KİM KİMDEN ÖZÜR DİLEMELİ...! (+15)

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan ustad71
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 31
  • Görüntüleme Görüntüleme 6K

ustad71

Üye
Katılım
25 Nis 2008
Mesajlar
189
Tepkime puanı
0
Yaş
50
Siteyi ziyaret et
Ad Soyad
oğuz
Meslek
tekniker
İlgi Alanı
Kediler
[No message]
 

Ekli dosyalar

  • ozurdileriz1vr0.webp
    ozurdileriz1vr0.webp
    53.1 KB · Görüntüleme: 1,525
  • ozurdileriz2.webp
    ozurdileriz2.webp
    60.9 KB · Görüntüleme: 1,167
  • ozurdileriz3.webp
    ozurdileriz3.webp
    97.9 KB · Görüntüleme: 1,155
Re: KİM KİMDEN ÖZÜR DİLEMELİ...!




Gururlanacağımıza eziliyor, haykıracağımıza susuyoruz!
içime sindiremiyorum...
 

Ekli dosyalar

  • ozurdileriz4.webp
    ozurdileriz4.webp
    96.1 KB · Görüntüleme: 1,193
  • ozurdileriz5.webp
    ozurdileriz5.webp
    89.5 KB · Görüntüleme: 1,521
  • ozurdileriz6.webp
    ozurdileriz6.webp
    108.8 KB · Görüntüleme: 1,159
Re: KİM KİMDEN ÖZÜR DİLEMELİ...!

Ne özürü O Özürü diliyenler TÜRK degil, benim ceddim naumusu icin vatani icin savasmis, benim ceddim topraklarini korumak icin savasmis, bu özür konusunu gündeme getireneler yarin öbürgün, Yüce Rabbimin önünde cedlerinden nasil özür diliyecekler, bos bir kagida imza atarakmı?
 
SORUN OLAN ERMENİLER..

Sınır içinde ve dışında ermeni komiteleri ve çetelerinin yaptıkları faliyetler ise,Osmanlı ordusundan silah ve cephanelerle firar etmek,aktif gücü savaşta bulunan köy ve kasabalarda katliam,mezalim yapmak;evleri,tarım ürünlerini,hayvanları yakmak,öldürmek,savaşan Türkleri bu şekilde tedirgin ederek cepheyi terke zorlamak;cepheden dönen yaralı,sakat askerleri katletmek,askeri sevkiyat ve ikmal yollarını ele geçirmek,Ermenilerden ve bazı aşiretlerden gönüllü olarak veya zorla çeteler teşkil ederek cephe gerisinde Osmanlı ordusunu vurmak,İtilaf devletleri lehine casusluk yapmak,onların ordularına katılmak,tahliye edecekleri köyleri,kiliseleri,gayr-i menkulleri ve ürünleri yakmak,tahrip etmek ve suçu müslümanlara yüklemek.

Bu amaçla teşkilatlanmaları sağlanan Ermeniler,seferberlik ilan edilir edilmez hem osmanlı toprakları içinde hemde dışında hemen harekete geçmişler;gönüllüler,çeteler halinde kafkaslarda ve Anadolu'nun bir çok yerinde yüzbinlerçe Müslüman'ı,yaşlılaruçocukları,kadınları,kızları,cepheden dönen yaralıları,sakatları sistemli olarak katletmişler;köyleri kasabaları yakmişlar,yıkmışlar.

Ermeniler ve destekçileri tarafından genellikle mesnetsiz ,belgesiz olarak yazılmış ve yüzyılımızın ilk çeyreğinde 300,000 ve son zamanlarda 1,500,000 ifade edilen sözde '' Ermeni katliamları'' nın tutarsızlığı hakkında yerli yazarlar tarafında bir çok eser yazılmasına rağmen Ermeniler tarafından katledilmiş olan ve sayıları 1,000,000'u bulan Türklerle ilgili pek araştırma yapılmamıştır.

Esen boğa katliamının canilerinden ve ASALA militanlarından biri olan ''Leon Ekmekciyan'' ise,dünya kamuoyuna şöyle seslenmiştir.
'' Yaptığımdan utanıyorum,şimdi gerçeği anlıyorumki,Türk hükümeti ve Türk milleti bizim düşmanlarımız değillermiş,Bizim gerçek düşmanlarımızsa,bizim adımıza tarihimizi yeniden yapacaklarını iddia eden devletlermiş ''

KANAATİMİZ ODURKİ,BU KONUDA ARTIK YAPILAN İDDİALARI ÇÜRÜTMEYE ÇALIŞMAKTAN,YANİ MÜDAFAADAN ÇOK,TAARRUZA GEÇME ZAMANI GELMİŞTİR...
 
Re: KİM KİMDEN ÖZÜR DİLEMELİ...!
 

Ekli dosyalar

  • hocalı katliamı.webp
    hocalı katliamı.webp
    20.3 KB · Görüntüleme: 1,561
  • hocalı2.webp
    hocalı2.webp
    18.3 KB · Görüntüleme: 1,556
  • hocalı3.webp
    hocalı3.webp
    30.9 KB · Görüntüleme: 1,567
Re: KİM KİMDEN ÖZÜR DİLEMELİ...!
 

