Hüseyin BAŞOĞLAN
Moderatör
- Katılım
- 6 Ocak 2008
- Mesajlar
- 4,880
- Tepkime puanı
- 2
- Yaş
- 38
- Ad Soyad
- Hüseyin BAŞOĞLAN
- Meslek
- Yazılım-Tasarım
- Şehir
- Muğla
- İlgi Alanı
- Balıklar
Künyeleme ve soy takibi
Kuş Halkalama
Kuşların, halkalama lisansına sahip eğitimli araştırmacılar tarafından güvenli
yöntemlerle yakalanmasını, bacaklarına halka takılmasını ve tür, yaş, cinsiyet
gibi gerekli bilgilerin kaydedilmesinden sonra serbest bırakılmasını içeren
işlemlerin tümüne 'halkalama' adı verilir..
Halkalama çalışmaları, ornitoloji (kuş bilimi) araştırmalarında çok önemli bir yer
tutmaktadır. İlk kez 1889 yılında , Danimarkalı H.D. Mortensen tarafından Sığırcıklar
üzerinde denenen bu yöntem günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde yaygın bir şekilde uygulanmaktadır.
Her yıl Avrupa’da 3,8 milyon kuş halkalanmakta ve dünyada bugüne kadar
70 milyon kuşun halkalandığı tahmin edilmektedir. 100 yılı aşkın bir süredir yaygın
bir şekilde uygulanan bu yöntem sayesinde, dünyada hiçbir canlı grubu için varolmayan, çok değerli bir bilgi kaynağı oluşmuştur.
Tüm markalama ve tekrar yakalama çalışmalarında temel kural,
kullanılan markanın kuşun beslenme, çiftleşme, göç etme ve av olma olasılıklarında
bir değişiklik yaratmaması gerektiğidir. Kuşun türü, yaşı,
cinsiyeti belirlenir; kanat uzunluğu, ağırlığı, yağ ve kas miktarı gibi çeşitli ölçümler
yapılır ve sonuçlar standart kayıt formlarına kaydedilir. Halkalanan ve ölçümleri yapılan kuşlar ise tekrar doğaya bırakılırlar.
Halkalama çalışmalarının amaçlarının başında kuş türlerinin habitat çevrelerini
ortaya çıkarmak, göç yolları üzerinde konakladıkları dinlenme ve beslenme alanlarını
öğrenerek korumada öncelikli bölgeleri belirlemek ve türlerin farklı göç stratejilerini
ortaya çıkararak, türlere göre farklı koruma önlemleri geliştirmekdir.
Ayrıca, yağ ve kas miktarlarının ölçülmesi ve kuşların göç yolları üzerindeki farklı
istasyonlarda yinelenen bu ölçümlerin karşılaştırılması sonucunda, kuşların göç sırasında
karşılaştıkları fizyolojik problemler de anlaşılabilmektedir.
Güvercinlerde Halkalama
Tüm dünya evcil kuşlarda halkalamaya geçmiş iken ülkemizde özellikle güvercinlerde halkama
anlayışı henüz oturtulamamıştır. Mardin gibi paçalı kuşların paçalarına zarar verebilir
ve paça görüntüsünü bozabilir düşüncesi bu anlayışın önüne set çeken temel sorunların başında düşünülebilir. Aslında temelde sorun daha farklıdır.
Türkiye'de henüz bir güvercin federasyonunun kurulamamış olması, güvercin yarışlarının
yerel bazı dernekler tarafından gerçekleştiriliyor olması halkalama zorunluluğunu getirememektedir.
Kanaryalar ve posta güvercinlerinde ise halkalama oturmuş gözükmektedir.
