdır.
Değerli yetiştiriciler, şimdiye kadar hepimizin ortak merakı olan güvercinlerin sağlığıyla ilgili bazı bilgilere sahip olduk. İnsanlardan güvercinlere geçebilen mikroplar olduğu gibi güvercinlerden de insanlara geçebilen mikroplar vardır. Avrupa da yetiştiriciler arasında yapılan bazı araştırmalarda birçok yetiştiricinin akciğer hastalıklarıyla bazı alerjik hastalıklara yakalandıkları gözlemlenmiştir. Bunun da temel sebebi yetiştiricilerin basit tedbirleri almayıp salmalarda enfeksiyon kapmak suretiyle sağlıklarını riske atmalarıdır. Sizlere bu konuyla ilgili bazı temel önerilerde bulunmak istiyorum. Salmalarda giydiğiniz giysileriniz mutlaka ayrı olsun ve bu giysilerle evinize asla girmeyin. Zira üstünüze yapışan çeşitli mikroorganizmaları evinize taşırsınız. Bundan en fazla etkilenen kişilerse bağışıklık sistemi henüz tam anlamıyla gelişmemiş olan çocuklarımız olacaktır. Hem ailemiz hem de kendi sağlığımız açısından salmalarımıza çıktığımızda mutlaka üzerimize uzun bir önlük giymeliyiz. Başımıza şapka takmayı, ağzımıza da maske bağlamayı unutmayalım. Özelliklede salmamızı temizlerken mutlaka ağzımıza maskemizi takalım. Böylece istenmeyen tozları yutmamış oluruz. Piyasada toz maskeleri çok uygun fiyatlara satılmaktadır. Şayet gözlerinizde alerjik reaksiyonlar oluşuyorsa salmada ayrıca gözlük kullanılmasında yarar görüyorum. Bunun dışında dışarıda giydiğimiz ayakkabılarla salmamıza kesinlikle girmeyelim. Salma ayakkabımız mutlaka ayrı olmalıdır. Gelen misafirlerimize salmamızda giymek üzere terlik, galoş, poşet vs. sunmalıyız. Şayet salmamızda veya herhangi bir yerde elimize kuş alırsak işimiz bittikten sonra ellerimizi ve yüzümüzü sabunla veya antiseptiklerle yıkamak suretiyle dezenfekte etmeliyiz.Alacağımız bu basit tedbirlerle hem kendimizi hem de ailemizi korumuş oluruz
:::BİLİNÇLENELİM ETRAFIMIZDA YANLIŞ YAPANLARI BİLİNÇLENDİRELİM:::
DİKKAT Birçok güvercin hastalığı ancak tahliller veya röntgen sonuçları neticesinde teşhis edilebilmektedir. Bu nedenle hayvanlarınızı görmeden size ilaç öneren ve de ticari kaygıları çok fazla olan İLAÇ SATICILARINA KESİNLİKLE GÜVENMEYİN.
Bugün için birçok güvercin ırkı tedavi edilebilir birçok hastalıkta eksik veya yanlış tedavi yüzünden yok olmaktadır. Oysaki AŞI HAYAT KURTARIR.
Bakabileceğimiz kadar güvercin besleyelim. Kümesteki güvercin sayısı arttıkça sorunlarda artar. Unutmayalım; az sayıda kuş barındıran sağlıklı bir kümes, kalabalık ama problemli bir kümesten daha çok tercih edilir.
Kümesimize yeni gelen bir kuşu alıştırmak amacıyla; ona acı veren kanat makaslamak, kanat çekmek gibi vahşi yöntemleri terk edelim. Bu gibi yöntemler kuş üzerindeki hem stresi arttırır hem de sakat bırakabilir. Yeni gelmiş kanat, bilmeden ya da bilerek çekilir ya da makaslanırsa kuş kesinlikle sakatlanır.
Yeni gelen kuşları alıştırmada kullanılabilecek bir yöntem güneydoğuda yaygınlıkla kullanılan kuşların kanadının dikilmesidir. Eğer kuşun kanadını bantlayacaksanız kanat diplerini aşırı germeyin ve de bantlarken teleklerin sırasını bozmayın.
Pazar vs. gibi yerlere satmak için getirilen kuşları daha insancıl koşullarda sergileyelim.