Ekli dosyalar

  • hocalı4.webp
    hocalı4.webp
    17.3 KB · Görüntüleme: 1,519
  • hocalı5.webp
    hocalı5.webp
    32.1 KB · Görüntüleme: 1,540
  • hocalı 6.webp
    hocalı 6.webp
    26.2 KB · Görüntüleme: 1,462
bukuyu dile getiren tüm dostlara en kalbi hislerimle selamlıyorum .şunu eklemek istiyorum bugün yarın daha önce veya daha sonra çatlakses çıkaranlar olacaktır onlar bukonunun dışardan muhataplarıdır, bukonunun gerçek muhatabı millettir vebu millet herdaim emanetinin arkasında olacaktır .korkmayın milletimizin tarihinde toplu iğne arkasıkadardahi leke yoktur .it ürür kervan yüyür .ürüsünler bakalım.selamlar.ŞEREF
 
S.A paylaşım için tşk aslında söylenecek çok şey var ama bu resimler çok fazla şey anlatıyor


Bir yerde gören göz yoksa, orada güzelliklerle çirkinlikler birbirine eşittir tüm dünya bunu görüpde görmemezlikden geliyorsa türk milletine çok özür borcları var demekdir.



SAYGILAR
 
Kendini aydın zanneden karanlık yol klavuzları. Yazıklar olsun. Ermenilerden özür dileyen herkes Vatan Hainidir. Ötesi yok.

42487 kişiyle yapılan bir ankette katılımcıların yüzde 88.8 i özüre karşı çıkıyor.yüzde 5.1 i ise özürü destekliyor.yüzde 4,7 si demokrasi için bu kampanyaya karşı çıkmıyor,yüzde 1,4 ü ise bu konuda fikri olmadığını söylüyor.
eğer bu sayı ülkemizi temsil ediyorsa;

62,160,000 vatansever var,
3,570,000 hain var,
3,290,000 kişi bildiriyi demokrasi açısından yapılabilir buluyor,
980,000 kişinin ise bu konuda herhangi bir fikri yok.

not: ülke nüfusu 70,000,000 olarak değerlendirilmiştir.

SONUÇ OLARAK BU ÜLKEDE 62,160,000 VATANSEVER KANININ SON DAMLASINA KADAR BU VATANI KORUYACAKTIR BUNDAN KİMSENİN ŞÜPHESİ OLMASIN...

bu ankete ulaşmak isteyenler:
http://anket.memurlar.net/survey.aspx?id=539
22/12/2008-22:30
 
bizim atalarımız bu vatanı kolay temizlemedi düşmandan ama şu bi gercekki düşman görüldüğünden onla savaşması kolay çünki vatan için ölüm kutsal türk milletinin inancında ve inanışında ya hainler onlarla savaşılması ancak ve ancak bizim tarihimizi doğru ögrenmemiz ve düşmanın bizim beynimize şüphe sokmasına izin vermememiz gerekir bu milletin ataları yeri gelmiş sadece bıcakla düşmana karşı koymuştur. ben sadece bir örnek yolluyorum.



“Sakarya Muhaberesi sıralarında, cephemizin bir tarafında gedik açan düşmanın gediği genişletmekte ve ilerlemekte olduğunu bildirdiler. Derhal yedekte bulunan kuvvetlerimizden yeterli miktarda imdat gönderilmesini ve süngü hücumu ile düşmanı eski mevzilerine tard etmelerini emrettim. Fakat aldığım cevap: “İhtiyatla kuvvetimiz kalmadı, hepsi mevzilerde çarpışıyor. Yalnız Giresunlu Topal Osman Ağa’nın askerleri vardır.” Oldu. Tekrar verdiğim emirde: “Kim olursa olsun, süngü hücumu yapacaklardır.” dedim. Cevap verdiler: “Bunların süngüsü yoktur”.

Osman Ağa’nın Karadenizli gönülleri milli kıyafetleri ile gelmişlerdi. Süngüleri yoktu. Süngü yerine bellerinde eğri bıçaklar vardı. Hatırıma derhal o Karadeniz bıçakları geldi. Hemen: Osman Ağa’nın askerleri bellerindeki bıçaklarla düşman üzerine atılıp, eski mevzilerine tard edeceklerdir.” Emrini verdim.

Eğri bıçaklarıyla düşmana saldıran bu yiğit çocuklar Yunanlıları eski mevzilerine atmağa muvaffak oldular. Fakat yüzde altmış kayıp verdiler.

