ÖNEMLİ İLAÇALAR HAKKINDA...NOKSAN YERLERİ TAMAMALAYALIM

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan hidalgoo
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 23
  • Görüntüleme Görüntüleme 22K

hidalgoo

Üye
Katılım
9 Nis 2012
Mesajlar
299
Tepkime puanı
0
Yaş
39
www.kuscular.org
Ad Soyad
Hürkan TEKİN
Meslek
Öğretmen
Şehir
İstanbul-II (Anadolu)
İlgi Alanı
Kediler
Malum önümüz yaz ve gerekli önlemleri almazsak bir dünya sorunla karşılaşabiliriz.Bu konuda başlık sayısı fazla olabilir ama ben yinede konu açayım dedim çünkü eksik yerleri herkes elinden geldiğince yazacagını varsaydım.Bir internet sayfasında büğün gezinirken güvercinlerdeki hastalıklara karşı en etkili ve bulması kolay ilaçları yazmışlar.Konu hakkında
yanlış bilgi varsa düzeltelim , -önemli ve can alıcı noktaları MUTLAKA YAZALIM .Eksik kalan yerleri tamamlayalım...
HERKESE KAZASIZ BELASIZ BESLEMELER....


Streptococcosis Ayak ve kanat eklemlerinde iltihaplanma ve açık yara oluşumu. Belirgin ağırlık kaybı, kayıtsızlık, yeşilimsi çamur gibi ishal, kusma, karın ve bağırsak bölgesinde şişkinlik, kanın renginde koyulaşma ve eflatunumsu bir renk alma. Göğüs tüyleri aralanarak bu renk tespit edilebilir. Genel olarak performans kaybı. İleri aşamalarda felç ve ölüm gözlenebilir(TETRA250).
Pasteurelosis(Kolera) Hastalık birden ve ani bir gelişim gösterir. Kuşun ateşi süratle yükselir. Yeme karşı aşırı isteksizlik, hatta yem yememe durumu vardır. Genel bir kayıtsızlık hali ile birlikte sulu sarı – yeşil bir ishal başlar. İleri aşamalarda bazen dışkıda kan gözlenebilir. Solunum yolları sorunları, aksırma, yüzde şişlik gelişebilir. 3 – 10 gün arasında ölüm ile sonuçlanır. Ölüm öncesi ayakta duramama ve titreme hali vardır. Ölüm çırpıntılı bir şekilde olur.TETRA 250BAYTRİL 250–BAYTRİL

Tuberculosis Sinsi bir şekilde gelişen bu hastalığın ilaçla tedavisi bulunmamaktadır. Kuşlarda belirgin kilo kaybı ile kendini belli eder. Gözlerde, tüylerde, ağız içi mükozasında belirgin bir renk kaybı ve solukluk vardır. Kansızlık ve ishalin yanı sıra, özellikle baş üstü tüylerinde dökülme ve kelleşmeler, bölgesel lenf bezlerinde şişme ve yerel yaralar oluşabilir. Başka hastalıklarla birlikte seyretme eğilimindedir. Hastalık genellikle ölümle sonuçlanmaktadır.ÇARESİ YOKTUR


Salmonella Çok sayıda yavru ölümü dikkat çekicidir. Hasta kuşlarda cıvık kaygan bir ishal vardır. Dışkı bol sulu ve yeşilimsidir. Dışkıda köpük ve sindirilmemiş yem parçaları gözlenebilir. Ağırlık kaybı ve uyuşukluk ilk belirtilerdir. Sonraki aşamalarda diz ve kanat eklem yerlerinde ur şeklinde şişmeler gözlenir. Urların içi sert değildir ve ısısı diğer vücut bölgelerine göre daha sıcaktır. Kanat düşürme, tek ayak üzerinde durma ve topallama gözlenebilir. Mikrobun beyne yerleşmesi durumunda, sinir sistemi sorunları, kafanın ileri geri hareketleri ( sallabaş ) gözlenebilir. Bu aşamada ölümcül olabilir. BAYTRİL

E-Coli Yeşilimsi ve sarı tonlarda sulu ishal ile kendini gösterir. Dışkının kokusu normalden daha kötüdür. Yeme karşı isteksizlik, aşırı ve çabuk zayıflama, kayıtsızlık, durgunluk, performans kaybı dikkat çekicidir. Hastalığın ileri aşamalarında mikrobun vücudun diğer organlarına yayılmasına bağlı olarak, kanatta tutulma, ayakta tutulma gibi durumlara bağlı olarak gelişen uçamama, topallama ve yürüyememe halleri gözlenebilir.
BAYTRİL COCCİ CEL


Ornithosis Uzun süre belirti vermeden sinsi bir şekilde seyreden hastalıktır. Hasta kuşlarda performans kaybı, yavrularda yavaş gelişme, iştahsızlık ve tüy kabartma, kilo kaybı, titreme, yeşilimsi ishal ve solunum yolları sorunları gözlenir. Özellikle kuşun tek gözünde yaşarma, akıntı ve göz etrafında halka şeklinde şiş ve kızarıklık karakteristik belirtisidir. İleri aşamalarda tek gözde körlük gelişebilir.
BAYTRİL-MONODOX


Coryza Solunum yolları sorunları, her iki gözde de yaşarma, burun akıntısı, kokulu sümük. Özellikle kuşun boğazında balgama benzer şekilde sümük oluşumu vardır. Hırıltılı soluma, solunum zorluğu, hırıltılı ses tonları, sulu yeşilimsi ishal, ağırlık kaybı, sinüslerde ve buna bağlı olarak yüzde şişlik hali gözlenir.
BAYTRİL –MONODOX


Haemophillus Solunum yolları problemleri, nefes darlığı, aksırma gibi belirtilerin yanı sıra, belirgin olarak göz sulanması ve burun akıntısı vardır. Hastalığın ayırt edici özelliği kuşun her iki gözünde de görülen göz kapakları ve iç dokulardaki belirgin şişmedir.
MONODOX


Mycoplasmosis Coryza ile aynı belirtilere sahiptir. Farklı olarak kuşun ateşinde yükselme vardır ve durgunluk hali daha belirgindir. Ayrıca solunum yetersizliğine bağlı olarak kuşun yetersiz oksijen alması sonucu kanın renginde değişim gözlenebilir. Kanın rengi mavimsi ve eflatunumsu bir tonda olabilir. BAYTRİLMONODOX Paramyxovirosis İlk dikkat çekici belirti su tüketiminde artma ve sulu ishal şeklinde dışkıdır. Daha ileri aşamalarda, sinir sistemi bozuklukları gözlenir. Boyun dönmesi, kafanın geri ve arkaya doğru ters ve anormal hareketleri vardır. ( Sallabaş )Son olarak felç gözlenebilir. Yem yeme ve su içmede belirgin zorluklar gözlenir. Kuş zamanla güçsüz düşer, zayıflar ve ölüm gelebilir.
TEK TEDAVİSİ HASTALIK BAŞLAMADAN ÖNCEKİ PMV-1 AŞISIDIR


Pox(Çiçek) Daha çok genç kuşlarda görülen bir hastalıktır. Kuşun derisinde kahverengimsi renklenmeler oluşur. Nefes alma ve yem yeme sorunları vardır. Hastalığın ilk aşamalarında tüysüz bölgelerde, ayak üzeri, göz çevresi ve gaga başlangıcında siğil benzeri sonradan üzeri kabuk bağlayan yaralar oluşur. İrin üreten bu yaralar 15 gün kadar sonra kendiliğinden kaybolurlar. Aynı anda veya daha sonra kuşun ağızının içinde ve damakta sarı renkli sert irin tabakaları gözlenir. Ağız içindeki bu oluşumlar Trichomonas’a çok benzerdir. BİTERAL FLAGYL




Adenovirüs Genç kuşlarda ve yeni yavrularda daha çok gözlenen bir hastalıktır. Vücut dokularından herhangi birinde anormal büyüme ve tümör ( ur ) oluşumu ile dikkati çeker. Diğer hastalıklarla birlikte görülme eğilimindedir. Sık sık kusma ve sarı – yeşil renkli ishal gözlenir. Özellikle dişi kuşlarda yumurtlama ve yavru sonrasında ani gelişen ağırlık kaybında bu hastalıktan şüphelenilmelidir. KLASİD-MR



Circovirus Genç kuşlarda ve yeni yavrularda daha çok gözlenen bir hastalıktır. Kuşun genel anlamda savunma mekanizmasını ve bağışıklık sistemini bozucu bir etkisi vardır. Diğer hastalıklarla birlikte görülme eğilimindedir. Gelişme bozuklukları, ağırlık kaybı ve ishal dikkat çekicidir. Solunum yollarında çeşitli sorunlar gözlenebilir. Vücut dokularında bozulmalara ve anormalliklere rastlanabilir. ÇARESİJYOK

Aspergilosis Genellikle müzmin form izleyen bir hastalıktır. Belirtileri vücutta ve deride olmak üzere iki gruptur. Performans kaybı, kayıtsızlık, güçsüzlük vardır. Solunum yolları sorunları ile birlikte ishal gözlenir. Sonraki aşamalarda ishal koyu yeşil bir renkte olur. Dil ve damaktaki beyaz- sarı – yeşil renkli tabakaların oluşması karakteristik belirtisidir. Deride görüldüğünde, deri döküntüsü, kuşlarda huzursuzluk ve tüy yolmanın yanı sıra, teleklerde çürüme ve kırılarak düşme. MIKOSTATIN



Cadidiasis Kursağın hemen altında yer alan bezlimide de şişme, kursaktaki tahıl içeriğinin ara sıra kusulması, ağızdan kan gelmesi gibi karakteristik belirtilerin yanı sıra, ağız içi ve damakta beyaz mantar tabakalarına rastlanır. Kuşlarda genel bir kayıtsızlık hali, ağırlık kaybı, performans kaybı, genç kuşlarda yavaş büyüme gibi sorunlar gözlenir. Hastalığın deride görülmesi durumunda telek çürümesi ve tüy yarılmaları gözlenmektedir. MIKOSTATIN




Trichomonas Gaga birleşim yerinde dışardan gözlenebilen ur şeklinde sonradan kabuk bağlayan yaralar gözlenebilir. Bu yaralar Pox yaralarına çok benzer. Trichomonas yaraları sadece gaga birleşim yerinde görülür diğer yerlerde oluşmaz. Dışarıdaki bu yaralar 15 gün kadar sonra kendiliğinden geçer. Bunun yanı sıra aynı Pox’da olduğu gibi ağız içinde sarı renkli peynirimsi yara ve ur gibi oluşumlara rastlanır. Bu yaraların büyümesi solunum sorunları, yem yeme ve su içme zorlukları yaratabilir. Hasta kuşlarda genel bir halsizlik, kayıtsızlık, performans kaybı ve ishal ve kusma gözlenebilir. Hastalığın ileri aşamalarında ölüm gelebilir. FLAGYL



Hexamitiasis At sinekleri tarafından güvercinlere taşınan bir hastalıktır. Ağırlık kaybı, kusma ve sulu köpüklü ishal gözlenir. Hastalığın ileri aşamalarında ishal bazen kanlı olabilir. Kuşlarda yeme karşı isteksizlik ve su tüketiminde artış vardır.FLAGYL
 
KONU HAKKINDA EKSİK OLAN YERLERİ YAZMAYA İLK BEN BAŞAYAYIMDEDİM.E-COLİ GERÇEKTENDE SİNSİ VE ÖLÜMCÜL BİR HASTALIKTIR.ÇABUK YAYILIR ÖNŞEM ALINMAZSA KÖTÜ SONUÇLARA SEBEB OLUR.


E-Coli :
Yeşilimsi ve sarı tonlarda sulu ishal ile kendini gösterir. Dışkının kokusu normalden daha kötüdür. Yeme karşı isteksizlik, aşırı ve çabuk zayıflama, kayıtsızlık, durgunluk, performans kaybı dikkat çekicidir. Hastalığın ileri aşamalarında mikrobun vücudun diğer organlarına yayılmasına bağlı olarak, kanatta tutulma, ayakta tutulma gibi durumlara bağlı olarak gelişen uçamama, topallama ve yürüyememe halleri gözlenebilir.

GENELLİKLE TANIDIĞIMIZ VE BÜYÜĞÜMÜZ OLAN KUŞCU DOSTLARIMIZ VETERİNER İLAÇLARI VE YURT DIŞINDAN GELEN İLAÇLAR KULLANILMAKTADIR.BAYTRİL VETERİNER İLACDIR.ETKİLİ BİR ANTİBİYOTİKTİR.BUNUN DIŞINDA TETRAMEZATİN VE SÜLFAMEZATİN E-COLİYİ KESER.BUNUN DIŞINDA COCCİ-CEL ,COCMİX TE ETKİLİ BİR İLAÇTIR.ECZANELERDE İSE BULABİLECEĞİMİZ BACTRİM ŞURUP VE TABLETLERİ CKULLANABİRİZ.MİNERAL VE VİTAMİN TAKVİYESİ ŞART...
BENİM GÖZLEMLERİM VE BİLDİKLERİM :hhh:
 
HÜRKAN HASTALIK VE TEDAVİ SEKİLLERİ BÖLÜMÜMÜZDE BU VE BENZERİ PEK ÇOK BİLGİLER VAR


OKUMA ARAMA ALISKANLIGIMIZ PEK YOK GİBİ HER SEY BASA GELİNCE YİNEDE ELİNE EMEGİNE SAGLIK

PAYLASIM İÇİN TESEKKÜRLER

SAYGILAR
 
BU HASTALIKTAN GECENLERDE 2 TANE KUŞUMU KAYBETTİM .


Pasteurelosis(Kolera) :
Hastalık birden ve ani bir gelişim gösterir. Kuşun ateşi süratle yükselir. Yeme karşı aşırı isteksizlik, hatta yem yememe durumu vardır. Genel bir kayıtsızlık hali ile birlikte sulu sarı – yeşil bir ishal başlar. İleri aşamalarda bazen dışkıda kan gözlenebilir. Solunum yolları sorunları, hapsırma, yüzde şişlik gelişebilir. 3 – 10 gün arasında ölüm ile sonuçlanır. Ölüm öncesi ayakta duramama ve titreme hali vardır. Ölüm çırpıntılı bir şekilde olur.
TETRA 250(ECZANEDEN)B,BAYTRİL ANTİBİYOTİK(VET. İLACI)
YUKARDAKİLERİN DIŞINDA HAYVANDA ANSIZIN OLDU VE ŞUNA DİKKAT ETTİM ÇATI ARASINDA TOZLU BİR BÖLÜM VARDI.BİRAZ KUYTUDA KALDIĞI İÇİN NEREYE YUVA YAPTIKLARINI GÖREMEDİM.O TOZŞU ORTAMA GİRDİKTEN SONRA HAYVANLAR KIRILDI YÜKSEK ATEŞLE BERABER YEMEDEN İÇMEDEN KESİLDİLER.SONRA TİTREYEREK OLDÜLER BEN GEÇ FARK ETİİM İLAÇ TEDAVİSİNE BAŞLADIM AMA İŞTEN GEÇTİ.YÜKSEK ATEŞ VE YUKARDAKİ PROBLEMELRE BİREBİR BİR VETERİNER İLACI OLAN GEASOL KULLANDIM HASTALIK DAHA FAZLA YAYILMADAN BİTTİ.BU İLAÇLAR DIŞINDA BAYTRİLDE ETKİLİDİR.ECZANEDEN ALINABİLECEK ATŞ DÜŞÜRÜCÜ ASPİRİN BİDE CARPOL ATEŞ DÜŞÜRÜCÜ ÇOCUK ŞURUBU KULLANIPTA OLUMLU SONUÇ ALANIDA GÖRDÜM....
2. İŞ OLARAK 4 SAAT ÇATIDA HERYERİ TEMİZLEDİM.
ESKİK OLAN BİR ÇOK YER VARDIR. KONUYLA İLGİLENEN ARKADAŞLARDAN RİCAM MUTLAKA ESKİK VEYA NOKSAN GÖRDÜKLERİ YERLERİ YAZSINLAR....
 
kuscu_marik' Alıntı:
HÜRKAN HASTALIK VE TEDAVİ SEKİLLERİ BÖLÜMÜMÜZDE BU VE BENZERİ PEK ÇOK BİLGİLER VAR


OKUMA ARAMA ALISKANLIGIMIZ PEK YOK GİBİ HER SEY BASA GELİNCE YİNEDE ELİNE EMEGİNE SAGLIK

PAYLASIM İÇİN TESEKKÜRLER

SAYGILAR

MUHARREM ABİ KONU HAKKINDA GERÇEKTEN ÇOK BAŞLIK VAR BUNUN FARKINDAYIM. UÇRA YERLER VAR, MADDİ DURUMU ELVERMEYEN ARKDAŞLAR DA VAR ....SAY SAY BİTMEZ BELKİDE .
FAKAT BİRAZ DAHA AYRINTILI OLMASINI İSTEDİM Kİ KONUDAN HERKES YARARLANABİLSİN....
YANLIŞ BİLDİĞİMİZ DOĞRULARDA GÜN YÜZÜNE ÇIKABİLİR....
 
Eline sağlık Hürhan abi.
Hepsini bir arada toplamışsın ve faydalı olmuş.
İnşallah biraz olsun arkadaşlarda arama eylemi gösterirler de tekrar tekrar aynı konuları açmazlar.
 
sağolasın kerim ,noksan yerler çok ama bakalım bişeyler ekeleyebilirsek iyi olur :slm:
 
ATAVETRİN Enj. 20 ml
atavetrin enrofloksasin etken maddeli bir ilaçtır.
Atavetrin enjektabl bir Trimethoprim ve Sulfadoxine (uzun tesirli sulfonamid) bileşimidir. Atavetrin enjektabl %4 Trimethoprim ve %20 Sulfadoxine ihtiva eder.
Atavetrin gram pozitif ve gram negatif bakterilerin pek çoğuna karşı tesirlidir
Atavetrin’in ihtiva ettiği iki müessir madde bakteri metabolizması üzerinde birbiri ardınca blokaj tesiri yapar. Bu tesir, terkibindeki maddeler teker teker kullanıldığında elde edilen tesire nazaran çok daha fazla ve müssirdir. Atavetrin, sığır koyun ve diğer büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardaki bakteriyel menşeli hastalıklarda geniş bir tesir sahasına sahiptir.
ENDİKASYONLARI:
Solunum Sistemi Enfeksiyonları : Bakteri menşeli pnömoni, bronşit, sekonder bakteri enfeksiyonları, virüs pnömonisini takip eden enfeksiyonlar.
Ürojenital Sistem Enfeksiyonları: Sistit, vajinit, üretrit, nefrit ve metrit’lerde.
Sindirim Sistemi Enfeksiyonları: E.Coli ve Salmonella enfeksiyonlarında
Diğer Enfeksiyonlar: Kirli ve cerahatlı ayak yaraları, ağır meme iltihapları, bakteri enfeksiyonuna bağlı meme yaraları ve süt kesilmesi, ameliyat ve doğum sonrası enfeksiyonlar, yara enfeksiyonları ve septisemiler.
Atavetrin Invitro olarak: Gram pozitif ve gram negatif organizmalara, Actinomyces spp., Bacillus anthracis, Bordetella spp., Brucella spp., Clostridium spp., Corynebacterium spp., Diplococci, Enterococci, Escherichia coli, Haemophilus spp., Klebsiella spp., Shigella spp., Staphilococci, Streptococci ve Vibrio spp.”e tesirlidir.
NOT : Erysipelothrix, Leptospira ve Pseudomonas organizmaları ve Mycobacterium tuberculosis Atavetrin’e hassas değildirler.
DOZ : Sığır, koyun ve keçilerde; vücut ağırlığının her 15 kilogramı için 1 ml verilir. Tedavi için ekseriya bir tek enjeksiyon kafidir. Eğer lüzum hasıl olursa her gün veya gün aşırı tekrar edilir. 1 ml Atavetrin 40 mg Trimethoprim ve 200 mg Sulfadoxine ihtiva eder.
KULLANMA TARZI : Sığır, koyun ve keçilerde intra-musküler olarak kullanılan ilaç boyun kasları içine yapılır. Burada ağrı daha azdır. Domuzlarda enjeksiyon yeri kulak arkasıdır. Akut vakalarda ilaç itravenöz olarak yavaşça yapılabilir.
NOT: Atavetrin enjeksiyon atlarda ve köpeklerde kullanılabilir. Sadece yavaşça intravenöz yolla tatbik edilir.
Atavetrin’e ekseriya iyi tahammül edilir. Bazen lokal iritasyon sebebiyle geçici bir şişme olabilir.
Atavetrin cilt altına yapılmamalıdır.
GIDALARDA İLAÇ KALINTI UYARILARI : Gevişen hayvanlarda tedavi süresince ve son ilaç uygulamasından sonra 28 gün geçmeden kesime gönderilmemeli, 14 gün boyunca elde edilecek sütler insan tüketimine sunulmamalıdır.
Ticari Şekli : 20 ve 50 ml’lik enjektabl şişelerde.



Neo Terramycin
neo-terramisn-vitamin çözelti tozu oksitetrasiklin hidroklarid neomisin sülfat vitamin A vitamin D3 vitamin K vitamin E vitamin B12 riboflavin niasinamid ve pantotenik asit içeren sarı renkli bir tozdur.
her bir gramın içerisinde
oksitetrasiklin hcı…………55 mg
neomisin sülfat ……………55 mg
vitamin A palimitate……..1100 ıu
vitamin D3………………….220 ıu

vitamin E……………………0,33ıu
vitamin K……………………440 mcg
vitamin B12………………..4,4 mcg
riboflavin……………………1,76 mg
niasinamid………………….8,8 mg
kalsiyum pantotenat…….3,3 mg
FD&c sarı no:5………….2 mg
bulitlatlı hidroksianisol…1 mg
bulitlatlı hidroksitoluen…2 mg
polisorbat 80…………….5,4 mg
tartarik asit ………………100 mg
sukroz……………………..730,50mg bulunmaktadır.
KULLANIM SAHASI / ENDİKASYONLAR
kuzu ve buzağılarda duyarlı bakteriler tarfından meydana getirilen sindirim sistemi enfeksiyonlarında kullanılır.bu kapsamda buzağı ve kuzularda başta olmak E.coli ve salmonella olmak üzere duyarlı bakteriler tarafından meydana getirilen enteritislerde endikedir.
KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU
kuzu : 3 g/ 15 kg canlı ağırlık 3-5 gün
buzağı: 12 g/ 60 kg canlı ağırlık 3-5 gün
içeceği su miktarına karıştılır ve bekletilmeden bir biberon aracılığı ile hayvana içirilir.ay nı uygulama hastalığın şiddetine bağlı olarak 3-5 gün süreyle tekrarlanır.ürün içme suyu içerisinde stabilitedini 4-5 saat süreyle koruyabilmektedir.bu süreyi aşan çözeltiler kullanılmamalıdır.yeni çözelti hazırlanmalıdır.


