cevdet özbayer
Gold Üye
- Katılım
- 7 Haz 2009
- Mesajlar
- 363
- Tepkime puanı
- 0
- Yaş
- 79
- Ad Soyad
- cevdet özbayer
- Meslek
- emekli
- İlgi Alanı
- Kediler
Tarih'ten Dip Notlar 25/7/2008 ·
Diyarbakır ilimiz geçmişi prehistorik ( tarih öncesi ) dönemlere kadar uzanan çok eski bir yerleşim birimidir. Bu topraklar üzerinde bir çok uygarlık gelip geçmiştir. Bölgedeki güvercin kültürü de en az bu uygarlıklar kadar eskidir. 1515 yılında Osmanlı devleti topraklarına katılan Diyarbakır’ın bir güvercin başkenti olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Diyarbakır’da çok çeşitli güvercin ırkları yetiştirilmektedir.
Bu araştırma kapsamında üzerinde duracağımız güvercinler, Diyarbakır’ın kendine özgü ırkıdır. Gerçekten de Diyarbakır’da, Osmanlı döneminden beri titizlikle ıslah edilen ve genel olarak “ Diyarbakır Güvercinleri ” adı ile bilinen yerel bir güvercin ırkı bulunmaktadır. Bu ırkın bugün Diyarbakır ve yakın çevresi dışında, ülke genelinde fazlası ile bilindiğini ve tanındığını söyleyemeyiz. Daha çok yerel olarak yetiştirilen bu güvercinlerin günümüzde sayıları ve yetiştiricileri hızla azalmaktadır. Bu anlamda nesli tehlike altında olan bir ırkımızdır ve korunması gerekmektedir. Ülkemiz genelinde bile yeterince tanıtımı yapılamamış bu güvercinlerin, dünya ırkları içersinde hak ettiği yeri alması en büyük dileğimizdir.
Birbirinden farklı özelliklere sahip “Diyarbakır Güvercinleri” 4 ayrı ırk altında toplanmaktadır. Bu ırklar, Göğsüak, Ketme, Kızılbaş ve İçağlı olarak adlandırılmaktadır. Her grubun içinde ise, 6 ayrı renk kombinasyonu yer almaktadır. Sadece Kızılbaş ırkının 5 renk çeşidi bulunmaktadır. Renk çeşitleri ile birlikte Diyarbakır ırklarının toplam birey sayısı 23 tanedir. Bu araştırma içinde Diyarbakır ırklarının bütün bireyleri ile ilgili bilgiler verilecektir.
DİYARBAKIR’DA GÜVERCİN KÜLTÜRÜ
Günümüzde hızlı kentleşme ve benzer nedenlerle eskiye oranla biraz azalmakla birlikte, Diyarbakır’da hala güçlü bir güvercin kültürüne rastlanmaktadır. Bu kültürün oldukça eski dönemlere dayandığı bir gerçektir. Bölgede güvercinin kutsal bir kuş olarak bilinmesinin yanı sıra, haberleşme amacı ile kullanılan güvercinlerin sağladığı yararlar kuşaktan kuşağa aktarılarak kültürün devamlılığı sağlanmıştır. Ayrıca ölen günahsız insanların ruhunun güvercin kılığında yer yüzünde dolaştığı yolunda bölgede bir inanış bulunmaktadır. Diyarbakır’da anlatılan “Kral Kızı Efsanesi” buna iyi bir örnektir. Bütün bunların halk üzerinde yarattığı etkiler sonucu bölgede güvercin yetiştiriciliği canlılığını kaybetmeksizin günümüze kadar gelmiştir.
Diyarbakır’da kale içinde bulunan eski yapıların dış kapı tokmaklarının bir kısmı güvercini simgeler şekilde yapılmıştır. “şakşak” adı verilen bu tür kapı tokmaklarının 8 ayrı çeşidi tespit edilmiştir. Eski Diyarbakır şehrini bütünüyle çevreleyen ünlü Diyarbakır surları üzerinde yer yer güvercin kabartmalarına rastlanmaktadır. Ayrıca halkın dokuduğu kilim, cicim, heybe, çorap gibi şeylerde güvercin figürleri çoğunlukla kullanılmaktadır. Bir çok yerel manide, şiirde güvercin ile ilgili konular yer almaktadır.
Diyarbakır’da gül ve ipek merakının yaygın olduğu Osmanlı Devletinin son dönemlerinde, Diyarbakır’ın ileri gelen aileleri arasında, konaklarda güvercin yetiştirilmekteydi. Bu geleneğin Diyarbakır’da 500 yıldan beri var olduğu bilinmektedir. Bu nedenle güvercinler biraz da güç ve zenginlik göstergesi olmuştur. Bugün bile bölgede fazla kuşa sahip olmak bir ayrıcalık ve mevki gibi algılanmaktadır.
DİYARBAKIR TARİHİNDE GÜVERCİNLER
Diyarbakır kalesinin ilk kez M:Ö 2000 yıllarında bölgeye yerleşen Hurriler tarafından yapıldığı sanılmaktadır. 349 yılında Romalıların elinde bulunan kentin, II. Costantius’un emri ile surların genişletilerek kenti çevreleyecek şekilde büyütüldüğü bilinmektedir. 367 – 375 yılları arasında ise surların batı kesimi yıktırılarak daha geniş bir alanı kapsayacak şekilde bugünkü surlar inşa edilmiştir. Diyarbakır eski dönemlerde geçerli olan kale kent anlayışının bölgedeki güçlü bir örneğidir. Bölgedeki benzer kaleler hep Diyarbakır’a bağlıdır. Bu durum kaleler arasındaki haberleşmeyi ve birer öncü karakol konumundaki diğer kalelerden özellikle savaş zamanlarında Diyarbakır kalesine haber aktarımını önemli hale getirmiştir.
Hatta Diyarbakır’ın Osmanlı topraklarına katılması böyle bir posta güvercinin ulaştırdığı haber sonucu olmuştur. Şah İsmail ve onun denetimindeki Karahan komutasında bulunan İran orduları, Diyarbakır kalesini kuşatmıştır. Kale halkı kuşatmaya karşı direnmiş ancak açlık ve kıtlık sonucu teslim olma noktasına gelmiştir. Tam bu noktada halkın imdadına bir posta güvercini yetişmiş ve Osmanlı ordusunun Bıyıklı Mehmet Paşa komutasında büyük bir ordu ile İstanbul’dan yardıma geldiği haberini getirmiştir. Bunun üzerine halk direnişe devam etmiştir. Bu ordunun Diyarbakır’a ulaşması sonrası 10 Eylül 1515’de Diyarbakır Osmanlı topraklarına katılmıştır.
OSMANLI DÖNEMİNDE YAPILAN GÜVERCİN YARIŞMALARI
1515 yılından sonra her 10 Eylül gününde Diyarbakır’da kurtuluş şenlikleri düzenlenmesi bir gelenek haline gelmiştir. Bu şenliklerin en önemli özelliklerinden biri de güvercin yarışmaları düzenlenmesi ve yarışı kazananlara altın olarak ödül verilmesidir. Diyarbakır’ın kurtuluşu bir güvercinin taşıdığı habere bağlı olarak geliştiği için güvercin yarışmaları, düzenlenen şenliklerin çok önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bu gelenek, Diyarbakır’da 400 yıl yaşatıldıktan sonra ne yazık ki I. Dünya savaşının sefalet dolu yıllarında ve onu izleyen Cumhuriyet döneminde unutularak terk edilmiştir. Bu geleneğin o dönemde bölgede güvercin yetiştiriciliğini ciddi şekilde teşvik etmiş olması doğaldır. Bugün Diyarbakır’ı bir güvercin başkenti olarak niteliyorsak, kuşkusuz bu tür geleneklerin bunda etkisi çok fazladır.
Diyarbakır’ın bilinen en eski kuşçularından Mehmet Ağa ( Kuşbaz Kör Müho ) bu şenliklerle ilgili olarak çok değerli bilgiler vermektedir. 1938 – 1942 yılları arasında 83 yaşında iken kendisinden alınan sözlü bilgilere göre, bu yarışmalarda bölgenin ünlü kuşbazları toplanır ve özenle yetiştirdikleri posta güvercinlerini yarışma için belirlenen bölgede bulunan kalelerin birinden salarlarmış. Kimin güvercini Diyarbakır’a en çabuk ulaşırsa ödül olarak belirlenen altınları o yetiştirici alırmış. Bu amaçla kullanılan kaleler arasında Palo, Harput, Eğil, Atak, Meyyafarıkin ( Silvan ) ve Mardin kaleleri başta gelirmiş. Gene Mehmet Ağa’nın aktarımına göre, 1910 yılında yapılan kurtuluş şenliklerinde, Silvan kalesinden uçurulan 10 kuşbaza ait 20 güvercin arasında kendi kuşları 35 dakikada yuvalarına dönerek birinciliği kazanmışlar ve bu yarışma sonrası kendisine ödül olarak 5 altın verilmiş. ( Silvan kalesinin Diyarbakır’a olan uzaklığı 90 km. kadardır. )
DİYARBAKIR’DA ESKİ KUŞBAZLAR VE KUŞ MEKANLARI
Kuşbaz Kör Müho’nun ( Mehmet Ağa ) yanı sıra Diyarbakır’da bilinen bir çok eski kuşbaz bulunmaktadır. Bu kişiler Osmanlı Devleti döneminin ünlü kuşçuları arasındadır. Şehrin güneyinde Mardin kapısı yakınında bulunan Behrampaşa camisinin vakıf idarecilerinden Münir Efendi, Hevidanlızade Emin Efendi, Cemilpaşazade Kasım Bey ve Raif Hoca, Hamit Yazıcıoğlu’nun amcası Eminigazeli, Zozo Alo ve Mahzunun oğlu Mehmet Efendi gibi kişiler dönemin bilinen kuşçularıdır.
O dönemlerde Diyarbakır’da kuşçuların bazı toplanma mekanları bulunmaktadır. Buralarda kuşçular belirli günlerde toplanmakta ve kuş alım satımı yapılmaktadır. Ayrıca müşterileri sadece kuşçulardan oluşan bazı kahveler de bulunmaktadır. Bu mekanlar arasında en eskisi, Diyarbakır’ın doğusunda ve Dicle Kapısının batısında bulunan Fatihpaşa mahallesinde yer alan Kurşunlu Camisi Pazar yeridir. Gene Diyarbakır’da o dönemlerde Yoğurt Pazarı olarak bilinen Pazar yeri, kuşçuların toplanma alanlarından biridir.
Cumhuriyet döneminin başlarında ise, şehrin güneyinde bulunan Mardin Kapısı’ndaki Seyhan Palas Kahvesi ile şehrin batısında bulunan Urfa Kapısı yakınındaki Melih Ahmet Çarşısı kuşçuların toplanma mekanlarıdır.
DİYARBAKIR’IN YEREL GÜVERCİN IRKLARI
Araştırmamızın başında Diyarbakır’da bir çok güvercin ırkı yetiştirildiğini belirtmiştik. Burada sadece “Diyarbakır Güvercinleri” adı ile bilinen yerel güvercin ırkı üzerinde duracağız. Birbirinden farklı özelliklere sahip “Diyarbakır Güvercinleri” 4 ayrı ırk altında toplanmaktadır. Bu ırklar, Göğsüak, Ketme, Kızılbaş ve İçağlı olarak adlandırılmaktadır. Bu güvercinler, ülke genelinde de fazla tanınmadığı gibi dünya üzerinde hiçbir yerde bulunmamaktadır.