Atatürk’ün söyledikleri bunlar. Biz de küçük bir açıklama yapalım: Bu savaşta 42. Alay’dan Binbaşı H.Avni Alpaslan Bey dahil çocuğu şehit düşmüş, sadece 84 kişi sağ kalmıştır. 47. Alay’dan ise, 285 kişi sağ kalabilmiştir. (12.9.1921)

o zaman 1 alay 2500 kişi kadarmış. kaç kişinin bıcaklarıyla silaha karşı ölüme gittigini bu vatan için düşünün bu topraklarda bizi istemeyenler gizli düşmanlar çok ama bizim böyle atalarımız olduğu sürece uyuyan çok insan olsa dahi onları bu vatan için toplayacak ve onlara bu vatan için ölmesi gerektiğinde ölmelerini öğretecek hep birileri çıkmıştı ve cıkacaktır. ne mutlu bu vatanın evlatlarına ne mutlu türküm diye
 
Zamanında silah ile alamadıklarını şimdi para ile Diaspora ile almaya çalışıyorlar.Kimse ama hiç kimse buna sessiz kalmamalı hiç bir zaman demeyelimki '' amaan..! bir kaç kişinin lafıylamı olacak bu işler,boş ver, birileri çaresine bakar'' demeyelim.şunu bilelimki İsrail 1950 de kuruldu.peki bu devleti kurma planı kaç yıllık biliyormusunuz,2500 yıl.
yani bu aydın geçinen cahiller varya işte imleklerini yavaş yavaş atıyor.bizde kuşcu camia olarak her seferinde bunlara cevabını verelim.
 
bu kampanyayı başlatan vatan düşmanları varya yada herkes ermeniydiya yok arkadaş ben türk oğlu türküm bu vampirlerle aynı havayı soluduğum için utanç duyuyorum o yüzden türk halkından özür diliyorum
 
Şu özür dileyenler bence tarifsiz bir hıyanet içindeler. Bu kişilerin soylarına bir bakmak lazım. kim bilir bunların dedeleri harpten kaçmak için çarşaf bile giyen korkak ödleğin teki idiler. Yoksa soylarından böyle soysuzlar çıkar mıydı? Adamlar yakın zamanda, dünyanın gözü önünde yaptıkları katliamlardan( Hocalı ve Türk elçilikleri) bırakın özrü gururlanırken, biz yapmadığımız bir şey için özür dileyelim miş...
Olgunlukmuş, yüzleşmeymiş, toplumsal barışmış..........Bu olsa olsa düpedüz hainliktir.
Bulsalar, büyük ninelerinin dedelerinden habersiz dost tuttuğu adamlardan bile özür dilerler. O kadar barışık ve geniş insanlar. allah ıslah etsin..........
 
hiç kimsenin ecdadına diyeceğimiz yok.her Türk ün ebesi dedesi bu topraklara kanlarını ve şuurlarını bıraktı.bu özür dileme cürretinde bulunanlar,hem türk halkına hemde kendi nine lerine,dedelerine hemde hemdi ecdatlarına hainlik yapmışlardır.
 
muhakak kimsenin ecdadıyla bir meselemiz olamaz. Ama bunlara da başka söz bulunmuyor. başka türlü gaflet uykularından uyanamazlar.O ecdad ta da biraz hata var gibi.... Anılarını, tecrübelerini kendisinden sonraki nesillerine anlatmamış yada anlatamamış...
ben bu haberi ilk duyduğumda özürcü sayısının 300-500 'ü geçmeyeceğini düşünüyordum.Ama oldukça kalabalık bir hain grubu varmış....
 
zaten o sitedeki imzaların çoğunun sahte olduğu ortaya çıktı.bunların hepsi alim geçinen cahiller ordusu.sahtekar,düzembaz,üçkağıtçı......kanı ermeni parası ilede 5 para etmez insanlar.
 
Bu konuyla ilgili son günlerde hemen hemen her tv kanalında çıkan tartışmaları anlatılanları yakından takip etmeye çalışıyorum;şu çok açık bir gerçek ki bu artniyetli özür diliyoruz kampanyasını başlatanların aydınlığı gerçeği karartan kişilerin dayanak noktaları kesinlikle gerçekçi değil...belgesiz delilsiz saçma sapan tarihi gerçeği olmayan iddialar..Bu durumun onların bahsettiği gibi oolmadığını tarihi gerçeklerin çok daha farklı olduğunu belgelerle açıklayan anlatan tarih bilimcilerimizden Allah razı olsun..Hamd olsun ki biz neslimizden ecdadımızdan eminiz ,emin olmayanlar için diyebilecek bir şey yok..Onlar aydın değil olsalar olsalar siyah yağlı boya olurlar değdikleri yerleri karartmak için...Sonsuz saygı; şanlı şerefli Ecdadımıza..
 
[No message]
 

Ekli dosyalar

  • istiklal_marsi_bayrak_ataturk_ve_anitkabir.webp
    istiklal_marsi_bayrak_ataturk_ve_anitkabir.webp
    116.1 KB · Görüntüleme: 1,038
Selamlar...

