TARİHİMİZDE GÜVERCİN (ALINTI)
OSMANLILAR’DA POSTA GÜVERCİNİ YETİŞTİRİCİLİĞİ
Osmanlılar da başlangıçtan beri savaşlarda haberleşme amaçlı posta güvercini kullanıldığı bir gerçektir. Hatta Diyarbakır’ın Osmanlı topraklarına katılması böyle bir güvercinin ulaştırdığı haber sonucu olmuştur. Şah İsmail ve onun denetimindeki Karahan komutasında bulunan İran orduları, Diyarbakır kalesini kuşatmıştır. Kale halkı kuşatmaya karşı direnmiş ancak açlık ve kıtlık sonucu teslim olma noktasına gelmiştir. Tam bu noktada halkın imdadına bir posta güvercini yetişmiş ve Osmanlı ordusunun Bıyıklı Mehmet Paşa komutasında büyük bir ordu ile İstanbul’dan yardıma geldiği haberini getirmiştir. Bunun üzerine halk direnişe devam etmiştir. Bu ordunun Diyarbakır’a ulaşması sonrası 10 Eylül 1515’de Diyarbakır Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Bu tarihten sonra her 10 Eylül gününde Diyarbakır’da kurtuluş şenlikleri düzenlenmesi bir gelenek haline gelmiştir. Bu şenliklerin en önemli özelliklerinden biri de güvercin yarışmaları düzenlenmesi ve yarışı kazananlara altın olarak ödül verilmesidir. Bu gelenek, Diyarbakır’da 400 yıl yaşatıldıktan sonra ne yazık ki I. Dünya savaşının kıtlık dolu yıllarında ve onu izleyen Cumhuriyet döneminde unutularak terk edilmiştir. Bu geleneğin bölgede güvercin yetiştiriciliğini ciddi şekilde teşvik etmiş olması doğaldır. Bu gün bile Diyarbakır’ın güvercinleri ile ünlü bir kentimiz olmasında bu geleneğin etkisinin büyük olduğu düşüncesindeyim.
Osmanlılarda haberleşme amaçlı kullanılan güvercinlerin başında Bağdat güvercini gelmektedir. Bağdat güvercinleri o dönemde gerçektende çok kıymetli ve değerli olarak kabul edilmekteydiler.
Osmanlı’da posta güvercini yetiştiriciliği askeri amaçlı olarak ele alınmaktadır. Bu konudaki en eski belge 1890 tarihlidir. Bu belge, Osmanlı ordusunda askeri amaçlı posta güvercini yetiştirilmesini öngörmektedir. Bu tarihten itibaren Osmanlı ordusu posta güvercini alımları yapmakta ve bunların eğitimi ile ilgili çalıştığını bilmekteyiz. 1897 tarihli bir belgede “güvercin posta muhafazası” adlı bir icadın Paris’teki Osmanlı büyük elçiliğine gönderildiğini öğreniyoruz. 1895 yılında yazılmış “posta güvercinlerinin terbiyesi” adlı bir yazı Osmanlı devlet arşivinde bulunmaktadır. Gene savaş zamanı Kerç ile Kefe ve Sivastopol arasında haberleşmede kullanılmak üzere posta güvercini eğitildiği 1898 tarihli bir belge ile bilinmektedir. 1895 tarihli bir başka belgeden ise, Rus filosunun Karadeniz’deki manevraları nedeni ile İstanbul ve Nikolajow veya Sivastopol arasında haberleşmenin sağlanması amacı ile Büyükdere’deki Rus büyükelçisinin konağının bahçesine bir posta güvercini istasyonu kurulduğunu öğrenmekteyiz.
CUMHURİYET YILLARINDA GÜVERCİN YETİŞTİRİCİLİĞİ
Osmanlı sonrası Cumhuriyetin ilk yıllarında da ordu içinde posta güvercinlerinin önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Ülkemizde güvercinler konusunda yayınlanan ilk kitap 1925 tarihlidir. Bu kitap posta güvercinleri ile ilgilidir. 1923 yılında Cumhuriyet kurulmuş olmakla birlikte henüz harf devrimi yapılmamış olduğundan ( Harf devrimi 1928’de yapıldı ) bu ilk kitap Osmanlıca’dır. Nuri Halil adlı bir subayımız tarafından yazılmış olan 48 sayfalık bu kitap, “Muhabere vasıtalarından güvercin usul-i talim ve terbiyesi” adını taşımaktadır. ( Bu kitabı Ankara’da bir sahafta buldum ve satın aldım. Çevirisi yapıldıktan sonra ilerde tıpkı basım olarak yayınlamayı düşünüyorum. )
1931 ve 1936 yılları arasında Cumhuriyet arşivi kataloglarında posta güvercini yetiştiriciliği ile ilgili çeşitli kayıtlar bulunmaktadır. Bu kayıtlardan o dönemde posta güvercini alış verişinin Rusya ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Rusya’dan güvercin istasyonları, muhabere malzemeleri, güvercin maskeleri ve selloloit halka alındığı bu kayıtlarda görülmektedir. 1936 yılına ait bir kayıtta 5000 adet selloloit halka sipariş edilmiş olması ordunun posta güvercini sayısı hakkında kısmen bir fikir vermektedir.
Bu yıllara ilişkin önemli bir bilgi de, Mustafa Kemal Atatürk ile ilgilidir. Ankara’nın 1923 yılında Cumhuriyetin ilanından 16 gün önce başkent olması ve arkasından Cumhuriyetin ilanını takiben Ankara’da ilk Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmıştır. Bu seçimde Atatürk ilk Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Atatürk bu yıllarda 1921 yılında kendisi için satın alınan Kasapoğlu köşkünde oturuyordu. Bu yapı bugün de korunarak yeniden düzenlenmiş ve 1932 yılında Cumhurbaşkanlığı köşkü haline getirilmiştir.
Atatürk’ün bu köşkte yetiştirilmek üzere Selanik ( Dönek ) ırkı güvercin getirttiği bilinmektedir. Bu bilgilerden Atatürk’ün de güvercinlere meraklı olduğu ve belki de doğum yeri olan Selanik’te de yetiştirildikleri için bu güvercinleri tercih ettiğini söyleyebiliriz. Bugün Çankaya köşkünde bu güvercinlerden bulunmamaktadır. Belki Atatürk’ün ölümünden sonra Atatürk Orman Çiftliği’ne nakledilmiş olabilirler
__________________----------BU YAZI BİR MAKALEDEN ALINTIDIR.-----------