katalları biliyorum. hatta gidip görmüşlüğümde var.bunun üzerine araştırma yapan arkadaşlarımda oldu.yazılar yazıldı.açıkçası herşeyi hap halinde yutmaktansa arıştırmayı ve şüphelenmeyi herzaman tercih eden biri olarak bu kanının çok heterokli bir durum olduğunu,yani alışıla gelmişin dışıda ve bir tür alışkanlıktan bağımsız,tali bir örnek olduğu düşünmemeyi şu an için doğru buluyorum neden: sadece akıl yürütme. katallar , çalda besleniyorda aynı zamanda. bu kuşlara bakan kişiler gördüm. sırplarla fiziksel olarak benzeştikleri yanları var fakat trabzon kuşuylada ince nüveler dışında benzer çok fiziki ortaklıkları var. aslına bakarsanız tahran kuşlarınında tepeli olanlarının bir kısmıylada çok benzer fiziki özellikleri var. şu durumda fiziki olarak birbirine benzeyen her kuşun illaki birbirleriyle akraba oldukları kanısı biraz şüpheli bir durum. aslında sıplarında yazdıkları yazılarda bu kuşların kökeni olarak cinperiyi göstermeleride yine şüpheli bir durum. katallar uçucu kuşlar değiller en azından svl ile kıyaslanamaz derecede. yüksek ve uzun süreli uçum performansı gösteren kuşların diyafram ve ciğer yapıları uçucu olmayan kuşlara göre daha farlıdır. yani eğer genlerinde böyle bir şey varsa bu ortaya çıkarılabilir pekala. yada bu kuşların sadece denizlide değil başka yerlerdede görülmesi gerekirdi. bugün bile türkiyede kaç tane sırp vardır? bir elin parmağını geçmeyecek kadar yetiştiricide , hepside yurtdışı kaynaklıdır. hünkaride yada buharada durum böyle değil bu kuşlar zaten türkiyede bir çok bölgede bir çok yetiştiricide mevcut vede sayısal olarak bir hayli fazla. ordaki sorun patent ,standard belirleme ve bunu tescilleme sorunu. tabi bu bir tez yada düşünme biçimi öbür taraftada sırpların kuşlarına verdikleri isimlerde bu kuşların anadolu kökenli olduğuna dair teze bir dayanak noktası oluşturabilir. işin birde bu boyutu var, yani maviye mavijan beyaza beaz kızıla darçın arap a arap demelerinden bahsediyorum . oysa sırpçada ne mavi mavijan ne beyaz beaz diye geçer. fakat bizim veryansın ettiğimiz noktada bile en ufak bir haklılık payımız yok. farzedelimki sırplar bu kuşları göç ettiklerinde burdan götürmüş olsun sonuçta neden taklacıyı değilde bunları götürmüşler? belliki o tezde bile bu kuşlara bakanlar bu insanlardı. yani giderlerken ya durum hüseyin amcanın falancanında kuşlarını çalıp götürelim sonrada kendimize mal edelim dememişlerdir. (şöyle bir şey duymuştum ortadoks sırpların inanışlarında tanrı aslında bir çok semantik dinde olduğu gibi gökyüzündedir. neden ulaşılamaz da ondan e o dönemler takdir edersinizki uçakta yok gökyüzü en ulaşılamaz bölge. bu kuşlarda yüksek uçtukları için tanrıya yakın uçtuğuna inanılıyor-muş. diye duydum ne kadar gerçek bilmiyorum. ben sırp kkökenli arkadaşıma sordum kendisi tarihçidir böyle bir inanış var fakat işin içinde böyle bir güvercin yok dedi.) nerde kalmıştık evet sırplar giderken götürüyor bu kuşları yani burda yaşarlerkende bu kuşları bu adamlar besliyor demekki. öteki bir akıl yürütmede bu kuşların sırplar tarafından götürülmüş olsa bile türkiyenin başka yörelerindede görülmesi gerekmiyormuydu?pekala bu kuşlarıda anadoluya ilk getirenler sırplarda olabilir. yada onları anadoluda şimdiki fiziksel yapısını oluşturacak şekilde üretmiş olabilirler. haksız olduğumuz tarafta şu: varsayalımki efsane bu. götürmediklerini farzedin böyle bir kuş olacakmıydı sizce. hiç zannetmiyorum hatta katal diye bir kuş olduğunu bile çallı Ali amca Mehmet efendi dışında bilen bile olmayacaktı. katallar dua etsinde abilerinin ünü sayesinde birkaç kişi tarafından merak edilmiş vede buralarda adı geçmiş olsun. bence mesele nereden geldiğinden çok nasıl geliştirildiğidir.bence bu artık bunun tartışmasını yapmanın bir anlamı yok. anadolu kökenli diye bize aittirler gibi bir hakta talep etmek ne kadar mantığa uygundur tartışılır. çünki adamda sana katallar bizim giderken geride bıraktığımız kuşlardır diyebilir... en nihayetinde bizde bu topraklarda 5000-10000 yıldır yaşamıyoruz. bizden öncede nice uygarlık yaşamış, kim bilir belki beslenen bir çok ırkın daha ilkel ataları onlar tarafından beslenmiş yada geliştirilmiştir. ne zamanki bizim memleketimizdende yazmayı araştırmayı eleştirmeyi bu konuda babalanmadan dünyayı ben yarattımcı olmadan olaylara olgulara nesnel bir şekilde bakan taksonomiden ornitolojiden anlayan insanlar gelir o zaman seninde sahip olduğun güvercin türleri araştırılır tescillenir ... aksi halde hurafe ve efsane hırla gür gider herzaman olduğu gibi.