Sulfamezatin 100 CC
sulphamezatin çözelti olup 1ml’sinde 160mg sülfadimidin sodyum tozu içerir(sülfadimidin sodyum B.P.veya 2 – p aminobenzene -sulfanamido 4:6- dimethylpyrimidene sodyum).
ENDİKASYONLARI
Sulphamezatine etçi tavuk ve hindilerde görülen koksidiyozis’in(kanlı ishal ‘in)sağaltımında kullanılır,ayrıca tavukların koriza ve kolerası pullorum,tavuk tifosu ,pasteurellosis, hava kesici enfeksiyonları, E coli tarafından meydana getirilen enfeksiyonlarda endikedir sığır koyun ve keçilerde duyarlı bakterilerce meydana getirilen gastroenteritis,kolibasillosis ve koliseptisemi gibi enfeksiyonlar ile koksidiyozis tedavisinde kullanılır.
KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU
veteriner hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde sığır koyun keçilerde: 100mg /kg canlı ağırlık hesabıyla ,her 10 kg canlı ağırlık için ilk gün 6 ml sonraki günlerde 3 ml oral olarak uygulanır gerekirse bir miktar su ile karıştırılabilir tedaviye 3 - 5 gün devam edilir etçi tavuk ve hindilerde ilk gün )160mg/kg canlı ağırlık ;takip eden günlerde 80mg/kg canlı ağırlık hesabıyla );her kg canlı ağırlık için ilk gün 1 ml sonraki günlerde 0,5 ml çözelti hayvanların içebileceği kadar suya karıştırılarak verilir tedaviye 4 – 7 gün devam edilir.



GEASOL

beher g.da 55 mg oksitetrasiklin hidroklorür içerir.
KULLANIM SAHASI
tavuk hindi ty ile rumen faaliyetleri başlamamış buzağı kuzu kedi ve köpeklerde oksitetrasikline duyarlı bakteriler tarafından meydana getirilen solunum sindirim ürogenital sistem enfeksiyonları septisemiler ve viral hastalıklarla birlikte seyreden sekonder enfeksiyonların tedavisnde kullanılır.
KULLANIM ŞELİ VE DOZU
kuzu : 10 g / 25 kg cnlı ağırlık / günde 2 kez
buzağı ve tay : 20 g / 50 kg canlı ağırlık / günde 2 kez
kedi ve köpek :2 g / 5 kg canlı ağırlık / günde 3 kez içime suyuna katılarak verilir.
tavuk ve hindi : pratik olarak ortalama 100 kg canlı ağırlık için 60 – 80 geosol toz esasına göre hazırlanır.belirtilen doz düzeyinin sağlanabilmesi için 2 – 4 g / lt. içme suyuna katılarak gün boyunca içirilir.saağaltıma 3 - 5 gün süreyledevam edilir.




ERİTROM
beher g’ında 50,9 mg eritromisin baza eşdeğer 55 mg eritromisin tiyodiyanat bulunur.
KULLANIM SAHASI
eritrom tavuklarda kronik solunum hastalığı synovitis enfeksiyöz sinusitis enfeksiyöz koriza ve nonsepsifik enteritislerin tedavisi için kullanılır.
KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU
tavuklarda her 500 kg canlı ağırlık için 150-200g eritrom oral çözelti tozu 50 lt.içme suyuna karıştrılır.uygulamadan 2-3 saat önce tavukların suyu kesilmelidir.




Depomin güvercinler için mineral kombinasyonu
DEPOMİN
fosfor73 g,kalsiyum 30,69 g , sodyum 1,573 g ,magnezyum 3,192 g , potasyum 1,048 g , demir 1,583 g , mangenez 0,582 g , kobalt 0,228 g , çinko 0,623 g ,bakır 0,238 g , Dl-metiyonin 10 g , lizin 5 g bulunur.
KULLANIM SAHASI
kümes hayvanlarında yeden yararlanmayı arttırır.yumurta kabuğu güçlendirir.tüy dökülmesi sonucu vücutda oluşan mineral madde kaybını karşılar.kanibalizmi önler dehiddrasyon ve diyare gibi durumlarda mineral kaybı gidermek için kullanılır.kuzu ve buzağıların makro ve mikro mineral noksanlığını giderir.genç hayvanlarda gelişmeyi hızlandırır,hızlı kilo artışı sağlar.hayvanların karşı dirençli olmasını temin eder.ergin giderir gebelik döneminde ve laktasyon döneminde çok artan mineral ihtiyaçlarını karşılar.fosfor eksikliğinden kaynaklanan pika hastalığından korur raşitizmi önler.
evcil hayvanların ve güvercinlerin içme sularına her gün taze olarak katılmak suretiyle oral yolla kullanılır.uygulamaya veteriner hekime önerisi ve hayvanların genel dururmunagöre 4,8 gün ara devam edilir. ve her ay tekrarlanabilir.




OKSİMED
Güvercinlerde Kuruma Hastalığı ve Tedavisi
Oksimed Oral Çözelti Tozu, etçi hindi ve tavuklar ile rumen faaliyetleri başlamamış buzağılarda Oksitetrasikline duyarlı bakteriler tarafından meydana getirilen aşağıdaki enfeksiyonların tedavisinde kullanılır.
Tavuk ve hindilerde; Kronik solunum sistemi hastalığı (M. gallicepticum), Psittakoz (Chlamidia psittaci), Enfeksiyöz Synovitis (M.synovia), Kolera (P. multocida) ve diğer solunum sistemi enfeksiyonlarında.
AMBALAJ
250 gr, 500 gr, 1 kg, 5 kg ve 25 kg.
FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ
Oksimed Oral Çözelti Tozu etken maddesi oksitetrasiklin, tetrasiklin türevi geniş spektrumlu bir antibiyotiktir. Çok sayıda gram pozitif ve gram negatif bakteriye karşı bakteriyostatik etki gösterir. Bakteri
güvercinlerde kuruma, kuruma hastalığı, güvercinlerde kuruma ve tedavisi, güvercin hastalıkları, güvercin ilaçları, oksitetrasiklin, yavrularda kuruma, yeme düşe yavrularda kuruma, tedavisi,
ribozomunun 30 S alt ünitesindeki reseptöre bağlanarak mRNA ribozomundaki akseptöre, aminoasil tRNÂ’nın bağlanmasını engeller ve peptid zincirine yeni amino asit bağlayamadığından protein sentezini inhibe eder.
Oksitetrasiklinin etkili olduğu bakteriler aşağıdaki gibidir;
Gram-pozitif aeroblar bakteriler (Bacillus sp.. Corynebacterium sp., Erysipelothrix rhusiopathia, Listeria monocytogenes ve Streptococci), Gram negatif bakteriler (Actinobacıilus sp., Bordetella sp., Francisella tularensis, Haemophilus sp., Pasteurella multocida, P. haemolytica, Yersinia sp., Campylobacter fetus, Borrelia sp. ve Leptospira sp. Moraxella bovis), Anaerob bakteriler (Actinomyces sp., Fusobacterium sp.,) ve Chlamydia sp,, Ehrlichia sp., Coxiella burnetti ve Anaplasma’lara etkisi iyi derecededir.
Kazanılmış direnç nedeniyle Staphylococci, Enterococci, Enterobacter sp., Enterobacteriaceae familyasına dahil Enterobacter sp., E.coli, Klebsiella sp., Proteus sp., Salmonella sp., Anaerob bakterilerden Bacteroides sp. ve Clostridium sp.’ye etkisi değişkendir.
Mycobacterium sp., Proteus vulgaris, Pseudomonas aeroginosa, Serratia sp., Mycoplasma bovis ve M. hyopneumoniae tetrasiklinlere dirençli kabul edilir.
Oral yolla uygulandığında hızlı ve yüksek konsantrasyonda emilerek tüm vücuda yayılır ve farklı türden hayvanlarda kandaki yarılanma ömrü 6 – 8 saat arasındadır. Etkili kan yoğunluğunun korunabilmesi için 12 saat aralıklarla uygulamanın tekrarlanması gerekmektedir. Etkili yoğunluklarda plöra, periton ve beyin-omurilik sıvısına geçer. Karaciğer, dalak, prostat, safra ve idrarda birikir. Belirtilen farmakokinetik profili sistemik enfeksiyonların sağaltımı yönünden önem taşır. Oksitetrasiklin büyük oranda idrarla ve daha düşük oranlarda da safra yoluyla atılır. Bu nedenle üriner sistem rahatsızlıklarında, karaciğer enfeksiyonlarında oldukça etkilidir. Safra yoluyla atılan kısmı bağırsaklardan geri emilerek enterohepatik dolaşıma girer.




MEDSULTAN

Güvercinlerde Salmonella ve Tedavisi
MEDSULTAN Oral Süspansiyon
%40 Sulfametoksazol & %8 Trimetoprim
KULLANIM YERİ ve ENDİKASYONLARI
Kuzu ve buzağılar ile hindi ve etçi tavuklarda özellikle yukarıda belirtilen duyarlı bakteriler tarafından meydana getirilen enfeksiyonların tedavisi amacıyla kullanılır. Bu kapsamda olmak üzere,
Etçi tavuklarda ve Hindilerde;
Koliseptisemi, salpingitis, kolera, koriza ve stafilokok enfeksiyonlarında ve duyarlı bakteriler tarafından oluşturulan diğer enfeksiyonlarda.

AMBALAJ
100 ml, 250 ml, 500 ml, 1 Lt ve 2.5 Lt.
FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
MEDSULTAN Oral Süspansiyon, dengeli oranlarda sulfametoksazol ve trimetoprim karışımı esasın da dayanan güçlendirilmiş bir sülfonamid kombinasyonudur. Kombinasyonda yer alan Sulfametoksazol
güvercin salmonella hastalığı ve tedavisi ,güvercin hastalıkları, güvercin ilaçları, salmonella ilacı , salmonellosis, güvercinlerde salmonella hastalığı, nasıl tedavi edilir, sulfameteksazol, trimetoprim, güvercinlerde ishal, yeşil ishal
bakteri hücresinde bulunan ve nükleik asit sentezi hücre çoğalması için gerekli olan folik biosentezini, dilidrofalik asit yapısında bulunan para-aminobenzoik asit molekülünün yerine geçerek, trimetoprim ise dihidrofolik asidin tetrahidrofolik aside dönüşümünü bloke ederek önlerler. Böylece, duyarlı patojen bakterilerde sinerjistik tipten bakteriostatik ye bazı durumlarda bakterisidal etki şekillenir ve çoğu gram pozitif ve gram negatif bakterilere karşı geniş bir anti bakteriyel spektrum sağlanır.
Sülfonamid + Trimetoprim kombinasyonlarında başlıca duyarlı bakteriler şunlardır:
Gram poztif aeroblar: Slapnylococcus aureus, Streptoccocus sp., Actinomyces sp., Gorynebacterium sp., Listeria monocytogenes, Eriyspelotrix rhusiopathie, Gram negatif aeroblar: Enterobacteriaceae ( E.coli, Salmonella sp., Klepsiella sp., Proteus sp., Yersinia sp.,) Pasteurella sp., Haemophilus sp., Actinobacillus sp., Bordetella sp., Anaeroblar: Bazı Clostridium sp.. Bacterodies sp., Fusobacterium sp., Chlamydia sp., Actinomyces sp., Orta derecede duyarlı bakteriler ise bazı Mycobacterium sp, bazı Nocarcİasp.dr.Rickettsia sp., Leptospira sp., Pseudomcnas aeroginosa, Mycoplasma sp., dirençli olarak kabul edilir. MEDSULTAN Oral Süspansiyon hayvanlara ağız yoluyla verildiğinde hızla emilerek ortalama 1-4 saat içinde kanda maksimum düzeye ulaşır ve etkin yoğunluğunu 12 saat süreyle korur. Sulfametoksazol ve Trimetoprim böbreklerden ve sınırlı ölçülerde safra ve dışkı içerisinde atılırlar.




NEVUGON
Hayvanların dış ve iç parazitleri için kullanılan etkili bir ilaçtır. Deri yolu ile ve bağırsaktan emilerek kana karışabilmektedir. Haricen kullanıldığında ise dış parazitler üzerinde oldukça etkilidir. Güvercinlerde görülen bit, pire at sineği ve kene türlerine karşı etkilidir. Özellikle bit için oldukça iyidir. Güvercinlerde %0.2’lik eriyik şeklinde kullanılır ve 5 gün sonra ilaç tekrarlanır. 1 litre suya 2 gram karıştırılarak hazırlanacak su ile tüm salma püskürtme yolu ile ilaçlanabilir. Ayrıca güvercinlerin banyo suyu aynı oranda hazırlanır ve kuşların haftada bir bu suda yıkanmaları sağlanır. Bayer firmasının bir üretimi olan ilaç piyasada 500 gram (20gr x 25 torba) ve 1 kg’lık ambalajlar halinde bulunmaktadır.











GEASOL
Oxytetracyline etken maddeli bir ilaçtır. 1 gram toz içeriğinde 55 mg etken madde bulundurur. Bir ölçek 2.5 gramdır ve 137.5 mg etken madde içerir. Geosol toz, Vetaş ilaç firmasının bir üretimi olup, veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. Anti-bakteriyeldir. Kanatlılarla birlikte güvercinlerde de kullanılabilir. Güvercinlerin bakteri etkenli hastalıklarının tamamında kullanılabilmekle birlikte özellikle, Stereptococcosis, Pasteurelosis ve CRD hastalıklarından Mycoplasmosis ve Haemophillus hastalıklarına iyi gelir. Ticari şekli 20 ve 100 gr’lık kavanozlar halindedir. Güvercinler için 2.5 litre içme suyuna yarım ölçek toz karıştırılıp eritildikten sonra kullanılabilir. İlaç 5 gün süre ile uygulanır. Hastalığın devam etmesi durumunda 7 gün aradan sonra tekrar aynı doz kullanılabilir. Bu ilaç kullanılırken yanında vitamin takviyesi yapmakta yarar vardır. Polivitamin forte gibi bir vitamin uygundur.


BAYTRİL
Bayer ilaç firmasının bir üretimidir. Kuvvetli bir anti – bakteriyeldir. Etken maddesi Enrofloxacin’dir. 1 cc (ml) ilaç 25 mg etken madde içerir. Aynı ilacın % 10 konsantrasyona sahip olanı da vardır. Ancak %2.5’luk olan güvercinler için daha uygundur. Hem de fiyat olarak daha ucuzdur. Veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. Ticari şekli 25 ve 100 gr’lık ambalajlar halindedir. Kanatlı hayvanlarla birlikte güvercinlerde de kullanılabilir. Güvercinlerde başta salmonella ve E.Coli olmak üzere, Pasteurella ve kısa adı CRD olan kronik solunum yolları
hastalıklarında kullanılmaktadır. Kullanılacak doz, güvercin için, kuş başına 5 mg’dır. Bu dozu sağlayabilmek için, 2 litre suya 0.5 cc ilaç karıştırmak uygundur. Bu dozu tam verebilmek için kullanılmayan bir plastik enjektörden yararlanabilirsiniz. Tedaviye 5 gün süre ile devam edilmelidir. Ticari şekli 20, 50, ve 100 ml’lik şişeler halindedir. Salmanızda yumurtlamak üzere olan kuşlarınız ya da bir aydan küçük yavrularınız varsa bu ilacı kullanmayınız. Yavrularda sakatlıklara neden olabilmektedir. Ayrıca Kloranfenikol ve Tetra grubu antibiyotiklerle birlikte kullanılmaması yerinde olur. Mangnezyum ve aleminyum gibi maddeler içeren mineral takviyeleri ile birlikte kullanıldığında etken maddenin emilmesi azaldığından fazla önerilmez. Bu ilaçla birlikte vitamin takviyesi uygundur. Polivitamin forte kullanılabilir.




NEO Neomycin
Pfizer ilaç firmasının bir üretimi olup Neomycin Sülfat ve Oksitetracyline etken maddelidir.
Gram ilaç, 176 mg oksitetracyline ve 123 mg neomycin içermektedir.
CRD hastalıklarının tümü için kullanılabilecek güçlü bir ilaçtır. Güvercinlerin 2.5 litre içme sularına 2.5 gram ilaç karıştırmak uygundur. (yarım çay kaşığı) Ticari şekli 20 ve 100 gramlık alüminyum poşet şeklindedir.





HİPRADOKSİ
Doxycyline Hiklat etken maddeli bir ilaçtır. Gürtav ilaç firmasının bir üretimidir. 1 ml ilaçta 100 mg etken madde bulunur. Güvercinlerde bakteri etkenli bütün hastalıklarda kullanılabilir. Ancak özellikle bütün CRD hastalıklarında tercih edilmektedir. Veteriner ilaçları satan eczane ve ilaç depolarında bulunur. Ticari şekli 100, 500 ve 1000 gramlık kavanozlar halindedir. Güvercinler için kullanılabilecek doz, kuş başına günde 25 Mg’dır. Bu dozu sağlayabilmek için 2 litre suya 1 ml karıştırmak uygun olabilir. Tedaviye 5 gün süre ile devam edilir. Kalsiyum, demir, alüminyum ve magnezyum içeren ilaçlarla birlikte kullanıldığında ilacın etkisi azalmaktadır. Bu bakımdan kalsiyum kaynaklarının salma içinden uzaklaştırılması ve mineral takviyesi yapılmaması gerekmektedir. Ancak vitamin takviyesi şarttır. Vitamin olarak Bavitsole oral solüsyon kullanılabilir.


Tanımı:
Dengeli ve güçlü multi vitamin preparatıdır.
Bilesimi:
100 gram SÜPERVİT Forte içinde:
Vitamin A …………………………………………………………. 5.000.000 i.ü.
Vitamin D3 ………………………………………………………….. 500.000 i.ü.
Vitamin E ………………………………………………………………. 3.000 mg.
Vitamin B1 …………………………………………………………….. 2.000 mg.
Vitamin B2 …………………………………………………………….. 2.500 mg.
Vitamin B6 …………………………………………………………….. 1.000 mg.
Vitamin B12 ………………………………………………………………….. 5 mg.
Vitamin C …………………………………………………………….. 10.000 mg.
Vitamin K3 …………………………………………………………….. 1.000 mg.
Nikotinik asit ………………………………………………………… 15.000 mg.
Kalsiyum pantothenate ……………………………………………… 5.000 mg.
Folik asit ………………………………………………………………….. 500 mg.
Cholin chloride …………………………………………………………… 500 mg.
D-biotin …………………………………………………………………….. 20 mg.
mevcuttur.
Özellikler:
SÜPERVİT forte civciv, piliç, tavuk, hindi, ördek ve diğer kanatlı kümes hayvanları, kuzu, buzağı, oğlak, tay ve diğer çiftlik hayvanların ve ev hayvanlarının normal gelişmeleri, sağlıklarının korunması, verimliliklerinin devamı ve hastalıklarının tedavisi için gerekli olan bütün vitaminleri ihtiva
eden konsantre polivitamin preparatıdır. Suda kolay ve homojen bir şekilde çözülme ve dağılma özelliklerine sahiptir. İçme suları ve sütle verilebilir. Otomatik içme suyu sistemlerinde çökelmez ve tıkanmalara yol açmaz. SÜPERVİT forte gerek normal şartlarda ve gerekse verim düşüklüğü, stress ve hastalık hallerinde hayvanın ihtiyacı olan tüm vitaminleri sağlamaya yeterlidir.
Kullanım Alanı:
SÜPERVİT forte içme sularıyla ağız yolundan verilir.
a- Tavukçuluk ve Diğer Kanatlı Hayvanlarda:
1- Destekleyici olarak:
1 ton içme suyuna 20 gr. (100 litre suya bir çay kaşığı) ilave edilir. ve sürekli olarak içirilir.
2- Verim düşüklüğü, stress ve hastalık durumlarında koruyucu olarak:
1 ton içme suyuna 100 gram (100 litre suya 5 çay kaşığı) katılır. Durum normale dönünceye kadar bu uygulamaya devam edilir.




Tanımı:
Epitel koruyucu, direnç artırıcı, kanama önleyici konsantre vitamin preparatı.
Bilesimi:
Beher 100 g. Avit-K içinde:
Vitamin A ………………………………………………………….. 2.000.000 IU
Vitamin K3 ……………………………………………………………….. 800 mg.
mevcuttur.
Kullanım Alanı:
AVİT-K forte civciv, piliç, tavuk, hindi ve diğer kümes hayvanlarında, süt emme devresinde bulunan kuzu, buzağı ve diğer hayvanlarda aşağıdaki durumlarda kullanılır:
* Ağır stress hallerinde hastalıklara karşı direncin artırılması.
* Muhtelif hastalıklarda tedavi amacıyla ağız yolundan sülfamit veya antibiyotik kullanıldığında bunlarla birlikte vitamin takviyesi olarak.
* Koksidiosis hastalığında ve barsak enfeksiyonlarında kanamaların önlenmesi, iyileşmenin hızlanması, verimin düzeltilmesi ve aynı zamanda, bu hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların yol açtığı K vitamini noksanlıklarının tedavisi.

* Barsaklarda iç organlarda ve kaslarda peteşiyal kanamalara
sebebiyet veren hastalıklar ve mycotoxicosis tedavisi.
* Her çeşit enfeksiyon hastalığında, immunsupression hallerinde ve hastalıkların nekahat devrelerinde vücut direncinin yükseltilmesi ve bunların sebep oldukları verim düşüklüklerinin dolaylı yoldan düzeltilmesi.
Doz ve Uygulama Şekli:
1- Kanatlılarda:
a- Vitamin takviyesi olarak 1 ton suya 250 gram, 400 litre içme suyuna 100 gram veya 20 litre içme suyuna 5 gr. katılır.
b- Koksidioz hastalığı ve diğer hayvanlarda tedavi dou olarak 1 ton suya 500 gram, 200 litre içme suyuna 100 gram veya 20 litre içme suyuna 10 gr. katılır.




Tanımı:
EVİT-SE
Antioksidan etkili, E vitamini + selenyum kombinasyonu.
Bilesimi:
1 poşet (100 gram) içinde,
E vitamini ………………………………….. 3.000 mg.
Sodyum selenit ……………………………….. 20 mg.
mevcuttur.
Kullanım Alanı:
a- Kümes Hayvanlarında:
* Damızlıklarda yumurta verimi ve kuluçka randımanı düşüklüğü, horozlarda sterilite,
* Civciv ve piliçlerde hareket bozuklukları (encephalomalacie),
* Kas distrofileri ve karaciğer nekrozu,

* Eksudatif diathese,
* Yemlerdeki E vitamini yıkımının içme suyu ile telafisi,
* Isı stres’i, yem tüketimi azalması ve diğer stres hallerinde kullanılır.
Doz ve Uygulama Şekli:
a- Kanatlılarda ve diğer kümes hayvanlarında:
* Koruyucu amaçla, 40 litre içme suyuna 1 poşet (100 gram) katılır.
* Hastalık çıktığında, tedavi ve koruma amacıyla 20 litre içme suyuna 1 poşet (100 gram) katılır. Bu uygulama 5-7 gün devam eder.




PAVİFAC
Röhnfried firmasının Pavifac ismini taşıyan güvercin için üretilmiş özel bira mayasının yüksek biyolojik değeri vardır. .İçinde amino asitlerin yapı taşı olan zympcasein ve cerevisin proteinlerini bulundurur. Bu metabolizmayı güçlendirir. Bağışıklık sistemini güçlendirir .Pavifac arı poleni ve sitrik asit ile zenginleştirilmiştir,bu da yemin zenginleştirici bir katkı maddesi almasını sağlar.
Kullanımı: Haftada 1-2 kere 1 kg’lık yeme 2 yemek kaşığı katılarak kullanılır.


