Kuş Akciğerindeki Özel Tasarım
Kuşların sürüngenlerden evrimleştiği iddiasını geçersiz kılan bir diğer örnek de kuşların akciğerlerindeki özel tasarımdır. Omurgalı kara canlılarıyla kuşların solunum sistemleri karşılaştırıldığında, birbirinden tamamen farklı şekilde çalışan yapılar oldukları görülür. Kuşların oksijen ihtiyacı, kara canlılarına göre çok daha fazladır ve hücrelere oksijenin iletilmesi çok çabuk gerçekleşmelidir. Dolayısıyla bir kara canlısının akciğeri, kuşun ihtiyacı olan yeterli oksijeni sağlayamaz. Nitekim kuşların akciğerleri, uçuş için gerekli oksijeni sağlayacak şekilde özel bir yaratılışa sahiptir.
Omurgalı kara canlılarının akciğerleri "çift yönlü" bir yapıya sahiptir: Nefes alma sırasında, hava akciğerdeki dallanmış kanallar boyunca ilerler ve "alveoli" denilen küçük hava keseciklerinde son bulur. Oksijen-karbondioksit alışverişi burada gerçekleştirilir. Ancak daha sonra, kullanılmış olan bu hava, tam ters yönde hareket eder ve geldiği yolu izleyerek akciğerden çıkar, ana bronş yoluyla da dışarı atılır.
Kuşlarda ise hava akciğer kanalı boyunca "tek yönlü" hareket eder. Akciğerlerin giriş ve çıkış kanalları birbirlerinden farklıdır ve hava daimi olarak akciğer içinde tek yönlü olarak akar. Böylece kuş, havadaki oksijeni kesintisiz olarak alabilir. Uluslararası bilim dergisi Nature'ın editörü olan evrimci yazar Henry Gee, kuşlardaki tasarımdan bahsederken, "Kuşlar olağanüstü bir nefes alma düzenine sahiptir. Akciğerler, vücutta başka yerlerdeki ve hatta oyuk kemiklerdeki geniş hava boşluklarını da kapsayan, tek yönlü bir hava işleme sisteminin sadece bir bölümünü oluştururlar."47 demektedir.
Kuş nefes aldığında, hava nefes borusundan hem akciğere hem de arka hava kesesine akar ve akciğerlerdeki mevcut hava da öndeki hava kesesine dolar. Kuş aldığı nefesi verdiğinde, arka hava kesesinde olan temiz hava akciğere geçer ve ön hava kesesinden nefes borusu yoluyla dışarı çıkar. Nefes alış-veriş sırasında gerçekleşen her iki devrin, kuşun aldığı tek bir nefes için bile mutlaka tam olarak gerçekleşmesi gerekir. Kuşların akciğerlerinde memelilerin ciğerlerinde bulunan "alveoli" yerine, akciğer boyunca uzanan milyonlarca küçük tüp bulunur.
Bu kompleks hava kesesi sisteminin amacı, kuş akciğerlerindeki hava akışının aynı yönde -arkadan öne- kesintisiz olarak gerçekleşmesini sağlamaktır. Bu, akciğerdeki hava akış yönünün, nefes alıp verme esnasında tersine döndüğü sürüngen veya memelilerdeki sistemden farklıdır. Kuşlarda hava akışının tek bir yönde olması, havadaki oksijenin daha etkili kullanılmasını sağlar.
Kuşların kendilerine özel bu verimli solunum sistemi, hava direncini en aza indirir; havalanmak ve havada kalmak için gerekli enerji miktarını azaltır. Uçmak için gerekli yapılardan biri olan furkulum kemiğine yapışık, iyi gelişmiş göğüs kasları da kanat çırpma hareketine güç sağlar. Kanattaki uzun tüyler, uçak kanadı gibi işlev görerek uçuş için gerekli olan kaldırma kuvvetini oluştururlar.