Çok gündemde olan bu hassas konudaki gerçekleri belgeleriyle birlikte siteye taşıyan arkadaşa öncelikle teşekkür ediyorum. Evet yine milletimiz aleyhine ve sonuçları uzun vadede çok kötü olabilecek, çok ince hesaplar sonucu ortaya çıkarılan bir hain kampanya ile karşı karşıyayız. Üstelik bizleri en çok üzen bunun borazanlığını yapanların Türk vatandaşı olmaları. Hele Ermenistanın eurovision şarkı yarışmasına katılacağı grup ve parçalarını düşününce ne derece büyük bir ihanetle karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz. Bu konuda televizyondaki oturum ve programları çok yakından takip ediyorum. Tüm programlarda gerçek tarihçilerin (Türk ve yabancı) belgeleriyle gerçekleri ortaya çıkarmalarına rağmen hala kendimizi ifade edememizi de Milli bir acizlik olarak görüyorum. Ya da düşünmek bile istemiyorum ama bunu yapmakla görevlilerin bir ihanet içinde olmaları sözkonusudur. Tıpkı Milli Devletimizin kurucusu ulu önderin yıllar önce gençliğe hitabesinde bahsettiği gibi.

Büyük bir hırs ve buğulu gözlerimle baktığım bu görüntülere söylenecek daha çok şey var ama özeti şu:

Türk'ün Türk'ten başka dostu olmadığı gibi en büyük düşmanı da yine kendisidir.

T.T.K.Y

Saygılar...
 
BEN BOYLE CAMUR ATMALARA HIC SASIRMIYORUM CUNKU TURKIYE GIBI BUYUK DEVLETLER ZAMANINDA HUKUM SURMUS KRALLIK YAPMIS OLAN DEVLET VE HALKLARIN ALTINDA BIR SOYKIRIM YATIYOR BELGELENMIS HALDE FRANSIZ NORVEC ALMANYA INGILIZ BUNLARIN HEPSININ TARIHINDE SOYKIRIM VARDIR ISPATLANMIS VE KABULLENILMISTIR AMA BIR TEK BIZDE TURKLERDE SOYKIRIM YOKTUR KI YUZYILLARCA DUNYAYA HUKMETMIS BIR DEVLETIZ OYUZDEN BUNUN GIBI BIRCOK KARALAMA OLUCAKTIR AMA DAHADA ILERI GIDEMIYECEKTIR BIZ TURKLER HERZAMAN TURK KALDIGIMIZ SURECE
 
 
Abi varya o özür dileyenler NeTürktür Nede Müslüman
Adamlar gelsin seni katletsin sen özür dile olacak şey mi yaa..
:sinirli:
 
Kardeş baştaki resimdeki yazı cok ağır kaçmış, sonuçta allahın rahmetine kavuşmuş.

Yüce Türk Milletine; Bir grup sözde aydının başlattığı ve 1915 yılında yaşanan olaylar hakkında tarihi gerçeklere bütünüyle aykırı olarak Türkiye’nin tarihini karalamaya yönelik özür kampanyasını kınıyoruz. 1915 yılında cereyan edenler, Ermeni çetelerinin giriştiği mezalim sonrası yaşanan karşılıklı çatışma ve savaş koşullarında zorunlu tehcirdir. Türk milletinin şerefli tarihinde utanacağı bir sayfa, özür dilenecek bir suç bulunmamaktadır. Tarihi saptırarak ecdadımızı karalamak, suçlu gibi göstermeye çalışmak ve özür talep etmek hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir. Anadolu coğrafyasında yaşanan Ermeni vahşeti, şehit düşen diplomatlarımız ve Ermenilerin Azerbaycan’daki katliamlarının acıları hafızalardan henüz silinmemiştir. Türkiye’yi en ağır insanlık suçu işlemekle mahkum etmeye çalışan ve Ermeniler’in sahte soykırım yalanının sözcülüğünü yapanlara bu gerçekleri hatırlatmak isteriz.

Çok değil 14 sene öncesine gidelim;

Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars'ta Ağrı'da Van'da Erzurum'da da ataları oynamıştı.Onlardan duymuşlardı. Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık,ayakları çıplaktı...Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47 model Rus yapımı otomatik tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı çıkartırken, diğeri elindeki demir parayı havaya attı


:-Akçik, manç?..
(Kızmı, oğlan mı?)


-Akçik...
(Kız)

Bu cevap üzerine 'oğlan' diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura ile hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı.Kan bürülü gözleri bebeğin kasıklarına kilitlendi.

-Tun şahetsar,ınger...
(Sen kazandın, yoldaş)

-Yes şahetsapayts ays bubrikı inç bes bidigişdana...
(Ben kazandım ama bu bebek nasıl beslenecek?)

-Mayrigı bedge gişdatsine.
(Annesi besleyecek elbette)

Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya geçirdiği bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı:

-Mayrig yerahayin zizdur.
(Çocuğa meme ver)

Aynı dakikalarda Hocalı'nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı hazırlığı vardı. İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar,top arayışına girmişlerdi.Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise Ermeni çeteci sevinçle bağırdı:

-Asixn ma/,çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek...
(Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın...)

Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa,başı da orta yere düşmüştü...

Ermeniler zafer naraları! atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.

Bu iki olay Hocalı'da bundan çok değil yalnızca 14 yıl önce yaşandı. Her iki olay da ermeni çetecilerin katliamlarına bizzat şahit olan görgü tanıklarının anlatımlarıdır.