NEOTERAMİSİN
ENFEKSİYONLARINA,AYAK VE KANATLARDAKİ ŞİŞME VE BOZUKLUKLARDA NEFES ALMADA ZORLUK ,SOLUNUM YOLLARI VE AK ÇİĞERDEKİ RAHATSIZLIKLARA İYİ GELİR.GÜVERCİNLERDE OLUŞAN STRES…
DURUMLARINDADA VERİLİR…
KULLANIMI : 2,5 Lt SUYA 1ÖLÇEK (5 GR) 3-4 GÜN ARKA ARKAYA VERİLMELİDİR…( TEDAVİ SONRASI MUHAKKAK VİTAMİN
VERİLMELİDİR)
ÖZEL PAKETİNDE 25 Gr MEVCUTTUR…



NİDAZOL
Trikomonasis hastalığına karşı kullanılan çok güzel, etkili ve ekonomik bir ilaçtır.
- Nidazol 250 mg lık tablet güvercinler için uygundur. eczanelerde fiyat: 1.75 tl
- ilk gün 1 tablet, sonraki 2 gün yarımşar tablet kesin olarak hastalığı iyileştirir.
- kullanıdığı durumlar : ağızda veya gırtlakta sarı yara, boğazda yada gırtlakta şişlik, ağızda ve genizde pamukçuk.

ORNİMİX DS - TOZ
ORNİTOSİS HASTALIĞI BELİRTİLERİ ; GÖZ ,BALGAM, BURUN AKMASI
SOLUNUM YOLU RAHATSIZLIĞI
KULLANIMI:1 POŞET 2 LT SUYA 3-4 GÜN VERİLİR
TEDAVİ SÜRESİNCE MİNERAL VERİLMEZ
COLİMİX - TOZ
ADENOCOLİ,COLİBASİLİS HASTALIĞI BELİRTİLERİ;
KURSAK ŞİŞMESİ, HAZIMSIZLIK,YAVRU HASTALIĞI
KULLANIMI: 1 POŞET 2 LT SUYA VERİLİR
RONİ PLUS - TABLET
COCCİDİOS,TRİCHONAMAS,HEKSAMİTASİS HASTALIĞI BELİRTİLER;
İSHAL,AĞIZ İÇİ BEYAZ PAMUKÇUK KURSAK ŞİŞMESİ
KULLANIMI: 2 - 3 GÜN 1 TABLET VERİLİR
RONİDOZOLE % 10 - TOZ
TRİCHONOMAS,HEKSAMİTASİS HASTALIĞI BELİRTİLERİ;
AĞIZ İÇİ , BEYAZ PAMUKÇUK
KULLANIMI: 1 POŞET 2 LT SUYA 3 GÜN VERİLİR
COCCİMİX - TOZ
COCCİDİOS HASTALIĞI BELİRTİLERİ; İSHAL, ATEŞ,BÜZÜLME
KULLANIMI: SIHATLİYKEN 3 GÜN HASTALIK DÖNEMİNDE
2 LT SUYA 1 POŞET 5 GÜN VERİLİR
COCCİ - GEEL - TOZ
COCCİDİOS,TRİCHONAMAS,HEKSAMİTASİS HASTALIĞI BELİRTİLERİ;
İSHAL, ÇİÇEK VE KURSAKTAKİ GÖRÜNMEYEN BEYAZ PAMUKÇUK HASTALIĞI
KULLANIMI:SIHATLİYKEN 3- GÜN HASTALIK DÖNEMİNDE
2 LT SUYA 1 ÖLÇEK 5 GÜN VERİLİR
VİTA-TAB - TABLET
BİR ÇOK VİTAMİNİ İÇİNDE BULUNDURDUĞU AĞIZ YOLUYLA VERİLEN TABLET
KULLANIMI: HAFTADA 3 GÜN BİRER TABLET
BİR ÇOK VİTAMİNİ İÇİNDE BULUNDURDUĞU AĞIZ YOLUYLA VERİLEN TABLET
COCCİDİOSE - TAB
COCCİDİOSE HASTALIĞI BELİRTİLERİ; İSHAL RAHATSIZLIĞI
KULLANIMI: İLK GÜN 2 TANE 3 GÜN 1 ER TANE
ORNİMİKX WSP - TOZ
ORNİTOSİS HASTALIĞI BEKİRTİLERİ;SOLUNUM YLLARI ,BALGAM,GÖZ,HIÇKIRIK
KULLANIMI: 5 GÜN 1 ER ÖÇLEK
TEDAVİ SÜRESİNCE MİNERAL VERİLMEZ
PANTRİM - TOZ
SALMONELLA E.COLİ AND A-SPECTİF BACTERİAL İNFECTİONS HASTALIĞI BELİRTİLERİ
KANAT, AYAK TUTULMALARI VE ÇEŞİTLİ İSHAL BELİRTİLERİ
KULLANIMI:SALMONELLA TEDAVİSİNDE 4 İLE 6 GÜN
PARATİFUS TEDAVİSİNDE 10 GÜN 1 POŞET 2 LT SUYA
PARASTOP - TOZ
SALMONELLA E.COLİ AND A-SPECTİF BACTERİAL İNFECTİONS HASTALIĞI BELİRTİLERİ
KANAT, AYAK TUTULMALARI VE ÇEŞİTLİ İSHAL BELİRTİLERİ
KULLANIMI:2 LT SUYA 1 POŞET 8-14 GÜN
ORNİTAB - TABLET
ORNİTOSİS HASTALIĞI BELİRTİLERİ; SOLUNUM YOLU,GÖZ,HIÇKIRIK,BALGAM
TEDAVİ SÜRESİNCE MİNERAL VERİLMEZ
KULLANIMI:1.GÜN 2 TANE 2-3-4.GÜN 1 ER TANE VERİLİR
GAMBAMİX TAB - TABLET
ÇİÇEK,AĞIZ İÇİ BEYAZ PAMUKÇUK,KURSAK ŞİŞMESİ,İSHAL
KULLANIMI:1 ER TABLET 3 GÜN VERİLİR
VİTABOLİ - HAP
B KOMPLEKS HÜCRE YENİLEYİCİ VİTAMİN KOMBİNASYONUDUR
KULLLANIMI: 1 TANE 10 GÜN VERİLİR ( SALLABAŞTEDAVİSİNDE VERİM ALINIR )
GAMBATABS - TABLET
HASTALIK BELİRTİLERİ;
ÇİÇEK, AĞIZ İÇİ PAMUKÇUK,COCCİDİOSE İSHAL,GIRTLAK ALTI SU TOPLAMASI
KULLANIMI: 1 ER TABLET 3 GÜN ( DİKEN TÜYÜNDEKİ YAVRULARIN GELİŞMESİNE
1 ER TABLET 3 GÜN KULLANILIR )
CALCIUMTABS - TABLET
HASTALIK BELİRTİLERİ; KUŞLARIN YUMURTA KABUĞUNUN GÜÇLENMESİ VE KUŞLARIN
KEMİK YAPILARINI MUNTAZAM BİÇİME GETİRİR.
KULLANIMI:HAFTADA 3 GÜN AAĞIZ YOLUYLA VERİLİR
4 İN 1 MİX - TOZ
HASTALIK BELİRTİLERİ; ATEŞLİ VE ÇOK SU TÜKETEN KUŞLARDA BELİRSİZ İSHAL
DURUMLARINDA , KURSAK ŞİŞMELERİNDE KULLANILAN ÇOK ETKİLİ TOZ
KULLANIMI: 2 LT SUYA 5 - 10 GÜN 1 ER POŞET VERİLİR
RONİDOZOL % 40
TRİCHONOMAS,HEKSAMİTASİS HASTALIĞI BELİRTİLERİ;
AĞIZ İÇİ , BEYAZ PAMUKÇUK
KULLANIMI: 2 LT SUYA 1 ÖLÇEK 3 - 5 GÜN VERİLİR
NOT: TÜM BU ANTİBİOTİKLERDEN SONRA KESİNLİKLE PANTOVİT VİTAMİN VERİLMELİDİR.
2 LT SUYA 1 POŞET PANTOVİT VİTAMİN 3 - 5 GÜN
ÖNEMLİ NOT: KUŞLARINIZIN ZAMANINDA TÜM AŞILARINI YAPTIRINIZ.


Güvercin Aşılama ve Aşı Zamanları

ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS —– 15 GÜN ARA İLE 2 DEFA PARAMİKSOVİRUS AŞISI

HAZİRAN —- SON AŞIDAN 15 GÜN SONRA SALMONELLA AŞISI
(BU AŞIYI 21 GÜN ARA İLE GENE İKİ DEFA YAPMALISINIZ)
TEMMUZ
AĞUSTOS
EYLÜL —
— TÜY DÖKÜMÜ
EKİM —
KASIM
ARALIK PARAMİKSOVİRUSUN KİNCİ TEKRARI
OCAK SALMONELLANIN İKİNCİ TEKRARI
1. AŞI YAPACAĞINIZ KUŞLARINIZ KESİNLİKLE SAĞLIKLI ,İÇ VE DIŞ PARAZİT YÖNÜNDEN TEMİZ OLMALIDIR.
AŞILAMAYI KORUNMAK İÇİN YAPIYORSUNUZ,ASLA TEDAVİ İÇİN DEĞİL
(HASTA BİR KÜMESE YAPILAN AŞILAMA BÜTÜN KUŞLARINIZI KAYBETMENİZE SEBEB OLABİLİR.)
2.TÜY SEZONUNDA AŞILAMADAN KAÇMANIN SEBEBİ BU SEZONDA KUŞLARIN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN SON DERECE ZAYIFLAMASI ,EN NİHAYETİNDE VERİLEN AŞILARINDA MİKROP OLMASI,BUDÖNEMİ BU YÜZDEN AŞILARI TAM OLARAK GEÇSİN İSTERİZ.
3. BİZİM GÜVERCİNLERDE VEBA-ÖLET VS DİYE KONUŞTUĞUMUZ ASLINDA PARAMİKSOVİRUSTUR.GÜVERCİNLER İÇİN BUAŞI ÜRETİLMEDİĞİ İÇİN BU MİKROBUN ÇOK YAKIN AKRABASI OLAN NEVCASTLE AŞISINI KUŞLARLA TANIŞTIRARAK BAĞIŞIKLIK OLUŞTURMAYA ÇALIŞTIĞIMIZI UNUTMAYALIM.
4.AŞILARI SEÇERKEN BU NEVCASTLENİN DİĞER AŞILARLA KARMA HALDE OLAN ÖLÜ TİP AŞILARINI KULLANIRSANIZ DAHAİYİ OLUR(SALMONELLA HARİÇ) (PREPARAT İSİMLERİNİ İSTERSENİZ ULAŞTIRIRIM.)
5.SUYLA VERİLEN AŞILARIN 45 GÜNDEN FAZLA KORUMA SAĞLAMADIĞI İÇİN ,TERCİHİNİZİ İĞNE OLARAK YAPILANLARI SEÇERSENİZ İYİOLUR.
6.AŞILAMA TAKVİMİNİZE ÇİÇEK AŞISINIDA DAHİL EDEBİLİRSİNİZ
SAĞLIKLI GÜVERCİN NESLİ YETİŞRİTME YOLUNDAKİ EN ÖNEMLİ ADIM BİLİNÇLİ AŞILAMADIR.
YUKARDAKİ BİLGİLER ALINTIDIR....
 
bilgiler güzel .en önemlisi de 'niyet''in güzel.. :slm:
 
[email protected]' Alıntı:
bilgiler güzel .en önemlisi de 'niyet''in güzel.. :slm:

SAĞOL VAROL TÜRKER ABİ :hhh: SAYGILAR.....
 
İŞE YARAYABİLİR BİR BİLGİ DAHA....

Güvercinlerde kusma, yeşil ishal, kursak şişliği ve kırgınlık

Güvercinlerin tüy dönemlerinde ve sıcak yaz aylarında sıkça karşılaştığımız bir hastalık hakkında bilgi vermek istiyorum.Başlıktada yazdığı gibi kursak şişmesi, kusma , yeşil beyaz karışık ishal, halsizlik ve iştahsızlık gördüğümüz güvercini hemen karantinaya alıp yuvadan ayırmalıyız, ayrı bir bölmede tutmalıyızki diğer kuşlarımıza da bulaşmasın.Ardından mama şırıngası ile ağızdan boca su verip, kafasını aşağı doğru tutarak 2 defa kusturmalıyız.Bunun ardından vil-flox ilacından temin ederek göz damlasının içine koymalıyız.Göz damlası dememdeki neden damla dozajını iyi ayarlamamız içindir.İlcaın orjinal pompası ile sıktığımızda kuşa ağır gelebilir.Bu damla ile her sabah yem yedikten sonra 2 damla ağzına damlatıp üzerine su içirmeliyiz.Göreceksiniz ki kuş 1 gün sonra canlanmaya başlayacak yavaş yavaş yem yemeye başlayacaktır.Bu olayı 3 gün üst üste uyguluyoruz, bunun yanında vitamin takviyesi de yaparsanız daha iyi olur.Hem tüy dönemini rahat atlatmasını sağlar hemde hastalığın tedavisine yardımcı olur.

İlaç Adı : Vil-Flox

ALINTIDIR....
 
TRİCHOMONİASİS Hastalığı ve Tedavisi

Tanımı:
Trichomoniasis en çok yerli kümes hayvanları, güvercinler, kumrular ve şahinlerde görülen, boğazın içinde caseous(peyniri andıran biyolojik bir oluşum) birikmesi ile oluşan ve genellikle kilo
kaybına neden olan bir hastalıktır.
Hastalığın diğer adları “canker,” “roup ve şahinlerde “frounce”'dur.

Nedenleri :
Hastalığa, burun kanallarında, ağızda, boğazda, yutakta ve diğer organlarda yaşayan kamçı biçiminde tek hücreli Trichomonas gallinae adında bir organizma neden olur.
Şiddetli salgınlar tavuklarda ve hindilerde bazen rastlansada, bu hastalık yerli kümes hayvanlarına nazaran, yerli güvercin ve yaban kumrularında daha yaygındır.
T gallinae'nin bazı türleri, güvercin ve kumrularda yüksek miktarda ölüme neden olmaktadır.
Şahinler hastalıklı kuşları yedikten sonra hastalığa yakalanabilirler ve ciğerlerinde doku bozulması, yara bere meydana gelir ayrıca boğazlarıda aynı duruma gelebilir.
Güvercinler ve Kumrular hastalığı virüs bulaşmış güvercin sütüyle(güvercinin yavruları için ağzında öğüttüğü mama) civcivlerine bulaştırır.
Tavuk ve hindiler hastalığı en çok virüs bulaşmış içme suyu kaynaklarından kaparlar.

Hastalığın yayılımı:
Hastalık hızlı bir şekilde yayılır.
Hastalığın neden olduğu ilk ur, küçük olup ağız mukozasının sarı bölgelerinde ortaya çıkar.
Toplu halde yaşayarak, hızlı yayılırlar ve sürekli ve tamamen yemek borusunu tıkarlar, ayrıca kuşun ağzını kapatmasına engel olurlar.
Kuşun ağzında çok fazla sıvı oluşumu ortaya çıkabilir.
Gözlerde yoğun sıvı akıntısı olur ve daha ileri safhalarda bu akıntı kuşlarda körlüğe neden olabilir.
Kuşlar çok çabuk kilo kaybına uğrar, güçsüzleşir ve halsizleşir ve bazen 8-10 gün içinde ölürler.
Kronik bulaşmalarda, trichomonads boğazın mukoza zarlarında faaliyetini sürdürsede, kuşlar sağlıklı gözükür.
Ağız ve yutakda bol miktarda görülen virüsün yayılımı kafatasına kadar ilerleyebilir ve bazen boynu saran dokulara kadar ilerler.
Yemek borusu ve kursakda görülen zedelenmeler sarı, yumru şeklinde, merkezi koni biçiminde peynirimsi yapıda, ucunda memesi olan ve "sarı düğmeler" olarak adlandırılan
bir yapıdır.

Teşhis:

T gallinae virüsünün neden olduğu urlar ve bereler şeklen kendine özgüdür ama belirtileri frengi ve diğer hastalıklara benzer.
Trichomonads'ın varlığını görmek için, boğazdaki sümük dokusundan parça alınıp, mikroskopik testler yapılarak hastalık doğrulanır.

Kontrol:

Güvercinlerdeki T gallinae enfeksiyonu, yemlenme sürecinde yavrulara kolayca bulaştığı için, kronik olarak enfeksiyon kapmış kuşlar
çiftleşme dönemindeki kuşlardan ayrılmalıdır.
ALINTIDIR....
 
PARAMYXOVİRÜS
Sallabaş Hastalığı ve Tedavisi

Güvercinler üzerinde bulaşıcı bir seyir izleyen bu hastalık ilk defa 1982 yılında Almanyada keşfedildi.
Uluslararası büyük ve eğlenceli bir güvercin şovundan hemen sonra bu hastalık, 1982/83 kışında
soylu güvercinlerde görüldü.

Yarışma sezonunun startından sonra, 1983 yazında, yarışma güvercinler dahil çok sayıda güvercinde bu hastalık görüldü ve önemli sayıda ölümler oldu.


Güvercin Paramyxovirüsü, atypical kümes hayvanı haşeresi virüsü (Newcastle hastalığı) ile yakın akrabadır.
Virüs kuşdan kuşa direk kontak yoluyla ya da pathogen (virüs taşıyıcı) içeren kuş atıklarıyla yayılır.
Bu kuş atıkları böcekler, sinekler, sivrisinekler, fareler, sıçanlar ve insanlar tarafından etrafa taşınır ve yayılır.
Hastalığın ilk emarelerinde kuşlarda aşırı su içme ve sulu dışkı bırakma, hemen ardından bazı kuşlarda
haraket etme güçlüğü şeklinde merkezi sinir sistemi düzensizlikleri, boyunlarda halsizlik ve aşağı bükülme, korkaklık ve ürkeklik,
vücudun sürekli tipik kıvrılma hareketleri.bu hastalığın var olduğuna dair şüphe duyuyorsanız,erken safhalarda hastalığı tespit etmeye çalışıyorsanız,bu sinirsel düzensizlikler ve gergin davranışlar yeterli neden olabilir. Kendisinde Paramyxovirüs olduğu şüphenilen bir güvercin alışık olmadığı bir pozisyona konulur, mesela; sırtüstü yatırılır ya da eller çaplatarak kuş korkutulur. Yukardaki ürkütme durumlarında, Paramyxovirüs'e yakalanmış bir kuş bir daha havalanma refleksini kontrol edemez. Güvercin ya bir duvara doğru uçabilir ya da yere devrilir.
Hastalığa bulaşmış güvercin yemlerini yerken tuhaf davranır. Yemini almak için çalışır, ama tam uzanırken kafası yana kayar ve yemini ıskalar. Bu durum güvercin yemini yiyebilme kaabiliyetini tamamen kaybedene kadar devam eder. Hastalığa yakalanmış güvercinlerin bazıları çabuk bir şekilde ölür ama büyük bir çoğunluğu yaşamaya devam eder ve yavaş gelişme gösterir.

Eğer Hastalıktan şüpheleniliyorsa yapılması gerekenler:

- Virüs'ün yayılmasını engellemek için durum netleşene kadar
- Yavaş ve kademeli tedbir ölçümleri alınmalı.
- Hemen alınması gereken en önemli tedbir hastalığın nedenini belirlemektir.
- Bu amaçla önceden tanımlanmış laboratuvar testleri yapılmalıdır.
- Araştırma ve laboratuvar testleri esnasında Paramyxovirüs'un dışında bulunan
bütün hastalıklar öncelikli olarak tedavi edilmelidir.
- Virüs'ün bulaşması süreci beraberindeki diğer hastalıkların yok edilmesi ile birlikte yavaşlar.
- Gözle görülebilir hastalık belirtileri(diarrhea(dışkının sık atılması ve
normal olmaması), merkezi sinir sistemi bozuklukları) olan güvercinler
kümesteki diğer kuşlardan ayrılmalı ve tedaviye başlanmalı.
- Virüs kapmış olan kuşlara geniş yüzeyli kaplarda su verilmeli çünkü
sinirsel düzensizliği olan güvercinler sık sık normal kabından suyu içme
yeteneğini kaybetmeye başlar.
- Merkezi sinir sistemi düzensizliği gösteren virüs kapmış bu kuşlar ayrı olarak
beslenmeli.
- Çünkü diğer kuşlar bütün yemleri çabucak yedikleri için
virüs kapmış olan güvercin diğerlerinin yanında zorluk yaşayabilir.

Paramyxovirüs varlığı tespit edildiyse yapılacak Ugulamalar:

- Virüs bulaşması antibiyotik içeren ilaçlar verilerek tedavi edilemeyebilir.
- Bu tür pathogen (virüs taşıyıcı)'lerin yaydığı bulaşıcı hastalıkları ancak aşı
engelleyebilir.
- Günümüzeki bulgulara göre, aşı tarafından hastalığa karşı bağışıklık sadece 6 ay sürmektedir.
- Eğer tedavi umutları çok zayıf ise merkezi sinir sistemi düzensizliği olan
bütün kuşlar imha edilmeli.
- Ancak bir çok kuş meraklısı değerli kuşlarını öldürmek istemez ve onları sadece
kümesteki diğer kuşlardan ayırır.
- Virüs kapmış kuşun aşıyla tedavisi mümkün değildir.
- Virüsün yayılmasını engelleyen acil müdahele aşıları, sağlıklı gözükseler bile
tüm kuşlara uygulanmalıdır.
- Acil müdahele aşısından sonra vücudun virüse karşı savaşmak için ürettiği
maddenin oluşması 2 veya 3 hafta sürer.
- Bu zaman süreci içersinde hastalığın daha ileri safhaları görülebilir.
Aşılama esnasında kuluçka dönemindeki virüs kapmış olan kuşlar hastalığın hiç bir belirtisini
göstermeyebilir.
- Herhangi bir hastalık belirtisi gözlenmemiş bile olsa
- Virüs bulaşmış, kümesin içinde veya civarında bulunan ve onunla
temas halinde olan bütün güvercinler aşılanmalıdır.
- Aşıyı daha etkili kılmak için hijyenik ve mikroplardan arındırılmış bir ortam
hazırlanmalıdır: Kuş dışkıları, yem artıkları ve çöpler kümes temizliği esnasında
günlük olarak değiştirilmelidir.
- Ayrıca temizlenen yüzeyler mikroplardan arındırılmalıdır.

Destekleyici Ugulamalar:

Özellikle B içeren vitaminler ve içme suyuna karıştırılmış elekrolit tipinde
vücut tuzları.
Barsaklardaki mikroplara karşı faydalı bakteriler.
Virüsün neden olduğu, ortaya çıkan diğer hastalıklarda tedavi edilmeli.

Tedavi seçeneği:

Colombovac pmv/pox., güvercinlerde Paramyxovirüs ve çiçek hastalığını önlemek için hepsi içinde bir enjeksiyon.
Bu iğne, güvercinin boynunun arka kısmının yukarı baş bölgesi civarına, derinin altına enjekte edilir.
Her bir güvercin için dozaj 0.2cc'dir. yaşı 6 haftadan küçük olan kuşlara bu aşı uygulanmaz.
Kullanım öncesi ve sonrası ilaç buzdolabında saklanmalıdır.
ilacı açtıktan sonra hepsini kullan, kullanılmayıp artan ilaçları ve şırıngaları çöpe at.