Kuşların diyaframı yoktur, bu yüzden akciğerlerde havayı hareket ettirmek için, kemiklerin içine doğru uzanan hava keseciklerindeki basınç değişikliklerinden faydalanırlar. Çoğu kuşun sekiz hava keseciği bulunur. Bu hava kesecikleri solunum yolu boyunca havayı hareket ettirmek için adeta bir körük sistemi gibi çalışırlar. Birçok hava keseciği, "pönomatik (basınçlı hava ile işleyen) kemikler" olarak tanımlanan kemiklerin içine doğru ilerler.48 Bu özel yaratılış sayesinde, memelilerin ve sürüngenlerin aksine, kuşların akciğerleri her zaman şişik olarak kalır ve akciğerlere düzenli olarak taze hava sağlanmış olur.49
Kuşun akciğer yapısındaki bu sistem, yüksek enerji ihtiyacını karşılayacak en mükemmel yapıdır. Yeni Zelanda Otega Üniversitesi'nden moleküler biyolog Michael Denton, kuşların bu özel yapısından şöyle bahsetmektedir:
Kuşlarda ana bronş, akciğer dokusunu oluşturan tüplere ayrılır. Parabronşi diye adlandırılan bu tüpler sonunda tekrar birleşerek, havanın akciğerler boyunca tek bir yönde devamlı akımını sağlayacak sistemi meydana getirirler... Kuşlardaki akciğerlerin yapısı ve genel solunum sisteminin çalışması tümüyle kendine özgüdür. Kuşlardaki bu "avien" sistemi başka hiçbir omurgalı akciğerinde bulunmaz. Üstelik bu sistem, sinek kuşları, devekuşları ve atmacalar gibi çok çeşitli kuşlarda bile tüm temel detaylar açısından aynıdır. Bu sistem bütün kuş türlerinde aynıdır.50
Tek yönlü hava kanalı sadece kuş akciğerinde bulunan, özgün bir tasarımdır. Böyle kompleks bir yapının aşamalarla ortaya çıkması mümkün değildir. Çünkü canlının hayatta kalması için söz konusu tek yönlü hava kanalı sistemi ve akciğerler kusursuz bir şekilde ve her an var olmalıdır. Aksi takdirde akciğeri çalışmayan bir canlının birkaç dakikadan fazla yaşaması mümkün olmayacaktır. Michael Denton kuş akciğerinin kökenine evrimci bir açıklama getirmenin imkansızlığını ise şöyle belirtir:
Böyle tamamen değişik bir solunum sisteminin, azar azar küçük değişikliklerle standart omurgalı tasarımından evrimleşmiş olduğu iddiası, düşünülmeden ortaya atılmış bir tezdir. Solunum faaliyetinin … hiç aksamadan korunması, organizmanın hayatını sürdürmesi için gereklidir. En küçük bir eksik fonksiyon, ölüme sebep olacaktır. Kuş akciğeri de, içinde dallanmış olan parabronşlar ve bu parabronşlara hava temin edilmesini sağlayan hava kesesi sistemi en üst düzeyde gelişmiş olana kadar ve beraber, iç içe geçmiş, mükemmel bir şekilde işlevini yapana kadar, bir solunum organı olarak görev yapamaz.51
Allah'ın Yaratma Sanatının Bir Örneği: Kuş Akciğerleri
Kuş nefes aldığında hava, arka hava keseciklerine (1) doğru hareket eder. Bunlar, daha sonra havayı akciğerin (2) içine iterler ve hava akciğerin içinden geçerek ön hava keseciklerine (3) akar. Hava, kuş nefes verdiğinde, ön hava kesecikleri tarafından dışarı atılır. Akciğer, sürüngenlerde veya memelilerde olduğu gibi genişlemez ve büzülmez. Oksijeni akciğerden toplayan kan, havanın aksi yönünde akar. Böylece en düşük oksijeni (çizimde mavi düşük oksijeni, kırmızı yüksek oksijeni göstermektedir) taşıyan kan, havaya maruz kaldığında en düşük oksijen oranına sahiptir. En yüksek oksijene sahip kan ise daha da yüksek oksijen konsantrasyonuyla havayla buluşur. Dolaşımın her bölgesinde, havanın içinde bulunan oksijen konsantrasyonunun temasta olduğu kandan daha fazla olmasını sağlar. Havadan kana yapılan oksijen naklinin etkinliğini en yüksek dereceye eriştirir. Bu, karşı-akım değişimi (counter-current exchange) olarak bilinir. Bu kadar etkin akciğerler kuşlara uçuşun gerektirdiği enerji talebiyle, özellikle de yüksek rakımlarda- başa çıkmalarında yardımcı olur. Tüm bunlar, ortada çok kusursuz bir tasarım olduğunu göstermektedir. Bu tasarım, hem evrim iddiasına yönelik yıkıcı bir darbe, hem de yaratılışın delillerinden sadece biridir.
1.Arka hava kesecikleri
2.Akciğer
3.Ön hava keseleri (Bir kısmı kuşun içi boş kemiklerinin içindedir)
ALINTIDIR