Damızlık olarak satın alınan kuşları sırf çok para verdik diye salmalara hapsetmeyelim. Güvercinler uçmak için yaratılmış hayvanlardır. Onları hapsetmek sonları olur. Kapalı salmalarda yaşayan kuşların kanat ve ayaklarında tümör görülme sıklığı oldukça fazladır. Ayrıca antrenmanlı kuşlar salmaya hapsedildikten sonra bağışıklık sistemlerinde gerileme başlar ve çok kolay hastalanırlar.
Eş kuşları birbirinden, yavruları da ana- babadan uygun zaman gelmeden ayırmayalım.
Yavrular, ana-babadan zamansız ayrılmaya karşı çok duyarlı olup hemen yeme küserler. Yeme küsmüş bir yavru için de bütün uğraşlar sonuçsuz kalacaktır. Benzer durum eş kuşlarda da görülebilir. Eşinden ayrılan kuşta tümör oluşumu, kanat tutulması gibi rahatsızlıklar görülebilir.
Güvercinlerin sağlığı için birincil derecede önemli olan konu kümes bakımıdır. Bu neden le.
Kümes büyüklüğünün kuşlar için yeterli olup olmadığına dikkat edilmeli
Kümeste temiz hava cereyanına imkân verecek büyüklükte havalandırma boşlukları bulundurulmalıdır. Kümes içindeki hava ne kuru nede aşırı nemli olmalıdır.
Kümes tabanının ve tüneklerin ıslak kalması mantar ve küflerin kolaylıkla üremesine neden olacağından kümes tabanının kuru kalması sağlanmalıdır.
Kümes sık aralıklarla temizlenmelidir. Burada belirtmek istediğim önemli bir konu uzun süre temizlenmeyen ve kapalı kalan kümeslerde hayvanların dışkılarından kaynaklanan amonyak gazı oluşumudur. Bu gaz kümesde ki hayvanların ihtiyacı olan temiz havayı kirleterek özellikle yavru mevsimlerinde yumurta içinde yavru ölümlerine sebep olmaktadır. Ayrıca kuşların gözlerinde görülen sulanmada gene bu gazdan kaynaklanabilir
:::GÜVERCİN BESLENMESİ:::
Güvercinlerin ömürleri 10 -18 yıl olup en verimli dönemleri 2 -8 yaş arasındadır. Canlı ağırlıkları ise 0,4 -0,6 kg aralığındadır. Güvercinlere verilecek yem miktarı yaklaşık canlı ağırlığın %10' u olup ortalama 40–50 gr arasındadır. Yemleme bir öğün olup akşamları yapılır. Farklı güvercin ırkları aynı sürede yemi tüketemediklerinden bunların ayrı yemlenmesi gerekir. Yemleme yapılırken; küçük ve az sayıda kuşun bulunduğu kümeslerde yemlik kullanılmalı, büyük ve kalabalık kümeslerde ise yemleme yapılan alanın temizliğine dikkat edilmelidir. Yem kümes tabanına doğrudan atıldığında hastalık taşıyan kuşların dışkılarının yeme bulaşmasıyla diğer hayvanlar da kolaylıkla hastalanırlar.
:::GÜVERCİN YEMLERİ:::
Yetiştirme periyodundan önce sınırlı düzeylerde verilen kenevir hızlı bir cinsiyet gelişimi sağlamaktadır. Burçak yüksek düzeyde sindirilebilir protein içerir. Çavdar ise sulu dışkılamaya neden olur. Güvercinler yemlik baklayı isteksiz tüketirken baklayı severek tüketirler. Bu hayvanlara verilen tahılların içersinde %10 düzeyinde yabani ot tohumu karışım bulunabilir.
Kış mevsiminde aşağıdaki rasyonları uygulayabilirsiniz
1) %25 arpa, %20 buğday, %15 yulaf, %15 bakla, %10 bezelye, %10 mısır ve %5 kolza veya
2) %30 mısır, %25 buğday, %20 arpa, %15 yulaf ve %10 bakladan oluşan temel rasyon verilebilir.