Ne yazıkki 26 Şubat 1992 günü binlerce Azeri türlü yöntemlerle vahşice katledilmiştir. Ajanslar,katliam haberini bütün dünyaya hızla geçerken,arşı titreten ağır bir vahşet yaşanan Hocalı halkından geri kalanlar ise çaresizlik içinde kıvranıyordu.

Türkiye'de büyük bir dehşet uyandıran katliama ilişkin ilk görüntüler ise TRT aracılığı ile duyurulmuştu. Bütün olanları batılı gazeteciler,özellikle de NewYork Times belgeledi.

26 Şubat'ta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile Hankendi'nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366'ncı Rus Motorize Alayı, Hocalı'ya saldırarak tarihin en vahşî katliamlarından birini yaptılar.

26 Şubat gecesi Rus motorize alayının tanklarından açılan top ve roket saldırıları ile Hocalı Havaalanı kullanılamaz hâle getirilerek kentin dış dünya ile ilişkisi de tamamen kesildi.

Savunmasız kalan kente giren Rus destekli Ermeni askerleri, çocuk, yaşlı, kadın,bebek demeden birçok insanımızı vahşîce katlettiler. ermenilerin işgalettikleri Hocalı'da dehşet verici olaylar yaşandı.

Canlı canlı insanların kafa derilerini yüzdüler,

Sağ olarak ele geçirdiklerini ise sistematik bir işkenceye ve tıbbî deneylere tâbitutarak, insanlık dışı muamelelere maruz bıraktılar.

Hızar ve testereler ile diri diri insanların kol ve bacaklarını kestiler.

Genç kızların önce saçlarını,sonra da kafa derilerini yüzdüler.

Babanın gözü önünde evladını, evladın gözü önünde babayı kurşunlara dizdiler.

Kesik kafaları sepetlere doldurdular.

Peki neydi bu düşmanlık?

Ermenistan'daki okul duvarlarında asılan haritalarda Türkiye'nin 12 ili yeralmaktayken,Ermenistan'ın bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağı'nın resmivarken, Ermenistan Millî Marşı'nda 'Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün,öldürün' denmekteyken, başkaca bir neden aramaya zaten gerek yok sanırım.

Dağlık Karabağ Bölgesi'nde bulunan Hocalı'ya, eski Sovyet İttifakı Silahlı kuvvetleri'ne ait 366.Alay'ın desteği ile Ermeni Sılahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen saldırılar sonucu 613 AzerbaycanTürk'ünün hayatını kaybettiği resmî olarak açıklandı. Ancak kayıp sayısının burakamların çok çok üstünde olduğu bilinmektedir.

56 hamile kadın karnı yarılmış durumda bulunmuştur.

Bu alçak saldırıda 487 kişi ağır yaralanırken, 1275 kişi ise rehin alınmış, gerikalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmış ancak bu olayın tahribatından ruhları ve hafızaları asla bir daha kurtulamamıştır.

Şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamadı.!

Fakat katliam sonrası Hocalı'ya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının abartmadığını kısa sürede anladılar. Hocalı'da katliam bölgesini gezen Fransız gazeteci Jean-Yves Junet'nin gördükleri karşısında söyledikleri,katliamın boyutunu da anlatıyordu:

'Pek çok savaş hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim,ama Hocalı'daki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz' Peki 26 Şubat 1992 günü yaşanan bu katliamın emrini kim vermişti; Ermenistan Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Robert Koçaryan denilen kirli katilden başkası değildi.Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde terfi edenTaşnak sutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart 1996'da Ermenistan Başbakanı oldu.

Karabağ'da barış istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisine daha fazla direnemeyen Levon Ter Petrosyan istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna,'Hocalı Katlia! mı' baş sorumlusu olan azılı terörist Robert Koçaryan oturdu.

Ermeniler Türk hamile kadınlarına tecavüz edip karnını hamile olduğu halde taş ile doldurup öldürmüşler ve küçük Türk kızlarına tecavüz edip öldürmüşlerdi.

Ülkemiz desadece 1 ermeni öldürüldü diye yürüyüş yaptılar ve o kadar araştırdılarama hiçbir insan kalkıp ta bu masum insanlara işkence edilip öldürüldükleri için yürüyüş yapmadı…………..
 
AH AH HANGİSİNE NE DESEM HANDİ CÜMLEYİ KURSAM ...
BU VATAN KURULDU VE BU VATAN TÜRK VATANI VE TÜRK KALACAK. KENDİNİ TÜRK HİSSEDEN HERKİM OLURSA OLSA DAHİ...
BİZ BU VATANI ÖYLE ÜÇ BEŞ ÇAPULCUNUN LAKIRDISINA KONU EDİP MASAYA YATIRTMAYIZ...
BU VESİLE İLE BU VATAN İÇİN TOPRAĞA DÜŞMÜŞ HAYATINI VERMİŞ BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZE EN DERİN DUYGULARLA DUALARIMI GÖNDERİYORUM ALLAH ONLARDAN RAZİ OLSUN MEKANLARI CENNET OLSUN...
 
http://haber.mynet.com/galeri/haber/245 ... -saldirisi


sadece bizim değil diğer müslüman kardeşlemizinde düşmenları çok ve bu düşmanlar yaptıkları katliyamları her şeyi güvenliğimiz için yaptık diye bilecek kadar bişkin.
daha yeni olmuş bir olay girin görün hala katliyamlar devam ediyor ADINADA NEFSİ MÜDAFA DENİYOR :=(
 
Mail olarak gelen bir konuyu paylaşmak istedim.


SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI OLDU DİYEN ADİLER GERÇEK BELGELER GENELKURMAY BAŞKANLIĞININ SİTESİNDE VAR BİR GİRİNDE BAKIN BAKALIM. SOYKIRIMI KİM YAPMIŞ.





ERMENİLERDEN ÖZÜR DİLEYENLER KİMLER? TANIYALIM

Geçtiğimiz günlerde Ermenilerden özür dileme kampanyasını başlatan ekibin başını çeken Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlisi Prof.Dr. Ahmet İnsel ile aynı üniversiteden AB ile ilişkiler uzmanı Dr.Cengiz Aktar ve bağlı oldukları örgütleri tanımakta yarar vardır.
Dr.Cengiz AKTAR, AB ilişkilerimizde uzman olarak görev yapan, AB uğruna ülkenin sırtını mindere yapıştırma görevlerini başarı ile yerine getirmeye çalışan, batılılaşmamız için eserler yazan bir akademisyen..Geçmiş yıllarda Emperyalizm'in siyasi kanadı olan Birleşmiş Milletler çatısı altında ve Avrupa Birliği'nin göç ve iltica politikaları etrafında biçimlenen hükümetler arası danışma kurulunun ikinci başkanı olarak çalıştı. 1994-1999 yılları arasında ise Birleşmiş Milletler Örgütü'nün Slovenya Temsilciliği'ni yönetti.
Prof Dr. Ahmet İNSEL ise HELSİNKİ YURTTAŞLAR DERNEĞİ'nin kurucu üyelerindendir. Bütün çalışmalarını da bu dernek ve arkasındaki güçlerin talimatları doğrultusunda sürdürür. Türkiye'de başta Ermeniler olmak üzere tüm etnik unsurları derneğin amaçları doğrultusunda yönlendirmek, eğitmek ( kışkırtmak diye okuyabilirsiniz ) en önemli görevlerindendir. Hatta internet sitelerinde işi, Türkiye'deki Roman vatandaşları kışkırtmaya kadar götürmüşlerdir.
Bu siteye http://www.hyd.org.tr/ adresinden ulaşırsanız.İlişkide bulunulan örgütleri ve ülkenin hangi duyarlılıklarının kaşındığını görebilirsiniz.

HELSİNKİ YURTTAŞLAR DERNEĞİ NEREDEN HANGİ PARALARLA BESLENİR?
1983 yılının sonlarında ABD kongresi onayı ile "Ulusal Demokrasi Fonu" (NED: National Endowment For Democracy) kuruldu. Bu tarihten itibaren CIA'nın ülkelerin karıştırılması operasyonlarında kullanılan birçok işlevi NED'e transfer edildi.
Avrupa'da yerleşik ve çoğu ABD tarafından beslenen "Sivil Toplum Örgütleri" de, NED'in Demokrasi yayma operasyonlarında yer almaktadırlar. Para kaynağı ABD hazinesidir. NED ise bu paranın kasasıdır.
Amaçları çok net ve açıktır. Doğu Avrupa'yı, Afrika'yı, Asya'yı, Ortadoğu ve Okyanus devletlerini birlikte yeniden kolonileştirmek, doğal kaynakları ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER aracılığı ile yağmalamaktır. Ahmet İnsel'in de içinde bulunduğu Helsinki Yurttaşlar Derneği de bu amaçlar için para alıp kendisine verilen görevleri yerine getirmektedir.

NED'DEN KAÇ YILINDA, HANGİ AMAÇLA, NE KADAR PARA ALDILAR?
YIL: 1997
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN : Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI:30.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: Daha etkin sivil toplum için sivil girişimlere destek vermek ve birleştirici çabalar içine girmek. Eylemleri halka yaymak, yeni üyeler örgütlemek ve diğer Sivil Toplum Örgütlerini eğitmek.

YIL:1997
PARAYI VEREN: Proje Karşılığı AB katkısı
PARAYI ALAN : Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 81.330 EURO
VERİLİŞ AMACI: Proje; Yasama kararlarının verimliliği.

YIL:1998
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN: Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 31.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: Cemiyet, örgütsel yapısını güçlendirecek, yeni üyeler kazanacak, çalışmaları halka yayacak ve diğer Sivil Toplum Örgütlerini örgütlenme konusunda eğitecektir.