Açıklama:

Her bir Colombovac PMV 0.2 ml doz içerir.

Ters etkiler:

İğne yapılmış olan bölgede geçici bir şişlik oluşabilir.Eğer ters etkiler ortaya çıkarsa veterinerle hemen temasa geçilmelidir.
Aşı 6 haftadan küçük kuşlara uygulanmalıdır.
Dozaj, İzlenecek yöntem :
Aşılama cetveli:
İlacın tümünü şırıngaya çekmeden önce şişe iyice çalkalanmalıdır.
Çektiğin tüm Colombovac PMV'ı, donmuş, kuru ve yumak halindeki Colombovac Pox aşı şişesine şırıngayla boşalt ve
kullanmadan önce iyice çalkala.
Hazırlanan ilaç en az iki saat içinde kullanılmalıdır.
Her bir güvercine 0,2 ml doz uygulanmalıdır.Aşı deri altına, baş kısmının boyunla birleştiği arka bölgeye uygulanmalıdır.
Kümeste bulunan tüm kuşlara bu aşı uygulanmalıdır.
Aşılamadan sonra, 21 gün boyunca kuşun sindirim sistemi düzelene kadar diğer kuşlardan uzak tutun
Eğer sürekli kuşu virüsten korumak istiyorsanız yılda bir kez bu aşı uygulanabilir.
Gösteri amaçlı kuş besliyorsanız yılda bir kez yarışmalardan en geç 21 gün önce bu aşı uygulanabilir.

Saklama koşulları ve Süresi:

Colombovac PMV: 36 Ay
Colombovac Pox: 36 Ay
ilacı 2°C - 8°C arasında muhafaza edin ve ışıktan uzak tutun.
İlacı sakın dondurmayın.

Paket ölçüleri:

Bir paket içinde:
Colombovac Pox aşı paketi 50 doz donmuş, kuru ilaç şişesi içerir.
Colombovac PMV aşı paketi 50 doz sıvı ilaç şişesi içerir.
ALINTIDIR...
 
COCCİDİOSİS Hastalığı ve Tedavisi
Coccidiosis, mikroskobik ya da tek hücreli canlıların neden olduğu ve halsizlik, zayıflık ve ishalle ortaya çıkan bir tavukçuluk hastalığıdır.
Araştırmacılar bu hastalığın tedavisini kontrol altına alsalarda, şu andaki var olan, maliyeti en yüsek tavukçuluk hastalığıdır.
Coccidia'ın kümes hayvanlarını, yerli hayvanları ve insanları etkileyen bir çok çeşidi vardır.
Hiç bir türün hastalığı genellikle diğerine bulaşmaz.
Kuşlarda görülen Coccidiosis, Güvercinlerde çok sık rastlanan bir bağırsak hastalığıdır.
Hemen hemen tüm güvercinler coccidia taşıyıcısıdır ve güvercinler
hastalıktan olumsuz yönde etkilenmeden dışkılarında bu virüsü taşırlar.
Coccidiosis güvercinlerde fiziksel zarardan ziyade stres oluşturur.
Bununla birlikte bu hastalık paratyphoid, Trichomoniasis, Paramyxovirüs gibi hastalıkları davet eder.
Bu nedenle Coccidiosis, makul ölçüler içinde uygun bir yöntemle tedavi edilmelidir.
Coccidia, barsaklarda parazit olarak yaşayan tek hücreli bir organizmadır.
Organizma bağırsak hücrelerini işgal eder ve buralarda çoğalarak bağırsak duvarlarına zarar verir.
Sonuç olarak barsaklarda ishalle birlikte şişkinlik ve kızarıklıklar oluşur.
Yetişkin güvecinler etkilemiş olduğu farkedilmeden Coccidia taşıyıcısıdır.
Coccidia'nın bol miktarda ince bağırsağın hücrelerinde çoğalması sonucu
bağırsağın duvarlarının büyük bir bölümü tahrip olur. Bu durum önemli bir sindirim düzensizliğine neden olur ve hastalık
ciddi hale geldiğini ishal yolu ile gösterir.Tahribata uğramış barsak duvarları hastalığın hızlı yayılmasına engel olur.

Coccidiosis'ın iki türü vardır:
Subclinical ya da Asymptomatic türü:
Bu tür hemen hemen tüm güvercinlerde bulunur.Bunlar hastalığın var olduğuna dair hiç bir belirti göstermezler.
oocysts(hastalığı taşıyan virüs)'ın normal yolla sindirilmesiyle, güvercin vücudunun savunması sürekli olarak karşı harekete geçer,
o yüzden enfeksiyona karşı bağışıklık üretimi artarak devam eder.
Bu durumda güvercin taşıyıcı organizma ile belli bir denge içersinde yaşamaya devam eder.
Bu taşıyıcı virüs kuşların daha düşük seviyedeki virüs istilasına uğramasını engeller.
Taşıyıcı virüs ile güvercin arasındaki yaşam dengesi geçici olarak tahrip edilmiş
güvercin vücudunun lehine olduğundan, enfeksiyona karşı doğal bağışıklık üretimi bir süre azalır.

Şiddetli Coccidiosis:
Hastalığın bu türü, enfeksiyona karşı henüz bağışıklık sistemi oluşturma kaabiliyeti kazanamamış, 3 haftalıktan küçük, hassas döneminde olan kuşlarda çok nadiren görülür.
Öğütülmüş yem (ebeveynleri tarafından yavruyken ağızda öğütülen)'den tane yeme geçiş esnasında yaşanan stres etkisi,
genç güvercinlerin doğal korumasını azaltır ve çok az miktarda oocysts (coccidia'nın taşıyıcı organizması) alınsa bile coccidia'nın hızlı yayılmasına neden olur.
Şiddetli Coccidiosis'ın belirtileri, sulu ishalli sindirim düzensizlikleri ve bazen kanlı ishallerdir.
Ayrıca aşırı zayıflık, halsizlik ve hareketsizlik görülür.
Sonuç olarak bu tür güvercinler ya zayıflıktan ya da Coccidiosis'un sebep olduğu diğer hastalıklardan ölürler.
Hastalık kapmış olan kuşlar zaman içersinde tedavi edilmek istenirse, tedavi umutları vardır ve zarar görmüş olan barsak duvarları çok çabuk iyileşir.
Tavsiye edilen ilaçlar: Corid (Amprolium) ilacı coccidiosis'a karşı çok etkili olup, diğer ilaçlarla karıştırılıp verilebilir.
3,75 litre kuşun içme suyu kabının içine, 1 çay kaşığı katılarak 3 ile 5 gün süre ile kuşa verilir.
ALINTIDIR...
 
ORNİTHOSİS Hastalığı ve Tedavisi
Ornithosis, chlamydia bakterisinin neden olduğu enfeksiyonlu bir hastalık olup kuşlardan insana geçebilir.
Ornithosis özellikle Mayıs-haziran ve Ekim-Aralık dönemlerinde sıklıka görülür.
Hastalık sadece genç kuşlarda önemli miktarda kayıplara neden olur.
Eğer yetişkin kuşlar enfeksiyon kaparlarsa, sadece çok küçük belirtiler dışında genellikle hiç bir belirti göstermezler.
Chlamydia, dışkı, göz yaşı, gaga, ağız salgıları ve gagada öğütülmüş yem yoluyla vücuttan dışarı atılır.
Gözle görülür bir şekilde ornithosis'e yakalanmış ve hastalığı taşıyan kuşlar pathogen(Chlamydia'nın taşıyıcı mikro-organizması)'ı dışarı atabilirler.
Pathogen bulaşmış tozları soluyarak, enfeksiyon kapmış yemleri veya suları sindirerek ya da genç ve yavrularla oynaşarak ve besleyerek güvercinler bu hastalığı kapabilirler.
Hastalık kendini vücuttaki genel zayıflama ve kötüleşme ile gösterir.
Kuşu çevresine karşı duyarsız olup, yem yemede azalma, su içişinde artma, hareketlerinde ağırlaşma görülür.
Bazı kuşlarda conjunctivitis (göz kapaklarının birbirine yapışması) gözlemlenir.
Güvercin parlak ışığa karşı hassaslık gösterir ve gözlerini kapatır.
Göz kapaklarındaki iltihaplanma göz yaşı kanallarının daralmasına neden olur ve göz yaşı bezlerinin ürettiği sıvının miktarı artar.
Gözyaşı salgısı etkin bir şekilde gözyaşı kanallarından dışarı akamadığı için, salgı göz kapakları tarafından üretilir.
İlk zamanlar gözyaşı sıvısı tahliyesi sulu çıkar ve ardından sümüksü bir yapıya döner, göz kapakları birbirine yapışır ve biriken sıvı ile kabarır.
Eğer iltihaplanma uzun süre devam ederse, gözün saydam tabakası(kornea) bulanıklığı ortaya çıkar buda körlüğe neden olur.
İlk vaka ortaya çıktığında, belli bir süre sonra aynı ortamdaki güvercinlerde de aynı conjunctiva (göz yuvarını kaplayan, göz kapağının alt yüzünü
kaplayan, saydam, sıvı salgılayan mukoza zarı) iltihaplanması görülür.
Aynı ortamda bulunan güvercinlerin ancak bir kaçı aynı anda bu enfeksiyonu kapabilir.
Kümesteki bütün güvercinlerin enfeksiyonu kapması için 3 veya 4 hafta geçmesi lazım.
Hastalık üst solunum yollarınıda yayılabilir.
Nezle ortaya çıkar, burun deliklerinden süt kıvamında sarı bir sıvı akar ardından kurur ve burun deliklerini tıkar.
Güvercin yarı açık gagası ile soluk almak zorunda kalır.
İltihaplanma, güvercinin kaşımaya çalıştığı, ağrıya ve kaşınmaya neden olur.
Güvercin, burun deliklerini temizlemek için hapşırmaya, kafasını sallamaya ve gagasını sağa sola sürtmeye başlar.
ornithosis kesin tedavisi çok önemlidir çünkü; bu enfeksiyonun insanlara geçme tehlikesi vardır.
Kronik ornithosis'in bulunduğu ortamdaki güvercinlerin tüm yavruları risk altındadır(yavruların %80'i ne kadar olan kısmı ölebilir).
Gizli ornithosis diğer hastalıklarıda davet eder.
Tedavi edilmemiş ornithosis kalıcı tahribatlar bırakır.

Tavsiye edilen ilaç:
Baytril 10% (ayrıca paratyphoid ve e-coli içinde etkilidir)
Hangi ilacın tedavide kullanılması gerektiği kararı konusunda, bakterisel enjeksiyon ve ilaç duyarlılığı hesaplanması gereken ilk seçenektir.
O yüzden Baytril, bakterisel enfeksiyonlara karşı hemen hemen tüm hastalıklarda etkili olduğu için en iyi seçimdir.
Baytril tek kuş tedavisinde tablet alınmalı, toplu kümes tadavilerinde likid alınmalı.
Tabletler: Tek kuş tedavisinde 14 gün boyunca 1 tablet. Kümes tedavisinde 10 gün boyunca 3,75 lt içme suyuna suyuna 4cc. likid konulmalı.
Likid: Tekli kuş tedavisinde, kuşun boğazına 14 gün boyunca 3 veya 4 damla.
ALINTIDIR...
 
SALMONELLOSİS
Salmonella hastalığı, tedavisi ve yapılması gerekenler
Salmonellosis (Paratyphoid, Leg Paralysis, Wing Paralysis ) bakterisel bir hastalıktır.
Hangi organın etkilendiğine bağlı olarak farklı belirtileri vardır.
Genç güvercinlerde yüksek sayıda ölümlere neden olur.
vücutlarında pathogen(taşıyıcı organizma) barındırdıkları ve herhangi gözle görülebilir bir belirti göstermeden onları dışarı attıkları sürece
enfeksiyondan kurtulan kuşlar bakterinin devamlı taşıyıcısı olur.
Taşıyıcı kuşlar, özellikle genç kuşlar olmak üzere tüm kümesi tehlikeye sokarlar.
salmonellae bakterisi barsaklarda yerleşir ve nemli ortam içinde hareket edemeyen kamçılara sahiptirler.
Bu bakterinin taşıyıcı mikro-organizması dışkı yoluyla, öğütülmüş yemle, salyayla ve enfeksiyon kapmış yumurta ile dışarı atılır.
Salmonellae, içme suyu veya yem yoluyla, hatta yavrularını severken veya beslerken güvercinlerin vücuduna girer.
Hatta taşıyıcı mikro-organizma(pathogen) nefes alırken bile içinde bulunduğu toz vasıtası ile kuşa bulaşabilir.
Satın alınmış ya da başı boş dolaşan yeni enfeksiyon kapmış bir güvercinin kümese konulmasıyla diğer kuşlara taşıyıcı mikro-organizmanın transferi gerçekleşir.

Salmonellae hastalığının dört farklı tipi vardır:

Barsak tipi:
Bu tip, çamurumsu/sulu, kahverengimsiden yeşilimsiye kadar ishalli dışkılara neden olur.
Dışkıların etrafında sıvı olup, sindirilmemiş lapa şeklinde yemler içerebilir.
Barsaklar kızarık ve ağrı verir, yemler besin üretmesi için öğütülemez.
Güvercinin vücudu artık besinleri ayrıştırıp ememediği için, kendi kan şekerini tüketmeye başlar ve kan şekeri azalmaya başladığında ise
güvercin birikmiş vücut yağlarını tüketmeye başlar ve ardından nihayetinde kendi proteinini yani kas dokularını tüketir.


Eklem tipi:
Salmonellae, sindirilmiş yiyeceklerde çok çabuk çoğalır.
Tahrip ettiği barsak duvarları vasıtasıyla bakteri kolaylıkla kana karışır.
Kanın akışı ile bakteri hastalığı bütün vücuda taşır.
Taşıyıcı mikro organizma, acı verdiği, iltihaplara neden olduğu güvercinlerin eklem yerlerine yerleşir.
Eklemlerdeki biriken sıvının yol açtığı artan şekil değişikliğine güvercinin vücudu reaksiyon gösterir ve bu kısım şişer.
İltihaplanma, güvercinin kanatlarının aşağı sarkmasıyla ya da eklem yerlerine gelen baskıyı ve ağrıyı azaltmak için kuşun ayaklarını yukarı kaldırmasıyla kendini gösterir.

Organ bulaşması:
Hastalık vücudun değişik organlarına dağılıp, çoğalabilir özellikle; karaciğer, böbrekler, dalak, kalp ve pankreas.
Organlarda sarımsı gri bezeler oluşur.
Organlardaki değişikler, kuştaki tepkisizlik hali hariç herhangi bir dış belirti ile anlaşılmaz.
Ayrıca soluk alışlarda farklılık ve hızla artan halsizlik görülür.

Sinir sistemi düzensizliği:
Salmonellae beyine ve kemik iliğine girip buralarda iltihaplanmalara neden olabilir.
İltihaplanmanın sonucu olarak, duyu dengesinin bozulmasına neden olan beyin hücrelerine uygulanan baskı artar ve kuş felç olur.

Tavsiye edilen ilaç:
Baytril 10%(ayrıca e-coli ve ornithosis hastalıklarına da iyi gelir)
Hangi ilacın tedavide kullanılması gerektiği kararı konusunda, bakterisel enjeksiyon ve ilaç duyarlılığı ilk seçenektir.
O yüzden Baytril, bakterisel enfeksiyonlara karşı hemen hemen tüm hastalıklarda etkili olduğu için en iyi seçenektir.
Tabletler önlem : Tek bir kuş için 14 gün boyunca 1 tablet.
Likid: Kümesdeki tüm kuşların tedavisi için 3,75 litre içme suyuna 4cc sıvı Baytril(10 günlük tedavi süreci için).
Likid:Tek bir kuş için, 3 veya 4 damla baytril 14 gün boyunca kuşun boğazına damlatılır.
ALINTIDIR...
 
E-COLİ ( ekoli ) Hastalığı ve Tedavisi
Escherichia coli, daha iyi bilinen adıyla E. coli, güvercinleri sık görülen bir bakteri hastalığıdır.
Bakterinin güvercinin dışkısında var olması normal kabul edilir ama E. coli'nin belirli türleri oldukça zararlı
pathogenic(bakteriyi taşıyan mikro-organizma) olabilir.
E. coli enfeksiyonunun belirtileri paratyphoid, PMV gibi diğer hastalıklarda görülen belirtileri andırır:
Kilo kaybı, ishal, embriyo ölümü, eklem iltihabı hatta kafa eğriliği.
Hatalığın belirtileri çeşitlidir çünkü E. Coli bakterisi güvercin vücudunun her bölgesine yerleşir.
Çok sık olarak, genç kuşlar yuvalarda ölür ve erişkin olanlar bitkin düşüp kilo kaybederler.
Bu hastalık hem genç kuşları hemde olgun kuşları etkiler ve genellikle yarışma, beslenme ve aşırı kalabalıktan dolayı oluşan
stresten ortaya çıkar.
Bu bakteri genç kuşlarda sık sık adenovirus ile birlikte bulunur.
E. Coli eskiye nazaran günümüzde güvercinlerde daha yagın görülür.
Bakteri enfeksiyonlu tozlarla, enfeksiyonlu dışkıyla ve enfeksiyonlu dışkıyla irtibatta bulunmuş yumurtayla kümesi istila eder.
Enfeksiyon kapmış yetişkin güvercinler bakteriyi dışkı yoluyla dışarı atarlar ve bakteri oldukça hızlı bir şekilde tüm kümese yayılır.
Enfeksiyon kapmış güvercinlerin dışkısı gevşek, mukozumsu salgı kıvamında ve yeşilimsi sarı görünümlüdür.
Dışkıların bazen tiksindirici kokusu vardır.
Arada bir, bazı kuşlarda aşırı burun akıntısı görülür ve hastalıkla ilgili olarak soluk alma sorunları ortaya çıkar.
İlk önlemler için kümesi hijyen hale getirmke ve enfeksiyonlu dışkıları yemlerden ve sudan uzak tutmak gerekir.
Kümesteki toz ve amonyak seviyesini düşük tutmak ayrıca hastalığın yayılmasını engelleyici faktörlerdir.


Tavsiye edilen ilaç:
Baytril 10%.
Bakteri enjeksiyonu ve ilaç duyarlılığı hangi ilacın uygun olduğu konusunda karar vermek için en önemli unsurlardır.
Baytril, bakteri enfeksiyonlarına karşı çoğu kuş hastalıklarına etkili olduğu için en iyi ilaçtır.
Tabletler: Tekli tedavileriçin 14 gün süresince 1 tablet.
Likid: Kümesdeki tüm kuşların tedavisi için 3,75 litre içme suyuna 4cc sıvı Baytril(10 gün süren tedavi için).
Likid:Tek bir kuş için, 3 veya 4 damla baytril 14 gün boyunca kuşun boğazına damlatılır.
ALINTIDIR...
 
CİRCOVİRÜS
Son yıllarda saptanan bu hastalık oldukça yenidir. Bu nedenle hastalık ve sonuçları hakkında bilinenler fazla değildir. Hastalığa Circovirus adı ile bilinen bir virüs türü neden olmaktadır. Bu virüs daha çok genç kuşları ve yeni yavruları etkilemektedir. Hastalık ilk başlarda solunum yolları sorunları şeklinde kendini gösterir. Ağırlık kaybı ve ishal vardır. Daha ileri aşamalarda tüylerin büyümesinde karakteristik anormallikler ve vücut dokularının özellikle de iç organların gelişiminde anormallikler gözlenebilir.

Virüsün vücuttaki en önemli etkisi. Dalak, Bursa Fabrici ve Thymus üzerindedir. Thymus (timüs) göğüs kemiğinin arkasında bulunan bir iç salgı bezidir. Bursa Fabrici ise kloak’ın urodaeum adı verilen orta kısmında yer alan çıkıntı şeklinde bir organdır. Bunların işlevleri vücudun savunma mekanizması ve bağışıklık sisteminin gelişmesi ve işlemesini sağlamaktır. Virüs bu organlarda hücreleri tahrip ederek organlara zarar verir ve kuşun bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Böylelikle kuşlarımız hastalıklara karşı savunmasız hale gelirler. Kuşlarımızın bildiğimiz bütün güvercin hastalıklarına yakalanmaları çok daha kolay olur. Hastalığa yakalanan kuşlarımız ise daha zor tedavi edilebilir hale gelirler. Virüsün güvercinlerdeki etkisi AİDS’in insanlardaki etkisine benzetilebilir.

Circovirus başlı başına bir hastalık gibi görünmemekte ve her zaman ikincil derece kliniksel belirtiler veren bir enfeksiyon olarak değerlendirilmektedir. Bunun nedeni bu virüsün kendi başına belirgin bir hastalık tablosu sunmaması ancak daha çok diğer hastalıklarla birlikte olduğunda fark edilebilmesidir. Circovirus’ün vücuda girmesinin ardından özellikle Chalamydia, Ornithosis, Pasteurella, PMV1, Trichomonas, Aspergillus gibi hastalıklar ortaya çıkma eğiliminde olurlar.
Virüsün bulaşma şeklinin temas sonucu olduğu genel kabul görmektedir. Hijyenik koşullara dikkat edilmesi virüsün bulaşmasını engelleyici olacaktır. Bilinen bir tedavi şekli yoktur. İlaç tedavisi sadece bu hastalıkla birlikte görülen yan hastalıklar için uygulanabilir. Ancak güvercinimizin savunma sistemini güçlendirici vitamin ve mineral takviyeleri yararlı olacaktır.

E-COLİ

“Eshericia coli” adı verilen bir bakterinin neden olduğu hastalıktır. Kısaca E. Coli adı ile anılmaktadır. İnsanda ve hayvanlarda bağırsaklarda bulunan bu bakteri aslında bağırsak florasının bir parçasıdır. Ancak normalden fazla miktarda bulunması sonucu hastalık kendini gösterir.
Güvercinlerde hastalığın en belirgin göstergesi ishaldir. Bu hastalığa yakalanan kuşlarımız süratli ve şiddetli bir şekilde su ve elektrolit kaybına uğrarlar. Özellikle genç kuşları çabuk etkiler. Genç kuşlarda şiddetli vakalar ani ölümle sonuçlanabilir. Yetişkin kuşlarda ölüm pek görülmez ancak, kuşlarımızın gücünü kaybetmesine bağlı olarak diğer hastalıkların ortaya çıkışı hızlanabilir. Çabuk bulaşan ve kolay yayılan bir hastalıktır.