Çiftleşme başlangıcından önce 3. haftadan 4. haftaya kadar olan yetiştirme periyodunda ise
1) %20 mısır, %20 buğday, %20 burçak, %20 bezelye, %10 yemlik bakla ve %10 fasulye ya da
2) %45 arpa, %20 buğday, %15 burçak, %10 bezelye ve geri kalanı mısır, bakla ve yağlı tohumlardan 0luşan rasyonlar kullanılabilir.
STANDART
%50 Buğday - %20 Mısır - %20 Çılban - %10 Pirinç
DİYET
%50 Arpa - %30 Buğday - %10 Sorgum - %10 Darı
YAVRU BAKIM
%40 Buğday - %20 Mısır - %20 Çılban - %10 Ayçiçeği - %10 Darı
:::TÜĞ DEĞİŞİMİNDE BESLENME:::
Tüy değişimi güvercinleri oldukça etkiler. Hayvanlar durgunlaşır, tüyler dökülüp yenileri çıkarken huysuz olur ve sürekli kaşınırlar. Bu dönemde banyo yaptırılarak kuşların rahatlaması sağlanmalıdır. Tüy değişiminden önce önce vitamin ilavesi (A,D,E,B5,B12) gereklidir. Ayrıca kuşlar tüy değiştirirken de rasyonlar kükürtlü amino asitler ile desteklenmelidir.Vücut dokularında önemli görevler alan proteinler tüylerin yapısında da %88 oranında yer alır.Tüy dökümü devresinde kuşların sağlığını koruyabilmek için yeterli proteini almaları sağlanmalıdır. Yemdeki yağ oranının düşük olması da tüylere parlaklık kazandır
:::KUŞLARDA SİNDİRİM SİSTEMİ:::
Kuşların ağzında diş ve yumuşak dokular yoktur, damak yarık ve serttir.Yemler ağıza alındığında çiğnenmeden depo organı olan kursağa taşınır.Ergin kuşlar yavrularını kursaktaki gıda ile beslerler.Güvercinlerin kursaklarında kursak sütü adı verilen bir sıvı bulunur.Bu sıvı kursak mukozası epitel hücrelerinin şişerek patlaması sonucu oluşur ve sadece yavruların beslendiği dönemde salgılanır.Kursağı sindirilmeden terk eden besinler bezli midede HCL ve enzimlerle sindirime uğrarlar.,
:::MİNERALLER:::
Güvercinlerin beslenmelerinin temelini yemler oluşturur fakat minerallerinde organizma için çok önemli olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kalsiyum ve fosfor bedende bulunan mineral maddelerim 3/4 ünü oluşturur. Bu elementler organizma için ilk sıradaki fizyolojik işlevleri sağlarlar. Ayrıca iskelet için de önemlidirler. Yumurta kabuğunun %98 i kalsiyumdan oluşur. Yemler kalsiyum açısından fakirdir. Kalsiyum eksikliği göğüs kemiği bozuk raşitik güvercin yavrularının doğmasına ve yumurta kabuğunun bozuk olmasına neden olur. Güvercinlere grit amacıyla; küçük taşlar kireç ve midye kabuğu ile %10 standart mineral madde karışımı, %10 ilaç otları, %5 odun kömürü, %6 balık karaciğer yağı ve balık yağı emülsiyonu,%2 kükürt çiçeği ve iz element karması ile humus ve zayıf Ca içeren silika toprağından oluşan güvercin taşı verilir. Güvercinler yediklerini hazmedebilmek için girintili-çıkıntılı bir yapıya sahip taş, çakıl parçacıklarına ihtiyaç duyarlar. Bu kesinlikle kum olmamalıdır. Çünkü ''kum'' güvercinlerin yediklerini öğütmesine sindirmesine yani besinlerden tam faydalanmasına yardımcı olamaz. Tersine, kum yuvarlak taneli olduğundan sindirim sisteminde gereksiz bir yorgunluğa neden olur ve kısa zamanda dışarı atılır. Oysa gerçek mineraller sert yapıya sahip granit parçacıkları içerir. Dahası kalsiyumca zengin istiridye kabukları ve doğrudan iskelet yapısını geliştiren dikalsiyum fosfat bu yapıyı tamamlar. Kırmızı kil de metabolizmada önemli görevler üstlenir. Sağlıklı kemik yapısı için gereklidir, ishali önler, zehirli maddeleri bağırsakta baskı altına alır, madensel tuzlar sağlar.