İstanbul'da 1995 yılında 10 ayrı posta güvercini
derneklerinin temsilcilerinin oluşturduğu üst kurul toplantısından çıkan
ilk kararlardan bir tanesi posta güvercinlerinde marka (halka) takılmasının zorunlu
kılınması ve markasız kuşların yarışlara alınmaması olmuştur ve bu zorunluluğun yerine
getirilebilmesi için 3 senelik bir geçiş süreci tanındı. İlk zamanlar bu konu bazı
arkadaşların tepkisini çekse de geçen süre markalamanın önemininin anlaşılmasına olanak
sağladı. Aslında en önemli faydası başkalarının yakaladığı veya başkalarının kümesine
inen güvercinlerin bu markalar sayesinde yarıştırılamaması ve asıl sahiplerine tekrar iade edilebilmesi olmuştur.
Hatta bu günde geçerli olan kararlardan bir tanesi de yarışlarda, yavru
iken yakalanan ve alıştırılan bir güvercin şampiyon olsa dahi şayet kuşun gerçek
sahibi kuşun künyesine ait kartını gösterip kuşun sahibi olduğunu ispat eder ve
itiraz ederse kuşun şampiyonluğu organizasyon tarafından iptal dahi edilecektir.
Kuşun künyesi kesilse dahi markasız, ne olduğu belli olmayan kuşu kimse istemez ve
satın almaz. Alırsa duyulmaması imkansızdır ve duyulduğu anda ise posta güvercini
yetiştiricileri dernekleştiği için olayı hemen herkes duyar ve o kişi topluluğun dışında bırakılır.
Burada önemli olan bu uygulamayı diğer tüm güvercin ırklarında uygulayabilmek ve
kuşçuları bilinçlendirerek künyesiz kuşun satın alınmaması gerektiğini anlatmak
gerekmektedir. Bunun için ise diğer ırkları besleyen bizlerin de dernekleşmesi gerekir.
Ve maalesef dernek ihtiyacı bir şekilde ticari işleyişi olan ve bir kesim insanların
çıkarlarına hizmet eden mezatlarda karşılanıyor. Diğer yanda ise dernek gibi kullanılan
yerler ise maalesef mezat vb. gibi daha ziyade ticari işlere yöneliyor.
Markalamanın diğer bir önemi ise, yarışmalara katınıldığında künyede kuş ile ilgili tüm bilgilerin olmasıdır.
Üretici bu markaları genelde yumurtadan çıkıştan 5-7 gün sonra yavrunun ayağına takar.
Zira yavru büyüdükten sonra markanın takılması imkansız olduğu gibi,
markanın çıkması da imkansızdır. Sağ veya sol ayağa takılması ise uygulamada birşey farkettirmez.
Peki bu markalarda ne yazıyor;
Markaların üzerinde uygulamaya göre kişinin memleketi kodu veya dernek kodu, Ülke harfi
üretim sezon tarihi ,kuş sıra no.su ve neticesinde özel işaretiniz bulunur.
KOD AÇIKLAMALARI
TR 04 EGSEV 812-2222
TR: Varsa Güvercinin Bağlı olduğu Yarışma Organizasyonu ya da Uluslararası Ülke Kodu
04: Güvercinin Doğum Yılı
EGSEV: Varsa Güvercinin bağlı olduğu Klüp (Dernek) Kodu
812-2222: Şahsa ait Özel numara (Telefon da olabilir).
Bazı Bilgiler - Kodlar kullanılacak organizasyon ya da şahıslara göre değişebilmektedir.
Markalamanın tamamen oturması ile;
ülkemız ırklarının tescili için bir başlangıç olacak ve
yurtdışında da TÜrk güvercinlerinin kabul edilmesi kolaylaşacaktır.
Marka ve dernek kayıtları sayesinde güvercinlerimiz ile birlikte yetiştiricilerimizde
dernekler aracılığıyla kayıt altına alınacak ve örgutlenme sureci hız kazanacaktır.
Şehirler ve ülkeler arası güvercin transferi kontrol altına alınabilecek ve bu sayede
yöresel ve nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan ırklarımızın takibi
yapılabilecektir.