Diyarbakır dışında Diyarbakır’a komşu illerde az olarak bulunmaktadır. İstanbul’da oturan bazı Diyarbakırlıların götürmesi sonucu İstanbul kuş pazarlarında da nadiren rastlanmaktadır. Bu güvercinlerden bazı örneklerin önceki dönemlerde Diyarbakır’dan alınarak Irak, İran, Suriye ve Lübnan gibi ülkelere götürüldüğü bilinmektedir. Ancak bu ülkelerde ırkın orijinal özellikleri korunamamış ve çeşitli melez formlar ortaya çıkmıştır. Bu ülkelerde bugün bu kuşlara pek rastlandığı söylenemez. Diyarbakır güvercin ırklarından bazı örneklerin Ankara Hayvanat Bahçesi’nde bulunan güvercin teşhir bölümlerine getirildikleri bilinmektedir. Hatta Diyarbakır cinsi adı ile kayıtlara geçen bu güvercinlerden bugün Ankara Hayvanat Bahçesinde bir tane bile bulunmamaktadır. Ne yazık ki Diyarbakır güvercinleri de kendi ırklarımıza sahip çıkamamamızın güzel birer örneğidirler.
Diyarbakır güvercinlerinin eski dönemlerden beri özelliklerinin titizlikle korunduğu bilinmektedir. Ancak son dönemlerde bu hassasiyet azalmış ve Diyarbakır ırklarının birbirleri ile yanlış şekilde kırılmaları sonucu ırkın standartlarına uygun olmayan biçimde kuşlar yaygınlaşmıştır. Günümüzde Diyarbakır güvercinlerinin özelliklerini belli oranlarda yitirdiklerini söylemek yanlış olmaz sanırım. Ancak hala ırkın orijinal yapısına uygun kuşlar bulunmaktadır ve bu kuşlar sahipleri tarafından adeta bir antika eşya gibi korunmaktadırlar. Bu kuşların değerleri bugün para ile ölçülemeyecek kadar fazladır.
Diyarbakır güvercinleri bir form güvercinidir. Uçuş için yetiştirilmezler. Uçurulduklarında daireler çizerek toplu halde kısa süre ile uçup konarlar. Bu güvercinlerde asıl aranan nitelikler, kuşun renk ve fiziksel özelliklerinin istenilen şekilde olmasıdır. Diyarbakır güvercinlerinde her ırkın ayrı bir renk ve fiziksel yapısı bulunmaktadır.
Diyarbakır güvercinleri, yavru verimliliği açısından sorunlu kuşlardır. Kolay üretilip yavru alınabilen bir tarzları yoktur. Kendine özgü yuvalarda ve başka ırklarla karışık olarak bulunmaksızın yetiştirildiklerinde, verimlilik artmaktadır. Ayrıca yuva koşullarının her türlü stres etmenlerinden arındırılması olumlu sonuçlar vermektedir. Soyunun gittikçe azalmasında yavru verimliliğinin düşük olması önemli bir etkendir.
Diyarbakır güvercinleri hakkında 1938 ve 1942 yılları arasında yaptığı araştırmalar ile bizlere çok değerli bilgiler veren, Diyarbakırlı araştırmacı yazar Şevket Beysanoğlu ile 1960’lı yıllarda yaptığı çalışmaları bizlere aktaran Diyarbakırlı eski kuşçulardan Yüksek Ziraat Mühendisi Esat Sezai Cemiloğlu, Diyarbakır güvercinlerinin standartlarını çıkartmışlardır. Unutulmaması gereken önemli bir nokta kendisinde bulunması gereken özelliklerden birinden yoksun bulunan güvercinin, ciddi bir değer kaybına uğradığıdır. Bu araştırmacıların yazdıkları ve bu güvercinlerden bazılarını bugün Ankara’da yetiştiren değerli yetiştiricilerimizden yakın arkadaşım Zeki Güleröz’den aldığım sözlü bilgiler ışığında, Diyarbakır ırkına ait güvercinlerin bütün çeşitlerini aşağıda tanıtmaya çalışacağım.
1 ) GÖĞSÜAK
Kendi içinde Atlas, Narinci, Ciğeri, Gökela, Kürenk, Zeytuni olmak üzere 6 renk grubuna ayrılmıştır. Atlas ve Zeytuni paçasızdır, diğerleri ise paçalıdır. Paçasız olanlarda göğüs gülü bulunur, paçalı olanlarda bulunmaz. Hepsi kolyeli ve benklidir. ( zülüflü ) Gökela ve Kürenk de şerit vardır, diğerleri şeritsizdir. Hepsinde takka ( üst tepe ) bulunur. Takkanın baş tarafında kalan yarısı kafa ile birlikte vücudun kendi renginden, sırt tarafında kalan yarısı ise beyaz olur. Bu ayrım takkanın tam tepe noktasından düzgün şekilde olmalıdır. Kanat telekleri vücudun kendi rengindedir, beyaz olmaz. Kuyruk telekleri ise, Atlas ve Zeytuni’de vücudun kendi renginden, diğerlerinde ise beyaz olmalıdır. Kuyruk telek sayıları 12 adettir. Bu güvercinlerin hepsinde gaga ve tırnak beyaz renk olur.
A ) ATLAS
Atlaslar siyah renklidir. Siyah renk bu kuşlarda zifiri olarak adlandırılan şekilde çok koyu ve parlak tonda olmalıdır. Atlaslarda paça bulunmaz. Ayakların dirsekten aşağısı tüysüzdür. Ancak Göğüslerinde gül adı verilen, bazı yörelerde ise kravat denilen bir fırfır ( püskül ) bulunmaktadır. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Aksi bir durum güvercinin değer yitirmesine neden olur. Kanatlarda elif ya da saz adı verilen kırkanatlık durumu bulunmamalı, kuyruk ise siyah renk olmalıdır. Gaga ve tırnaklar ise beyaz olmalıdır. Siyah gaga kuşun % 10 değer yitirmesine neden olur. Atlaslarda, kuşun boyun ve göğüs kısmı düzgün bir kolye gibi beyaz olmalıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Ancak bu zülüfler, beyazlık üzerinde kalmalı ve kuşun gövde rengine kadar ulaşıp birleşmemelidir. Bu güvercinlerin başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir.
B ) NARİNCİ
Narinciler sarı renklidir. Sarı renk bu güvercinlerde olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık sarı tona sahip olanlar, tercih edilmemelidirler. Narinciler paçalıdırlar. Paça düzgün bir şekilde ayak parmaklarını örtecek uzunlukta olmalı, daha az ya da fazla olmamalıdır. Paça rengi vücut rengi ile aynı olmalı, farklı bir tonda ya da beyaz olmamalıdır. Bu güvercinlerin göğüsünde gül bulunmaz. Ancak başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Narincilerde, kuşun boyun ve göğüs kısmı düzgün bir kolye gibi beyaz olmalıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Ancak bu zülüfler, beyazlık üzerinde kalmalı ve kuşun gövde rengine kadar ulaşıp birleşmemelidir. Bu şekilde olan zülüfler kuşun değerini düşürmektedir. Gaga ve tırnak beyaz renkte olmalıdır. Kanatlarda elif ya da saz adı verilen kırkanatlık durumu bulunmamalı, kuyruk ise akkuyruk olmalıdır.
C ) CİĞERİ
Ciğeriler kırmızı renklidir. Bu kuşlar koyu kiremit ya da kızıla yakın bir renktedirler. Kırmızı renk bu güvercinlerde olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık tona sahip olanlar, tercih edilmemelidirler. Ciğeriler paçalıdırlar. Paça düzgün bir şekilde ayak parmaklarını örtecek uzunlukta olmalı, daha az ya da fazla olmamalıdır. Paça rengi vücut rengi ile aynı olmalı, farklı bir tonda ya da beyaz olmamalıdır. Bu güvercinlerin göğüsünde gül bulunmaz. Ancak başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Ciğerilerde, kuşun boyun ve göğüs kısmı düzgün bir kolye gibi beyaz olmalıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Ancak bu zülüfler, beyazlık üzerinde kalmalı ve kuşun gövde rengine kadar ulaşıp birleşmemelidir. Bu şekilde olan zülüfler kuşun değerini düşürmektedir. Gaga ve tırnak beyaz renkte olmalıdır. Kanatlarda elif ya da saz adı verilen kırkanatlık durumu bulunmamalı, kuyruk akkuyruk olmalıdır. Bu güvercinlerin başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir.
D ) GÖKELA ( GÖKALA )
Gökela gök rengi olarak da adlandırılan mavi renktedir. Gök rengi bu güvercinlerde olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık tona sahip olanlar, tercih edilmemelidirler. Gökelalar paçalıdırlar. Paça düzgün bir şekilde ayak parmaklarını örtecek uzunlukta olmalı, daha az ya da fazla olmamalıdır. Paça rengi vücut rengi ile aynı olmalı, farklı bir tonda ya da beyaz olmamalıdır. Bu güvercinlerin göğüsünde gül bulunmaz. Ancak başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Gökelalarda, kuşun boyun ve göğüs kısmı düzgün bir kolye gibi beyaz olmalıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Ancak bu zülüfler, beyazlık üzerinde kalmalı ve kuşun gövde rengine kadar ulaşıp birleşmemelidir. Bu şekilde olan zülüfler kuşun değerini düşürmektedir. Gaga ve tırnak beyaz renkte olmalıdır. Siyah gaga kuşun değerini %10 kadar düşürür. . Kanatlarda elif ya da saz adı verilen kırkanatlık durumu bulunmamalıdır. Kuyruk akkuyruk olmalıdır. Gökelaların en dikkat çekici özellikleri kanatlarının üzerinde kalem adını verdiğimiz şeritlerin bulunmasıdır. Bu şeritler Diyarbakır yöresinde “Şeftali” adı verilmektedir. Bu şeritler çok koyu tonda olmalıdırlar. Şeritleri açık olan ya da bulunmayan güvercinlere Diyarbakır yöresinde “habeş” denir ve soylu olarak görülmezler.
E ) KÜRENK
Kürenk adı verilen güvercinler açık bir renge sahiptirler. Bu rengi kül rengi olarak ta tanımlayabiliriz. Diğer Göğsüak renkleri arasında daha değerli olarak kabul edilirler. Taklacı güvercinlerdeki boz ( sabuni ) gibi bir renkleri vardır. Kül rengi bu güvercinlerde olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık tona sahip olanlar, tercih edilmemelidirler. Kürenkler paçalıdırlar. Paça düzgün bir şekilde ayak parmaklarını örtecek uzunlukta olmalı, daha az ya da fazla olmamalıdır. Paça rengi vücut rengi ile aynı olmalı, farklı bir tonda ya da beyaz olmamalıdır. Bu güvercinlerin göğüsünde gül bulunmaz. Ancak başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kürenklerde, kuşun boyun ve göğüs kısmı düzgün bir kolye gibi beyaz olmalıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Ancak bu zülüfler, beyazlık üzerinde kalmalı ve kuşun gövde rengine kadar ulaşıp birleşmemelidir. Bu şekilde olan zülüfler kuşun değerini düşürmektedir. Gaga ve tırnak beyaz renkte olmalıdır. Siyah gaga kuşun değerini %10 kadar düşürür. . Kanatlarda elif ya da saz adı verilen kırkanatlık durumu bulunmamalıdır. Kuyruk ise akkuyruk olmalıdır. Kürenklerin en dikkat çekici özellikleri kanatlarının üzerinde kalem adını verdiğimiz şeritlerin bulunmasıdır. Bu şeritler Diyarbakır yöresinde “Şeftali” adı verilmektedir. Bu şeritler çok koyu tonda olmalıdırlar. Şeritleri açık olan ya da bulunmayan güvercinlere Diyarbakır yöresinde “habeş” denir ve soylu olarak görülmezler.