Bu ürünler sürekli kullanıldığında;
Yumurta verimi artar
Yumurta içinde yavru ölümleri ortadan kalkar
Sindirim sistemi iyi çalışır
Yavruların kemik yapısının gelişmesi sağlanır
Genel sıhhatte belirgin bir iyileşme görülür.
Tüyler daha parlak ve sağlıklıdır.
Son yıllarda ülkemizdeki güvercin ırklarında küçülme aslında kader değildir. Avrupa' da zaman içinde ırkların büyüdüğü gözlenmiştir. Güvercin ırklarının küçülmesinin asıl nedeni ısrarla kum kullanılması ya da piyasaya ''mineral'' diye sunulan bir takım taşların kullanılmasıdır.
:::VİTAMİNLER:::
Güvercinin yaşam koşulları düzenli olarak vitamin almaya uygun olmayabilir ve vitamin eksikliği görülebilir. Yani, düzensizlik ve doku bozukluğu olmaksızın, bir veya daha çok vitamin eksikliğinden oluşan rahatsızlıklar görülebilir. Bunlar gelişme düzensizlikleri, verimin azalması hastalıklara karşı daha az dayanıklılık, sportif randımanın azalması gibi belirtilerle ortaya çıkar. Vitamin ihtiyaçları zaman içinde değişiklik gösterir; yarışmanın yol açtığı ''stres'', büyüme hastalık, tüy değişimi gibi etmenler söz konusu olduğu zaman vitamin ihtiyacı artar. Güvercinlere gerekli olan belli başlı vitaminler şunlardır.
B1 vitamini: Yağ asitlerinin ve karbonhidratların bozulmasını sağlar. Güvercinin yüksek seviyedeki metabolizması özellikle yarış döneminde bu vitaminin ne kadar önemli olduğunu kanıtlar
D vitamini: Metabolizmanın fosfor-kalsiyum dengesinin sağlanmasında önemli rol oynar. Raşitizmi ve göğüs kemiğinin ''S'' şeklinde bozulmasını önler
A Vitamini: Genç güvercinlerin gelişiminde gereklidir. Bulaşıcı hastalıklara ve parazitlere karşı koruyucu özelliği vardır.
E Vitamini: Kasların, sinir sisteminin iyi çalışması ve iyi yavru verimi için gereklidir.
K Vitamini: Kanamalı hastalıklara karşı kullanılır
:::ELEKTROLİTLER:::
Uzun ve zorlu bir uçuş sonrasında güvercinin metabolizmasının daha kısa sürede normal hale gelmesine yardımcı olmak amacıyla kullanılır. Ürenin, sitrik asitin ve fosforik asidin, laktik asitten ve karbonik asitten ayrılması esnasında beli başlı sodyum iyonları tüketilir. Bu durumda güvercinin sahip olduğu sodyum iyonlarının miktarı önemlidir. Uçuş sırasında meydana gelen su kayıpları da göz önünde bulundurularak yarış dönüşünde elektrolit kullanmak gereklidir. Bu enerji yüklü içecek su ve elektrolitin yeniden depolanmasını sağlar ve bazal asit dengesini canlandırır. Ayrıca güç kazanma süresi de en aza iner. Adenoviroz, paramiksoviroz gibi bazı hastalıklar sulu ishale yol açar, bunun sonucunda da önemli ölçüde tuz kaybı olur. Elektrolitler su kaybını ve madeni tuzların azalmasını önler ve iyileşmeyi hızlandırır. Sulu ishallerde tedaviye destek amacıyla da kullanılabilirler.
:::SARIMSAK:::
Sarımsak çok bilinen ve olağan üstü tedavi edici özellikleri nedeniyle kullanılan bir bitkidir. Mide salgılarını uyarır, mayalanmayı ve sindirim bozukluklarını önler, kan dolaşımını güçlendirir ve solunum yollarının korunmasını sağlar. Yetiştiricilerin çoğu güvercin için sarımsağın yararlarını bilirler ve kuşların içme sularına düzenli olarak bir diş sarımsak atarlar. Bu durumda kuşlar sarımsaktan çok az faydalanırlar. Daha etkin fayda sağlamak için sarımsak yağı ürünleri kullanılabilir. Ayrıca sarımsak yağı-bira mayası karışımı güvercinlerin sağlığı için mükemmel bir koruyucudur.