Markasız güvercın alım-satımı önlenerek hırsızlık olayları da caydırıcı
hale gelecektir.
Kendi soyumuzun takibi de daha kolay yapılabilecektir.
Kuş Halkalama
Kuşların, halkalama lisansına sahip eğitimli araştırmacılar tarafından güvenli
yöntemlerle yakalanmasını, bacaklarına halka takılmasını ve tür, yaş, cinsiyet
gibi gerekli bilgilerin kaydedilmesinden sonra serbest bırakılmasını içeren
işlemlerin tümüne 'halkalama' adı verilir..
Halkalama çalışmaları, ornitoloji (kuş bilimi) araştırmalarında çok önemli bir yer
tutmaktadır. İlk kez 1889 yılında , Danimarkalı H.D. Mortensen tarafından Sığırcıklar
üzerinde denenen bu yöntem günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde yaygın bir şekilde uygulanmaktadır.
Her yıl Avrupa’da 3,8 milyon kuş halkalanmakta ve dünyada bugüne kadar
70 milyon kuşun halkalandığı tahmin edilmektedir. 100 yılı aşkın bir süredir yaygın
bir şekilde uygulanan bu yöntem sayesinde, dünyada hiçbir canlı grubu için varolmayan, çok değerli bir bilgi kaynağı oluşmuştur.
Tüm markalama ve tekrar yakalama çalışmalarında temel kural,
kullanılan markanın kuşun beslenme, çiftleşme, göç etme ve av olma olasılıklarında
bir değişiklik yaratmaması gerektiğidir. Kuşun türü, yaşı,
cinsiyeti belirlenir; kanat uzunluğu, ağırlığı, yağ ve kas miktarı gibi çeşitli ölçümler
yapılır ve sonuçlar standart kayıt formlarına kaydedilir. Halkalanan ve ölçümleri yapılan kuşlar ise tekrar doğaya bırakılırlar.
Halkalama çalışmalarının amaçlarının başında kuş türlerinin habitat çevrelerini
ortaya çıkarmak, göç yolları üzerinde konakladıkları dinlenme ve beslenme alanlarını
öğrenerek korumada öncelikli bölgeleri belirlemek ve türlerin farklı göç stratejilerini
ortaya çıkararak, türlere göre farklı koruma önlemleri geliştirmekdir.
Ayrıca, yağ ve kas miktarlarının ölçülmesi ve kuşların göç yolları üzerindeki farklı
istasyonlarda yinelenen bu ölçümlerin karşılaştırılması sonucunda, kuşların göç sırasında
karşılaştıkları fizyolojik problemler de anlaşılabilmektedir.
Güvercinlerde Halkalama
Tüm dünya evcil kuşlarda halkalamaya geçmiş iken ülkemizde özellikle güvercinlerde halkama
anlayışı henüz oturtulamamıştır. Mardin gibi paçalı kuşların paçalarına zarar verebilir
ve paça görüntüsünü bozabilir düşüncesi bu anlayışın önüne set çeken temel sorunların başında düşünülebilir. Aslında temelde sorun daha farklıdır.
Türkiye'de henüz bir güvercin federasyonunun kurulamamış olması, güvercin yarışlarının
yerel bazı dernekler tarafından gerçekleştiriliyor olması halkalama zorunluluğunu getirememektedir.
Kanaryalar ve posta güvercinlerinde ise halkalama oturmuş gözükmektedir.
İstanbul'da 1995 yılında 10 ayrı posta güvercini
derneklerinin temsilcilerinin oluşturduğu üst kurul toplantısından çıkan
ilk kararlardan bir tanesi posta güvercinlerinde marka (halka) takılmasının zorunlu
kılınması ve markasız kuşların yarışlara alınmaması olmuştur ve bu zorunluluğun yerine
getirilebilmesi için 3 senelik bir geçiş süreci tanındı. İlk zamanlar bu konu bazı
arkadaşların tepkisini çekse de geçen süre markalamanın önemininin anlaşılmasına olanak
sağladı. Aslında en önemli faydası başkalarının yakaladığı veya başkalarının kümesine
inen güvercinlerin bu markalar sayesinde yarıştırılamaması ve asıl sahiplerine tekrar iade edilebilmesi olmuştur.
