Herzaman ustalarımdan duyduğum gibi söylerim kuşçu olunmaz doğulur. Yada aşıyı küçük yaşta birinden alırsınız.
Büyük ustalar ilk olarak ailende çevrende varmı kuşçu diye sorar bu açtığınız konuyu tanışma esnasında muhabbetteyken. Madem böyle sordunuz bende saygıyla cevaplıyım;
Benim babamın atası Topkapı Sarayında kuşçu başıymış. Halen daha kabri Sultanahmettedir.
Ben doğma büyüme İstanbul / Fatih / Kocamustafapaşalıyım
İstanbul'un en eski kuşçularının semti Kocamustafapaşa'dır.
Meşhur Melkon Arzuman ve Cemal Özyazıcılar, Bunların çırağı Bahri Gürkardeşler Abimiz buna en büyük örneklerdir. Aynı zamanda Hakan Ural (Sibel CAn'ın eski kocası) gibi ünlü bir isimde bu semtin eski çocuklarından ve kuşçularındandır. Halen daha kendisinin Fındıkzadede bir teras katta çok değerli Bango güvercinleri beslediğini bilirim.
Çocukluğumda Kocamustafapaşa'nın meşhur bostanlarında kuş besleyen abilerimiz vardı. Kocamustafapaşa İlkokulunun arkasında bir bostanda Çakalcı Şeref olarak ismini hatırladığım bir abimizin yanına bisikletlerimizle giderdik ve içeri girmek için izin isterdik belki 1000'in üzerinde çakal güvercini vardı yem atmak veya kuşları yemlerken tutup bakmak için izin isterdik bazen neşesi yerinde değilse terslerdi arada sırada kendiliğinden kuşlarla ilgili bilgiler aktarırdı bize, bizle çok yüz göz olmazdı.... yani kısacası ben genlerimdeki kuşçuyu bu abimizden 5 yaşımda aldığım aşıyla keşvettim
. Şeref abim etrafını bahçe gibi çevirdiği 10 tane çok özenerek yapılmış kümesi vardı ve bu kümeslerden aynı zamanda bir taraftan yapıp satardı. Eski Kocamustafapaşa'yı halen daha çok özlerim halen aynı semtimde olmama rağmen...
Saygılarımla
Osman Uğur KORKMAZ