:::SU İHTİYACI:::
Kuşların su ihtiyacı günlük ve taze olarak karşılanmalı, ilaç ve vitamin eklenmiş sular da kümeste uzun süre tutulmalıdır. Güneş ışığı su içindeki vitaminleri güçlü bir şekilde etkileyeceğinden su kabının gölgede bulundurulması uygun olur. Bütün suluklar haftada bir kaç kez yıkanmalı ve fırça ile iyice temizlenmelidir.
:::BESLENME HASTALIKLARI:::
Sindirim bozukluklarının önüne geçmek için kuşların yeni yem rejimine geçişleri yavaş yavaş olmalıdır. Yüksek enerjili gıdalarla beslenme yağlanmaya neden olur. Yağlanma ise kas ve iskelet sistemi hastalıklarına, uçuş performansında gerilemeye ve özellikle dişilerde yavru ve yumurta veriminin azalmasına yol açar. Yağlanmanın tersine açlık sonucu da bazı rahatsızlıklar görülebilir. Haftalık kilo kaybı %1 'i geçmemelidir. Bozuk yem tüketimi ve yemleme alışkanlığının değiştirilmesi sonucunda basit ve hemorajik enteritis oluşur. Dehidrasyon, fazla ufalanmış taş varlığı aşırı yağlanma sonucu konstipasyon görülebilir. Kuşlara yeter miktarda ufalanmış taş verilmediğinde de tane yemler tam sindirilmeden dışkı ile dışarı atılır. Kuşlarda beslenmeye bağlı olarak görülen diğer rahatsızlıklar; özellikle yemlere fare dışkısı bulaşması sonucu görülen Salmonela ve Pastoralle, küflü yem tüketimden kaynaklanan solunum yollarında mantar oluşumları ve iyot eksikliği sonucu oluşan strumayı sayabiriz
:::GELİŞME ZAYIFLIĞI:::
Dengesiz beslenme ve enerji noksanlığı sonucu gözlenen bu olayda büyük bir kafa, ince ayaklar, soluk deri, tüylerin yönünün karışması, gecikmiş tüylenme ve dengesiz kilo alımı gözlenir. Tedavi için yeterli ve dengeli rasyonlar hazırlanmalıdır…
:::KÜMESLERDE SİZİN SAĞLIĞINIZ:::
Yaygın olarak bilinen PFL, Amerikalılarında 'hypersensitivity Pneumonitis' dedikleri alerji tipi, akut ve kronik olmak üzere iki tiptir. Salmalarda 4–8 saat durulmasında yoğun bir grip, ateş, soğuk algınlığı, öksürük, kas ağrısı ve nefes darlığı meydana gelir. Doktorlar stetoskop ve röntgen aracılığıyla ciğerde bulunan anormallikleri fark edebilir. Kan testlerinde güvercin proteinlerine karşı oluşan yüksek seviyedeki antikorlar gözlenebilir. Semptomları 48 saat görülmesine rağmen bir ya da iki hafta sürebilir. Her ne kadar semptomlar kendiliğinden geçse de semptomlar hala belirginken doktora gözükmek kronik hale gelmesini önlemek için gereklidir. Kronik form ciğerlere zarar verdiğinden ciddi vakalarda ölümlere bile yol açabilirler. Başlıca semptomları; öksürük, nefes darlığı ve aşırı derecede kilo kaybıdır.
PFL ilk kez 1965 yılında literatüre girmiştir. PFL de kuş materyallerinin hastalığa sebep olduğu kanıtlanmamakla birlikte başlıca sebepler; dışkılar, tüyler ve de en önemlisi güvercin tozu ve partikülleridir
:::GENEL RİSK DURUMLARI:::
Salma temizliği: Dışkıların çoğalmalarına kesinlikle izin vermeyin. En tehlikeli partiküllerin kaynağı dışkılardır. Partiküllerin temizlenmesinde en etkili yol elektrik süpürgesidir. Makineden geçen tozun tekrar havaya yayılmasını önlemek için filtre koyun. Salmanın içini periyodik olarak yıkayın. Yıkama kuruma için güzel bir günde ve sabah yapılmalıdır.