F ) ZEYTUNİ
Zeytuniler, zeytin rengi olarak tarif edebileceğimiz şekilde zeytuni renkte olurlar. Bu rengi tanımlamak için çikolata ya da yanardöner diyebiliriz. Zeytuni renk bu kuşlarda çok koyu ve parlak tonda olmalıdır. Zeytunilerde paça bulunmaz. Ayakların dirsekten aşağısı tüysüzdür. Ancak Göğüslerinde gül adı verilen, bazı yörelerde ise kravat denilen bir fırfır ( püskül ) bulunmaktadır. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Aksi bir durum güvercinin değer yitirmesine neden olur. Kanatlarda elif ya da saz adı verilen kırkanatlık durumu bulunmamalı, kuyruk ise zeytuni renkte olmalıdır. Akkuruk olmamalıdır. Gaga ve tırnaklar ise beyaz olmalıdır. Siyah gaga kuşun % 10 değer yitirmesine neden olur. Zeytunilerde, kuşun boyun ve göğüs kısmı düzgün bir kolye gibi beyaz olmalıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Ancak bu zülüfler, beyazlık üzerinde kalmalı ve kuşun gövde rengine kadar ulaşıp birleşmemelidir. Bu güvercinlerin başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir.
2 ) KETME
Kendi içinde, Ketmeatlas, Bozak, Ketmeciğeri, Ketmegökela, Ketmekürenk, Ketmeyusufi olmak üzere 6 renk grubuna ayrılmıştır. Ketmegökela ile Ketmekürenk’in ayakları paçalıdır. Diğerlerinin ise ayaklarında paça bulunmaz. Paçalı olan 2 renk tipinde göğüs gülü bulunmaz. Paçalı olmayan 4 renk grubunda ise göğüs gülü bulunur. Bu açıdan Göğsüak ırkı ile karşılaştırıldığında tersi bir durumun var olduğunu söyleyebiliriz. Bu 6 renk tipinin hepsinde kakül olarak adlandırılan takka bulunmaktadır. Takka vücut rengi ile aynı renk olmak durumundadır. Bu güvercinlerin tamamının kanat ve kuyruk teleklerinin hepsi beyaz olmalıdır. Göğsüaklarla olan önemli ayrım noktalarından biri de budur. Göğsüaklarda kanat telekleri vucudun kendi rengindendir. Kuyruk telekleri ise Atlas ve Zeytunide kendi renginden diğerlerinde beyazdır.
Ketmelerde gaga ile göz arasında bulunan ve “küpe” denilen kısmın beyaz olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca gaga ile göz arasında “sakar” adı verilen küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden olması gerekmektedir. Kuyruk telek sayıları 12 adettir. Ketmelerin tamamında kafanın üzerinde başı örtecek şekilde küçük bir beyazlık bulunur.
A ) KETMEATLAS
Bu güvercinler siyah renklidir. Bu renk ne kadar koyu, parlak ve canlı ise kuş o kadar değer kazanır. Ayaklarında paça bulunmaz. Ayaklar bilekten itibaren tüysüzdürler. Bu güvercinler “kakül” adı verilen takkaya sahiptirler. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani siyah olmak durumundadır. Bu güvercinde göğüs gülü ( fırfır ) bulunur. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Aksi bir durum güvercinin değer yitirmesine neden olur. Katmeatlasların kanat telekleri ile kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olmak zorundadır. Gene aynı şekilde küpeler beyaz olmalıdır. “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca sakar adı verilen gaga ile göz arasında küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden, yani siyah olması gerekmektedir, kafanın üzerinde miğfer gibi küçük bir beyazlık bulunur.
B ) BOZAK
Bu güvercinler sarı renklidir. Bu renk ne kadar koyu, parlak ve canlı ise kuş o kadar değer kazanır. Ayaklarında paça bulunmaz. Ayaklar bilekten itibaren tüysüzdürler. Bu güvercinler “kakül” adı verilen takkaya sahiptirler. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani sarı olmak durumundadır. Bu güvercinde göğüs gülü ( fırfır ) bulunur. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Aksi bir durum güvercinin değer yitirmesine neden olur. Bozakların kanat telekleri ile kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olmak zorundadır. Gene aynı şekilde küpeler beyaz olmalıdır. “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca sakar adı verilen gaga ile göz arasında küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden, yani sarı olması gerekmektedir. Bu kuşlarda kafanın üzerinde miğfer gibi küçük bir beyazlık bulunur.
C ) KETMECİĞERİ
Bu güvercinler kırmızı renklidir. Bu renk ne kadar koyu, parlak ve canlı ise kuş o kadar değer kazanır. Ayaklarında paça bulunmaz. Ayaklar bilekten itibaren tüysüzdürler. Bu güvercinler “kakül” adı verilen takkaya sahiptirler. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani sarı olmak durumundadır. Bu güvercinde göğüs gülü ( fırfır ) bulunur. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Aksi bir durum güvercinin değer yitirmesine neden olur. Ketmeciğerilerin kanat telekleri ile kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olmak zorundadır. Gene aynı şekilde küpeler beyaz olmalıdır. “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca sakar adı verilen gaga ile göz arasında küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden, yani kırmızı olması gerekmektedir. Bu kuşlarda kafanın üzerinde miğfer gibi küçük bir beyazlık bulunur.
D ) KETMEGÖKELA
Bu güvercinler gök ( mavi ) renklidir. Bu renk ne kadar koyu, parlak ve canlı ise kuş o kadar değer kazanır. Ayaklarında paça vardır. Paçalar düzgün bir şekilde ayak parmaklarını örtecek uzunlukta olmalıdırlar. Paçanın rengi kuşun vücut rengi ile aynı olmalı, kesinlikle daha açık bir tonda bulunmamalıdır. Bu güvercinler “kakül” adı verilen takkaya sahiptirler. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani mavi olmak durumundadır. Bu güvercinde göğüs gülü ( fırfır ) bulunmaz. Ketmegökelaların kanat telekleri ile kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olmak zorundadır. Gene aynı şekilde küpeler beyaz olmalıdır. “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca sakar adı verilen gaga ile göz arasında küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden, yani mavi olması gerekmektedir. Bu kuşlarda kafanın üzerinde miğfer gibi küçük bir beyazlık bulunur.
E ) KETMEKÜRENK
Bu güvercinler kül rengidirler. Renk olarak taklacı güvercinlerdeki boz ( sabuni ) gibidirler. Bu renk ne kadar koyu, parlak ve canlı ise kuş o kadar değer kazanır. Ayaklarında paça vardır. Paçalar düzgün bir şekilde ayak parmaklarını örtecek uzunlukta olmalıdırlar. Paçanın rengi kuşun vücut rengi ile aynı olmalı, kesinlikle daha açık bir tonda bulunmamalıdır. Bu güvercinler “kakül” adı verilen takkaya sahiptirler. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani kül rengi olmak durumundadır. Bu güvercinde göğüs gülü ( fırfır ) bulunmaz. Ketmekürenklerin kanat telekleri ile kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olmak zorundadır. Gene aynı şekilde küpeler beyaz olmalıdır. “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca gaga ile göz arasında küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden, yani kül rengi olması gerekmektedir. Bu kuşlarda kafanın üzerinde miğfer gibi küçük bir beyazlık bulunur.
F ) KETMEYUSUFİ
Bu güvercinler zeytuni renklidirler. Bu renk ne kadar koyu, parlak ve canlı ise kuş o kadar değer kazanır. Ayaklarında paça bulunmaz. Ayaklar bilekten itibaren tüysüzdürler. Bu güvercinler “kakül” adı verilen takkaya sahiptirler. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani sarı olmak durumundadır. Bu güvercinde göğüs gülü ( fırfır ) bulunur. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Aksi bir durum güvercinin değer yitirmesine neden olur. Ketmeyusufilerin kanat telekleri ile kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olmak zorundadır. Gene aynı şekilde küpeler beyaz olmalıdır. “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca gaga ile göz arasında küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden, yani zeytuni olması gerekmektedir. Bu kuşlarda kafanın üzerinde miğfer gibi küçük bir beyazlık bulunur.
3 ) KIZILBAŞ
Kendi içinde Karabaş, Sarıbaş, Kızılbaş, Mavibaş ve Zeytunibaş adı verilen 5 ayrı renk grubuna ayrılmaktadır. Kızılbaş ırkında, altıncı renk grubu olan kül rengi elde edilememiştir. Kızılbaş ırkının genel özellikleri, bütün renk tiplerinde aynıdır. Sadece renkler farklı olur. Bu genel özellikleri şöyle sıralayabiliriz.
Bu ırkın tamamı kakül adı verilen şekilde takkalı ( kepezli ) kuşlardır. Bu güvercinlerin baş kısımları takka ile birlikte boğaza kadar miğferlidir. Yani kafadaki renk, takkayı da içine alacak şekilde boğaza kadar iner. Bu güvercinlerin tamamı zülüflüdür ( benkli ), zülüfler kuşun kendi renginden olmalıdır. Kızılbaş ırkında ayırt edici bir özellik bu kuşların kanat teleklerinin 4 – 5 tanesinin uçlarının kuşun kendi renginden olmasıdır. Aynı şekilde, kuyruk teleklerinin tamamı da kuşun kendi rengi ile aynı olmalıdır. Bu güvercinlerde vücudun kalan kısımları tamamen beyaz olmak zorundadır. Kuyruk telek sayıları 12 adettir.
KARABAŞ
Bu güvercinler siyah renklidirler. Siyah renk olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık olanlar değer yitirirler. Bu güvercinlerde “kakül” adı verilen takka bulunur. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani siyah olmak durumundadır. Dikkat çekici özellikleri, kuşun başının miğfer takmış gibi kuşun boğazına kadar uzanacak şekilde siyah renkli olmasıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Bu kuşların kanat teleklerinin 4 – 5 tanesinin uçlarının kuşun kendi renginden yani siyahtır. Aynı şekilde, kuyruk teleklerinin tamamı da siyah olmalıdır. Bu güvercinlerde vücudun kalan kısımları tamamen beyaz olmak zorundadır.
SARIBAŞ
Bu güvercinler sarı renklidirler. Sarı renk olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık olanlar değer yitirirler. Bu güvercinlerde “kakül” adı verilen takka bulunur. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani sarı olmak durumundadır. Dikkat çekici özellikleri, kuşun başının miğfer takmış gibi kuşun boğazına kadar uzanacak şekilde sarı renkli olmasıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Bu kuşların kanat teleklerinin 4 – 5 tanesinin uçlarının kuşun kendi renginden yani sarıdır. Aynı şekilde, kuyruk teleklerinin tamamı da sarı olmalıdır. Bu güvercinlerde vücudun kalan kısımları tamamen beyaz olmak zorundadır.