Hatta bu günde geçerli olan kararlardan bir tanesi de yarışlarda, yavru
iken yakalanan ve alıştırılan bir güvercin şampiyon olsa dahi şayet kuşun gerçek
sahibi kuşun künyesine ait kartını gösterip kuşun sahibi olduğunu ispat eder ve
itiraz ederse kuşun şampiyonluğu organizasyon tarafından iptal dahi edilecektir.
Kuşun künyesi kesilse dahi markasız, ne olduğu belli olmayan kuşu kimse istemez ve
satın almaz. Alırsa duyulmaması imkansızdır ve duyulduğu anda ise posta güvercini
yetiştiricileri dernekleştiği için olayı hemen herkes duyar ve o kişi topluluğun dışında bırakılır.
Burada önemli olan bu uygulamayı diğer tüm güvercin ırklarında uygulayabilmek ve
kuşçuları bilinçlendirerek künyesiz kuşun satın alınmaması gerektiğini anlatmak
gerekmektedir. Bunun için ise diğer ırkları besleyen bizlerin de dernekleşmesi gerekir.
Ve maalesef dernek ihtiyacı bir şekilde ticari işleyişi olan ve bir kesim insanların
çıkarlarına hizmet eden mezatlarda karşılanıyor. Diğer yanda ise dernek gibi kullanılan
yerler ise maalesef mezat vb. gibi daha ziyade ticari işlere yöneliyor.
Markalamanın diğer bir önemi ise, yarışmalara katınıldığında künyede kuş ile ilgili tüm bilgilerin olmasıdır.
Üretici bu markaları genelde yumurtadan çıkıştan 5-7 gün sonra yavrunun ayağına takar.
Zira yavru büyüdükten sonra markanın takılması imkansız olduğu gibi,
markanın çıkması da imkansızdır. Sağ veya sol ayağa takılması ise uygulamada birşey farkettirmez.
Peki bu markalarda ne yazıyor;
Markaların üzerinde uygulamaya göre kişinin memleketi kodu veya dernek kodu, Ülke harfi
üretim sezon tarihi ,kuş sıra no.su ve neticesinde özel işaretiniz bulunur.
KOD AÇIKLAMALARI
TR 04 EGSEV 812-2222
TR: Varsa Güvercinin Bağlı olduğu Yarışma Organizasyonu ya da Uluslararası Ülke Kodu
04: Güvercinin Doğum Yılı
EGSEV: Varsa Güvercinin bağlı olduğu Klüp (Dernek) Kodu
812-2222: Şahsa ait Özel numara (Telefon da olabilir).
Bazı Bilgiler - Kodlar kullanılacak organizasyon ya da şahıslara göre değişebilmektedir.
Markalamanın tamamen oturması ile;
ülkemız ırklarının tescili için bir başlangıç olacak ve
yurtdışında da TÜrk güvercinlerinin kabul edilmesi kolaylaşacaktır.
Marka ve dernek kayıtları sayesinde güvercinlerimiz ile birlikte yetiştiricilerimizde
dernekler aracılığıyla kayıt altına alınacak ve örgutlenme sureci hız kazanacaktır.
Şehirler ve ülkeler arası güvercin transferi kontrol altına alınabilecek ve bu sayede
yöresel ve nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan ırklarımızın takibi
yapılabilecektir.
Markasız güvercın alım-satımı önlenerek hırsızlık olayları da caydırıcı
hale gelecektir.
Kendi soyumuzun takibi de daha kolay yapılabilecektir.