BELİRTİLERİ
En belirgin belirtisi sulu ishal şeklinde dışkıdır. Dışkının rengi yeşil ve sarımsı bir tondadır. Hasta kuşlarda bağırsak iltihabı oluştuğu için dışkının kokusu normalden daha kötü kokuludur. Hasta kuşlarda performans tamamen düşer. Genel bir kayıtsızlık hali gelir. Yeme karşı isteksizlik vardır. Aşırı ve çabuk zayıflama saptanabilir.
Hastalığa neden olan bakteri, kan dolaşımına girerek kuşun vücudunun herhangi bir organına yerleşebilir. Bu durum sonucu kuşta sistematik bozukluklar gözlenebilir. Mikrobun yerleştiği vücut bölgesine göre kuş değişik belirtiler verebilir. Örneğin mikrop kanatlara yerleşirse, kanatlarda tutulma olur ve buna bağlı olarak kuş kanadını taşıyamıyormuş gibi davranabilir. Kanat düşürür, kanatlarını yerde sürüklemeye başlar. Mikrop ayaklara yerleşirse topallama veya yürüyememe gibi sorunlarla karşılaşılabilir.
Benzer belirtiler güvercinlerde Salmonella, Cocidiosis ve Hexamitiasis gibi hastalıklarda da vardır. Kuşun sorunlarının hangi hastalıktan kaynaklandığının doğru tespit edilmesi gerekmektedir. Hastalığın kesin tanısı dışkının mikroskobik analizi ile yapılabilir.

BULAŞMA ŞEKLİ
Hasta kuşların dışkılarında hastalık mikrobu bol miktarda bulunur. Kuşlarımızın yediği yem ve içtiği sulara bu dışkıların bulaşması yolu ile hastalık yayılır. Ayrıca coli mikrobu salmalarımızın içinde bulunan ve güvercin tozu dediğimiz beyaz toza, karışarak solunum yolu ile de alınabilir. Salma içi temizliğine dikkat edilmesi, hijyenik koşullara uyulması gibi önlemler alarak hastalığı engellemek mümkündür.

HASTALIĞIN TEDAVİSİ VE KULLANILABİLECEK İLAÇLAR
Bakteri kökenli bir hastalık olduğu için tedavisinde antibiyotikler kullanılmaktadır. İlaçla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Amoxycilin, Trimetoprim ve Sulfadiazin, Furazolidon etken maddeli ilaçlar hastalığın tedavide kullanılmaktadır. Bu etken maddeleri taşıyan bazı ilaçlar şunlardır.

ALFOXİL 20 GR TOZ
Abfar firmasının üretimi olan ilaç, toz şeklindedir. Etken madde olarak 100 gr poşette 20 gr amoxycilin bulundurur. Güçlü bir antibiyotiktir. Kanatlı hayvanlarla birlikte güvercinlerde de kullanılabilir. Güvercinlerde özellikle CRD ve E. Coli enfeksiyonlarında etkilidir. Ticari şekli 100 gramlık 10 aleminyum poşetten oluşan bir kutu şeklindedir. Güvercinler için kullanılabilecek doz, kuş başına günde 10 mg ilaç vermektir. (bu yarım poşet ilacın binde biri kadardır) İlaç kuşların içme sularına her gün taze olarak karıştırılıp verilir. İlaç uygulamasına 3 gün devam edilir.

ATAVETRİN ORAL SÜSPANSİYON
Atabay ilaç firmasının üretimi olan ilaç, bir şurup şeklindedir. Etken madde olarak her ml’de, 80 mg Trimetoprim ve 400 mg sulfadiazin bulundurur. Geniş spektrumlu ve kesin tesirli bir antibiyotiktir. Kanatlı hayvanlarla birlikte güvercinlerde de kullanılabilir. Güvercinlerin Salmonella, E.Coli gibi bakteriyel hastalıklarına iyi gelir. Güvercinler için kullanılabilecek doz, kuş başına 7.5 mg etken maddedir. Bunu sağlayabilmek için 5 litre suya 0.5 ml ilaç karıştırmak gerekmektedir. Tedaviye 5 gün süre ile devam edilir. 4-5 gün ilaca ara verilip iyileşme sağlanmamışsa aynı doz tekrar edilebilir. Ticari şekli 50 ve 200 ml’lik şişeler halindedir. 1 Ölçek 40 cc’dir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, sulfa grubu ilaçları kuşlarımızda kullandığımızda kuşlarımızın kalsiyum kaynaklarından uzak tutulması gerektiğidir. Kalsiyum içeren ilaçlar, gaga taşları, gritler, ahtapot kemikleri, kursak taşı gibi materyallerin salmadan uzaklaştırılması gerekmektedir.

FURAVET TOZ
Vilsan ilaç firmasının bir üretimidir. İlaç toz şeklinde olup her gramı 250 mg Neomcine ve 200 mg Furazolidon bulundurur. İlaç piyasada 20 ve 100 gramlık ambalajlar halinde satılmaktadır. Bu ilaç kombinasyonu geniş etkili bir anti - bakteriyeldir. Kanatlı hayvanlarla birlikte güvercinlerde de kullanılabilir. Güvercinlerin Streptococcosis, Salmonella, E.Coli, Pasteurelosis (kolera) ve CRD gibi bakteriyel hastalıklarına iyi gelir. Güvercinler için kullanılabilecek doz, 2 litre içme suyuna yarım gram ilaç koyarak tedaviye her gün yenilenecek sularla 5 gün kadar devam etmektir.

HAEMOPHILLUS
Bu hastalığın nedeni Haemophillus adlı bir bakteridir. Bu bakteri güvercinlerimizin solunum yollarına yerleşerek burada çeşitli sorunlara yol açar. Hastalığın en önemli belirtisi kuşun her iki göz kapağında belirgin şişme ve göz sulanması ile birlikte gözlerde ve burunda akıntı gözlenmesidir. Bu hastalığı, diğer CRD hastalıklarına bağlı göz sorunlarından ayıran en önemli özellik hastalığın her iki gözde aynı anda görülmesidir. Ayrıca gözün iç dokusunda şişme vardır.
Bunun yanı sıra solunum yollarında çeşitli problemler vardır. Nefes alma güçlüğü, aksırma vb. Hastalık doğrudan temas veya hastalık mikrobunu taşıyan göz ve burun akıntılarının salma tabanında biriken toz ve dışkılara bulaşarak, kuşlarımızın yedikleri yem ya da içtikleri sulara taşınması yolu ile yayılır. Hastalığın tedavisinde antibiyotikler olumlu sonuç vermektedir. Özellikle Tetracyline grubu antibiyotikler kullanılmaktadır.

GEOSOL TOZ
Oxytetracyline etken maddeli bir ilaçtır. Vetaş ilaç firmasının bir üretimi olup, veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. Ticari şekli 20 ve 100 gr’lık kavanozlar halindedir. Güvercinler için 2 litre içme suyuna yarım ölçek karıştırılarak kullanılabilir. İlaç 5 gün süre ile uygulanır.

Haemoproteus adı verilen protozonun neden olduğu bir hastalıktır. Bu protozonun, Haemoproteus Columbae, Haemoproteus Sacharrovi, Haemoproteus Maccallumi adı ile bilinen üç türü güvercinleri etkilemektedir. Sınıflamada hayvanlar grubuna dahil olan Protozonlar, basit yapılı mikroskobik canlılardır. Binlerce türü bulunan bu canlılar, insanda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden olabilmektedirler.
Hastalığın yayılabilmesi için bu protozonun, güvercinin vücuduna girmeden önce ara konak görevi görecek bir canlının içinde gelişim göstermesi gerekmektedir. Bu canlı, bütün güvercin yetiştiricilerinin çok iyi tanıdığı atsineğidir. Hippobosca Equina veya Pseudolynchia Canariensis bilimsel adı ile tanılan atsineği, Haemoproteus hastalığının taşıyıcı ve bulaştırıcısıdır. Hastalık bu nedenle daha çok yaz aylarında karşımıza çıkar. Yabani güvercinlerin büyük bir yüzdesi bu mikrobu ( protozonu ) taşımaktadır.

BELİRTİLERİ
Hastalığın belirtileri Plasmodiosis ( sıtma ) hastalığına çok benzer. Hatta tamamen aynı belirtilere sahip olduklarını da söyleyebiliriz. Bu nedenle her iki hastalığı birbirinden ayırabilmek oldukça zordur. Bu konuda kesin tanı kan analizleri sonucu verilebilmektedir.
Ateş yükselir 43 dereceye kadar çıkar ve nöbetler halinde tekrarlanır. Sarımtırak renkli ve beyaz posalı ishal şeklinde bir dışkı gözlenebilir. Hasta kuşlarda genel olarak bir güçsüzlük hali vardır. Uçma isteği azalır, performans tamamen düşer. Hastalık yapıcı mikrop kuşlarımızın kan hücrelerine saldırarak bu hücrelerin bozulmasına neden olur. Kanda alyuvarların içine giren mikrop burada çoğalır ve alyuvarların bozulup patlamasına neden olur. Alyuvarların oksijen taşıyıcı gücü azalır. Solunum sıklığı artar. Buna bağlı olarak kuşlarda anemi ( kansızlık ) gözlenir. Kuşlarımızın diğer bütün hastalıklara karşı direnci azalır ve başka hastalıklar kendini göstermeye başlayabilir. Haemoproteus’da ölüm pek görülmez ancak yan hastalıklara karşı uyanık olmak gerekmektedir.

BULAŞMA ŞEKLİ
Atsinekleri aracılığı ile bulaşan bir hastalıktır. Atsineği hastalığı taşıyan bir güvercinden kan emer ve bu işlem sonrası mikrobu alır. Mikrop sineğin vücudu içinde bir gelişim seyri izler ve son olarak sineğin tükürük bezlerine ulaşır. Yeni bir kan emme seansı sırasında ise buradan başka bir güvercine bulaştırılır. Güvercinin vücuduna giren mikrop 6 hafta kadar sürecek bir süreç sonucu olgunlaşır ve hastalığı bulaştırabilecek konuma gelir. Ancak güvercinde hastalık belirtileri mikrobun alınmasını takiben 15 – 30 gün sonra görülmeye başlar.

Hastalıktan korunabilmek için özellikle yaz aylarında atsineklerine karşı önlemler alınmalıdır. Salmanın tel kafesle kapatılarak sineklerin girişi engellenebilir. Kuşlarınızın yabani güvercinlerle olan temasını tamamen kesmeniz gerekmektedir.

HASTALIĞIN TEDAVİSİ VE KULLANILABİLECEK İLAÇLAR
Bu hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar, Plasmodiosis ( sıtma ) hastalığında kullanılan ilaçların aynısıdır. Bu ilaçlar, quinin ( kinin ) türevleri olan Clorquine, Primaquine ve Quinacrine etken maddesine sahip ilaçlardır. Güvercinler için üretilmiş bu etken maddeleri taşıyan ilaçlar yurdumuzda bulunmamaktadır.
Beşeri ( insanlar için üretilmiş ) ilaçlar ise ticari biçimde eczanelerde satılmamaktadır. Bu tür ilaçlar sadece İl Hıfzıssıhha Müdürlüklerinden temin edilebilmektedir. Yurtdışında bu amaçla üretilmiş ilaçlar arasında en bilinenleri şunlardır.

ARALEN TABLET
Primaquine etken maddelidir. Güvercinlerde sıtma ( plasmodiosis ) ve Haemoproteus tedavisinde kullanılmaktadır. 1.5 litre içme suyuna 1 tablet atmak uygundur. Tedaviye her gün yenileyeceğiniz sularla 10 – 30 gün kadar devam etmek gerekmektedir.
Bu ilaç daha çok posta güvercini yetiştiricileri tarafından yarış öncesi hastalıktan korunabilmek ve eğer bir hastalık varsa bunun etkilerini yok edebilmek amacı ile kullanılmaktadır. Bu amaçla daha düşük doz uygulanmaktadır. Bu doz hastalığı tedavi edici değildir. Bu amaçla kullanılan doz, yarış dönemi öncesi 4.5 litre suya 1 – 2 tablet karıştırmak ve 10 – 21 gün süre ile vermektir. Yarış dönemi sonrasında ise koruyucu amaçlı olarak haftada 1 – 2 gün aynı doz tekrarlanabilir.

ATABİRİN TABLET
Quinacrine HCL etken maddeli bir ilaçtır. Güvercinlerde sıtma ( plasmodiosis ) ve Haemoproteus tedavisinde kullanılmaktadır.
Bu ilaç daha çok posta güvercini yetiştiricileri tarafından yarış öncesi hastalıktan korunabilmek ve eğer bir hastalık varsa bunun etkilerini yok edebilmek amacı ile kullanılmaktadır. Bu amaçla daha düşük doz uygulanmaktadır. Bu doz hastalığı tedavi edici değildir. Bu amaçla kullanılan doz, yarış dönemi öncesi 4.5 litre suya 1.5 – 3 tablet karıştırmak ve 10 – 21 gün süre ile vermektir. Bu doz, 4.5 litre başına 200 mg etken madde içermektedir. Yarış dönemi sonrasında ise koruyucu amaçlı olarak haftada 1 – 2 gün aynı doz tekrarlanabilir.

JEDDS QUİNİE POWDER
Kinin etken maddelidir. Toz halinde olan ilaç kuşların içme sularına karıştırılarak kullanılır. 2 litre suya yarım çay kaşığı kadar karıştırmak uygundur. Tedaviye 10 gün devam edilmelidir. İçme suları her gün taze olarak hazırlanmalıdır. Her çay kaşığı ( 5 gr ) 150 mg kinin bulundurur.

TUBERCULOSIS (VEREM)
GENEL BİLGİLER:
Güvercinlerde görülen verem hastalığıdır. Mycobakterium avium adlı bir bakterinin neden olduğu bu hastalık, yaygın ve bulaşıcı bir özellik taşır. Söz konusu bakterinin 20 kadar çeşidi bulunmakla birlikte yaygın olarak 3 tipi ile karşılaşırız. Bunlar insanda, sığırlarda ve kuşlarda hastalığa neden olan türlerdir. İnsanda ve sığırlarda görülen türü kuşlarda görülmez ancak bazı papağanlar bu durumun istisnasıdır. Kuşlarda görülen türü ise insanda ve sığırlarda da görülür. Bu nedenle kuşlardan insana ve diğer bazı memeli hayvanlara bulaşabilen bir hastalıktır. Hatta yabani güvercinlerin hastalığın ciddi birer taşıyıcısı olduğunu ve hastalığı hayvanlara bulaştırmada önemli bir rol oynadıklarını söyleyebiliriz.
Yavaş gelişen sinsi bir hastalıktır. Kuşlarımız hastalığı bir süredir taşıyor olmakla birlikte belirtileri oldukça geç fark edilmeye başlar. Zamanla belirginleşen ağırlık kaybı, solgunluk hastalığın dikkat çekici özelliğidir. Tedavisi olmayan bir hastalık olup genellikle ölümle sonuçlanmaktadır.

BELİRTİLERİ
Ağırlık kaybı ve ciddi zayıflama ile birlikte, gözlerde, tüylerde solgunluk ve matlaşma, ağız içi mükozasında belirgin renk kaybı gözlenir. Kansızlık, ishal, baş tüylerinin kısmen dökülerek kelleşmesi, elle yoklandığında göğüs kemiğinin keskin kenarının kolayca hissedilmesi gibi belirtilerin yanı sıra, mikrop bölgesel lenf bezlerinde şişme ve yerel yaralara neden olabilir. Güvercinin iç organlarında özellikle karaciğer ve dalakta sarı – yeşil peynirimsi yumrular şeklinde doku yapısı değişiklikleri meydana gelir. Bunlar ölü kuşlar üzerinde yapılacak inceleme ile tespit edilebilirler. Ayrıca yaşayan kuşlarda yapılacak kan analizi hastalığın kesin teşhisini sağlar.

BULAŞMA ŞEKLİ
Hasta kuşların dışkıları hastalık mikrobunu taşır. Bunların sağlıklı kuşlarımızın tükettikleri yem ve içme sularına karışması hastalığın yayılmasını sağlar. Mikrobun salmalarımızdaki güvercin tozu dediğimiz beyaz toza bulaşarak solunum yolu ile de alınması mümkündür. Kuşlarımızın bu mikrobu toprak, mineral taşları ve grit gibi kaynaklarını yerken de alabilir.
Kötü hijyenik koşullar, salmaların güneş ışığı görmemesi örneğin bodrum, depo gibi güneş görmeyen kapalı alanlarda kuş yetiştirilmesi gibi olaylar hastalık için uygun ortam yaratırlar. Salmanızın serçe, sığırcık, yabani güvercin gibi kuşlara açık olması kuşlarınıza hastalık bulaşma riskini artırır.

TEDAVİSİ
Ne yazık ki tedavisi olmayan bir hastalıktır. Hasta kuştan insana da mikrop geçme durumu olduğu için tedaviye çabalamak anlamsız ve zararlı olabilir. Eğer kuşunuzun hastalığının Tuberculosis ( verem ) olduğuna eminseniz bu kuşu hemen ayırmak ve söylemeye de dilim varmıyor ama imha etmek yapılacak en doğru yoldur. Çünkü hastalığı iyileştirme ihtimalimiz yoktur ve ölüm kaçınılmaz sondur. İmha yöntemi olarak öldürmek ve yakarak yok etmek önerilmektedir.


HEXAMİTİASİS
GENEL BİLGİLER:
Güvercinlerde Hexamit columbae adı verilen bir protozonun neden olduğu hastalıktır. Sınıflamada hayvanlar grubuna dahil olan Protozonlar, basit yapılı mikroskobik canlılardır. Binlerce türü bulunan bu canlılar, insanda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden olabilmektedirler.
Hexamitiasis hastalığına güvercinlerin yanı sıra tavuklar, hindiler, bıldırcınlar, keklikler, ördekler ve bazı kuş türlerinde de rastlanmaktadır. Ancak diğer türlerde hastalığa neden olan Hexamit protozonu daha farklıdır. Hastalığın karakteristik özelliği bağırsak iltihabına bağlı olarak gelişen ishal ve özellikle de kanlı ishaldir. Hastalık daha çok yaz aylarında yaygınlık kazanmakta ve özellikle genç kuşlarda daha fazla görülmektedir. Hastalığın yayılmasını önlemek için salma içi hijyenik koşullara dikkat edilmesi çok önemlidir.

BELİRTİLERİ
Hastalık ilk belirtisini kusma ile gösterir. Yenilen yemlerin kusulması hastalığın bir başlangıç belirtisi olmakla birlikte, mutlak değildir. Yani bu hastalığa yakalanan kuşlar mutlaka kusacak diye bir koşul yoktur. Ayrıca bu kusma başka nedenlerle olabilecek kusmalarla karıştırılabilir. Bu nedenle kusmayı takip eden günlerde yapılacak gözlemler önemlidir.
Hasta kuşlarda ilk dikkati çeken özellik dışkılarının sulu ve köpüklü oluşudur. Daha sonraki aşamalarda gelişen bağırsak iltihabına bağlı olarak dışkıda kan gözlenebilir. Dışkının diğer bir özelliği de normalden daha fazla kötü bir kokuya sahip olmasıdır. Hasta kuşların ağız içi incelemesinde ağız içi mükozasında yara saptanabilir.
Hastalığın gelişimine bağlı olarak, kuşlarda kayıtsızlık, bir kenara çekilip tüy kabartma ve düşünme hali ortaya çıkar. Kuşun yeme karşı ilgisi azalır ve hasta kuş daha az yem tüketmeye başlar. Buna karşın su tüketiminde bir artma vardır. Hastalığın tedavisine geç başlanması durumunda kuşlarımızda belirgin bir kilo kaybı gözlenir. Kilo kaybı özellikle genç kuşları fazlasıyla etkiler ve ölümler gelebilir. Ölüm öncesi kuşlarda titreme hali gibi bir durum saptanabilir. Aşırı kilo kaybına uğrayan kuşlarımızın tedavisini yapıp bu hastalığı ortadan kaldırsak bile kilo kaybından kaynaklanan gelişim noksanlığı bu kuşlarımızı kalan ömürleri boyunca etkiler.

BULAŞMA ŞEKLİ
Hastalık mikrobu, hasta kuşların dışkıları yolu ile yayılır. Dışkıda bol miktarda bulunan mikrop, bir şekilde kuşlarımızın yediği yemlere veya içtiği sulara bulaşabilir. Mikrop bulaşmış yiyeceği yiyen ya da içen kuş mikrobu alır. Mikrop vücuda girdikten sonra kuluçka süresi 4 – 5 gün kadardır. Yani mikrobun alınmasını takiben 5 gün kadar sonra hastalık belirtileri kendini göstermeye başlar.

HASTALIĞIN TEŞHİSİ
Hexamitiasis hastalığında hastalık belirtileri diğer güvercin hastalıklarından, Salmonella, E. Coli, Coccidiasis ve PMV1’e benzerlik gösterir. Bu nedenle kesin teşhis önemlidir. Hasta kuşların dışkılarında yapılacak mikroskobik inceleme sonucu hastalığın kesin tanısı yapılabilir.

HASTALIĞIN TEDAVİSİ
İlaçla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Hexamitiasis tedavisinde, Ronidazole, Metranizadol, Dimetridazole etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu etken maddeleri taşıyan güvercinler için özel üretilmiş ilaçlar yalnız yurt dışında bulunmaktadır. Yurdumuzda bunlardan sadece metronizadol etken maddeli olan bazı ilaçlar beşeri ilaç ( insanların tüketimi için hazırlanan ) olarak bulunmaktadır. Dozaj ve kullanım biçimi ayarlanarak bu ilaçlardan yararlanılabilir. Aşağıda ilk önce yurt dışında bulunan şekilleri tanıtıldıktan sonra ülkemizde bulabileceğimiz türleri hakkında da bilgi verilecektir.

Bu iki ilaç Ronidazole etken maddesine sahiptir:

RİDZOL-S : Toz şeklinde olan ilaç, Jeeds European firmasının bir üretimidir. %10’luk konsantreye sahip olan ilaç 4.5 litre suya bir çay kaşığı karıştırılarak 7 gün süre ile kullanılır. Yurtdışı fiyatı 20 –60 Dolar’dır.
DACZAL TABLET : Dac Firmasının bir üretimi olan ilaç 5 mg’lık tabletler şeklindedir. Güvercin başına 1 tablet düşecek şekilde 7 gün süre ile verilir. Yurtdışı satış fiyatı 11.95 Dolar’dır.

Bu iki ilaç Metranidazole etken maddesine sahiptir:

FİSHZOLE TABLET : Thomas lab firmasının bir üretimi olan ilaç, tablet başına 250 mg ilaç bulundurmaktadır. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Yurtdışı satış fiyatı 15.95 Dolardır.
FLAGYL : Jeeds European firmasının bir üretimi olan ilaç, toz şeklindedir. 4.5 litre suya bir çay kaşığı kadar karıştırılarak 8 gün kadar kullanılır. Yurtdışı fiyatı 20 – 55 Dolardır.

Bu ilaç, Dimetridazole etken maddesine sahiptir:

HARKANKER SOLUB : Harkanker firmasının üretimi olan ilaç,toz şeklinde olup kuşların içme sularına karıştırılarak kullanılmaktadır. Bir poşet ilaç 4.5 litre suya karıştırılarak kuşlara 7 gün süresince verilir. Yurtdışı satış fiyatı 12.95 Dolar’dır.

Ülkemizde bu etken maddelere karşılık gelen beşeri ilaçlar :

Ülkemizde yukarda belirtilen 4 etken maddeden sadece Metranidazol içeren beşeri ilaç (insanların tüketimi için hazırlanmış) bulunmaktadır. Bu etken maddeyi taşıyan ilaçlar arasında Metrajil, Flagly ve Nidazol sayılabilir.