Güvercinlerin elle tutulması: Güvercin ele alındığında partiküller de ele geçerek ağız-burun yoluyla vücudumuza girebilir. Sürü egzersiz için dışarı bırakıldığında hepsinin aynı anda kanat çırpması salmada bulunan bütün tozları kaldırmaktadır ve 10-15 dakika geçtikten sonra bile normal seviyesine dönmez. Kuşları serbest bıraktıktan sonra salma iyice havalandırılmalı ve tozlar inene kadar terk edilmelidir. Salmada kalmak zorunluluk ise mutlaka maske takılmalıdır. Tüy dönemlerinde bu gizli partiküller önemli derecede artış göstermektedir.
:::KİŞİSEL KORUNMA YOLLARI:::
Maskeler: İlk olarak 1982 yılında yapılmış, çeşitli tip ve boyutlarda kuş besleyenler için yapılmış maskeler bulunmaktadır. Maske takarken en önemli nokta yüzünüze tam oturmasıdır. Hasta maskelerini takmanın bir faydası yoktur. Aile fertlerini üzerinde taşıdığı kıyafetlerden dolayı risk altına sokmamak salma içinde için koruyucu elbise giyilmelidir. Güvercin besleyicilerinin aileleri de güvercinlerle hiç bir teması olmamasına rağmen etkilenmektedirler. Bunun sebebi yetiştiricilerin partikülleri kıyafetleriyle evlerine taşımalarıdır. Salmada giyilen kirli kıyafetler orada çıkartılmalı ve özellikle ayakkabılar için kolay çıkartılabilen koruyucular kullanılmalıdır. Partiküller cilt üzerinde de çoğalabildiklerinden eller bol su ve sabunla yıkanmalıdır.
Güvercin hareketleri: Güvercinlerin kümes içerisinde fazlaca kanat çırpmaları havada tozların daha çok yayılmasına sebep olur. Salmaların dizaynı, güvercinlerinizi yakalamaya çalıştığınızda kanat çırpıp kaçamayacakları şekilde yapılmalıdır. Kuşlarınızı kendinize alıştırmanız bu sebepten önem taşır.
Sık banyo: Kuşlarınıza salmalarınızın dışında banyo yaptırmanız önerilir. Çok fazla banyo yaptırmaya gerek yoktur. Kuşlarınız kendilerini banyo düzenine alıştırırlar. Güvercinlere yarış öncesi 3 gün banyo yaptırılmaz ki yarışta yağabilecek yağmurdan korunmak için kanatlarında yeterli balmumu olabilsin.
Güvercin sayısı: İhtiyacınızdan daha fazla kuş beslemeyin. Salmada fazla kuş daha fazla partiküllerin çoğalamasına sebep olur.
Bazı insanlarda hiçbir alerjik reaksiyon göstermemekle birlikte önlem olarak kuşlarınızla gün içinde salmalarda 40 dakikadan fazla kontak kurmamak gerekir. PFL de en büyük problem ondan nasıl korunacağını bilmektir. Daha basitleştirirsek bu (PFL) güvercinlere karşı bir alerjik reaksiyondur. Aynı kedilere, köpeklere ve belirli yiyeceklere karşı olan alerjik reaksiyon gibidir. Açık havada (meydanlar gibi) bu problemden yakınmak imkânsızdır.