KIZILBAŞ
Bu güvercinler kırmızı renklidirler. Kırmızı renk olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık olanlar değer yitirirler. Bu güvercinlerde “kakül” adı verilen takka bulunur. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani kırmızı olmak durumundadır. Dikkat çekici özellikleri, kuşun başının miğfer takmış gibi kuşun boğazına kadar uzanacak şekilde kırmızı renkli olmasıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Bu kuşların kanat teleklerinin 4 – 5 tanesinin uçlarının kuşun kendi renginden yani kırmızıdır. Aynı şekilde, kuyruk teleklerinin tamamı da kırmızı olmalıdır. Bu güvercinlerde vücudun kalan kısımları tamamen beyaz olmak zorundadır.
MAVİBAŞ
Bu güvercinler mavi ( gök ) renklidirler. Mavi renk olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık olanlar değer yitirirler. Bu güvercinlerde “kakül” adı verilen takka bulunur. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani mavi olmak durumundadır. Dikkat çekici özellikleri, kuşun başının miğfer takmış gibi kuşun boğazına kadar uzanacak şekilde mavi renkli olmasıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Bu kuşların kanat teleklerinin 4 – 5 tanesinin uçlarının kuşun kendi renginden yani mavidir. Aynı şekilde, kuyruk teleklerinin tamamı da mavi olmalıdır. Bu güvercinlerde vücudun kalan kısımları tamamen beyaz olmak zorundadır.
ZEYTUNİBAŞ
Bu güvercinler zeytuni ( zeytin rengi ) renklidirler. Zeytuni renk olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık olanlar değer yitirirler. Bu güvercinlerde “kakül” adı verilen takka bulunur. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani zeytuni olmak durumundadır. Dikkat çekici özellikleri, kuşun başının miğfer takmış gibi kuşun boğazına kadar uzanacak şekilde zeytuni renkli olmasıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Bu kuşların kanat teleklerinin 4 – 5 tanesinin uçlarının kuşun kendi renginden yani zeytunidir. Aynı şekilde, kuyruk teleklerinin tamamı da zeytuni olmalıdır. Bu güvercinlerde vücudun kalan kısımları tamamen beyaz olmak zorundadır.
4 ) İÇAĞLI
Kendi içinde Zengi, Tahini, Gümüşkuyruk, Kara, Miski ve Yusufi adı verilen 6 ayrı renk grubuna ayrılmaktadır. Bu güvercinlerin gümüşkuyruk ve tahini renklerinde göğüs gülü yani fırfır bulunmaz. Diğer renklerinin hepsi göğüs güllüdür. Bu güvercinlerin hepsi kakül ya da kepez adı verilen şekilde takalıdırlar. Hepsinin kanatları üzerinde şerit ( kalem ) bulunur. Kalemler kuşun kendi renginin daha koyu tonunda olur. Bu güvercinlerin ayırt edici özellikleri kuyruk teleklerinin tamamının beyaz olmasıdır. Bu güvercinlerin hepsinde gaga ve gözler beyaz renk olmalıdır. Sadece Zengi ve Kara renklerinin gagalarının koyu ya da siyah olması normal karşılanabilir. Ancak beyaz olması tercih nedenidir. Kuyruk telek sayıları 12 adettir.
ZENGİ
Bu güvercinler siyah renklidirler. Siyah ton koyu ve parlak olmalıdır. Acık ve cansız olan renkler fazla tercih edilmezler. Göğüslerinde gül adı verilen, bazı yörelerde ise kravat denilen bir fırfır ( püskül ) bulunmaktadır. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kanat üzerlerinde şerit ( kalem ) adı verilen çubuk şeklinde iki sıra çizgi bulunur. Kalemleri siyahın daha koyu bir tonudurlar. Kuyruk teleklerinin tamamı beyazdır ve 12 adettir. Göz rengi beyazdır. Gaga ve tırnaklar beyaz olursa tercih nedenidir, ancak koyu ya da siyah olursa da kabul görürler.
TAHİNİ
Bu güvercinler sarı renklidirler. Sarı ton koyu ve parlak olmalıdır. Acık ve cansız olan renkler fazla tercih edilmezler. Tahini de göğüs gülü bulunmaz. Başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kanat üzerlerinde şerit ( kalem ) adı verilen çubuk şeklinde iki sıra çizgi bulunur. Kalemleri sarının daha koyu bir tonudurlar. Kuyruk teleklerinin tamamı beyazdır ve 12 adettir. Göz rengi beyazdır. Gaga ve tırnaklar beyaz olmalıdır.
GÜMÜŞKUYRUK
Bu güvercinler kırmızı renklidirler. Kırmızı ton koyu ve parlak olmalıdır. Acık ve cansız olan renkler fazla tercih edilmezler. Gümüşkuyruk da göğüs gülü bulunmaz. Başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kanat üzerlerinde şerit ( kalem ) adı verilen çubuk şeklinde iki sıra çizgi bulunur. Kalemleri kırmızının daha koyu bir tonudurlar. Kuyruk teleklerinin tamamı beyazdır ve 12 adettir. Göz rengi beyazdır. Gaga ve tırnaklar beyaz olmalıdır.
KARA
Bu güvercinler mavi ( gök ) renklidirler. Mavi ton koyu ve parlak olmalıdır. Acık ve cansız olan renkler fazla tercih edilmezler. Göğüslerinde gül adı verilen, bazı yörelerde ise kravat denilen bir fırfır ( püskül ) bulunmaktadır. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kanat üzerlerinde şerit ( kalem ) adı verilen çubuk şeklinde iki sıra çizgi bulunur. Kalemleri mavinin daha koyu bir tonudurlar. Kuyruk teleklerinin tamamı beyazdır ve 12 adettir. Göz rengi beyazdır. Gaga ve tırnaklar beyaz olursa tercih nedenidir, ancak koyu ya da siyah olursa da kabul görürler.
MİSKİ
Bu güvercinler kül rengi denilen ( açık ) renklidirler. Ancak ton koyu ve parlak olmalıdır. Cansız olan renkler fazla tercih edilmezler. Göğüslerinde gül adı verilen, bazı yörelerde ise kravat denilen bir fırfır ( püskül ) bulunmaktadır. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kanat üzerlerinde şerit ( kalem ) adı verilen çubuk şeklinde iki sıra çizgi bulunur. Kalemleri kuşun renginin daha koyu bir tonudurlar. Kuyruk teleklerinin tamamı beyazdır ve 12 adettir. Göz rengi beyazdır. Gaga ve tırnaklar beyaz olmalıdır.
YUSUFİ
Bu güvercinler zeytuni denilen zeytin rengindedirler. Ancak ton koyu ve parlak olmalıdır. Cansız olan renkler fazla tercih edilmezler. Göğüslerinde gül adı verilen, bazı yörelerde ise kravat denilen bir fırfır ( püskül ) bulunmaktadır. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kanat üzerlerinde şerit ( kalem ) adı verilen çubuk şeklinde iki sıra çizgi bulunur. Kalemleri kuşun renginin daha koyu bir tonudurlar. Kuyruk teleklerinin tamamı beyazdır ve 12 adettir. Göz rengi beyazdır. Gaga ve tırnaklar beyaz olmalıdır.
DİYARBAKIR IRKLARINDA DOĞRU EŞLEŞTİRMELER
En doğru eşleştirme her ırkı kendi içinde ve kendi rengi ile eşleştirme şeklidir. Irklar arası eşleme kesinlikle yapılmamalıdır. Ancak ırk içindeki farklı renkler eşleştirilme durumunda kalınırsa aşağıdaki tarzda eşleştirilebilir.
1 ) Göğsüak ırkı içersinde, Narinci ile Ciğeri eşleşirse, ırksal bir bozulma olmaz. Ya bir çift Narinci, ya da bir çift Ciğeri elde edilir. Bazen de bir Narinci bir Ciğeri yavru alınır.
2 ) Göğsüak ırkı içersinde, Kürenk ile Gökela eşleşirse, ırksal bir bozulma olmaz. Ya bir çift Kürenk, ya da bir çift Gökela elde edilir. Bazen de bir Kürenk bir Gökela yavru alınır.
3 ) Ketme ırkı içersinde, Ketmeciğeri ile Bozak eşleşirse ırksal bir bozulma olmaz.
4 ) Göğsüak ırkı içersinde, Atlas ile Zeytuni eşleşirse, ırksal bir bozulma olmaz.
5 ) İçağlı ırkı içersinde, Kara ile Miski eşleşirse, ırksal bir bozulma olmaz.
6 ) İçağlı ırkı içersinde, Zengi ile Yusufi eşleşirse, ırksal bir bozulma olmaz.
Yukarıda belirtilen eşleştirmelerin haricinde yapılacak her eşleştirme ırkın bozulması anlamına gelmektedir. Son dönemlerde bu konuya özen gösterilmemesi sonucu Diyarbakır ırkı ciddi bir bozuluma uğramıştır. Farklı Diyarbakır ırkları arasındaki eşleşmelerden çıkan yavrulara “Habeş” adı verilir ve değersiz olarak görülürler. Yanlış eşleştirmeler sonucu, paçasız olan tipler paçalı olmaya, göğüs gülü bulunması gerekenler göğüs gülsüz olmaya, Takkalı ( Kepezli ) olanlar takkasız olmaya başlamıştır. Benklerin ( zülüf ) düzensiz olması ve gögüste görülen kolye şeklindeki beyazlığın düzensiz olması gibi durumlar sık görülmeye başlanmıştır. Bu tür kuşlar değerinin onda dokuzunu kaybetmektedir.
NOT :
Ekte bulunan fotoğraflar, Ankara’da değerli yetiştiricilerimizden yakın arkadaşım Zeki Güleröz’ün güvercinlerine ait olup tarafımdan çekilmiştir. Kendisine gerek bu yazının hazırlanması sırasında verdiği sözlü bilgiler, gerekse kuşlarının fotoğraflarını çekmem için sağladığı kolaylıklardan ötürü bir kez daha teşekkür ederim.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
1 ) “Diyarbakır Folklorunda Güvercin” Şevket Beysanoğlu TFA. 1979 sayı 359
2 ) “Diyarbakır Folklorunda Güvercin” Şevket Beysanoğlu TFA. 1979 sayı 360
3 ) “Diyarbakır Kuşları” Esat Sezai Cemiloğlu 1964 TGYB arşivi
4 ) “Diyarbakır Müze Şehir” YKB Yayınları 1999
5 ) “Bir Zamanlar Diyarbekir” M.Şefik Korkusuz İstanbul 1999
6 ) Zeki Güleröz ile yapılan sözlü görüşme ve alınan bilgiler / Ankara 2003
ARAŞTIRAN VE YAZAN :
YAVUZ İŞÇEN - ANKARA
E MAİL : [email protected]
_________________
Cevdet Özbayer Ankara
Diyarbakır ilimiz geçmişi prehistorik ( tarih öncesi ) dönemlere kadar uzanan çok eski bir yerleşim birimidir. Bu topraklar üzerinde bir çok uygarlık gelip geçmiştir. Bölgedeki güvercin kültürü de en az bu uygarlıklar kadar eskidir. 1515 yılında Osmanlı devleti topraklarına katılan Diyarbakır’ın bir güvercin başkenti olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz. Diyarbakır’da çok çeşitli güvercin ırkları yetiştirilmektedir.