METRAJİL : 250 mg’lık tablet şeklindedir. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Tabletler suya atılmadan önce havanda dövülüp toz haline getirilmelidir.
FLAGLY SÜSPANSİYON : 125 mg’lık toz halindedir. Su ile karıştırılıp şurup haline getirildikten sonra, kuşların içme sularına bir litre suya günlük olarak 5 ml karıştırılır. Tedaviye 3 gün süre ile devam edilir.
NİDAZOL : 250 mg’lık tablet şeklinde olanı kullanılmalıdır. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da 4.5 litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Tabletler suya atılmadan önce havanda dövülüp toz haline getirilmelidir.

ALINTIDIR(Kaynak: veterinerhekimiz.com )
 
PARAMYXOVİRÜS (SALLABAŞ)
PMV-1 kısa ismiyle tanınan bu hastalık güvercin hastalıkları içinde en bulaşıcı ve ağır olanlarından birisidir ve Paratifo ile beraber en fazla güvercin ölümüne yol açan hastalıktır.. Ülkemizde genelde "sallabaş" adı ile bilinmesine rağmen, aslen sallabaş bir çok hastalıklardan dolayı güvercinlerimizde baş gösterebilen bir hastalık belirtisidir. Paratifo, zehirlenme, bakterisel enfeksiyonlar bu hastalıkların başında gelir ve hepsi kuşta sallabaş hareketinin görünmesine neden olur. Bu hastalıklardan bazıları ötekilerine göre daha kolay tedavi edilebilir ve bazılarının tedavisi yoktur. Fakat duymuş olabileceklerinizin aksine sahte sallabaş diye bir hastalık yoktur. Bu nedenle baş dönmesi dışında baska belirtilere bakılmadan her hangi bir tedavi yöntemine geçmek yanlış olabilir.

PMV-1 kümes hayvanları hastalığı olan "Newcastle" hastalığı virüsünün yakın akrabasıdır. Fakat çeşitli kaynaklarda belirtildigi gibi "Newcastle" hastalığı değildir. PMV-1 tavuklara bulaşmıyacağı gibi "Newcastle" da güvercinlere bulaşmaz. Bu nedenle PMV işaretleri gösteren güvercinlere "Newcastle" hastalığı ilaçları kullanmak faydasızdır. (PMV 1 aşılarında Newcastle virüs kullanımı, bu virüsün paramyxovirosis ile yakın akrabalılığından istifade etmek amacıyla olup, tedavi amaçlı ilaçların bu ilişki kurularak kullanılmamasını belirtmek isterim. Not: Makaleye bu nokta veteriner arkadaşlardan gelen uyarılar sonucu eklemiştir)

PMV-1'in bulaşma yolları doğrudan temas veya patojen taşıyan tozdur. Bu toz (salmalarımızda olan beyaz toz) hava yoluyla bulaşıma neden olabileceği gibi at sineği, sivri sinek, sinek, fare veya insanlar tarafındanda bir sonraki kuşa geşebilir. Bu nedenle salmaların havalandırma koşullarının ideal olması büyük derecede önemlidir. Salmalara sineklerin ve farelerin girmesini engelleyici önlemler alınması sadece bu hastalığa karşı değil bir çok hastalığa karşı etkin bir önlemdir. Bütün bu nedenlerin yanında bence en büyük tehlike insanlardan gelmektedir. Ziyaret ettiğimiz salmalarda dokunduğumuz kuşlardan veya elbiselerimize (özellikle ayakkabı tabanına) tutunan tozlardan en büyük zarar gelmektedir.

Kuslarımızı görmeye gelen kuşçularda bu riske dahildir. Güvercin beslemenin sosyal bir hayat tarzı olduğunu düşünürsek bu riskleri ortadan kaldırmanın mümkün olmadığını fakat önlemler alınabileceğini görürüz.
Bu önlemleri düşünürken aklımızda bulundurmamız gereken bir gerçek sadece gözle görünür belirtileri taşıyan kuşların bu tür hastalıklara sahip olmadığıdır. Başı dönmüş bir kuşun bu hastalığın son aşamalarında olduğu ve büyük bir olasılıkla aynı salmada daha bir çok kuşun bu hastalığı taşıdığı (hasta veya taşıyıcı durumunda) başka bir gerçektir.

Bu tür riskleri olabildiğince azaltmak için bence yapılabilecek şeyler şunlardır:
* Ziyaret eden kişilerin kuşlarınıza dokunmalarına izin vermeyin. Eğer ziyaretciniz usta bir kuşçuysa nedenlerini anlıyacaktır.
* Salmalarınıza yürüyerek girilebiliyorsa, ziyaretcilerinizi ya dışarıda tutun yada kullanmaları için bir iki çift terlik bulundurun.
* Ziyaret ettiğiniz bir kuşçudan geri geldiğinizde salmanıza gitmeden ellerinizi dezenfekte edici bir sabunla yıkayıp elbiselerinizi ve ayakkabınızı değiştirin.
* Satın aldığınız kuşları kendi kuşlarınızın yanına almadan en az 30 gün ayrı bir salmada tutup gözleme alın. Çoğu virüs ve bakterilerin yaşam devri 30 gün olduğu için kendisini göstermemiş hastalıkların kuşlarınızı etkilemeden ortaya çıkmalarını sağlamış olursunuz.
* Salmanızın havalandırmasına büyük önem verin. Bu kuşların dışında sizin sağlığınız içinde önemli.
* Yemlik, suluk ve banyoluklarınızı salmanın dışında tutmayın. Vahşi hayvanların bunları kullanmasını engelleyin.
* Serçe, kumru gibi vahşi kuşların salmanıza girmesini engelleyin. Kuşlarımızı etkileyecek bakteri, virüs ve parazitlerin vahşi hayvanlarda doğal olarak olabileceğini ve bu hayvanları sizin gözlemliyebileceğiniz şekilde etkilemiyebileceğini unutmayın.
* Kuşlarınızı taşıdıkları parazitlerden arındırın. Bunların kuşlarınızın zayıf düşüp hastalıklara kolay hedef olmasına yol açacağını bilin.
* Kuşlarınızı yerde yemlemeyin. Yemlik kullanmak çoğu hastalık risklerini elemine edecektir.
* Kuslarınıza her gün taze su verin.
* Suluk ve yemliklerinizi temiz tutup içlerine dışkı ve toz girmesini engelleyin.
* Salmalarınızı temiz tutun.
* Salmaların zemininin her zaman kuru olmasına dikkat edin (bakteri ve virüsler bu ortamda yaşamlarını sürdüremez ve çoğalamazlar). Dışkıları devamlı temizleyin. Çoğu hastalıkların ve kurtların bu yolla bulaştığını unutmayın.
* Hastalık belirtileri gösteren kuşlarınızı hemen ötekilerinden ayırın.

Bunlar benim yapmaya çalıştığım ve tavsiye ettiğim şeyler. Bunlardan her yapılan kuşlarınızın hastalanma olasılığını biraz daha azaltır.

Kuşlara dokunmanın bu hastalıkla ilgisini ben kötü bir anı ile biliyorum:
Yıllar önce Atlanta'dan ziyaretime gelen arkadaşım Eran'la beraber Afganistanlı bir arkadaşın kuşlarını seyretmeye gittik. Güzel bir gün geçirdik. Beraber kuşlarını uçurduk, yeni çıkan yavrularına baktık. Akşam üzeri bizim eve geldik. Eran daha ilk defa benim kuşları görüyordu. Ona ilk gösterdiğim kuş benim dumanlıların yavrusuydu. Övüne övüne gösterdim ve yavruyu anlata anlata bitiremedim. Kuş Eran'ında bayağı hoşuna gitti. Ondan sonra ergen kuşları uçurup seyrettik. Onlarda inmeden benim dumanlı yavruyu havaya attım. Daha ikinci uçuşu olduğu halde beni mahcup etmedi. Bir iki kere kuyruğunun üstünde kaydı ve ilk taklasını attı. Nasıl ama dedim. Kuş böyle olur. Daha sarı sarı tüyleri var. İki tur daha atabilse oyuna girecek. Benim gurur kaynağım. Kuşları içeri soktuk. Aksam yemeğini yiyip Eran'ı hava alanına götürdüm ve yolcu ettim.
Ertesi gün akşam üzeri yine kuşlara gittigimde her zamanki gibi gözlerimin ilk aradığı kuş dumanlı yavruydu. Fakat bu sefer hafif bir halsizliği vardı. Pek uçmakta istemedi. Bende zorlamadım. Bundan sonra her gün dahada kötüye gitti ve bir süre sonra kafasıda dönmeye başladı. Ne kadar uğrastıysam nafile. Ben bunları yaparken bir gün Afganistanlı arkadaştan e-mail geldi. Halim kötü diyordu. Kuşlarım teker teker dökülüyor. Her gün bir iki tanesi ölüyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Birden ziyaret ettiğimiz gün aklıma geldi. Söylediğine göre ilk ölen kuş biz gittiğimizde ilk gösterdiği kuştu ve bende elime alıp incelemiştim. Eve geri geldigimde arkadaşıma kusları göstereceğim diye heyecanla ellerimi yıkamadığımıda hatırladım. İlk dokunduğum kuşumda gözüm gibi baktığım dumanlı yavrumdu. Bazen böyle hatalarımızla öğreniyoruz. Umarım benim öğrendiklerimde başkalarının hata yapmadan öğrenmesine katkıda bulunur.

PMV-1'e geri dönelim:
Bu hastalığın işaretleri ilk olarak kuşların fazla su içmeye başlaması ve sulu dışkularuyla başlar. Kısa zamanda kuşlarda sinir sistemi sorunları görülür. Felç, boyun titremesi, fazla ürkeklik ve klasik vücudun (özellikle boyun) dönmesi veya kıvrılması. Sinir sistemi bozukluklarının başlamasından önce bu hastalığı teşhis edebilmek için şüphelendiğiniz kuşu sırtının üzerinde yere bırakarak veya aniden yanında elinizi çırparak korkutup havalanmasını sağlıyabilirsiniz. Sinirsel bozukluk gözle görünmese dahi bu hastalığı taşıyan kuşda etkisi başlamışdır ve kuş sağlıklı olduğunda yapabileceği gibi korkutulduğunda normal bir kalkış yapamaz. Uçuşa kalkışında bir bozukluğa şahit olabilirsiniz. Sırt üstü pozisyondan ayağa kalkmasıda sorunlu olabilir. Şüphelendiğiniz kuşu gözlem altına aldığınızda yemini yerde verirseniz, yem yemekte güçlük çektiğini görebilirsiniz. Tam yeme gaga atarken başının kenara çekmeside klasik bir işaret. Hastalık ilerledikce bu hareket dahada ağırlaşacak ve kafasının tamamen dönmesine kadar gidecektir. Bu kuşları beslemek için kenarları alçak olan tabak şeklinde yemlikler ve suluklar kullanabilirsiniz. Fakat hastalık ilerledikce yem yemek ve su içmek kuş için imkansızlaşacaktır. Bu durumda elle beslemeye geçmeniz gerekebilir. Hastalıkları bu seviyeye gelen kuşların bazıları hemen ölürler ve bazılarıda yaşadıkları halde hayatlarının sonuna kadar hafif sinir sistemi bozuklukları gösterirler. Sonuçta bu hastalıktan kuşların kurtulması mümkün değildir. Yaşayanlarda taşıyıcı haline gelirler.

Boyun dönmesinin ve öteki sinirsel bozuklukların bir çok hastalığa özellikle Paratifo'yada özgü olduğunu düşünürsek bu hastalığa kesin teşhis koymanın tek yolu alınacak kanın labaratuarda analize edilmesidir. PMV-1 taşıyan kuş iki üç hafta içinde antikor (kana dışarıdan giren maddelere karşı savunmaya geçen madde) üretmeye başlar ve bu antikorlar labaratuarda teşhis edilebilir. Çoğunlukla PMV-1'e yakalanan kuşlarda Paratifoda mevcuttur. Paratifo kendisini ilk iki üç gün içinde gösterdiği için test sırasında bu hastalığıda aramak yerindedir. İlk teşhisden sonra kuş paratifo için tedavi edilirse ve iyileşme gösterirse bu PMV-1 virüsüne karşı vücudun savunmasını kolaylaştırır. Dolayısıyla, anlıyacağınız gibi PMV-1'in antibiyotiklerle veya her hangi başka bir ilaçla tedavisi mümkün değildir. Yapılabilecek tek şey bu hastalığa karşı sağlıklı kuşları her yıl aşılamaktır. Konuıtuğum bazı kişiler bu aşının sadece 6 ay vücuda yararlı oldugunu ve 6 ay sonra tekrarlanması gerektiğini savunuyor.

PMV-1 aslında tek başına kuşları öldürmez. Kuşların ölüm nedenlerinin başında yem ve su alamamaları gelir. Bunun yanında PMV-1 kuşun vücut savunma sistemini aşırı derecede yıprattığı için aynı zamanda kuşda baska hastalıklarda mevcuttur. Bunların başında daha önce dediğim gibi paratifo gelir. Pamuk ve Coccidiosis bunu takip eder.
Hastalanan kuşlarınızın tedavi edilemiyeceği ve ölmiyenlerin bile taşıyıcı hale geleceği düşünülürse, istemesekde bir ilaç bulunana kadar tek çözüm bu kuşların imha edilmesidir.
Ne olursa olsun, bu hastalığı taşıyan kusları satmak veya başkalarına vermek yapılmaması gereken bir şeydir. Bulaşıcılık özelliği çok fazla olduğu için PMV-1 salgınına yol açacak bir harekettir. Umarım kimse kendi kuşlarında yaşadığı duyguları başka bir kuşçunun veya kuşçuların yaşamasını istemez. Eğer hasta kuşlarınız sizin için çok değerliyse ve imha edemiyecekseniz, öteki kuşlarınızdan her zaman ayrı tutulmalı ve öteki kuşlarınızında devamlı aşılarının yapılması gerekmektedir. Bu hastalığı geçiren kuşların aşılanması mümkün değildir. Eğer kuşlarınız aşılanmamışsa ve bu hastalığın bir kuşunuzda mevcut olduğunu düşünüyorsanız, acil olarak geri kalan kuşlarınızı aşılıyabilirsiniz. Fakat aşıyı vurduktan sonra antikorun iki üç hafta içinde üretilmeye başlamasından dolayı bu süre içinde hastalığa yakalanan başka kuşlarınızda olabilir.

Hasta kuşları imha ettikten veya salmadan çıkarttıktan sonra arta kalan yemlerin ve dışkıların her gün temizlenmesi ve salmanın bir ucundan öteki ucuna kadar dezenfekte edilmesi şarttır. Dezenfekte etmek için "SANICOOP" gibi hazır temizleyiciler kullanabileceğiniz gibi kloraklı çamaşır suyuda kullanabilirsiniz. Bundan bahsetmişken bu tür dezenfekte işlemlerini gelenek haline getirip en az haftada bir bütün yemlik ve sulukları dezenfekte etmenizi ve buna yapabildiğiniz kadar bütün salmayı eklemenizi tavsiye ederim.

PMV-1 hastalığı süresince kuşlarınıza genel antibiyotik vererek yan hastalıklarla başa çıkmanız ve B vitamini takviyesiyle kuşunuza yardımcı olmanız, değerli kuşlarınızın kendilerini en kısa zamanda toparlamalarına yardımcı olur.

PLASMODİOSİS (SITMA)
GENEL BİLGİLER
Bu hastalık, malaria ya da sıtma adı ile bildiğimiz hastalığın güvercinlerde görülen türüdür. “Güvercin Sıtması” olarak adlandırabileceğimiz bu hastalığa neden olan mikrop, plasmodiasis ( plasmodium ) adı verilen tek hücreli bir protozondur. Sınıflamada hayvanlar grubuna dahil olan Protozonlar, basit yapılı mikroskobik canlılardır. Binlerce türü bulunan bu canlılar, insanda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden olabilmektedirler.
Güvercin sıtmasının bulaşma ve yayılmasına neden olan en önemli etken sivrisineklerdir. Bu hastalık yaz aylarında hızlı bir şekilde yayılır ve bir çok güvercini etkiler. Yabani güvercin türlerinde oldukça yaygındır. Yapılan bir araştırmaya göre yaz aylarında yabani güvercinlerin % 35’inde bu hastalığa rastlanmıştır.

SİVRİSİNEKLER
Sürekli güvercinlerin üzerinde yaşama eğiliminde olmadıklarından güvercinlerin bir dış paraziti olarak adlandırılmamakla birlikte sivrisinekler, zaman zaman güvercinlerden de kan emmektedirler. Özellikle bazı türleri kuşları ve güvercinleri tercih etme eğilimindedirler. Sivrisinekler, güvercin sıtmasına neden olan başlıca mikrop taşıyıcı canlılardır.
Bataklık alanlar, su birikintileri, dere ve nehir kenarları, gibi sulak alanlar sivrisineklerin üreme ve gelişme alanlarını oluşturur. Dişi sinek buralara larvalarını bırakarak çoğalır. Sivrisinekler kan emerek yaşayan birer canlıdırlar. Ancak sadece dişi sivrisinekler kan emerler. Dişilerin yumurta geliştirebilmeleri için kana ihtiyaçları vardır. Erkek sivrisinekler ise su ya da bitki özsularıyla karınlarını doyururlar.
Dişi sineğin kan emdikten sonra bu kanı sindirme işlemi ortalama üç – dört gün sürer. Bu süre içinde yumurtalar olgunlaşır. Daha sonra kan emme işlemi tekrarlanır. Yumurtalar 3 gün içersinde açılır ve 20 – 22 derece sıcaklıktaki bir su da 15 günlük bir sürenin sonunda erginleşirler. Dişi sivrisineklerin ömrü, yaz aylarında fazla aktiviteden dolayı 2 ay kadardır. Buna karşın kış aylarında 9 ay kadar yaşarlar. Erkek sivrisinekler ise çok daha az ömürlüdürler. Çoğu, çiftleşmeden hemen sonra ölürler.
Sivrisinekler kan emmek için genellikle geceyi beklerler. Kanını emeceği canlıyı bulmasında kısa mesafelerde sıcaklık ve nem gibi uyarılar, gelişmiş duyu organları sayesinde kolayca algılanabilir. Sivrisinek kan emeceği canlının çıplak bir noktasına konar ve kan emmek için özelleşmiş hortumu sayesinde bu işi gerçekleştirir. Ağız parçaları deriyi delebilecek tarzda sokucu bir yapıdadır. Her sokuşta yaraya tükürük akıtılır böylelikle kan emilmese bile hastalık taşıyan mikroplar bulaştırılabilir.
Sivrisinek türleri içersinde, Culidae familyasına dahil olan Anopheles, Culex ve Aedes türleri yaygın olarak gözlenen ve gerek insan ve gerekse hayvanlardan kan emen türlerdir. Bu türler kuşlar ve güvercinlerden de kan emerler. Özellikle Culex pipiens’i adı ile bilinen tür özellikle kuşları tercih etmektedir. Ancak bu türler içinde sadece Anopheles türü üyeleri sıtma mikrobunu taşırlar. Ülkemizde sıtma mikrobu taşıyan Anopheles türleri arasında Anopheles sacharovi ile Anopheles maculipenis en yaygın rastlananlardır. Anopheles türlerini diğer sivrisineklerden ayırt etmenin en kolay yolu bir yere konduğunda duruş şekline bakmaktır. Anopheles türleri kondukları zemine vücutları dar açı yapacak şekilde dururlar. Diğer türlerin vücutları zemine paralel konumdadır. Ayrıca Anopheles türlerinin uzun ayakları, yuvarlaklaşmış pulları ve hafif benekli kanatları bulunur. Bu özelliklere bakarak uzman olmayan birisi bile hastalık taşıyıcısı Anopneles’i diğerlerinden ayırt edebilir.

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ
En dikkat çekici özellik nöbetler halinde tekrarlayan ateş yükselmesidir. Kuşu etkileyen plasmodium türüne göre ateş süreleri ve tekrarlanma sıklıkları değişebilir. Bu dönemlerde kuş birden durgunlaşır, bir kenara çekilip düşünmeye ve tüy kabartmaya başlar. Nöbet geçtiğinde kısmen düzelmiş gibi bir görüntü sunar ancak genel olarak bir güçsüzlük hali vardır. Uçma isteği azalır, performans tamamen düşer. Hastalık yapıcı mikrop kuşlarımızın kan hücrelerine saldırarak bu hücrelerin bozulmasına neden olur. Kanda alyuvarların içine giren mikrop burada çoğalır ve alyuvarların bozulup patlamasına neden olur. Buna bağlı olarak kuşlarda anemi ( kansızlık ) gözlenir. Kuşlarımızın diğer bütün hastalıklara karşı direnci azalır ve başka hastalıklar kendini göstermeye başlayabilir. Böyle bir durumda ölümcül sonuçlar doğurabilir. Hastalığın kesin teşhisi kan analizi ile yapılabilir. Tedavi edilmemesi durumunda hastalık kronikleşme eğilimi gösterir ve zamanla böbrekleri tahrip ederek kuşun ölümüne neden olabilir.

HASTALIĞIN TEDAVİSİ VE KULLANILAN İLAÇLAR
İlaçla tedavi edilebilen bir hastalık olmakla birlikte hastalığın teşhisinde gecikilmesi ve tedaviye geç başlanması sonucu tedavisi zor hale gelebilir. Hastalıktan kaçınabilmek için özellikle salmalarınızın içine sivrisineklerin girmesini engellemek gerekmektedir. Uygun gözenekli bir kafes teli kullanılabilir. Kuşlarımızın diğer yabani güvercinlerle ve başka kuşlarla olan temasını engellemek yerinde olur.
Quinie ( kinin ) etken maddeli ilaçlar hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, Clorquine, Primaquine ve Quinacrine etken maddelerine sahip olan çeşitli ticari isimlerdeki ilaçlardır. Güvercinler için üretilmiş bu etken maddeleri taşıyan ilaçlar yurdumuzda bulunmamaktadır.
Beşeri ( insanlar için üretilmiş ) ilaçlar ise ticari biçimde eczanelerde satılmamaktadır. Bu tür ilaçlar sadece İl Hıfzıssıhha Müdürlüklerinden temin edilebilmektedir. Yurtdışında bu amaçla üretilmiş ilaçlar arasında en bilinenleri şunlardır.

ARALEN TABLET
Primaquine etken maddelidir. Güvercinlerde sıtma ( plasmodiosis ) ve Haemoproteus tedavisinde kullanılmaktadır. 1.5 litre içme suyuna 1 tablet atmak uygundur. Tedaviye her gün yenileyeceğiniz sularla 10 – 30 gün kadar devam etmek gerekmektedir.
Bu ilaç daha çok posta güvercini yetiştiricileri tarafından yarış öncesi hastalıktan korunabilmek ve eğer bir hastalık varsa bunun etkilerini yok edebilmek amacı ile kullanılmaktadır. Bu amaçla daha düşük doz uygulanmaktadır. Bu doz hastalığı tedavi edici değildir. Bu amaçla kullanılan doz, yarış dönemi öncesi 4.5 litre suya 1 – 2 tablet karıştırmak ve 10 – 21 gün süre ile vermektir. Yarış dönemi sonrasında ise koruyucu amaçlı olarak haftada 1 – 2 gün aynı doz tekrarlanabilir.