Değerli yetiştiriciler, şimdiye kadar hepimizin ortak merakı olan güvercinlerin sağlığıyla ilgili bazı bilgilere sahip olduk. İnsanlardan güvercinlere geçebilen mikroplar olduğu gibi güvercinlerden de insanlara geçebilen mikroplar vardır. Avrupa da yetiştiriciler arasında yapılan bazı araştırmalarda birçok yetiştiricinin akciğer hastalıklarıyla bazı alerjik hastalıklara yakalandıkları gözlemlenmiştir. Bunun da temel sebebi yetiştiricilerin basit tedbirleri almayıp salmalarda enfeksiyon kapmak suretiyle sağlıklarını riske atmalarıdır. Sizlere bu konuyla ilgili bazı temel önerilerde bulunmak istiyorum. Salmalarda giydiğiniz giysileriniz mutlaka ayrı olsun ve bu giysilerle evinize asla girmeyin. Zira üstünüze yapışan çeşitli mikroorganizmaları evinize taşırsınız. Bundan en fazla etkilenen kişilerse bağışıklık sistemi henüz tam anlamıyla gelişmemiş olan çocuklarımız olacaktır. Hem ailemiz hem de kendi sağlığımız açısından salmalarımıza çıktığımızda mutlaka üzerimize uzun bir önlük giymeliyiz. Başımıza şapka takmayı, ağzımıza da maske bağlamayı unutmayalım. Özelliklede salmamızı temizlerken mutlaka ağzımıza maskemizi takalım. Böylece istenmeyen tozları yutmamış oluruz. Piyasada toz maskeleri çok uygun fiyatlara satılmaktadır. Şayet gözlerinizde alerjik reaksiyonlar oluşuyorsa salmada ayrıca gözlük kullanılmasında yarar görüyorum. Bunun dışında dışarıda giydiğimiz ayakkabılarla salmamıza kesinlikle girmeyelim. Salma ayakkabımız mutlaka ayrı olmalıdır. Gelen misafirlerimize salmamızda giymek üzere terlik, galoş, poşet vs. sunmalıyız. Şayet salmamızda veya herhangi bir yerde elimize kuş alırsak işimiz bittikten sonra ellerimizi ve yüzümüzü sabunla veya antiseptiklerle yıkamak suretiyle dezenfekte etmeliyiz.Alacağımız bu basit tedbirlerle hem kendimizi hem de ailemizi korumuş oluruz
:::BİLİNÇLENELİM ETRAFIMIZDA YANLIŞ YAPANLARI BİLİNÇLENDİRELİM:::
DİKKAT Birçok güvercin hastalığı ancak tahliller veya röntgen sonuçları neticesinde teşhis edilebilmektedir. Bu nedenle hayvanlarınızı görmeden size ilaç öneren ve de ticari kaygıları çok fazla olan İLAÇ SATICILARINA KESİNLİKLE GÜVENMEYİN.
Bugün için birçok güvercin ırkı tedavi edilebilir birçok hastalıkta eksik veya yanlış tedavi yüzünden yok olmaktadır. Oysaki AŞI HAYAT KURTARIR.
Bakabileceğimiz kadar güvercin besleyelim. Kümesteki güvercin sayısı arttıkça sorunlarda artar. Unutmayalım; az sayıda kuş barındıran sağlıklı bir kümes, kalabalık ama problemli bir kümesten daha çok tercih edilir.
Kümesimize yeni gelen bir kuşu alıştırmak amacıyla; ona acı veren kanat makaslamak, kanat çekmek gibi vahşi yöntemleri terk edelim. Bu gibi yöntemler kuş üzerindeki hem stresi arttırır hem de sakat bırakabilir. Yeni gelmiş kanat, bilmeden ya da bilerek çekilir ya da makaslanırsa kuş kesinlikle sakatlanır.
Yeni gelen kuşları alıştırmada kullanılabilecek bir yöntem güneydoğuda yaygınlıkla kullanılan kuşların kanadının dikilmesidir. Eğer kuşun kanadını bantlayacaksanız kanat diplerini aşırı germeyin ve de bantlarken teleklerin sırasını bozmayın.
Pazar vs. gibi yerlere satmak için getirilen kuşları daha insancıl koşullarda sergileyelim.
Damızlık olarak satın alınan kuşları sırf çok para verdik diye salmalara hapsetmeyelim. Güvercinler uçmak için yaratılmış hayvanlardır. Onları hapsetmek sonları olur. Kapalı salmalarda yaşayan kuşların kanat ve ayaklarında tümör görülme sıklığı oldukça fazladır. Ayrıca antrenmanlı kuşlar salmaya hapsedildikten sonra bağışıklık sistemlerinde gerileme başlar ve çok kolay hastalanırlar.
Eş kuşları birbirinden, yavruları da ana- babadan uygun zaman gelmeden ayırmayalım.
Yavrular, ana-babadan zamansız ayrılmaya karşı çok duyarlı olup hemen yeme küserler. Yeme küsmüş bir yavru için de bütün uğraşlar sonuçsuz kalacaktır. Benzer durum eş kuşlarda da görülebilir. Eşinden ayrılan kuşta tümör oluşumu, kanat tutulması gibi rahatsızlıklar görülebilir.