Hoca
Üye
- Katılım
- 3 Nis 2008
- Mesajlar
- 427
- Tepkime puanı
- 0
- Yaş
- 49
- Ad Soyad
- Hayrettin BÜYÜK
- Meslek
- Öğretmen
- İlgi Alanı
- Kediler
Kayseri güvercin yetiştiriciliği açısından en çok kuş beslenen Anadolu illerinin başında yer alır. Kayseri’de beslenen güvercin ırklarının neredeyse tamamı takladır. Çok az sayıda bazı doğu illerinden getirilen şebab, miski veya Urfa - Mardin diye tabir edilen hem daha gösterişli hem de takla atan diğer ırklarda vardır. Diğer illerde bazı güvercinler gösteriş ve form açısından çok kıymetli dahi olsalar Kayseri’de ancak performans açısından kabul görürler.
Apartman dairelerinin yaşamımızda daha çok yer almasıyla birlikte bu hobi bizi, kuşlarımızı evlerimizin damlarında değil, bağlarda villa bahçelerinde, işyeri veya iş hanı tepelerinde beslemeye zorunlu kılmıştır.
Kayseri'de güvercin besleyenler genelde ayıplanır, hor görülür ve toplumda itibar görmezler. Bunun sebebi daha önce bu hobiye sahip olan bazı insanların kötü ve olumsuz davranışlarının topluluğa mal edilmesinden kaynaklanır. Yani bu kişiler sürekli damlardan inmeyen, işine gücüne bakmayan, başkalarını rahatsız eden ve aileleriyle çocuklarıyla ilgilenmeyen sorumsuz kişiler olarak bilindikleri gibi hırsızlık, kavga ve benzeri gibi bir takım adi suçlarda yine bu kişilerin başları altından çıkmıştır. Ayrıca eski dönemlerde mahremiyete daha çok önem verildiği için damlarda bulunan kişilerin diğer evlerin avlularını, bahçelerini veya pencerelerini gözetledikleri düşüncesi de bu kişilere olumsuz gözle bakılmasını sağlamıştır. Günümüzde bu hobiye gönül verenlerin çoğunun ileri eğitim seviyesinden gelmesi ve gelir durumu yüksek insanlardan oluşması bu gibi olumsuz düşünceleri kısmen yıkmıştır. Yine de günümüzde dahi kuş besleyen çocukların sürekli bu işlerle meşgul olacağı için okumayacağı düşüncesi, bu kişilere kız verilmemesi gerektiği düşüncesi hala yaygındır.
Kayseri’de tabi ki kuşçuluk alanında kendine has bir dil oluşturmuştur. Renklerin isimleri ve diğer terimler genel anlamda kullanılan kelimelerden farklıdır. Örneğin “takla atma” işine “sarmak” denilir ve “sabuni” diye bilinen renge Kayseri’de verilen isim “saraylı” dır. “Dönek” kelimesi başka illerde diğer bir ırkın adı iken, Kayseri’de bazı yerlerde bu isim taklanın diğer adı olarak kullanılır. Takla dışında kalan güvercinlerin hepsi “yabani” olarak bilinir. Kayseri’de yıllarca güvercin beslediği halde takla ırkı dışında hiç güvercin ırkı görmemiş yetiştiriciler vardır.
Kayseri’de güvercin sevenler pazar günleri keçikapı veya eski kağnı pazarı diye bilinen alanda toplanırlar ve alış verişlerini burada yaparlar. Pazarda sürekli kuş satanlara genelde kafesçi denir. Buradan alacağınız kuşların performansı hakkında bir bilgiye sahip olmanız mümkün değildir. Sadece kuşların kanat seslerine ve duruşlarına bakarak karar vermek durumundasınızdır. Ancak pazarda sürekli alınıp satılan kuşlar tahmin edileceği gibi istenilen özellikleri vermeyen kuşlardır. Bunlar elden ele alınıp satılmaktadır. Çok nadiren içlerinden tutma diye tabir edilen mesela akşam geç saatlere kalıp yakalanan kuşlar veya çalıntı kuşlar gibi iyi kuşlar da çıkmaktadır. Buradan aynı zamanda güvercin malzemeleri ve yem alma imkanı da vardır. Sadece güvercin değil diğer kümes hayvanları da burada alıcısını bulurlar.
Kayseri’de iyi kuşun tanımı şöyle yapılır:
1- İyi kuş bir kere kesinlikle tek uçar. Takla ırkı için yavru dönemi hariç yetişkinlik döneminde filo uçuşları kuşun özelliklerini bozar.
2- Uçuş süresi 1 saatin altında olmayacağı gibi 3 saatin üstünde de olmamalıdır. Çünkü çok uzun süren uçuşlarda kuş yorulacağı için sarış kalitesini düşüreceği ve standart sarış çıkaramayacağı düşünülür. Bir de izleyenlere bıkkınlık verebileceğinin yanı sıra diğer kuşları tek uçurmak için zaman kalmaması da diğer bir dezavantajdır.