ATABİRİN TABLET
Quinacrine HCL etken maddeli bir ilaçtır. Güvercinlerde sıtma ( plasmodiosis ) ve Haemoproteus tedavisinde kullanılmaktadır.
Bu ilaç daha çok posta güvercini yetiştiricileri tarafından yarış öncesi hastalıktan korunabilmek ve eğer bir hastalık varsa bunun etkilerini yok edebilmek amacı ile kullanılmaktadır. Bu amaçla daha düşük doz uygulanmaktadır. Bu doz hastalığı tedavi edici değildir. Bu amaçla kullanılan doz, yarış dönemi öncesi 4.5 litre suya 1.5 – 3 tablet karıştırmak ve 10 – 21 gün süre ile vermektir. Bu doz, 4.5 litre başına 200 mg etken madde içermektedir. Yarış dönemi sonrasında ise koruyucu amaçlı olarak haftada 1 – 2 gün aynı doz tekrarlanabilir.

JEDDS QUİNİE POWDER
Kinin etken maddelidir. Toz halinde olan ilaç kuşların içme sularına karıştırılarak kullanılır. 2 litre suya yarım çay kaşığı kadar karıştırmak uygundur. Tedaviye 10 gün devam edilmelidir. İçme suları her gün taze olarak hazırlanmalıdır. Her çay kaşığı ( 5 gr ) 150 mg kinin bulundurur.


Pox (Frengi - Çiçek)
Frengi, halk arasında bazen çiçek olarakta geçer, "borreliota avium" virüsünün neden olduğu bir hastalıktır. Özellikle posta güvercinlerinde olmak üzere çoğunlukla sıcak havalı bölgelerde ortaya çıkar. Çoğu virüs nedenli hastalıkların aksine bulaşıcılığı dışkılardan değil, kan emici parazitlerden (sivri sinek, kene, sakırga, uyuz böceği etc.) dolayıdır. Parazitler taşıyıcı görevi yapıp hastalığı güvercinden güvercine bulaştırır. Bu virüs temasla bulaşabileceği gibi içme suyunda günlerce yaşayabilir. Virüs hasta kuşlar tarafından salya ve sümük ile vücuttan atılabilir. Bu sıvılar yerde kuruduktan sonra tozlaşarak hava yoluyla bulaşıma neden olabilir. Virüsün bu yolla vücuda girebilmesi için güvercinin vücudunda yaranın (kavga sırasında göz ve gaga kenarındaki yaralanmalar gibi) mevcut olması lazımdır. Virüs vücutta bulduğu yaralardan kan sistemine geçip burada çoğalır ve bu safhadan sonra yeniden deri yüzeyine gelip burada tomurcuklanır. Tomurcuklanma insanlarda görülen çiçek hastalığına benzer (hastalık isminide buradan almıştır). Tomurcuklanma çoğunlukla derinin tüylerle kaplı olmadığı kısımlarda baş gösterir. Göz çevresi, gaga başlangıcı ve bacaklar tomurcuklanmanın kabuklaşmış bir şekilde görülebileceği bölgelerdir. Hastalık hızla ilerler ve ve tamurcuklar irin üretmeye başlarlar. Hastalığı öldürücü yapanda bu özelliğidir.

Virüs burun, ağız veya boğaza yerleşip irin üretmeye başladığında kuşların nefes alması ve yem yemesi büyük derecede zorlaşır. Hasta kuşun boğazına bakıldığında sarı ve sert irin parçaları görülebilir. Bu parçalar tomurcuk yaralarından çıkarak oluştuğundan sıyrılması veya deriden koparılması oldukca zordur. Bu safhada akılda bulundurulması gereken en önemli şey görülen belirtilerin pamuk (trichomoniasis) ile aynı olmasıdır. Pamuk tedavisi altında bulunan bir kuşun tedaviye cevap vermemesi halinde frengi tedavisine geçilmesinde fayda vardır. Bu iki hastalığın aynı zamanda bir kuşda mevcut olma olasılığıda yüksektir. Frengiyi pamuktan ayırmanın en kolay yolu tomurcuklanmanın bacaklarda veya pamuğun olmıyacağı bir şekilde göz çevresinde bulunmasıdır. Bunun yanında mikroskop altında teşhis konulabilir.

Frengi daha çok genç kuşlarda ortaya çıkar. Yavruların derisinde kahverengimsi renklenmeler görülebilir. Frengili bir kuşun nefes alma ve yeme sorunlarının dışında yan hastalıklara karşı açık olması başka bir sorundur. Bu konuda yardımcı olabilmek için A vitamini takviyesi yaparak derinin dayanıklılığını arttırıp tomurcuk yaralarının hızla iyileşmesini sağlıyabilirsiniz.

Frengi geçiren kuşlar hayatlarının sonuna kadar bu hastalığa bağımsızlık kazanır (Burada frenginin değişik varyasyonlarının var olduğu unutulmamalı. Bağımsızlık sadece kuşun atlattığı varyasyona karşı oluşur). Yıllık frengi aşısı (İğne yerine kuşun baldırından yolunan bir kaç tüyle derinin tüy deliklerinden kanamasını sağlayıp buraya sürülecek süngerimsi bez parçaları ile veriliyor) bu hastalığa karşı kuşlarınızın en sağlam savunması olur. Colombovac'ın frengi ve paratifo karışım aşısı kullanılarak iki hastalığa karşı birden aşılıyabilirsiniz. Bu aşı iğneyle her kusa 0.02cc ölçüsünde boyundan verilir. 6 haftalıktan küçük kuşlara aşı yapmamanız ve bir kere açılan aşı paketini bir daha kullanmak üzere elinizde tutmamanız önemlidir.

Frengi tek başına kuşları zor öldüreceği için tek yapacağı şey kuşların çirkin bir görünüşte olmalarını saşlamasıdır. Asıl sorun yan hastalıklardan gelmektedir. Bunun dışında pamukla beraber baş göstermesi bir çok kuşunuzu kaybetmenize neden olabilir.
Hastalık sırasında 1/4 Carnidazole tabletini kuşlara ağızdan 6 gün süresince verip bunu 7 gün süresiyle Albon vererek takip etmek bu yan hastalıkların etkisini ortadan kaldırır.
Bunların dışında Pox Dry ilacını hem frengi hemde pamuk yaraları üzerine sürerek hızlı bir şekilde kurumalarını sağlıyabilirsiniz.

Bu hastalığın bulaşmasının en büyük nedeni parazitler olduğu için salmanızda kuşlara değmiyecek yerlerde parazit (sinek?) kağıdı kullanabilirsiniz. Belli bir süre sonra bu kağıtların güvercin tozu nedeniyle etkisiz hale gelmesi doğal. Bu durumda kağıtları sıcak suda sabunla hafifce yıkayıp yeniden kullanabilirsiniz. Bunu yaparken pilastik eldiven takmanız iyi olur. Eğer bu kağıtları kullanmak zor geliyorsa (kuşlara sert bir şekilde yapışırlar) boş bir cam kavanoza beş altı tane kağıt şeridini koyup salmada geceleri ağzını açabilirsiniz.
Böylece kuşlarınıza zarar vermesini ve tozlardan etkilenmesini engellemiş fakat sinek, sivri sineklerden kurtulmuş ve öteki parazitleride salmadan uzaklaştırmış olursunuz.

Kronik Solunum Yolu Hastalıkları
Chronic Respiratory Disease İngilizce adından kısaltılarak CRD adı ile anılan ve Türkçe’ye “kronik solunum yolları hastalıkları” olarak çevirebileceğimiz bu hastalık tek bir hastalığın adı değil, solunum yollarında görülen bütün hastalıkları kapsayan ortak bir adlandırmadır. Güvercinlerde görülen CRD hastalıkları 3 tanedir. Bu yazı kapsamında söz konusu 3 hastalık hakkında bilgi verilecektir. Bu hastalıklar şunlardır ;

1 ) Ornithosis
2 ) Coryza
3 ) Mycoplasmosis

Solunum yollarında görülen bu hastalıklar güvercinlerde çok yaygındır. Kış aylarında havanın soğumasına paralel olarak bu hastalıklarda da artma gözlenir. Bu hastalıklar aslında pek çok faktörün karşılıklı etkileşimi sonucu gelişmektedir. Kuşlarımız için öldürücü bir hastalık görünümü sunmamakla birlikte bazı ağır vakalar ölüm riski taşımaktadırlar. Ancak asıl sorun CRD hastalıklarının, başka hastalıklarla birlikte görülme eğiliminde olmasıdır. Bu durum kuşlarımızda ciddi güç kaybı yaratmakta ve hayati risk tehlikesi artmaktadır. Kuşlarımızda görülen uçuş yeteneklerinin azalmasının en önemli nedenleri arasında CRD hastalıkları gelmektedir.
Stres etmenleri, kötü hijyenik koşullar vb. hastalığın gelişmesinde çok önemli rol oynarlar. Bu etkenler yok edilmediğinde hastalık geçmiş gibi görünse bile her zaman tekrarlama eğilimindedir. Şimdi bu hastalıkları tek tek ele almak istiyoruz.

ORNİTHOSİS
GENEL BİLGİLER:
Chlamydia Psittaci adı verilen bir bakterinin neden olduğu hastalıktır. Psittacosis adı ile de bilinen bu hastalığa, bazen etken olduğu mikrop nedeni ile Chlamydia hastalığı da denilmektedir. Aslında bir solunum yolları hastalığıdır. Güvercinlerde dikkat çekici belirtisi gözlerde olduğu için bir göz hastalığı olarak algılanır. Güvercinler arasında yaygın olarak gözlenen hastalıklardan biridir. Bir çok kuş türünde gözlenen bu hastalık dünya çapında yayılmıştır. Diğer evcil olmayan kuş türleri hastalığı taşıyıcı rol oynamaktadırlar. Kuşların yanı sıra insan ve diğer memeli hayvanlarda da görülmektedir. Yaygın olarak papağanlar, güvercinler, hindiler ve ördeklerde rastlanır.
Chlamydia Psittaci kendi içinde hem RNA hem de DNA bulunduran bir bakteri olmakla birlikte üreyebilmek için içinde bulunduğu vücuttan bu maddeleri almak durumundadır. Bunun sonucu olarak vücut hücrelerinde bozulmalara neden olur.

BELİRTİLER
Hastalık uzun süre belirgin bir belirti vermeyebilir. Bu nedenle gözden kaçar ve dikkat edilmez. Ancak kuşun güç kaybına bağlı olarak kendini birden ortaya koyabilir. İlk aşamalarda kuşlarımızdaki performans eksikliğinin yaygın sebebi olabilir. İyi uçan bir kuşumuzun belirgin başka bir neden olmaksızın uçuş gücünün düşmesi dikkatimizi çekmelidir. Yavru kuşlarda yavaş gelişme durumu dikkat çekicidir.
Hastalık, sonraki aşamalarda iştahsızlık, tüy kabartma, kilo kaybı, karışık tüyler, titreme, gerginlik hali, yeşilimsi ishal ve solunum yolları sorunları ile kendini gösterir. Daha ağır vakalarda mikrop karaciğere yayılır ve burada iltihaba neden olur. Bu aşamada hastalık ölümcül olabilir. Hastalığı geçiren ve tedavi olan kuşlar kısmen bu mikroba karşı güç kazanırlar ve tekrar bu hastalığa yakalanma riskleri azalır.
Mikrop vücuda girdikten bir süre sonra gözlerde ve özellikle de tek gözde yaşarma ve akıntı ile kendini belli eder. Aslında başka belirtileri olmakla birlikte bunlar genellikle dikkatten kaçmaktadır. Böyle olduğu için Ornithosis sanki bir göz hastalığı gibi algılanmakta ve bir çok kaynakta Ornithosis ( one eye cold ) olarak belirtilmektedir.


ONE EYE COLD ( TEK GÖZ SOĞUK ALGINLIĞI )
Chlamydia Psittaci mikrobun gözlere yayılması durumunda ilk belirtiler gözde yaşarma ve akıntıdır. Daha sonra kuşun gözünün etrafı tam yuvarlak bir halka şeklinde hafif şişer ve kızarır. Su toplamış gibi bir görünümü vardır. Genellikle tek gözde ortaya çıkar. Bu nedenle hastalığa İngilizce “One Eye Cold” denilmektedir. Tedavi edilmediği taktire bu kızarıklık gözün etrafına doğru yayılır ve genişler. Gözdeki yaşarma ve akıntı mikropludur ve mikrobun etrafa bulaşmasına yol açar. Güvercinlerde gözlerde belirti veren diğer bir hastalık olan Coryza ile karıştırılmamalıdır. Bazı durumlarda gözdeki enfeksiyon körlük ile sonuçlanabilir.

BULAŞMA ŞEKLİ
Kuşların mikrop taşıyan göz akıntıları salmalarımızın içinde bulaşmaya neden olurlar. Mikrop salma içindeki güvercin tozu dediğimiz beyaz toza bulaşarak taşınır. Solunum yolu ile diğer kuşlara geçer. Hasta kuşlarla aynı banyo suyunda yıkanan diğer kuşlar hastalığı kapabilirler.
Bu hastalığın önemli bir özelliği insana da bulaşmasıdır. Eğer güvercininizden mikrop kapmak istemiyorsanız dikkat etmeniz ve hasta kuşlarınızı süratle tedavi etmeniz gerekmektedir. Güvercin tozunun solunması yolu ile mikrop insana geçebilmektedir. Hastalık mikrobu güvercin tarafından bırakıldıktan sonra 48 saat kadar salma içinde aktif konumdadır. Bu süre içinde mikrop alınırsa mikrobu alan insanın hassaslığına bağlı olarak 5 – 14 gün arasında hastalığın ilk belirtileri görülmeye başlar. İnsandaki belirtiler gribe benzer. Ateş, baş ağrısı, göğüs ağrısı, yorgunluk, kuru öksürük ve bazı vakalarda mide bulantısı ve kusma görülür.

HASTALIĞIN TEŞHİSİ
Hastalığın kesin teşhisi kan tahlili ile yapılabilir. Ölü kuşlar üzerinde yapılacak otopside karaciğerde yapılacak inceleme ile belirlenebilir.

HASTALIĞIN TEDAVİSİ VE KULLANILABİLECEK İLAÇLAR
Bakteri nedenli bir hastalık olduğundan antibiyotiklerle tedavi edilebilmektedir. Antibiyotik uygulaması oldukça olumlu sonuçlanmaktadır. Çeşitli antibiyotikler bu amaçla kullanılabilir. Yurt dışında bu hastalık için üretilmiş olan güvercin ilaçlarında yaygın olarak Chlortetracyline ve Doxycyline etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır. Ayrıca kuşların multivitamin takviyesine gereksinimleri vardır. Tedavi sırasında kuşların kalsiyum kaynaklarından ( grit taşları, gaga taşları vb) uzak tutulması gerekmektedir. Çünkü kalsiyum Chlortetracyline’nin ve Doxycyline’nin etkisini azaltmaktadır. Yumurtlama dönemlerinde olan kuşlarda bu ilaçlar kullanılmamalıdır.

DEVAMİSİN OBLET
Chlortetracyline Hydrochloride etken maddeli bir ilaçtır. Her oblette 500 mg etken madde bulunur. 12 Obletlik ambalajlar halinde piyasada satılmaktadır. Güvercinlerde tüm CRD hastalıklarında kullanılabilir. Vetaş ilaç firmasının bir üretimidir. Veteriner ilaçları satan eczane ve ilaç depolarında bulunur, Güvercinler için kullanılabilecek doz, kuş başına günde 15 Mg’dır. Bu dozu sağlayabilmek için 2 litre suya ¼ tablet karıştırmak uygun olabilir.

DOXİVET –10 SOLÜSYON
Doxycyline Hiklat etken maddeli bir ilaçtır. Farmavet ilaç firmasının bir üretimidir. 1 ml ilaçta 100 mg etken madde bulunur. Güvercinlerde tüm CRD hastalıklarında kullanılabilir. Veteriner ilaçları satan eczane ve ilaç depolarında bulunur. Ticari şekli 1 ve 5 litrelik ambalajlar halindedir. Güvercinler için kullanılabilecek doz, kuş başına günde 25 Mg’dır. Bu dozu sağlayabilmek için 2 litre suya ½ ml karıştırmak uygun olabilir.

TERRAMYCİN GÖZ MERHEMİ
Beşeri ( insanlar için üretilmiş) bir ilaçtır. Pfizer firmasının bir üretimi olup, eczanelerde bulunur. Etken maddesi, Oxytetracyline ve B vitaminidir. Antibakteriyel etkili bu merhemin deri ve göz için olan iki tipi bulunmaktadır. Göz için olanı güvercinlerde One eye cold hastalığında haricen yani dışarıdan sürülmek sureti ile kullanılabilir. Günde 1 – 2 kez dıştan göze sürülür. Ticari şekli 3.5 gr’lık tüpler halindedir.

BAVİTSOLE ORAL SOLÜSYON
Bayer ilaç firmasının bir üretimidir. Veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. A, D3, E ve C vitaminleri bulunduran kompleks bir ilaçtır. Güvercinlerde her türlü vitamin eksikliklerinde, çeşitli hastalıkların tedavisinde takviye olarak ve sulfa grubu ilaçlar ile antibiyotiklerin yanında destekleyici olarak kullanılabilir. Bu ilacı tercih etmemin önemli bir nedeni içinde kalsium bulundurmamasıdır. Böylece sulfa grubu ilaçlar ile bazı antibiyotiklerin yanında kullanılması gayet uygundur. Ticari şekli 1 litrelik solüsyon halindedir. Güvercinler için 1 litre içme suyana 10 kuş hesabıyla 1 cc ilaç katılarak kullanılabilir. İlaç kullanımına 5 gün devam edip bir süre ara verdikten sonra tekrar başlanabilir.


CORYZA ( CATARRH )
GENEL BİLGİLER:
“Akut Nezle” adı ile Türkçeleştirebileceğimiz bu hastalığa Hemophilus İnfluenzae adlı bir bakteri neden olmaktadır. Kış aylarında daha çok görülen bir hastalıktır. Hastalığın mikrobu güvercinin üst solunum yollarına yerleşir ve çeşitli rahatsızlıklar yaratır. Çoğu zaman Ornithosis ve mycoplasmasis ile bağlantılı olarak gelişir. Hızlı bir gelişme gösterir. Hassas bazı kuşlarda mikrobun vücuda girişinden itibaren 3 gün içinde hastalığın belirtileri görülmeye başlar.

BELİRTİLER:
Başlangıçta kuşun boğazda sümük salgısı vardır. Boğaz, gırtlak ve burunda sümük benzeri bir balgam oluşur. Bu oluşum gaga üzerinde ya da kenarında gözlenebilir. Kuşun gagası açıldığında bu balgam, dil ve damak arasında, tel gibi şerit halinde uzanır. Kuşta solunum zorluğu, hırıltılı soluma, ses çıkartırken hırıltılı tonlar gözlenebilir. Sulu yeşilimsi bir ishal ile birlikte ağırlık kaybı, uçma isteksizliği ve yavru veriminde düşme vardır. En belirgin özellik, burun akıntısı ve her iki gözde de yaşarmaların olmasıdır. Burun akıntısı ve sümük kokuludur. Sinüslerde şişme gözlenir. Buna bağlı olarak kuşun yüzünde ve özellikle göz altlarından buruna doğru olan bölümlerde, alın kısmında hissedilir bir şişme oluşur.
Öldürücü bir hastalık değildir. Bu hastalıktan ölüm oranı oldukça düşüktür. Ancak güvercinlerde ciddi strese neden olan bu durum diğer hastalıkların ortaya çıkma ihtimalini hızlandırır.

BULAŞMA ŞEKLİ
Diğer evcil olmayan kuşlarla her türlü temasın kesilmesi gerekir. Bu kuşlar mikrobu taşıyıcıdırlar. Hasta kuşların akıttıkları göz yaşı ve sümük gibi salgılar mikropludur. Bu salgıların kuruyup toz haline gelmesi ve bu tozun solunması yolu ile hastalık bulaşabilir. Ayrıca aynı salgıların içme suyuna bulaşması ile bu suları içen kuşlarda hastalanabilirler. Doğrudan temas ise başka bir bulaşma yoludur. Eğer salmanızda bir güvercin hastalandıysa mikrobun bütün salmaya yayıldığını düşünerek önlem almanız gerekmektedir. Temizlik, salma içinde havadar bir ortam yaratılması rutubetin önlenmesi ve hijyenik koşullara uyulması hastalık riskini azaltacaktır.

HASTALIĞIN TEŞHİSİ
Kesin olarak teşhis edebilmek için burun veya göz akıntısının laboratuvar analizi gereklidir.

HASTALIĞIN TEDAVİSİ
Bakterilerin neden olduğu bir hastalık olduğu için antibiyotiklerle tedavi edilebilmektedir. Antibiyotiklerin yanı sıra vitamin takviyesi de önemlidir. Ornithosis için kullanılan ilaçlar aynen Coryza için de kullanılabilir. Farklı olarak Tylosin ve Eritromycin etken maddeli antibiyotikler ilave edilebilir. Vitamin olarak yukarda bahsettiğimiz Bavitsol oral solüsyon verilmelidir.

TYLAN SOLUBE
Tylosin etken maddeli bir antibiyotiktir. Lilly - Ellanco fimasının bir üretimidir. Veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. Ticari şekli 25 ve 100 gr’lık ambalajlar halindedir. Güvercinlerde tüm CRD hastalıklarında kullanılabilir. Kullanılacak doz 10 güvercin için 1 gram ilaç 2 litre içme suyuna karıştırılarak verilebilir. İlaç tedavisi 2 gün sonra kesilmelidir. Ağır durumlarda tedavi 5 güne kadar uzatılabilir.

ERİTROM TOZ
Eritromycin etken maddeli bir antibiyotiktir. 1 gram ilaç 55 mg etken madde içerir. Ticari şekli 50 ve 225 gr’lık cam kavanoz halindedir. Vetaş ilaç firmasının bir üretimi olup veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. Güvercinlerde tüm CRD hastalıklarında kullanılabilir. 1 litre içme suyuna 1 ölçek ilaç ( 2.5 gr ) karıştırılarak 5 gün süre ile kullanılır. kullanılır.


MYCOPLASMOSİS ( MYCOPLASMA )
GENEL BİLGİLER:
“Kronik Nezle” olarak adlandırabileceğimiz bir hastalıktır. Hastalık genellikle diğer solunum yolları hastalıklarının ( Ornithosis ve Coryza ) bir devamı şeklinde kendini gösterir. Hastalığın etkeni mycoplasma denilen bakteri kökenli bir organizmadır.

BELİRTİLERİ
Hastalık belirti olarak diğer solunum yolları hastalıkları ile benzer bir görüntü sunduğu için ayırt edilmesi oldukça zordur. Boğaz, gırtlak ve burunda sümük benzeri bir balgam oluşur. Bu oluşum gaga üzerinde ya da kenarında gözlenebilir. Kuşun gagası açıldığında bu balgam, dil ve damak arasında, tel gibi şerit halinde uzanır. Burunun dış deliklerinde sümük şeklinde oluşum vardır. Burun akıntısı gözlenebilir. Aksırma vardır. Sinüslerdeki şişmeye bağlı olarak yüzde ve özelliklede alın bölgesinde şişlik görülebilir.
Kuşun ateşinde yükselme saptanabilir. Özellikle geceleri hırıltılı soluma, hırıltılı ses çıkarma ve nefes alıp verme zorlukları gözlenebilir. Kuş nefes alırken burnu tıkalı olduğu için gagasını açma ihtiyacı hisseder. Solunum yetersizliğine bağlı olarak kandaki oksijen miktarı azalır ve kuşun derisinin rengi mavimsi bir görünüm kazanabilir. Kuşun karın ya da göğüs bölgesindeki tüyler aralanıp deri rengi kontrol edilebilir.