YIL:1999
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN : Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 31.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: Cemiyet, örgütsel yapısını güçlendirecek, yeni üyeler kazanacak, çalışmaları halka yayacak ve diğer Sivil Toplum Örgütlerini örgütlenme konusunda eğitecektir. vs…

YIL: 2000
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN: Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 45.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: İstanbul, Mersin ve Van'da STÖ'ler ve eylemciler şebekesi oluşturulacak. Bu şebeke, ifade özgürlüğünü engelleyen yasal engellerin kaldırılması, özgürce toplanma ve örgütlenme haklarını savunacaktır. ( BU İLLERE VE BUGÜNKÜ HAREKETLİLİĞE DİKKAT!…)

YIL: 2001
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN : Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 35.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: Barışçı toplantı ve örgütlenme özgürlüğü hakları konusunda savunma, lobici ve kampanyacı sivil eylemcilerin çekirdek gurubunu eğitmek, bir basın toplantısı düzenleyerek 40 kadar basın mensubu, siyasetçi ve devlet görevlisini ağırlamak. Altı kentte 50 NGO'nun ihtiyaçlarını belirlemek.

YIL: 2002
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN : Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 35.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: 5 El kitabı yayınlayıp 20 kişiyi İstanbul'da Savunmanlık, lobicilik ve kampanyacılık konusunda eğitme çalışması yapmak.Bu 20 kişi 10 ayrı kentte 100 STÖ'nün elemanlarını eğitecektir. 40 siyasetçi, gazeteci ve devlet görevlisine kabul düzenlenecek. 1000 Adet haber bülteni basılıp postalanacaktır.

YIL: 2003
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN: Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 35.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: Anayasa Reformu için milletvekillerine lobi yapmak, Bölgesel eğitim atölyeleri çalışmaları sürdürülecek, STÖ eğitim malzemeleri dağıtılacaktır.
Not; Rakamsal verilerde Mustafa Yıldırım'ın Sivil Örümceğin Ağında eserinden yararlanılmıştır.
Görüldüğü gibi ihanetin göbeğine oturan bu örgüte Sivil Toplum Kuruluşları üstü bir görev de biçilmiştir. Yardımlar 2003 yılından sonra da devam etmektedir.
Şimdi soruyoruz; Bu zat-ı muhteremlerden Türkiye'nin haklarını savunmaya yönelik bir açıklama bekleyebilir misiniz?
Nereden emir aldıklarını ve neyi, nasıl görme ve değerlendirme konusunda şartlandıklarını çoktan görmeniz gerekir idi.
Helsinki Yurttaşlar Derneği Kurucu Üyeleri
Adalet Ağaoğlu
Ahmet Fadıl Kocagöz
Ahmet İnsel
Ali Bulaç
Ayşe Buğra
Ayşe Silivri
Bülent Tanık
Bülent Tanör
Ceyda Can
Emil Galip Sandalcı
Ercan Karakaş
Esra Koç
Fikret Toksöz
Halil Berktay
Haluk Şahin
İlhan Tekeli
İştar Bedriye Gözaydın
Mahmut Ortakaya
Mehmet Ali Aslan
Mehmet Ali Birand
Mete Tunçay
Murat Belge
Murat Çelikkan
Murat Gültekingil
Murat Karayalçın
Murtaza Çelikel
Orhan Pamuk
Osman Kavala
Selim Ölçer
Sinan Gökçen
Süleyman Çelebi
Şerafettin Elçi
Şirin Tekeli
Şule Kut
Taciser Ulaş
Tarık Ziya Ekinci
Turgut Tarhanlı
Ümit Fırat
Ümit Kıvanç
 
vay anam vaaay.birde bu insanları herzaman televizyonlarda gazetelerde ve kitaplarda okuyup dinleyip güveniyoruz.yazıklar olsun bu ve bunun gibi insansı müsvettelere. :sinirli:
 
GERÇEK KESİT

Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars'ta Ağrı'da Van'da Erzurum'da da ataları oynamıştı.Onlardan duymuşlardı. Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık, ayakları çıplaktı...Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47 model Rus yapımı otomatik tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı çıkartırken, diğeri elindeki demir parayı havaya attı

:-Akçik, manç?..
(Kızmı, oğlan mı?)

-Akçik...
(Kız)

Bu cevap üzerine 'oğlan' diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura ile hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı.Kan bürümüş gözlerini bebeğin kasıklarına kilitledi.

-Tun şahetsar,ınger...
(Sen kazandın, yoldaş)

-Yes şahetsapayts ays bubrikı inç bes bidigişdana...
(Ben kazandım ama bu bebek nasıl beslenecek?)

-Mayrigı bedge gişdatsine.
(Annesi besleyecek elbette)

Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya geçirdiği bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı:

-Mayrig yerahayin zizdur.
(Çocuğa meme ver)

Aynı dakikalarda Hocalı'nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı hazırlığı vardı. İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top arayışına girmişlerdi.Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise Ermeni çeteci sevinçle bağırdı:

-Asixn ma,çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek...
(Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın...)

Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa,başı da orta yere düşmüştü...

Ermeniler zafer naraları atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.

Bu iki olay Hocalı'da bundan çok değil yalnızca 14 yıl önce yaşandı. Her iki olay da ermeni çetecilerin katliamlarına bizzat şahit olan görgü tanıklarının anlatımlarıdır.

