Probiyotikler

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Hüseyin BAŞOĞLAN
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 0
  • Görüntüleme Görüntüleme 2K

Hüseyin BAŞOĞLAN

Moderatör
Katılım
6 Ocak 2008
Mesajlar
4,880
Tepkime puanı
2
Yaş
38
www.kuscular.org
Ad Soyad
Hüseyin BAŞOĞLAN
Meslek
Yazılım-Tasarım
Şehir
Muğla
İlgi Alanı
Balıklar
19.yüzyılda bilim adamları yoğurdun sağlık üzerindeki olumlu etkileri üzerinde çalışmaktaydılar. Paristeki Pastör Enstitüsünde çalışan Rus bilim adamı Elie Metchnikoff immunoloji dalında yapmış olduğu çalışmalar nedeniyle 1908 yılında Tıp Nobel ödülünü kazanmıştı. Metchnikoff yoğurtta bulunan lactobacilli adlı faydalı bakterilerin sindirim sisteminde yaşayan mikroflorayı dengeleyerek bağışıklık sistemini güçlendirdiğine inanmaktaydı. Yoğurt yemekle sindirim sisteminde düzelen mikrobik dengenin sindirimi kolaylaştırdığını ve hastalık yapan patojen mikroorganizmaların gelişimini engellediğini gözlemlemişti.

Genel olarak hayvanların sindirim sistemleri ve özel olarakta kanatlıların bağırsakları trilyonlarca faydalı bakteri ve mayanın barınak yeridir. Bu faydalı mikroorganizmalar yaşam için anlamına gelen ‘’PROBİOTİKLER’’ adını alırlar. Yani kelimenin tam anlamıyla hayvanların sağlık ve verimliliği için gerekli olan doğal unsurlardır. Hepsinden öte, probiotikler yemden yararlanmayı arttırırlar. Midenin PH’sı çok düşük olduğu için burada çok az sayıda bulundukları halde, alt bağırsak bölümlerine geçildikçe sayıları hızla artar. Kalın bağırsak (colon) ve sekum’da çeşit ve sayıları maksimum düzeye ulaşır. Çoğu bakteri ve mayadan oluşan bu mikroorganizma populasyonu dengede olduğu zaman hayvanın sağlığı düzelir, verimi artar. Söz gelişi, probiotiklerin immun sistemin (Doğal bağışıklılık sistemi) güçlendirilmesi ve belirli bazı kanser türlerinin (kolon kanseri) önlenmesi gibi çok ciddi yararları vardır.

Faydalı mikroorganizmalar (probiotikler) hastalık yapan bakterileri baskı altında tutarak kontrol eder ve böylece bakteriyel enfeksiyonları önlerler. Faydalı bakteriler bağırsakta yeterli sayıda olmadığı zaman, bağırsak ekolojik dengesi bozulur, sağlık problemleri artar, yemden yararlanma geriler, büyüme durur, kısacası hastalık tabloları ortaya çıkar.

FAYDALI VE ZARARLI BAKTERİLERİN ETKİLERİ
Yararlı Etkiler Zararlı Etkiler
Patojenlerin inhibisyonu
İmmun Sistemin güçlendirilmesi
Vitamin sentezi
Sindirimin artması
Enterositlere ME üretimi
Ekosistemin stabilize edilmesi
İlaçların metabolize edilmesi Kabızlık
İshal
Enfeksiyonlar (Salmonella, E.coli gibi)
Karaciğer tahribatı
Kanser
Zararlı sindirim gazlarının üretimi

Probiotikler (faydalı bakteriler) bağırsak duvarındaki villilere tutunarak hafifçe asidik bir ortam (laktik asit) oluşturur ve patojen bakterilerin hastalık yapmasını önlerler. Faydalı bakteriler ayrıca bazı önemli enzimleri üreterek nişasta olmayan polisakkaritleri (selüloz, hemisellüloz, petkin ve oligosakkaritler gibi) parçalayarak besin maddelerinin sindirim ve emilimini arttırır. B kompleksi vitaminlerle K vitamininin sentezini sağlarlar. Ayrıca yağda eriyen vitaminlerle yağ asitlerinin ve kalsiyum yarayışlılığında da artışlar meydana gelir.

Faydalı bakterilerin diğer önemli bir yararı ise,bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi, toksinlerin nötralizasyonu ve bağırsak hareketlerinin düzenlenmesi, kolestrolün kontrolü, alerji ve deri problemlerinin azaltılması ve maya ile fungal enfeksiyonların önlenmesidir.

Son yıllarda probiotikler, bazı hastalıkların önlenmesi ve yemden yararlanmanın arttırılması açısından broyler endüstrisinde büyütme faktörü olarak giderek daha yoğun ölçüde kullanılmaktadır. Yakın zamana kadar, büyük ilaç firmaları hastalık yapan ama rezistans kazanmış olan patojen mikroorganizmalara karşı yeni antibiyotikler geliştirmek üzere, biyoteknolojik araştırmalara çok yüksek düzeyde kaynaklar aktarmaktaydılar. Son 10-15 yılda meydana gelen gelişmeler sonucunda ,probiotiklerin büyütme faktörü olarak antibiotiklere alternatif olması hatta onların yerini alması kaçınılmaz hale gelmiştir. Nitekim İsveç’te antibiyotiklerin büyütme faktörü olarak ilk kez 1986 yılında kullanımının yasaklanmasından sonra, Avrupa Birliği ülkelerinde antibiyotiklerin bakterilerde rezistansa yol açması, ette ve diğer organlarda kalıntılara ve alerjik reaksiyonlara neden olması gibi olumsuz yan etkilerinin belirlenmesi, yoğun tartışmalara yol açmış ve nihayet Avrupa Birliği’nin 29.12.1998 tarih ve L 351 sayılı nüshasında yayınlanmış olan kararıyla 30 Haziran 1999 tarihinden itibaren büyütme faktörü olarak kullanılan antibiyotiklerin (Zinc, Bacitracin Virginiamicin, Tylosin Phosphate, Avoparcin) kullanımı tamamen yasaklanmıştır.

Özellikle kuşlarımıza doğal olmayan (antibiyotik içeren ) ilaçlarla yapılan tedavilerden sonra mutlaka PROBİOTİK vermeliyiz. Zira antibiyotikler bağırsak sisteminde zararlı bakterileri öldürdüğü gibi yararlı bakterileride öldürmektedir. Bu yüzden kuşlarımızın doğal bağışıklılık sistemi zayıflamakta olup her türlü hastalığa karşı vücutları dirençsiz kalmaktadır. Bozulan bu vücut savunmasını Probiotik veya en basit şekliyle günlük yapılmış yoğurdu sulandırıp vererek düzeltebiliriz.
 
Geri
Üst