Güvercinlerimizin uçuş performansını ve yumurta üretimini olumsuz etkiler. Bu hastalıktan ölüm olayı görünmez ancak bu hastalığın en önemli özelliği diğer bazı hastalıklarla birlikte seyretmesidir. Böyle olduğunda kuşumuz için ölümcül risk yaratır.

BULAŞMA ŞEKLİ
Bu mikroorganizma sadece canlı vücutlarda yaşayabilir. Kuşun vücudunun dışında yaşam süresi 15 – 20 dakika ile sınırlıdır. Bu nedenle fazla bulaşıcı bir hastalık değildir. Bulaşma daha çok direk temas yolu ile olmaktadır. Evcil olmayan diğer kuş türleri mikrobu taşıyıcıdırlar. Hastalığın yayılmasını sağlayan en önemli etkenler arasında, olumsuz hijyenik koşullar, salma içinde rutubetli ve havasız ortam başta gelmektedir.

HASTALIĞIN TEŞHİSİ
Kesin tanı hasta kuşun kan analizi ile olabilir. Kuşun salgıladığı balgamın tahlili ise hastalığın aşamaları ve seyri konusunda bir fikir vermektedir.

TEDAVİ VE KULLANILABİLECEK İLAÇLAR
Hastalığın tedavisinde antibiyotikler ve vitaminler kullanılmaktadır. Ancak genellikle başka hastalıklarla birlikte görüldüğü için ilaç seçimi buna göre değişebilir. Enrofloxacin, Oxytetracyline, Chlortetracyline ve Doxycyline, Tyolisin etken maddeli ilaçlar tercih edilmektedir. Vitamin olarak yukarıda bahsettiğimiz Bavitsol oral solüsyon verilmelidir.

BAYTRİL % 2.5 ORAL SOLÜSYON :
Bayer ilaç firmasının bir üretimidir. Kuvvetli bir anti – bakteriyeldir. Etken maddesi Enrofloxacin’dir. 1 cc ilaç 25 mg etken madde içerir. Aynı ilacın % 10 konsantrasyona sahip olanı da vardır. Ancak %2.5’luk olan güvercinler için daha uygundur. Hem de fiyat olarak daha ucuzdur. Veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. Ticari şekli 25 ve 100 gr’lık ambalajlar halindedir. Kanatlı hayvanlarla birlikte güvercinlerde de kullanılabilir. Güvercinlerde kısa adı CRD olan kronik solunum yolları hastalıklarında ve Salmonella’da kullanılmaktadır. Kullanılacak doz, güvercin için, kuş başına 5 mg’dır. Bu dozu sağlayabilmek için, 2 litre suya 0.5 cc ilaç karıştırmak uygundur. Tedaviye 5 gün süre ile devam edilmelidir. Ticari şekli 20, 50, ve 100 ml’lik şişeler halindedir. Salmanızda yumurtlamak üzere olan kuşlarınız ya da bir aydan küçük yavrularınız varsa bu ilacı kullanmayınız. Yavrularda sakatlıklara neden olabilmektedir.

GEOSOL TOZ
Oxytetracyline etken maddeli bir ilaçtır. Vetaş ilaç firmasının bir üretimi olup, veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. Ticari şekli 20 ve 100 gr’lık kavanozlar halindedir. Güvercinler için 2 litre içme suyuna yarım ölçek karıştırılarak kullanılabilir. İlaç 5 gün süre ile uygulanır.
ALINTIDIR(Kaynak: veterinerhekimiz.com )
 
CADİDİASİS(TERS KURSAK)
GENEL BİLGİLER:
Sour crop İngilizce adından Türkçe’ye çevirerek “ters kursak” olarak adlandırabileceğimiz bu hastalığın bir diğer adı da Candida’dır. Ancak hastalık Mycosis, Muget, Yeast ve Trush adları ile de bilinmektedir. Fungal bir hastalıktır. Fungal ( mikotik ) hastalıklar, toplumda yaygın adı ile mantar hastalıkları olarak bilinirler. Cadidiasis de sindirim bölgesinde özelliklede üst sindirim bölgesinde görülen müzmin formlu bir mantar hastalığıdır. Mantar mikrobunun yerleşerek hastalığa neden olduğu bölge, proventriculus olarak da adlandırılan ve kursaktan sonra yemlerin geçtiği ilk durak olan bezlimidedir.
Kümes hayvanları, serçeler, su kuşları ve güvercinler gibi bir çok kuş türünde yaygın olarak gözlenen bir hastalık türüdür. Hastalığa neden olan mikrop Candida abbicans adı verilen bir mantar organizmasıdır. Bu mikrop daha çok bozuk yem üzerinde bulunmaktadır. Güvercinlere bayat ve küflü yem verilmesi hastalık riskini çok artırmaktadır. Güvercinlere verdiğimiz yemlere mutlaka dikkat etmemiz gerekmektedir. Verilen yemlerin taze olduğunun göstergesi bu yemlerin çimlenme yeteneğini kaybetmemiş olmasıdır. Yem olarak “kısır tohum” kullanımı doğru değildir.

HASTALIĞIN SEYRİ VE BELİRTİLERİ
Mantar mikrobu, bezlimide de küçük yaralara neden olmaktadır. Bu yaralar ufak boğumlar oluşturarak zaman zaman bir aşağıda yer alan ve taşlık adı ile bilinen kaslımideye yemlerin geçişini engellemektedir. Bu durum bezlimide de yemlerin birikerek buranın şişmesine neden olur. Bu şişlik bezlimideyi çevreleyen kan damarlarına basınç yapar ve yer yer bu damarların patlayarak kanamasına neden olur. Bu kanama güvercinin ağzından kan gelmesi şeklinde kendini gösterir. Bazen yuva içinde yerde gördüğümüz ve anlam veremediğimiz kan birikintilerinin nedeni bu tür bir kanama olabilir.
Bezlimidenin bu şekilde tıkanması aynı zamanda kursakta şişmeye de neden olur ve kuş ara sıra kusarak bu birikintiyi atmaya çalışır. Kusmuğun kokusu, normalden daha kötüdür. Özet olarak kursakta şişme ve zaman zaman tahıl içeriğinin kusulması ile birlikte ağızdan kan gelmesi gibi durumlar bize kuşumuzda Cadidiasis hastalığının bulunduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra ağız içinde veya damakta görülen küçük beyaz mantar oluşumları hastalığı belirlememizi sağlar.
Daha net olan bu göstergelerin yanı sıra, kayıtsızlık, iştah kaybı, ağırlık kaybı, kuşun performansında düşme, genç kuşlarda yavaş büyüme, yetişkin kuşlarda telek çürümesi ve tüy yarılması gibi durumlar bu hastalığın diğer belirtileridir. Boğazdan alınacak örnekler üzerinde yapılacak kültür testi ile hastalığa kesin teşhis koyulabilir.

TEDAVİ VE KULLANILABİLECEK İLAÇLAR
Hastalığın deri enfeksiyonu ve tüy çürümesi şeklinde seyretmesi durumunda, banyo sularına karıştırılacak Bakır sülfat sorunun çözümü için yararlıdır. Bakır sülfat için 1 / 2000 oranında sulandırma uygundur. Bunun için 4.5 litre banyo suyuna yarım çay kaşığı ilaç karıştırmak gerekir.
Bakır sülfat, sülfürik asidin bakır II okside etkimesi ile oluşan bir tuzdur. Parlak mavi kristaller halindedir ve piyasada “göz taşı” adı ile satılmaktadır. Kimyasal madde satan yerlerde bulunabilir. Ankara’da Ulus’ta Modern Çarşı’nın üst katında var.
Hastalığın bezlimide de görülmesi durumunda Nystatin etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu etken maddeyi bulunduran güvercinler için üretilmiş özel bir ilaç ülkemizde yoktur. İçinde bu etken maddeyi bulunduran beşeri bir ilaç eczanelerde bulunabilir. Bu ilaç veteriner hekim kontrolünde gerekli doz ayarlaması yapılarak güvercinlere kullanılabilir. Bu ilaç hakkında kısa bilgiler aşağıda verilmiştir.

MİKOSTATİN SÜSPANSİYON
Her ml de 100.000 IU etken madde bulunmaktadır. Bristol-Myers squibb firmasının bir üretimidir. Anti fungal etkilidir.

Canker (PAMUK)
Pamuğun nedeni "Trichomonas Columbae" diye bir organizmadır. Bu organizma (protozon- mikrop diyelim) düşük güçlü bir mikroskobun altında bile görülebilecek büyüklüktedir ve bizim güvercinlerimizin dışında yabani güvercinlerde ve kumrularda 75% oranında bulunmaktadır.

Pamuğun bulaşımı temas dolayısıyla olmaktadır. Kuşlar öpüşürken, çiftleşirken veya yavrularını beslerken bulaşır. Bunun dışında içme suyu dolayısıyla (Pamuğun suda uzun süre yaşıyabilmesi nedeniyle) salgın haline gelebilir.

Ergen kuşlar pamuğa karşı yavrulara oranla daha dayanıklıdırlar. Ergen kuşlar hastalandıklarında dillerinde veya gaganın birleşim noktalarında uçuklar ve yaralar görülür. Damakta sarı peynirimsi bir madde ortaya çıkabilir. Bu madde büyüyerek kuşun yem yemesine ve su içmesine zorluk çıkartabileceği gibi nefes alma zorluklarıda yaratabilir. Bu akılda tutularak nezle gibi görülen kuşların boğazlarına bir göz atmakta fayda vardır. Göbek pamuğu ergen kuşlarda görülmez.

Güvercinler hasta oldukları halde belirti göstermiyebilirler. Usta kuşçuların başkalarının çiftleşmiyor yavru alamıyorum diye elden çıkardıkları kuşları alıp pamuk için tedavi ettikten sonra hemen yavru almaya başladıkları olmuştur. Çoğu usta kuşçular kuşlarını üreme sezonunun başında ve sonunda olmak üzere iki kere pamuk için tedaviye sokarlar.
Bunun gerekli olup olmadığına karşı benim düşüncelerim biraz karışık. Salmada pamuk olan yavru olduğunda bütün kuşların tedaviye girmesi konusunda hiç şüphem yok. Nede olsa yavru beslenirken ebeveynlerinden bu hastalığı kapmış ve ebeveynleride su içerken bu hastalığı bulaştırma olasılığı yaratmışlardır. Önlem olarak hastalık tedavisi yapmak benim aklıma yatmıyan bir şey olsada bunun pamuk için usta kuşçular tarafından yapıldığı bir gerçek.

Ergen kuşlara pamuk çoğunlukla hasar vermesede aşırı sitres zamanlarında etkisi ciddi bir duruma gelebilir. Sitres paratifo gibi ağır hastalık geçiren kuşlarda olacağı gibi, iç parazitler tarafındanda ortaya çıkabilir. Fakat sitresin en genel nedenleri aşırı üretim ve tüy değişimidir. Bu nedenle yaz aylarının sonlarına doğru damızlık kuşlar aralıksız üç dört seri yavru vermiş durumdayken veya tüy değiştirme zamanında vücutları zayıf düştüğünde başta pamuk olmak üzere çeşitli hastalıklar salgın olarak ortaya çıkmaya başlar. Sonuç olarak kuşlarımız ne kadar zayıf olursa vücutlarının savunma sistemi ne kadar yorgun olursa daha az miktarda mikrop ve bakteriler tarafından hastalanabilirler. Bu nedenle aşılamak, kaliteli yem ve temiz su vermek dışında vitamin takviyesi ve her iki seri yavrudan sonra kuşları dinlendirmek sağlıkları için gerekli takviyelerdir.

Bu durumlar yavrular için geçerli değildir. Yavrular yumurtadan çıktıklarında bu hastalığa karşı savunmasızdırlar. Ergen kuşlar pamuk taşıdıkları halde vücut savunma sistemlerinin bununla başa çıkabilmesi sonucunda hastalıktan kurtulmasalarda ufak tefek yaraları uzun süre rahatsız olmadan taşırlar. Bunun yarattığı sorun beslenme sırasında pamuğun kolayca yavruya bulaşmasıdır. Özellikle yavrular sütten kesilip tohumlarla beslenmeye başlandığında tohumların sivri kısımları kolayca yavruların dillerinde ve boğazlarında gözle görülmiyecek kadar bile olsa yaralar-çizikler açabilir. Bu yaralar pamuğun yavruya geçmesi için rahat bir ortam yaratır. Daha önce göbek pamuğundan bahsetmiştim; bu hastalıkda yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz ortaya çıkmaya başlıyabilir. Yavruların göbekleri yumurtadan ayrılmadan sonra daha tamamen iyileşmeden yuvanın tabanından pamuk kapabilir. Pamuğun yuvanın tabanında olmasının nedeni ise beslenme sırasında dökülen sütlerdir.

Ağır hasta kuşlar bir hafta içinde halsiz düşüp tüylerini kabartarak bir kenara çekilirler. Bu safhada ishal, kusma, aşırı su içme ve yeme karşı iştahsızlık gözlenebilir. Pamuğun böyle ileri safhalarında yavrularda ölüm kısa sürede olsada ergen kuşlarda iki üç hafta sürebilir. Ergen kuşlarin ölmesine neden olacak kadar ilerliyen pamuk bu safhada kuşun iç organlarına özelliklede karaciğerine yayılmıştır. Ölü kuşun karaciğerine bakıldığında içinde dışından bile görülebilecek sarı maddeler olur.

Tedavi sırasında pamuk yaralarının frengi (çiçek) yaralarına benzerliği unutulmamalıdır. Ağızdaki sarı maddeler frenginin aksine zorda olsa koparılabilir fakat bu sorun yaratacak şekilde bir kanamaya neden olabilir. Tedavi için benim kullandığım ilaç "Fishzole" (haplar, 1 hap 1 litre suda eritilerek verileceği gibi kuşların durumuna bağlı olarak 1/4 veya 1/2 hap ağızdan 6 ile 10 gün arası verilebilir) olduğu gibi Avrupada "Gabbrocol" (poşet halinde gelmektedir ve 1 poşeti bir litre suya karıştırıp ortaya çıkan sıvıyı yumuşak bir fırça ile yaralara sürdükten sonra 3-5 mililitre sıvıda ağızdan bir şırıngayla verilir) yaygın olarak kullanılır. Kullandığınız ilaçta dikkat etmeniz gereken şey içindeki maddelerin hem pamuğa karşı (Dimetrizol gibi) hemde yan hastalıklara karşı (Aminosidine gibi) olması. Bu ilaçların dışında Trichovet (kuş basina 2.5 gr) diye hazır ilaçlı yemde kullanabileceğiniz gibi Cooci-Geelmix ve Dacoxsine de kullanılabilir.
Not: Son yıllarda ortaya çıkan ve sadece güvercinler için hazırlanmış olan ilaçların eklemesi: Spartrix ve Trichocure (Şu an piyasada bulunan en kuvvetli pamuk ilaçlarından ikisi, hasta kuşa yutturulacak tek hap hastalığı ortadan kaldırıyor. Ağır hasta kuşlara bir gün sonra verilecek ikinci hap kalan hasarıda tedavi edebilecek güçte.)

Pamuğun nedeni "Trichomonas Columbae" diye bir organizmadır. Bu organizma (protozon- mikrop diyelim) düşük güçlü bir mikroskobun altında bile görülebilecek büyüklüktedir ve bizim güvercinlerimizin dışında yabani güvercinlerde ve kumrularda 75% oranında bulunmaktadır.

Pamuğun bulaşımı temas dolayısıyla olmaktadır. Kuşlar öpüşürken, çiftleşirken veya yavrularını beslerken bulaşır. Bunun dışında içme suyu dolayısıyla (Pamuğun suda uzun süre yaşıyabilmesi nedeniyle) salgın haline gelebilir.

Ergen kuşlar pamuğa karşı yavrulara oranla daha dayanıklıdırlar. Ergen kuşlar hastalandıklarında dillerinde veya gaganın birleşim noktalarında uçuklar ve yaralar görülür. Damakta sarı peynirimsi bir madde ortaya çıkabilir. Bu madde büyüyerek kuşun yem yemesine ve su içmesine zorluk çıkartabileceği gibi nefes alma zorluklarıda yaratabilir. Bu akılda tutularak nezle gibi görülen kuşların boğazlarına bir göz atmakta fayda vardır. Göbek pamuğu ergen kuşlarda görülmez.

Güvercinler hasta oldukları halde belirti göstermiyebilirler. Usta kuşçuların başkalarının çiftleşmiyor yavru alamıyorum diye elden çıkardıkları kuşları alıp pamuk için tedavi ettikten sonra hemen yavru almaya başladıkları olmuştur. Çoğu usta kuşçular kuşlarını üreme sezonunun başında ve sonunda olmak üzere iki kere pamuk için tedaviye sokarlar.
Bunun gerekli olup olmadığına karşı benim düşüncelerim biraz karışık. Salmada pamuk olan yavru olduğunda bütün kuşların tedaviye girmesi konusunda hiç şüphem yok. Nede olsa yavru beslenirken ebeveynlerinden bu hastalığı kapmış ve ebeveynleride su içerken bu hastalığı bulaştırma olasılığı yaratmışlardır. Önlem olarak hastalık tedavisi yapmak benim aklıma yatmıyan bir şey olsada bunun pamuk için usta kuşçular tarafından yapıldığı bir gerçek.

Ergen kuşlara pamuk çoğunlukla hasar vermesede aşırı sitres zamanlarında etkisi ciddi bir duruma gelebilir. Sitres paratifo gibi ağır hastalık geçiren kuşlarda olacağı gibi, iç parazitler tarafındanda ortaya çıkabilir. Fakat sitresin en genel nedenleri aşırı üretim ve tüy değişimidir. Bu nedenle yaz aylarının sonlarına doğru damızlık kuşlar aralıksız üç dört seri yavru vermiş durumdayken veya tüy değiştirme zamanında vücutları zayıf düştüğünde başta pamuk olmak üzere çeşitli hastalıklar salgın olarak ortaya çıkmaya başlar. Sonuç olarak kuşlarımız ne kadar zayıf olursa vücutlarının savunma sistemi ne kadar yorgun olursa daha az miktarda mikrop ve bakteriler tarafından hastalanabilirler. Bu nedenle aşılamak, kaliteli yem ve temiz su vermek dışında vitamin takviyesi ve her iki seri yavrudan sonra kuşları dinlendirmek sağlıkları için gerekli takviyelerdir.

Bu durumlar yavrular için geçerli değildir. Yavrular yumurtadan çıktıklarında bu hastalığa karşı savunmasızdırlar. Ergen kuşlar pamuk taşıdıkları halde vücut savunma sistemlerinin bununla başa çıkabilmesi sonucunda hastalıktan kurtulmasalarda ufak tefek yaraları uzun süre rahatsız olmadan taşırlar. Bunun yarattığı sorun beslenme sırasında pamuğun kolayca yavruya bulaşmasıdır. Özellikle yavrular sütten kesilip tohumlarla beslenmeye başlandığında tohumların sivri kısımları kolayca yavruların dillerinde ve boğazlarında gözle görülmiyecek kadar bile olsa yaralar-çizikler açabilir. Bu yaralar pamuğun yavruya geçmesi için rahat bir ortam yaratır. Daha önce göbek pamuğundan bahsetmiştim; bu hastalıkda yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz ortaya çıkmaya başlıyabilir. Yavruların göbekleri yumurtadan ayrılmadan sonra daha tamamen iyileşmeden yuvanın tabanından pamuk kapabilir. Pamuğun yuvanın tabanında olmasının nedeni ise beslenme sırasında dökülen sütlerdir.

Ağır hasta kuşlar bir hafta içinde halsiz düşüp tüylerini kabartarak bir kenara çekilirler. Bu safhada ishal, kusma, aşırı su içme ve yeme karşı iştahsızlık gözlenebilir. Pamuğun böyle ileri safhalarında yavrularda ölüm kısa sürede olsada ergen kuşlarda iki üç hafta sürebilir. Ergen kuşlarin ölmesine neden olacak kadar ilerliyen pamuk bu safhada kuşun iç organlarına özelliklede karaciğerine yayılmıştır. Ölü kuşun karaciğerine bakıldığında içinde dışından bile görülebilecek sarı maddeler olur.
Tedavi sırasında pamuk yaralarının frengi (çiçek) yaralarına benzerliği unutulmamalıdır. Ağızdaki sarı maddeler frenginin aksine zorda olsa koparılabilir fakat bu sorun yaratacak şekilde bir kanamaya neden olabilir. Tedavi için benim kullandığım ilaç "Fishzole" (haplar, 1 hap 1 litre suda eritilerek verileceği gibi kuşların durumuna bağlı olarak 1/4 veya 1/2 hap ağızdan 6 ile 10 gün arası verilebilir) olduğu gibi Avrupada "Gabbrocol" (poşet halinde gelmektedir ve 1 poşeti bir litre suya karıştırıp ortaya çıkan sıvıyı yumuşak bir fırça ile yaralara sürdükten sonra 3-5 mililitre sıvıda ağızdan bir şırıngayla verilir) yaygın olarak kullanılır. Kullandığınız ilaçta dikkat etmeniz gereken şey içindeki maddelerin hem pamuğa karşı (Dimetrizol gibi) hemde yan hastalıklara karşı (Aminosidine gibi) olması. Bu ilaçların dışında Trichovet (kuş basina 2.5 gr) diye hazır ilaçlı yemde kullanabileceğiniz gibi Cooci-Geelmix ve Dacoxsine de kullanılabilir.
Not: Son yıllarda ortaya çıkan ve sadece güvercinler için hazırlanmış olan ilaçların eklemesi: Spartrix ve Trichocure (Şu an piyasada bulunan en kuvvetli pamuk ilaçlarından ikisi, hasta kuşa yutturulacak tek hap hastalığı ortadan kaldırıyor. Ağır hasta kuşlara bir gün sonra verilecek ikinci hap kalan hasarıda tedavi edebilecek güçte.)

ALINTIDIR(Kaynak: veterinerhekimiz.com )
 
YUKARDAKİ BİLGİLER KONU HAKKINDA YAPILAN İNTERNET ARAŞTIRMASININ SONUCUNDA ELEYE ELEYE ELDE KALANLARIN FORUMA EKLENMİŞ SON HALİDİR.
HERKES İÇİN YARARLI OLMASI DİLEĞİYLE ...
KAZASIZ BELASIZ BESLEMELER....
 
Güzel bir çalışma olmuş. Umarım herkese faydalı olur.
 
yavas.osman' Alıntı:
Güzel bir çalışma olmuş. Umarım herkese faydalı olur.

ÖNCELİKLE YORUMUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER.
DEĞERLİ MESLEKTAŞIM AYNI TEMENNİLERİ BENDE DİLEMEKTEYİM.UMUARIM DEDİĞİMİZ GİBİ OLUR....
 
Geri
Üst