Bu araştırma kapsamında üzerinde duracağımız güvercinler, Diyarbakır’ın kendine özgü ırkıdır. Gerçekten de Diyarbakır’da, Osmanlı döneminden beri titizlikle ıslah edilen ve genel olarak “ Diyarbakır Güvercinleri ” adı ile bilinen yerel bir güvercin ırkı bulunmaktadır. Bu ırkın bugün Diyarbakır ve yakın çevresi dışında, ülke genelinde fazlası ile bilindiğini ve tanındığını söyleyemeyiz. Daha çok yerel olarak yetiştirilen bu güvercinlerin günümüzde sayıları ve yetiştiricileri hızla azalmaktadır. Bu anlamda nesli tehlike altında olan bir ırkımızdır ve korunması gerekmektedir. Ülkemiz genelinde bile yeterince tanıtımı yapılamamış bu güvercinlerin, dünya ırkları içersinde hak ettiği yeri alması en büyük dileğimizdir.
Birbirinden farklı özelliklere sahip “Diyarbakır Güvercinleri” 4 ayrı ırk altında toplanmaktadır. Bu ırklar, Göğsüak, Ketme, Kızılbaş ve İçağlı olarak adlandırılmaktadır. Her grubun içinde ise, 6 ayrı renk kombinasyonu yer almaktadır. Sadece Kızılbaş ırkının 5 renk çeşidi bulunmaktadır. Renk çeşitleri ile birlikte Diyarbakır ırklarının toplam birey sayısı 23 tanedir. Bu araştırma içinde Diyarbakır ırklarının bütün bireyleri ile ilgili bilgiler verilecektir.
DİYARBAKIR’DA GÜVERCİN KÜLTÜRÜ
Günümüzde hızlı kentleşme ve benzer nedenlerle eskiye oranla biraz azalmakla birlikte, Diyarbakır’da hala güçlü bir güvercin kültürüne rastlanmaktadır. Bu kültürün oldukça eski dönemlere dayandığı bir gerçektir. Bölgede güvercinin kutsal bir kuş olarak bilinmesinin yanı sıra, haberleşme amacı ile kullanılan güvercinlerin sağladığı yararlar kuşaktan kuşağa aktarılarak kültürün devamlılığı sağlanmıştır. Ayrıca ölen günahsız insanların ruhunun güvercin kılığında yer yüzünde dolaştığı yolunda bölgede bir inanış bulunmaktadır. Diyarbakır’da anlatılan “Kral Kızı Efsanesi” buna iyi bir örnektir. Bütün bunların halk üzerinde yarattığı etkiler sonucu bölgede güvercin yetiştiriciliği canlılığını kaybetmeksizin günümüze kadar gelmiştir.
Diyarbakır’da kale içinde bulunan eski yapıların dış kapı tokmaklarının bir kısmı güvercini simgeler şekilde yapılmıştır. “şakşak” adı verilen bu tür kapı tokmaklarının 8 ayrı çeşidi tespit edilmiştir. Eski Diyarbakır şehrini bütünüyle çevreleyen ünlü Diyarbakır surları üzerinde yer yer güvercin kabartmalarına rastlanmaktadır. Ayrıca halkın dokuduğu kilim, cicim, heybe, çorap gibi şeylerde güvercin figürleri çoğunlukla kullanılmaktadır. Bir çok yerel manide, şiirde güvercin ile ilgili konular yer almaktadır.
Diyarbakır’da gül ve ipek merakının yaygın olduğu Osmanlı Devletinin son dönemlerinde, Diyarbakır’ın ileri gelen aileleri arasında, konaklarda güvercin yetiştirilmekteydi. Bu geleneğin Diyarbakır’da 500 yıldan beri var olduğu bilinmektedir. Bu nedenle güvercinler biraz da güç ve zenginlik göstergesi olmuştur. Bugün bile bölgede fazla kuşa sahip olmak bir ayrıcalık ve mevki gibi algılanmaktadır.
DİYARBAKIR TARİHİNDE GÜVERCİNLER
Diyarbakır kalesinin ilk kez M:Ö 2000 yıllarında bölgeye yerleşen Hurriler tarafından yapıldığı sanılmaktadır. 349 yılında Romalıların elinde bulunan kentin, II. Costantius’un emri ile surların genişletilerek kenti çevreleyecek şekilde büyütüldüğü bilinmektedir. 367 – 375 yılları arasında ise surların batı kesimi yıktırılarak daha geniş bir alanı kapsayacak şekilde bugünkü surlar inşa edilmiştir. Diyarbakır eski dönemlerde geçerli olan kale kent anlayışının bölgedeki güçlü bir örneğidir. Bölgedeki benzer kaleler hep Diyarbakır’a bağlıdır. Bu durum kaleler arasındaki haberleşmeyi ve birer öncü karakol konumundaki diğer kalelerden özellikle savaş zamanlarında Diyarbakır kalesine haber aktarımını önemli hale getirmiştir.
Hatta Diyarbakır’ın Osmanlı topraklarına katılması böyle bir posta güvercinin ulaştırdığı haber sonucu olmuştur. Şah İsmail ve onun denetimindeki Karahan komutasında bulunan İran orduları, Diyarbakır kalesini kuşatmıştır. Kale halkı kuşatmaya karşı direnmiş ancak açlık ve kıtlık sonucu teslim olma noktasına gelmiştir. Tam bu noktada halkın imdadına bir posta güvercini yetişmiş ve Osmanlı ordusunun Bıyıklı Mehmet Paşa komutasında büyük bir ordu ile İstanbul’dan yardıma geldiği haberini getirmiştir. Bunun üzerine halk direnişe devam etmiştir. Bu ordunun Diyarbakır’a ulaşması sonrası 10 Eylül 1515’de Diyarbakır Osmanlı topraklarına katılmıştır.
OSMANLI DÖNEMİNDE YAPILAN GÜVERCİN YARIŞMALARI
1515 yılından sonra her 10 Eylül gününde Diyarbakır’da kurtuluş şenlikleri düzenlenmesi bir gelenek haline gelmiştir. Bu şenliklerin en önemli özelliklerinden biri de güvercin yarışmaları düzenlenmesi ve yarışı kazananlara altın olarak ödül verilmesidir. Diyarbakır’ın kurtuluşu bir güvercinin taşıdığı habere bağlı olarak geliştiği için güvercin yarışmaları, düzenlenen şenliklerin çok önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bu gelenek, Diyarbakır’da 400 yıl yaşatıldıktan sonra ne yazık ki I. Dünya savaşının sefalet dolu yıllarında ve onu izleyen Cumhuriyet döneminde unutularak terk edilmiştir. Bu geleneğin o dönemde bölgede güvercin yetiştiriciliğini ciddi şekilde teşvik etmiş olması doğaldır. Bugün Diyarbakır’ı bir güvercin başkenti olarak niteliyorsak, kuşkusuz bu tür geleneklerin bunda etkisi çok fazladır.
Diyarbakır’ın bilinen en eski kuşçularından Mehmet Ağa ( Kuşbaz Kör Müho ) bu şenliklerle ilgili olarak çok değerli bilgiler vermektedir. 1938 – 1942 yılları arasında 83 yaşında iken kendisinden alınan sözlü bilgilere göre, bu yarışmalarda bölgenin ünlü kuşbazları toplanır ve özenle yetiştirdikleri posta güvercinlerini yarışma için belirlenen bölgede bulunan kalelerin birinden salarlarmış. Kimin güvercini Diyarbakır’a en çabuk ulaşırsa ödül olarak belirlenen altınları o yetiştirici alırmış. Bu amaçla kullanılan kaleler arasında Palo, Harput, Eğil, Atak, Meyyafarıkin ( Silvan ) ve Mardin kaleleri başta gelirmiş. Gene Mehmet Ağa’nın aktarımına göre, 1910 yılında yapılan kurtuluş şenliklerinde, Silvan kalesinden uçurulan 10 kuşbaza ait 20 güvercin arasında kendi kuşları 35 dakikada yuvalarına dönerek birinciliği kazanmışlar ve bu yarışma sonrası kendisine ödül olarak 5 altın verilmiş. ( Silvan kalesinin Diyarbakır’a olan uzaklığı 90 km. kadardır. )
DİYARBAKIR’DA ESKİ KUŞBAZLAR VE KUŞ MEKANLARI
Kuşbaz Kör Müho’nun ( Mehmet Ağa ) yanı sıra Diyarbakır’da bilinen bir çok eski kuşbaz bulunmaktadır. Bu kişiler Osmanlı Devleti döneminin ünlü kuşçuları arasındadır. Şehrin güneyinde Mardin kapısı yakınında bulunan Behrampaşa camisinin vakıf idarecilerinden Münir Efendi, Hevidanlızade Emin Efendi, Cemilpaşazade Kasım Bey ve Raif Hoca, Hamit Yazıcıoğlu’nun amcası Eminigazeli, Zozo Alo ve Mahzunun oğlu Mehmet Efendi gibi kişiler dönemin bilinen kuşçularıdır.
O dönemlerde Diyarbakır’da kuşçuların bazı toplanma mekanları bulunmaktadır. Buralarda kuşçular belirli günlerde toplanmakta ve kuş alım satımı yapılmaktadır. Ayrıca müşterileri sadece kuşçulardan oluşan bazı kahveler de bulunmaktadır. Bu mekanlar arasında en eskisi, Diyarbakır’ın doğusunda ve Dicle Kapısının batısında bulunan Fatihpaşa mahallesinde yer alan Kurşunlu Camisi Pazar yeridir. Gene Diyarbakır’da o dönemlerde Yoğurt Pazarı olarak bilinen Pazar yeri, kuşçuların toplanma alanlarından biridir.
Cumhuriyet döneminin başlarında ise, şehrin güneyinde bulunan Mardin Kapısı’ndaki Seyhan Palas Kahvesi ile şehrin batısında bulunan Urfa Kapısı yakınındaki Melih Ahmet Çarşısı kuşçuların toplanma mekanlarıdır.
DİYARBAKIR’IN YEREL GÜVERCİN IRKLARI
Araştırmamızın başında Diyarbakır’da bir çok güvercin ırkı yetiştirildiğini belirtmiştik. Burada sadece “Diyarbakır Güvercinleri” adı ile bilinen yerel güvercin ırkı üzerinde duracağız. Birbirinden farklı özelliklere sahip “Diyarbakır Güvercinleri” 4 ayrı ırk altında toplanmaktadır. Bu ırklar, Göğsüak, Ketme, Kızılbaş ve İçağlı olarak adlandırılmaktadır. Bu güvercinler, ülke genelinde de fazla tanınmadığı gibi dünya üzerinde hiçbir yerde bulunmamaktadır.