3- Kuşun dam üzerinde dairesel hatlar çizerek sürekli aynı rotada uçması asla istenilen bir özellik değildir. Zaman zaman gözden kaybolmalı ve bir yerden çıkıp aniden belirmeli. Yani nispeten geniş bir alanı kapsayan uçuş güzergahına sahip olmalı.
4- Dama gelirken hedefe kilitlenmiş bir şahin uçuşu gibi yüksek irtifadan kanatlarını kapatıp kümesin üzerine gelene kadar hiç kanat açmadan dama sorti yapmalıdır.
5- Dama geldiğinde tam kondu derken dama bir karış kala taban tokadı diye tabir edilen bir takla ile yeniden sararak yükselmelidir.
6- Fişekleme en az bir elektrik direği boyu olmak kaydıyla mümkün olduğunca uzun olmalı ve kuş her takla arasında bir kaç metre ara mesafe katederek yükselmelidir.
7- Fişeklemede burgulu yani kuşun dört bir tarafa dönerek çıkışı arzu edilen bir sarış şeklidir. Fişekleme yatay bir vaziyette değil 90 derecelik dikey bir vaziyette olmalıdır.
8- Fişekleme hareketini taklasız geçiştiren, kendi damından başka bir yere inen, yavru kuşların yaptığı gibi kuyruğa basan(takla atmaya başlamadan önce yavruların yaptığı hareket), kanat vuran ve inerken sarmadan inen kuşlar kesinlikle sevilmezler.
Son olarak Kayseri’de de diğer illerde olduğu gibi en iyi kuşlara sadece kendilerinin sahip olduklarını savunan bir sürü yetiştirici vardır. Bu insanlar kendilerinden başka kimsenin iyi kuş yetiştiremeyeceklerini, kuş hakkında her şeyi sadece kendilerinin bilebileceklerini, sadece kendi kuşlarının çok asil bir soya sahip olduklarını diğerlerinin toplama kuşlar olduklarını anlatır dururlar. Oysa bu insanlar hayatlarında bir kez bile bilimsel bir kitap okumadıkları gibi, kendilerine bilmedikleri bir konu hakkında bilgi vermeye kalkan insanları da hemen susturmaya çalışırlar. Oysa unutulmamalıdır ki her insan kuşlarını çok sever ve kuşlarına yapılan saygısızlığı da kendilerine yapılmış sayarlar. Eğer kişilere saygı duyuyorsak onların besledikleri ve değer verdikleri kuşlarına da beğenmesek dahi saygılı olmak zorundayız. Herkesin hayalindeki kuşa sahip olmasını dilerim..
Hayrettin BÜYÜK
Apartman dairelerinin yaşamımızda daha çok yer almasıyla birlikte bu hobi bizi, kuşlarımızı evlerimizin damlarında değil, bağlarda villa bahçelerinde, işyeri veya iş hanı tepelerinde beslemeye zorunlu kılmıştır.
Kayseri'de güvercin besleyenler genelde ayıplanır, hor görülür ve toplumda itibar görmezler. Bunun sebebi daha önce bu hobiye sahip olan bazı insanların kötü ve olumsuz davranışlarının topluluğa mal edilmesinden kaynaklanır. Yani bu kişiler sürekli damlardan inmeyen, işine gücüne bakmayan, başkalarını rahatsız eden ve aileleriyle çocuklarıyla ilgilenmeyen sorumsuz kişiler olarak bilindikleri gibi hırsızlık, kavga ve benzeri gibi bir takım adi suçlarda yine bu kişilerin başları altından çıkmıştır. Ayrıca eski dönemlerde mahremiyete daha çok önem verildiği için damlarda bulunan kişilerin diğer evlerin avlularını, bahçelerini veya pencerelerini gözetledikleri düşüncesi de bu kişilere olumsuz gözle bakılmasını sağlamıştır. Günümüzde bu hobiye gönül verenlerin çoğunun ileri eğitim seviyesinden gelmesi ve gelir durumu yüksek insanlardan oluşması bu gibi olumsuz düşünceleri kısmen yıkmıştır. Yine de günümüzde dahi kuş besleyen çocukların sürekli bu işlerle meşgul olacağı için okumayacağı düşüncesi, bu kişilere kız verilmemesi gerektiği düşüncesi hala yaygındır.