Ne yazık ki 26 Şubat 1992 günü binlerce Azeri türlü yöntemlerle vahşice katledilmiştir. Ajanslar,katliam haberini bütün dünyaya hızla geçerken, arşı titreten ağır bir vahşet yaşanan Hocalı halkından geri kalanlar ise çaresizlik içinde kıvranıyordu.

Türkiye'de büyük bir dehşet uyandıran katliama ilişkin ilk görüntüler ise TRT aracılığı ile duyurulmuştu. Bütün olanları batılı gazeteciler, özellikle de New York Times belgeledi.

26 Şubat'ta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile Hankendi'nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366'ncı Rus Motorize Alayı, Hocalı'ya saldırarak tarihin en vahşî katliamlarından birini yaptılar.

26 Şubat gecesi Rus motorize alayının tanklarından açılan top ve roket saldırıları ile Hocalı Havaalanı kullanılamaz hâle getirilerek kentin dış dünya ile ilişkisi de tamamen kesildi.

Savunmasız kalan kente giren Rus destekli Ermeni askerleri, çocuk, yaşlı, kadın, bebek demeden birçok insanımızı vahşîce katlettiler. ermenilerin işgal ettikleri Hocalı'da dehşet verici olaylar yaşandı.

Canlı canlı insanların kafa derilerini yüzdüler,

Sağ olarak ele geçirdiklerini ise sistematik bir işkenceye ve tıbbî deneylere tâbi tutarak, insanlık dışı muamelelere maruz bıraktılar.

Hızar ve testereler ile diri diri insanların kol ve bacaklarını kestiler.

Genç kızların önce saçlarını,sonra da kafa derilerini yüzdüler.

Babanın gözü önünde evladını, evladın gözü önünde babayı kurşunlara dizdiler.

Kesik kafaları sepetlere doldurdular.

Peki neydi bu düşmanlık?
Ermenistan'daki okul duvarlarında asılan haritalarda Türkiye'nin 12 ili yer almaktayken, Ermenistan'ın bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağı'nın resmi varken, Ermenistan Millî Marşı'nda 'Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün,öldürün' denmekteyken, başkaca bir neden aramaya zaten gerek yok sanırım.

Dağlık Karabağ Bölgesi'nde bulunan Hocalı'ya, eski Sovyet İttifakı Silahlı kuvvetleri'ne ait 366.Alay'ın desteği ile Ermeni Sılahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen saldırılar sonucu 613 Azerbaycan Türk'ünün hayatını kaybettiği resmî olarak açıklandı. Ancak kayıp sayısının bu rakamların çok çok üstünde olduğu bilinmektedir.

56 hamile kadın karnı yarılmış durumda bulunmuştur.

Bu alçak saldırıda 487 kişi ağır yaralanırken, 1275 kişi ise rehin alınmış,geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmış ancak bu olayın tahribatından ruhları ve hafızaları asla bir daha kurtulamamıştır.

Şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamadı.!

Fakat katliam sonrası Hocalı'ya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının abartmadığını kısa sürede anladılar. Hocalı'da katliam bölgesini gezen Fransız gazeteci Jean-Yves Junet'nin gördükleri karşısında söyledikleri, katliamın boyutunu da anlatıyordu:

'Pek çok savaş hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim,ama Hocalı'daki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz' Peki 26 Şubat 1992 günü yaşanan bu katliamın emrini kim vermişti; Ermenistan Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Robert Koçaryan denilen kirli katilden başkası değildi. Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde terfi eden Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart 1996'da Ermenistan Başbakanı oldu.

Karabağ'da barış istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisine daha fazla direnemeyen Levon Ter Petrosyan istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna,'Hocalı Katliamı' baş sorumlusu olan azılı terörist Robert Koçaryan oturdu.

Ermeniler Türk hamile kadınlarına tecavüz edip karnını hamile olduğu halde taş ile doldurup öldürmüşler ve küçük Türk kızlarına tecavüz edip öldürmüşlerdi.

Ülkemizde sadece 1 ermeni öldürüldü diye yürüyüş yaptılar ve o kadar araştırdılar ama hiç bir insan kalkıp ta bu masum insanlara işkence edilip öldürüldükleri için yürüyüş yapmadı...

Yazıklar olsun ...

ALLAHA EMANET OLUN,ARTIK BAZI KONULARDA DUYARLI OLALIM.
 
Bütün bunlara karşılık , çeşitli ülkelerde soykırım uydurması ermeni köpekleri lehine sonuçlanırken olaylar hep aleyhimize gelişirken,TÜRK ler için hiçbir platformda sesini duymadığımız ama filistin için iran için araplar için israile göstermelik restler çekenler; van daki ermeni kilisesi akdamarda ibadet iznini bugün onayladılar.bizim ecdad yadigarı camilerimiz yunanistanda ermenistanda meyhane,depo, sex filmi gösteren sinema olarak kullanılırken biz neler yapıyoruz.YETER ARTIK TÜRK MİLLETİ GAFLET UYKUSUNDAN UYAN!!!.
GAFLET DELALETİ DELALETTE HIYANETİ GETİRİR. ALLAH YÜCE TÜRK MİLLETİNİ HAİN YAPMASIN!!!!
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN!
 
Geri
Üst