Diyarbakır dışında Diyarbakır’a komşu illerde az olarak bulunmaktadır. İstanbul’da oturan bazı Diyarbakırlıların götürmesi sonucu İstanbul kuş pazarlarında da nadiren rastlanmaktadır. Bu güvercinlerden bazı örneklerin önceki dönemlerde Diyarbakır’dan alınarak Irak, İran, Suriye ve Lübnan gibi ülkelere götürüldüğü bilinmektedir. Ancak bu ülkelerde ırkın orijinal özellikleri korunamamış ve çeşitli melez formlar ortaya çıkmıştır. Bu ülkelerde bugün bu kuşlara pek rastlandığı söylenemez. Diyarbakır güvercin ırklarından bazı örneklerin Ankara Hayvanat Bahçesi’nde bulunan güvercin teşhir bölümlerine getirildikleri bilinmektedir. Hatta Diyarbakır cinsi adı ile kayıtlara geçen bu güvercinlerden bugün Ankara Hayvanat Bahçesinde bir tane bile bulunmamaktadır. Ne yazık ki Diyarbakır güvercinleri de kendi ırklarımıza sahip çıkamamamızın güzel birer örneğidirler.
Diyarbakır güvercinlerinin eski dönemlerden beri özelliklerinin titizlikle korunduğu bilinmektedir. Ancak son dönemlerde bu hassasiyet azalmış ve Diyarbakır ırklarının birbirleri ile yanlış şekilde kırılmaları sonucu ırkın standartlarına uygun olmayan biçimde kuşlar yaygınlaşmıştır. Günümüzde Diyarbakır güvercinlerinin özelliklerini belli oranlarda yitirdiklerini söylemek yanlış olmaz sanırım. Ancak hala ırkın orijinal yapısına uygun kuşlar bulunmaktadır ve bu kuşlar sahipleri tarafından adeta bir antika eşya gibi korunmaktadırlar. Bu kuşların değerleri bugün para ile ölçülemeyecek kadar fazladır.
Diyarbakır güvercinleri bir form güvercinidir. Uçuş için yetiştirilmezler. Uçurulduklarında daireler çizerek toplu halde kısa süre ile uçup konarlar. Bu güvercinlerde asıl aranan nitelikler, kuşun renk ve fiziksel özelliklerinin istenilen şekilde olmasıdır. Diyarbakır güvercinlerinde her ırkın ayrı bir renk ve fiziksel yapısı bulunmaktadır.
Diyarbakır güvercinleri, yavru verimliliği açısından sorunlu kuşlardır. Kolay üretilip yavru alınabilen bir tarzları yoktur. Kendine özgü yuvalarda ve başka ırklarla karışık olarak bulunmaksızın yetiştirildiklerinde, verimlilik artmaktadır. Ayrıca yuva koşullarının her türlü stres etmenlerinden arındırılması olumlu sonuçlar vermektedir. Soyunun gittikçe azalmasında yavru verimliliğinin düşük olması önemli bir etkendir.
Diyarbakır güvercinleri hakkında 1938 ve 1942 yılları arasında yaptığı araştırmalar ile bizlere çok değerli bilgiler veren, Diyarbakırlı araştırmacı yazar Şevket Beysanoğlu ile 1960’lı yıllarda yaptığı çalışmaları bizlere aktaran Diyarbakırlı eski kuşçulardan Yüksek Ziraat Mühendisi Esat Sezai Cemiloğlu, Diyarbakır güvercinlerinin standartlarını çıkartmışlardır. Unutulmaması gereken önemli bir nokta kendisinde bulunması gereken özelliklerden birinden yoksun bulunan güvercinin, ciddi bir değer kaybına uğradığıdır. Bu araştırmacıların yazdıkları ve bu güvercinlerden bazılarını bugün Ankara’da yetiştiren değerli yetiştiricilerimizden yakın arkadaşım Zeki Güleröz’den aldığım sözlü bilgiler ışığında, Diyarbakır ırkına ait güvercinlerin bütün çeşitlerini aşağıda tanıtmaya çalışacağım.
1 ) GÖĞSÜAK
Kendi içinde Atlas, Narinci, Ciğeri, Gökela, Kürenk, Zeytuni olmak üzere 6 renk grubuna ayrılmıştır. Atlas ve Zeytuni paçasızdır, diğerleri ise paçalıdır. Paçasız olanlarda göğüs gülü bulunur, paçalı olanlarda bulunmaz. Hepsi kolyeli ve benklidir. ( zülüflü ) Gökela ve Kürenk de şerit vardır, diğerleri şeritsizdir. Hepsinde takka ( üst tepe ) bulunur. Takkanın baş tarafında kalan yarısı kafa ile birlikte vücudun kendi renginden, sırt tarafında kalan yarısı ise beyaz olur. Bu ayrım takkanın tam tepe noktasından düzgün şekilde olmalıdır. Kanat telekleri vücudun kendi rengindedir, beyaz olmaz. Kuyruk telekleri ise, Atlas ve Zeytuni’de vücudun kendi renginden, diğerlerinde ise beyaz olmalıdır. Kuyruk telek sayıları 12 adettir. Bu güvercinlerin hepsinde gaga ve tırnak beyaz renk olur.
A ) ATLAS
Atlaslar siyah renklidir. Siyah renk bu kuşlarda zifiri olarak adlandırılan şekilde çok koyu ve parlak tonda olmalıdır. Atlaslarda paça bulunmaz. Ayakların dirsekten aşağısı tüysüzdür. Ancak Göğüslerinde gül adı verilen, bazı yörelerde ise kravat denilen bir fırfır ( püskül ) bulunmaktadır. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Aksi bir durum güvercinin değer yitirmesine neden olur. Kanatlarda elif ya da saz adı verilen kırkanatlık durumu bulunmamalı, kuyruk ise siyah renk olmalıdır. Gaga ve tırnaklar ise beyaz olmalıdır. Siyah gaga kuşun % 10 değer yitirmesine neden olur. Atlaslarda, kuşun boyun ve göğüs kısmı düzgün bir kolye gibi beyaz olmalıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Ancak bu zülüfler, beyazlık üzerinde kalmalı ve kuşun gövde rengine kadar ulaşıp birleşmemelidir. Bu güvercinlerin başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir.
B ) NARİNCİ
Narinciler sarı renklidir. Sarı renk bu güvercinlerde olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık sarı tona sahip olanlar, tercih edilmemelidirler. Narinciler paçalıdırlar. Paça düzgün bir şekilde ayak parmaklarını örtecek uzunlukta olmalı, daha az ya da fazla olmamalıdır. Paça rengi vücut rengi ile aynı olmalı, farklı bir tonda ya da beyaz olmamalıdır. Bu güvercinlerin göğüsünde gül bulunmaz. Ancak başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Narincilerde, kuşun boyun ve göğüs kısmı düzgün bir kolye gibi beyaz olmalıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Ancak bu zülüfler, beyazlık üzerinde kalmalı ve kuşun gövde rengine kadar ulaşıp birleşmemelidir. Bu şekilde olan zülüfler kuşun değerini düşürmektedir. Gaga ve tırnak beyaz renkte olmalıdır. Kanatlarda elif ya da saz adı verilen kırkanatlık durumu bulunmamalı, kuyruk ise akkuyruk olmalıdır.
C ) CİĞERİ
Ciğeriler kırmızı renklidir. Bu kuşlar koyu kiremit ya da kızıla yakın bir renktedirler. Kırmızı renk bu güvercinlerde olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık tona sahip olanlar, tercih edilmemelidirler. Ciğeriler paçalıdırlar. Paça düzgün bir şekilde ayak parmaklarını örtecek uzunlukta olmalı, daha az ya da fazla olmamalıdır. Paça rengi vücut rengi ile aynı olmalı, farklı bir tonda ya da beyaz olmamalıdır. Bu güvercinlerin göğüsünde gül bulunmaz. Ancak başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Ciğerilerde, kuşun boyun ve göğüs kısmı düzgün bir kolye gibi beyaz olmalıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Ancak bu zülüfler, beyazlık üzerinde kalmalı ve kuşun gövde rengine kadar ulaşıp birleşmemelidir. Bu şekilde olan zülüfler kuşun değerini düşürmektedir. Gaga ve tırnak beyaz renkte olmalıdır. Kanatlarda elif ya da saz adı verilen kırkanatlık durumu bulunmamalı, kuyruk akkuyruk olmalıdır. Bu güvercinlerin başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir.
D ) GÖKELA ( GÖKALA )
Gökela gök rengi olarak da adlandırılan mavi renktedir. Gök rengi bu güvercinlerde olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık tona sahip olanlar, tercih edilmemelidirler. Gökelalar paçalıdırlar. Paça düzgün bir şekilde ayak parmaklarını örtecek uzunlukta olmalı, daha az ya da fazla olmamalıdır. Paça rengi vücut rengi ile aynı olmalı, farklı bir tonda ya da beyaz olmamalıdır. Bu güvercinlerin göğüsünde gül bulunmaz. Ancak başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Gökelalarda, kuşun boyun ve göğüs kısmı düzgün bir kolye gibi beyaz olmalıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Ancak bu zülüfler, beyazlık üzerinde kalmalı ve kuşun gövde rengine kadar ulaşıp birleşmemelidir. Bu şekilde olan zülüfler kuşun değerini düşürmektedir. Gaga ve tırnak beyaz renkte olmalıdır. Siyah gaga kuşun değerini %10 kadar düşürür. . Kanatlarda elif ya da saz adı verilen kırkanatlık durumu bulunmamalıdır. Kuyruk akkuyruk olmalıdır. Gökelaların en dikkat çekici özellikleri kanatlarının üzerinde kalem adını verdiğimiz şeritlerin bulunmasıdır. Bu şeritler Diyarbakır yöresinde “Şeftali” adı verilmektedir. Bu şeritler çok koyu tonda olmalıdırlar. Şeritleri açık olan ya da bulunmayan güvercinlere Diyarbakır yöresinde “habeş” denir ve soylu olarak görülmezler.
E ) KÜRENK
Kürenk adı verilen güvercinler açık bir renge sahiptirler. Bu rengi kül rengi olarak ta tanımlayabiliriz. Diğer Göğsüak renkleri arasında daha değerli olarak kabul edilirler. Taklacı güvercinlerdeki boz ( sabuni ) gibi bir renkleri vardır. Kül rengi bu güvercinlerde olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık tona sahip olanlar, tercih edilmemelidirler. Kürenkler paçalıdırlar. Paça düzgün bir şekilde ayak parmaklarını örtecek uzunlukta olmalı, daha az ya da fazla olmamalıdır. Paça rengi vücut rengi ile aynı olmalı, farklı bir tonda ya da beyaz olmamalıdır. Bu güvercinlerin göğüsünde gül bulunmaz. Ancak başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kürenklerde, kuşun boyun ve göğüs kısmı düzgün bir kolye gibi beyaz olmalıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Ancak bu zülüfler, beyazlık üzerinde kalmalı ve kuşun gövde rengine kadar ulaşıp birleşmemelidir. Bu şekilde olan zülüfler kuşun değerini düşürmektedir. Gaga ve tırnak beyaz renkte olmalıdır. Siyah gaga kuşun değerini %10 kadar düşürür. . Kanatlarda elif ya da saz adı verilen kırkanatlık durumu bulunmamalıdır. Kuyruk ise akkuyruk olmalıdır. Kürenklerin en dikkat çekici özellikleri kanatlarının üzerinde kalem adını verdiğimiz şeritlerin bulunmasıdır. Bu şeritler Diyarbakır yöresinde “Şeftali” adı verilmektedir. Bu şeritler çok koyu tonda olmalıdırlar. Şeritleri açık olan ya da bulunmayan güvercinlere Diyarbakır yöresinde “habeş” denir ve soylu olarak görülmezler.