Kayseri’de tabi ki kuşçuluk alanında kendine has bir dil oluşturmuştur. Renklerin isimleri ve diğer terimler genel anlamda kullanılan kelimelerden farklıdır. Örneğin “takla atma” işine “sarmak” denilir ve “sabuni” diye bilinen renge Kayseri’de verilen isim “saraylı” dır. “Dönek” kelimesi başka illerde diğer bir ırkın adı iken, Kayseri’de bazı yerlerde bu isim taklanın diğer adı olarak kullanılır. Takla dışında kalan güvercinlerin hepsi “yabani” olarak bilinir. Kayseri’de yıllarca güvercin beslediği halde takla ırkı dışında hiç güvercin ırkı görmemiş yetiştiriciler vardır.
Kayseri’de güvercin sevenler pazar günleri keçikapı veya eski kağnı pazarı diye bilinen alanda toplanırlar ve alış verişlerini burada yaparlar. Pazarda sürekli kuş satanlara genelde kafesçi denir. Buradan alacağınız kuşların performansı hakkında bir bilgiye sahip olmanız mümkün değildir. Sadece kuşların kanat seslerine ve duruşlarına bakarak karar vermek durumundasınızdır. Ancak pazarda sürekli alınıp satılan kuşlar tahmin edileceği gibi istenilen özellikleri vermeyen kuşlardır. Bunlar elden ele alınıp satılmaktadır. Çok nadiren içlerinden tutma diye tabir edilen mesela akşam geç saatlere kalıp yakalanan kuşlar veya çalıntı kuşlar gibi iyi kuşlar da çıkmaktadır. Buradan aynı zamanda güvercin malzemeleri ve yem alma imkanı da vardır. Sadece güvercin değil diğer kümes hayvanları da burada alıcısını bulurlar.
Kayseri’de iyi kuşun tanımı şöyle yapılır:
1- İyi kuş bir kere kesinlikle tek uçar. Takla ırkı için yavru dönemi hariç yetişkinlik döneminde filo uçuşları kuşun özelliklerini bozar.
2- Uçuş süresi 1 saatin altında olmayacağı gibi 3 saatin üstünde de olmamalıdır. Çünkü çok uzun süren uçuşlarda kuş yorulacağı için sarış kalitesini düşüreceği ve standart sarış çıkaramayacağı düşünülür. Bir de izleyenlere bıkkınlık verebileceğinin yanı sıra diğer kuşları tek uçurmak için zaman kalmaması da diğer bir dezavantajdır.
3- Kuşun dam üzerinde dairesel hatlar çizerek sürekli aynı rotada uçması asla istenilen bir özellik değildir. Zaman zaman gözden kaybolmalı ve bir yerden çıkıp aniden belirmeli. Yani nispeten geniş bir alanı kapsayan uçuş güzergahına sahip olmalı.
4- Dama gelirken hedefe kilitlenmiş bir şahin uçuşu gibi yüksek irtifadan kanatlarını kapatıp kümesin üzerine gelene kadar hiç kanat açmadan dama sorti yapmalıdır.
5- Dama geldiğinde tam kondu derken dama bir karış kala taban tokadı diye tabir edilen bir takla ile yeniden sararak yükselmelidir.
6- Fişekleme en az bir elektrik direği boyu olmak kaydıyla mümkün olduğunca uzun olmalı ve kuş her takla arasında bir kaç metre ara mesafe katederek yükselmelidir.
7- Fişeklemede burgulu yani kuşun dört bir tarafa dönerek çıkışı arzu edilen bir sarış şeklidir. Fişekleme yatay bir vaziyette değil 90 derecelik dikey bir vaziyette olmalıdır.
8- Fişekleme hareketini taklasız geçiştiren, kendi damından başka bir yere inen, yavru kuşların yaptığı gibi kuyruğa basan(takla atmaya başlamadan önce yavruların yaptığı hareket), kanat vuran ve inerken sarmadan inen kuşlar kesinlikle sevilmezler.
Son olarak Kayseri’de de diğer illerde olduğu gibi en iyi kuşlara sadece kendilerinin sahip olduklarını savunan bir sürü yetiştirici vardır. Bu insanlar kendilerinden başka kimsenin iyi kuş yetiştiremeyeceklerini, kuş hakkında her şeyi sadece kendilerinin bilebileceklerini, sadece kendi kuşlarının çok asil bir soya sahip olduklarını diğerlerinin toplama kuşlar olduklarını anlatır dururlar. Oysa bu insanlar hayatlarında bir kez bile bilimsel bir kitap okumadıkları gibi, kendilerine bilmedikleri bir konu hakkında bilgi vermeye kalkan insanları da hemen susturmaya çalışırlar. Oysa unutulmamalıdır ki her insan kuşlarını çok sever ve kuşlarına yapılan saygısızlığı da kendilerine yapılmış sayarlar. Eğer kişilere saygı duyuyorsak onların besledikleri ve değer verdikleri kuşlarına da beğenmesek dahi saygılı olmak zorundayız. Herkesin hayalindeki kuşa sahip olmasını dilerim..
Hayrettin BÜYÜK