F ) ZEYTUNİ
Zeytuniler, zeytin rengi olarak tarif edebileceğimiz şekilde zeytuni renkte olurlar. Bu rengi tanımlamak için çikolata ya da yanardöner diyebiliriz. Zeytuni renk bu kuşlarda çok koyu ve parlak tonda olmalıdır. Zeytunilerde paça bulunmaz. Ayakların dirsekten aşağısı tüysüzdür. Ancak Göğüslerinde gül adı verilen, bazı yörelerde ise kravat denilen bir fırfır ( püskül ) bulunmaktadır. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Aksi bir durum güvercinin değer yitirmesine neden olur. Kanatlarda elif ya da saz adı verilen kırkanatlık durumu bulunmamalı, kuyruk ise zeytuni renkte olmalıdır. Akkuruk olmamalıdır. Gaga ve tırnaklar ise beyaz olmalıdır. Siyah gaga kuşun % 10 değer yitirmesine neden olur. Zeytunilerde, kuşun boyun ve göğüs kısmı düzgün bir kolye gibi beyaz olmalıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Ancak bu zülüfler, beyazlık üzerinde kalmalı ve kuşun gövde rengine kadar ulaşıp birleşmemelidir. Bu güvercinlerin başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir.
2 ) KETME
Kendi içinde, Ketmeatlas, Bozak, Ketmeciğeri, Ketmegökela, Ketmekürenk, Ketmeyusufi olmak üzere 6 renk grubuna ayrılmıştır. Ketmegökela ile Ketmekürenk’in ayakları paçalıdır. Diğerlerinin ise ayaklarında paça bulunmaz. Paçalı olan 2 renk tipinde göğüs gülü bulunmaz. Paçalı olmayan 4 renk grubunda ise göğüs gülü bulunur. Bu açıdan Göğsüak ırkı ile karşılaştırıldığında tersi bir durumun var olduğunu söyleyebiliriz. Bu 6 renk tipinin hepsinde kakül olarak adlandırılan takka bulunmaktadır. Takka vücut rengi ile aynı renk olmak durumundadır. Bu güvercinlerin tamamının kanat ve kuyruk teleklerinin hepsi beyaz olmalıdır. Göğsüaklarla olan önemli ayrım noktalarından biri de budur. Göğsüaklarda kanat telekleri vucudun kendi rengindendir. Kuyruk telekleri ise Atlas ve Zeytunide kendi renginden diğerlerinde beyazdır.
Ketmelerde gaga ile göz arasında bulunan ve “küpe” denilen kısmın beyaz olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca gaga ile göz arasında “sakar” adı verilen küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden olması gerekmektedir. Kuyruk telek sayıları 12 adettir. Ketmelerin tamamında kafanın üzerinde başı örtecek şekilde küçük bir beyazlık bulunur.
A ) KETMEATLAS
Bu güvercinler siyah renklidir. Bu renk ne kadar koyu, parlak ve canlı ise kuş o kadar değer kazanır. Ayaklarında paça bulunmaz. Ayaklar bilekten itibaren tüysüzdürler. Bu güvercinler “kakül” adı verilen takkaya sahiptirler. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani siyah olmak durumundadır. Bu güvercinde göğüs gülü ( fırfır ) bulunur. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Aksi bir durum güvercinin değer yitirmesine neden olur. Katmeatlasların kanat telekleri ile kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olmak zorundadır. Gene aynı şekilde küpeler beyaz olmalıdır. “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca sakar adı verilen gaga ile göz arasında küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden, yani siyah olması gerekmektedir, kafanın üzerinde miğfer gibi küçük bir beyazlık bulunur.
B ) BOZAK
Bu güvercinler sarı renklidir. Bu renk ne kadar koyu, parlak ve canlı ise kuş o kadar değer kazanır. Ayaklarında paça bulunmaz. Ayaklar bilekten itibaren tüysüzdürler. Bu güvercinler “kakül” adı verilen takkaya sahiptirler. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani sarı olmak durumundadır. Bu güvercinde göğüs gülü ( fırfır ) bulunur. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Aksi bir durum güvercinin değer yitirmesine neden olur. Bozakların kanat telekleri ile kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olmak zorundadır. Gene aynı şekilde küpeler beyaz olmalıdır. “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca sakar adı verilen gaga ile göz arasında küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden, yani sarı olması gerekmektedir. Bu kuşlarda kafanın üzerinde miğfer gibi küçük bir beyazlık bulunur.
C ) KETMECİĞERİ
Bu güvercinler kırmızı renklidir. Bu renk ne kadar koyu, parlak ve canlı ise kuş o kadar değer kazanır. Ayaklarında paça bulunmaz. Ayaklar bilekten itibaren tüysüzdürler. Bu güvercinler “kakül” adı verilen takkaya sahiptirler. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani sarı olmak durumundadır. Bu güvercinde göğüs gülü ( fırfır ) bulunur. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Aksi bir durum güvercinin değer yitirmesine neden olur. Ketmeciğerilerin kanat telekleri ile kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olmak zorundadır. Gene aynı şekilde küpeler beyaz olmalıdır. “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca sakar adı verilen gaga ile göz arasında küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden, yani kırmızı olması gerekmektedir. Bu kuşlarda kafanın üzerinde miğfer gibi küçük bir beyazlık bulunur.
D ) KETMEGÖKELA
Bu güvercinler gök ( mavi ) renklidir. Bu renk ne kadar koyu, parlak ve canlı ise kuş o kadar değer kazanır. Ayaklarında paça vardır. Paçalar düzgün bir şekilde ayak parmaklarını örtecek uzunlukta olmalıdırlar. Paçanın rengi kuşun vücut rengi ile aynı olmalı, kesinlikle daha açık bir tonda bulunmamalıdır. Bu güvercinler “kakül” adı verilen takkaya sahiptirler. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani mavi olmak durumundadır. Bu güvercinde göğüs gülü ( fırfır ) bulunmaz. Ketmegökelaların kanat telekleri ile kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olmak zorundadır. Gene aynı şekilde küpeler beyaz olmalıdır. “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca sakar adı verilen gaga ile göz arasında küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden, yani mavi olması gerekmektedir. Bu kuşlarda kafanın üzerinde miğfer gibi küçük bir beyazlık bulunur.
E ) KETMEKÜRENK
Bu güvercinler kül rengidirler. Renk olarak taklacı güvercinlerdeki boz ( sabuni ) gibidirler. Bu renk ne kadar koyu, parlak ve canlı ise kuş o kadar değer kazanır. Ayaklarında paça vardır. Paçalar düzgün bir şekilde ayak parmaklarını örtecek uzunlukta olmalıdırlar. Paçanın rengi kuşun vücut rengi ile aynı olmalı, kesinlikle daha açık bir tonda bulunmamalıdır. Bu güvercinler “kakül” adı verilen takkaya sahiptirler. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani kül rengi olmak durumundadır. Bu güvercinde göğüs gülü ( fırfır ) bulunmaz. Ketmekürenklerin kanat telekleri ile kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olmak zorundadır. Gene aynı şekilde küpeler beyaz olmalıdır. “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca gaga ile göz arasında küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden, yani kül rengi olması gerekmektedir. Bu kuşlarda kafanın üzerinde miğfer gibi küçük bir beyazlık bulunur.
F ) KETMEYUSUFİ
Bu güvercinler zeytuni renklidirler. Bu renk ne kadar koyu, parlak ve canlı ise kuş o kadar değer kazanır. Ayaklarında paça bulunmaz. Ayaklar bilekten itibaren tüysüzdürler. Bu güvercinler “kakül” adı verilen takkaya sahiptirler. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani sarı olmak durumundadır. Bu güvercinde göğüs gülü ( fırfır ) bulunur. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Aksi bir durum güvercinin değer yitirmesine neden olur. Ketmeyusufilerin kanat telekleri ile kuyruk teleklerinin tamamı beyaz olmak zorundadır. Gene aynı şekilde küpeler beyaz olmalıdır. “Halta” adı verilen çenenin altındaki tüylerde beyazlık bulunmamalıdır. Ayrıca gaga ile göz arasında küçük üçken bir alanın kuşun kendi renginden, yani zeytuni olması gerekmektedir. Bu kuşlarda kafanın üzerinde miğfer gibi küçük bir beyazlık bulunur.
3 ) KIZILBAŞ
Kendi içinde Karabaş, Sarıbaş, Kızılbaş, Mavibaş ve Zeytunibaş adı verilen 5 ayrı renk grubuna ayrılmaktadır. Kızılbaş ırkında, altıncı renk grubu olan kül rengi elde edilememiştir. Kızılbaş ırkının genel özellikleri, bütün renk tiplerinde aynıdır. Sadece renkler farklı olur. Bu genel özellikleri şöyle sıralayabiliriz.
Bu ırkın tamamı kakül adı verilen şekilde takkalı ( kepezli ) kuşlardır. Bu güvercinlerin baş kısımları takka ile birlikte boğaza kadar miğferlidir. Yani kafadaki renk, takkayı da içine alacak şekilde boğaza kadar iner. Bu güvercinlerin tamamı zülüflüdür ( benkli ), zülüfler kuşun kendi renginden olmalıdır. Kızılbaş ırkında ayırt edici bir özellik bu kuşların kanat teleklerinin 4 – 5 tanesinin uçlarının kuşun kendi renginden olmasıdır. Aynı şekilde, kuyruk teleklerinin tamamı da kuşun kendi rengi ile aynı olmalıdır. Bu güvercinlerde vücudun kalan kısımları tamamen beyaz olmak zorundadır. Kuyruk telek sayıları 12 adettir.
KARABAŞ
Bu güvercinler siyah renklidirler. Siyah renk olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık olanlar değer yitirirler. Bu güvercinlerde “kakül” adı verilen takka bulunur. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani siyah olmak durumundadır. Dikkat çekici özellikleri, kuşun başının miğfer takmış gibi kuşun boğazına kadar uzanacak şekilde siyah renkli olmasıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Bu kuşların kanat teleklerinin 4 – 5 tanesinin uçlarının kuşun kendi renginden yani siyahtır. Aynı şekilde, kuyruk teleklerinin tamamı da siyah olmalıdır. Bu güvercinlerde vücudun kalan kısımları tamamen beyaz olmak zorundadır.
SARIBAŞ
Bu güvercinler sarı renklidirler. Sarı renk olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık olanlar değer yitirirler. Bu güvercinlerde “kakül” adı verilen takka bulunur. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani sarı olmak durumundadır. Dikkat çekici özellikleri, kuşun başının miğfer takmış gibi kuşun boğazına kadar uzanacak şekilde sarı renkli olmasıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Bu kuşların kanat teleklerinin 4 – 5 tanesinin uçlarının kuşun kendi renginden yani sarıdır. Aynı şekilde, kuyruk teleklerinin tamamı da sarı olmalıdır. Bu güvercinlerde vücudun kalan kısımları tamamen beyaz olmak zorundadır.
KIZILBAŞ
Bu güvercinler kırmızı renklidirler. Kırmızı renk olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık olanlar değer yitirirler. Bu güvercinlerde “kakül” adı verilen takka bulunur. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani kırmızı olmak durumundadır. Dikkat çekici özellikleri, kuşun başının miğfer takmış gibi kuşun boğazına kadar uzanacak şekilde kırmızı renkli olmasıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Bu kuşların kanat teleklerinin 4 – 5 tanesinin uçlarının kuşun kendi renginden yani kırmızıdır. Aynı şekilde, kuyruk teleklerinin tamamı da kırmızı olmalıdır. Bu güvercinlerde vücudun kalan kısımları tamamen beyaz olmak zorundadır.
MAVİBAŞ
Bu güvercinler mavi ( gök ) renklidirler. Mavi renk olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık olanlar değer yitirirler. Bu güvercinlerde “kakül” adı verilen takka bulunur. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani mavi olmak durumundadır. Dikkat çekici özellikleri, kuşun başının miğfer takmış gibi kuşun boğazına kadar uzanacak şekilde mavi renkli olmasıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Bu kuşların kanat teleklerinin 4 – 5 tanesinin uçlarının kuşun kendi renginden yani mavidir. Aynı şekilde, kuyruk teleklerinin tamamı da mavi olmalıdır. Bu güvercinlerde vücudun kalan kısımları tamamen beyaz olmak zorundadır.
ZEYTUNİBAŞ
Bu güvercinler zeytuni ( zeytin rengi ) renklidirler. Zeytuni renk olabildiğince koyu tonda olmalıdır. Açık olanlar değer yitirirler. Bu güvercinlerde “kakül” adı verilen takka bulunur. Takka kulaktan kulağa doğru düzgün bir biçimde uzanmalıdır. Takkasız olanları ciddi şekilde değer yitirirler. Takka vücut rengi ile aynı renk yani zeytuni olmak durumundadır. Dikkat çekici özellikleri, kuşun başının miğfer takmış gibi kuşun boğazına kadar uzanacak şekilde zeytuni renkli olmasıdır. Bu güvercinlerde her iki yanakta kuşun kendi rengi ile aynı olmak üzere “benk” olarak adlandırılan zülüfler bulunur. Bu durum, kısaca kuşun başında ve vücudunda bulunan rengin, gerdana ve göğüsteki beyazlığın üzerine doğru uzaması halidir. Bu kuşların kanat teleklerinin 4 – 5 tanesinin uçlarının kuşun kendi renginden yani zeytunidir. Aynı şekilde, kuyruk teleklerinin tamamı da zeytuni olmalıdır. Bu güvercinlerde vücudun kalan kısımları tamamen beyaz olmak zorundadır.
4 ) İÇAĞLI
Kendi içinde Zengi, Tahini, Gümüşkuyruk, Kara, Miski ve Yusufi adı verilen 6 ayrı renk grubuna ayrılmaktadır. Bu güvercinlerin gümüşkuyruk ve tahini renklerinde göğüs gülü yani fırfır bulunmaz. Diğer renklerinin hepsi göğüs güllüdür. Bu güvercinlerin hepsi kakül ya da kepez adı verilen şekilde takalıdırlar. Hepsinin kanatları üzerinde şerit ( kalem ) bulunur. Kalemler kuşun kendi renginin daha koyu tonunda olur. Bu güvercinlerin ayırt edici özellikleri kuyruk teleklerinin tamamının beyaz olmasıdır. Bu güvercinlerin hepsinde gaga ve gözler beyaz renk olmalıdır. Sadece Zengi ve Kara renklerinin gagalarının koyu ya da siyah olması normal karşılanabilir. Ancak beyaz olması tercih nedenidir. Kuyruk telek sayıları 12 adettir.
ZENGİ
Bu güvercinler siyah renklidirler. Siyah ton koyu ve parlak olmalıdır. Acık ve cansız olan renkler fazla tercih edilmezler. Göğüslerinde gül adı verilen, bazı yörelerde ise kravat denilen bir fırfır ( püskül ) bulunmaktadır. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kanat üzerlerinde şerit ( kalem ) adı verilen çubuk şeklinde iki sıra çizgi bulunur. Kalemleri siyahın daha koyu bir tonudurlar. Kuyruk teleklerinin tamamı beyazdır ve 12 adettir. Göz rengi beyazdır. Gaga ve tırnaklar beyaz olursa tercih nedenidir, ancak koyu ya da siyah olursa da kabul görürler.
TAHİNİ
Bu güvercinler sarı renklidirler. Sarı ton koyu ve parlak olmalıdır. Acık ve cansız olan renkler fazla tercih edilmezler. Tahini de göğüs gülü bulunmaz. Başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kanat üzerlerinde şerit ( kalem ) adı verilen çubuk şeklinde iki sıra çizgi bulunur. Kalemleri sarının daha koyu bir tonudurlar. Kuyruk teleklerinin tamamı beyazdır ve 12 adettir. Göz rengi beyazdır. Gaga ve tırnaklar beyaz olmalıdır.
GÜMÜŞKUYRUK
Bu güvercinler kırmızı renklidirler. Kırmızı ton koyu ve parlak olmalıdır. Acık ve cansız olan renkler fazla tercih edilmezler. Gümüşkuyruk da göğüs gülü bulunmaz. Başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kanat üzerlerinde şerit ( kalem ) adı verilen çubuk şeklinde iki sıra çizgi bulunur. Kalemleri kırmızının daha koyu bir tonudurlar. Kuyruk teleklerinin tamamı beyazdır ve 12 adettir. Göz rengi beyazdır. Gaga ve tırnaklar beyaz olmalıdır.
KARA
Bu güvercinler mavi ( gök ) renklidirler. Mavi ton koyu ve parlak olmalıdır. Acık ve cansız olan renkler fazla tercih edilmezler. Göğüslerinde gül adı verilen, bazı yörelerde ise kravat denilen bir fırfır ( püskül ) bulunmaktadır. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kanat üzerlerinde şerit ( kalem ) adı verilen çubuk şeklinde iki sıra çizgi bulunur. Kalemleri mavinin daha koyu bir tonudurlar. Kuyruk teleklerinin tamamı beyazdır ve 12 adettir. Göz rengi beyazdır. Gaga ve tırnaklar beyaz olursa tercih nedenidir, ancak koyu ya da siyah olursa da kabul görürler.
MİSKİ
Bu güvercinler kül rengi denilen ( açık ) renklidirler. Ancak ton koyu ve parlak olmalıdır. Cansız olan renkler fazla tercih edilmezler. Göğüslerinde gül adı verilen, bazı yörelerde ise kravat denilen bir fırfır ( püskül ) bulunmaktadır. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kanat üzerlerinde şerit ( kalem ) adı verilen çubuk şeklinde iki sıra çizgi bulunur. Kalemleri kuşun renginin daha koyu bir tonudurlar. Kuyruk teleklerinin tamamı beyazdır ve 12 adettir. Göz rengi beyazdır. Gaga ve tırnaklar beyaz olmalıdır.
YUSUFİ
Bu güvercinler zeytuni denilen zeytin rengindedirler. Ancak ton koyu ve parlak olmalıdır. Cansız olan renkler fazla tercih edilmezler. Göğüslerinde gül adı verilen, bazı yörelerde ise kravat denilen bir fırfır ( püskül ) bulunmaktadır. Göğüs gülü boğazın hemen altından başlayarak göğüse doğru düzgün bir şekilde uzanmalıdır. Göğüs gülü olması gereken uzunlukta ve yoğunlukta bulunmalıdır. Başlarında “kakül” adı verilen bir takka bulunur. Takka, düzgün şekilde kulaktan kulağa uzanacak biçimde olursa tercih nedenidir. Kanat üzerlerinde şerit ( kalem ) adı verilen çubuk şeklinde iki sıra çizgi bulunur. Kalemleri kuşun renginin daha koyu bir tonudurlar. Kuyruk teleklerinin tamamı beyazdır ve 12 adettir. Göz rengi beyazdır. Gaga ve tırnaklar beyaz olmalıdır.
DİYARBAKIR IRKLARINDA DOĞRU EŞLEŞTİRMELER
En doğru eşleştirme her ırkı kendi içinde ve kendi rengi ile eşleştirme şeklidir. Irklar arası eşleme kesinlikle yapılmamalıdır. Ancak ırk içindeki farklı renkler eşleştirilme durumunda kalınırsa aşağıdaki tarzda eşleştirilebilir.
1 ) Göğsüak ırkı içersinde, Narinci ile Ciğeri eşleşirse, ırksal bir bozulma olmaz. Ya bir çift Narinci, ya da bir çift Ciğeri elde edilir. Bazen de bir Narinci bir Ciğeri yavru alınır.
2 ) Göğsüak ırkı içersinde, Kürenk ile Gökela eşleşirse, ırksal bir bozulma olmaz. Ya bir çift Kürenk, ya da bir çift Gökela elde edilir. Bazen de bir Kürenk bir Gökela yavru alınır.
3 ) Ketme ırkı içersinde, Ketmeciğeri ile Bozak eşleşirse ırksal bir bozulma olmaz.
4 ) Göğsüak ırkı içersinde, Atlas ile Zeytuni eşleşirse, ırksal bir bozulma olmaz.
5 ) İçağlı ırkı içersinde, Kara ile Miski eşleşirse, ırksal bir bozulma olmaz.
6 ) İçağlı ırkı içersinde, Zengi ile Yusufi eşleşirse, ırksal bir bozulma olmaz.
Yukarıda belirtilen eşleştirmelerin haricinde yapılacak her eşleştirme ırkın bozulması anlamına gelmektedir. Son dönemlerde bu konuya özen gösterilmemesi sonucu Diyarbakır ırkı ciddi bir bozuluma uğramıştır. Farklı Diyarbakır ırkları arasındaki eşleşmelerden çıkan yavrulara “Habeş” adı verilir ve değersiz olarak görülürler. Yanlış eşleştirmeler sonucu, paçasız olan tipler paçalı olmaya, göğüs gülü bulunması gerekenler göğüs gülsüz olmaya, Takkalı ( Kepezli ) olanlar takkasız olmaya başlamıştır. Benklerin ( zülüf ) düzensiz olması ve gögüste görülen kolye şeklindeki beyazlığın düzensiz olması gibi durumlar sık görülmeye başlanmıştır. Bu tür kuşlar değerinin onda dokuzunu kaybetmektedir.
NOT :
Ekte bulunan fotoğraflar, Ankara’da değerli yetiştiricilerimizden yakın arkadaşım Zeki Güleröz’ün güvercinlerine ait olup tarafımdan çekilmiştir. Kendisine gerek bu yazının hazırlanması sırasında verdiği sözlü bilgiler, gerekse kuşlarının fotoğraflarını çekmem için sağladığı kolaylıklardan ötürü bir kez daha teşekkür ederim.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
1 ) “Diyarbakır Folklorunda Güvercin” Şevket Beysanoğlu TFA. 1979 sayı 359
2 ) “Diyarbakır Folklorunda Güvercin” Şevket Beysanoğlu TFA. 1979 sayı 360
3 ) “Diyarbakır Kuşları” Esat Sezai Cemiloğlu 1964 TGYB arşivi
4 ) “Diyarbakır Müze Şehir” YKB Yayınları 1999
5 ) “Bir Zamanlar Diyarbekir” M.Şefik Korkusuz İstanbul 1999
6 ) Zeki Güleröz ile yapılan sözlü görüşme ve alınan bilgiler / Ankara 2003
ARAŞTIRAN VE YAZAN :
YAVUZ İŞÇEN - ANKARA
E MAİL : [email protected]
_________________
Cevdet Özbayer Ankara