SIRP - KATAL - TRABZON

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan ugurk81
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 17
  • Görüntüleme Görüntüleme 6K

ugurk81

Üye
Katılım
10 Eyl 2009
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Siteyi ziyaret et
Ad Soyad
uk
Meslek
öğretmen
İlgi Alanı
Kediler
BİRBİRİNE ÇOK KARIŞTIRILABİLECEK HATTA BİRBİRİNİN KÖKENİNDE VAROLDUĞU ÖNGÖRÜLEN BU DEĞERLİ KUŞLARI BİRLİKTE ELE ALMANIN FAYDALI OLACAĞINI DÜŞÜNDÜM.

SIRPLARIN OSMANLI ZAMANLARINDA BALKANLARA GÖTÜRÜLEN, TÜRK YETİŞTİRİCİLERİN MİRASI OLDUĞU YÖNÜNDE SIRP SİTELERİNDE DE KAYNAKLAR OLDUĞU BELİRTİLMEKTEDİR. HATTA ÇEKİNİK OLSA DA GENİNDE MAKARACI, TAKLACILIK GİBİ İSTENMEYEN DAVRANIŞLARIN DA GÖRÜLEBİLDİĞİNDEN BAHSEDİLMEKTEDİR. BU BENDE TRABZONLA BAĞININ OLABİLECEĞİ KONUSUNDA FİKİR OLUŞTURDU. BUNUN YANINDA KATALA OLAN YAKINLIĞINI DA PAYLAŞACAĞIM BU IRKLARIN UZMANI KİŞİLERİN MAKALELERİNDEN ÖĞRENECEĞİZ. BU KUŞLARDAN HERHANGİ BİRİSİNİ BESLEMEK İSTEYEN ARKADAŞLARIN BU ÜÇ IRKIDA DEĞERLENDİREBİLME YETİSİNE SAHİP OLMALI DİYE DÜŞÜNDÜĞÜMDEN KAYNAKLARI DA BELİRTEREK PAYLAŞIMA SUNUYORUM.

HER KÜMESTE SAF KUŞLAR BESLENMESİ TEMENNİSİYLE...




SIRP YÜKSEK UÇUCUSU


GENEL BİLGİ:
Irkın genel özellikleri; yüksek uçucu olması, uzun saatler uçması (en az 4 saat), daire çizerek uçması (50 ile 200 metre çapında daireler çizerek uçuş) ve filo halinde uçması (5 ile 14 kuşdan oluşan filolar).
Irkın uçuş özelliklerinin öne çıkması için ideal hava şartları 18 ile 30 derece arası sıcaklık ve kuzey-batı rüzgarlarının (saniyede 1 metre) mevcut olmasıdır. Kupa filoları uçuşa muazam bir şekilde 50 ile 200 metre çaplarında daireler çizerek başlarlar. Uçuşları kesintisiz bir yükseliş içindedir. Filo en az 5 kuşdan oluşmalıdır. 30 dakika sonunda filo sinekte (bulutlarda) olacak bir yüksekliğe ulaşmış olmalıdır. Bu yüksekliğe iki saat içinde ulaşamazlarsa diskalifiye olurlar. Bu yükseklik kuşların kanat çırpışları görülemiyecek bir seviye çıktıklarında kabul görür. Gök yüzünde nokta gibi görünmelidirler. Filo, bu yükseklikte en az 5 saat kalmalıdır. Averaj uçuş 5 ile 7 saat arası sürebilir. İdeal hava şartları dahilinde filonun uçuş yüksekliği 800 ile 1500 metre arasında değişir. Bu yükseklikte kuşlar bulutların hizasında hatta üstünde uçup gözle görülemez hale gelebilirler. Bu görünmezlik 2.5 ile 5 saat arası devam edebilir. Bu zaman sonrasında filodaki kuşlar gruplar halinde veya hep beraber alçalmaya başlar. İniş hızlı bir şekilde olabileceği gibi yavaş yavaş veya belli seviyelere alçalarakda oluşabilir. Bu iniş genelde 15 dakika ile 2 saat arası bir zaman alır. Belli seviyelere alçalarak iniş filonun bir iniş seviyesi gösterdikten sonra bir süre bu seviyede uçması ve daha sonra belli bir seviye daha iniş göstermesi şeklindedir.

Genç kuşlar ilk uçuş sezonlarında, iyi bir eğitimle, 3 ile 6 saat arası uçabilirler. 3 ile 4 yaş arası kuşlardan beklenilebilecek en iyi zamanlama 15 saat civarındadır. Yugoslavya'da bir çok Sırp Yüksek Uçucusu klübü yıllık kupa yarışları düzenler ve bu yarışlar sırasında sadece kuşların sinekte harcadığı zamanlamayı puanlar. Bu ırk üzerine ilk klüp 1910 yılında kurulmuştur.

Sırp Yüksek Uçucuları aynı zamanda güzellik yarışmalarında iki kategoride gösterilir; Spor ve standart. Spor kategorisinde kuşun uçuş zamanlaması puanların 80% ine, görünüşü ise 20% ye tabi tutulurken, standart kategorisinde puanların 100% ü görünüş üzerinedir.

STANDART:
Bu ırkın en önemli özellikleri: Yüksek uçuş, uzun zaman havada kalma, grup olarak daireler şeklinde uçumak ve genel görünüştür.
Geldiği Ülke: Sırbistan ve Yugoslavya.
Genel Görünüş: Orta küçüklükte, sıkı yapılı, düz ve dik bir göğüs yapısına sahip. Her zaman uçuşa hazır bir görünümü olmalı.
Kafa: Uzun ve dar bir yapının yanında üst kısmı düz bir yapıya sahiptir. Alın gagaya düzgün bir açıyla girer. Tepenin her kısmı aynı yükseklikte ve kafanın hafifce üstünde görünecek kadar uzun olmalıdır.
Gaga: Orta uzunlukta, aşağı doğru meyilli ve kıvrık. Burunüstü alınla aynı açıda ve kuşun rengine göre renklenmiş olmalıdır. Koyu kuşlarda renkli, ötekilerinde kemik rengidir.



Vücut: Kısa ve sağlam bir yapıya sahip olmalı. Sıkı ve kaslı olmalı. Yerden yüksekliği kısa olmalı. Sıkı bir tüy yapısına sahip olmalı.
Gözler: İnci gözlü ve bebeği olabildikçe küçük olmalıdır. Gözler kafatasının orta kısmının hemen önünde dengeli bir şekilde bulunmalıdır.
Boyun: Sıkı ve sağlam bir yapıya sahip olmalıdır. Kafadan gövdeye doğru hafifce bir genişleme göstermelidir. Gövdeyle orantılı olmalıdır.
Kuyruk: Kısa ve sıkı 12-14 tüyden oluşmalı. Yere yakın taşınmalı.
Kanatlar: Uzun ve kuyruk tüylerinin sonuna yetişecek şekilde olan tüyler, kuvvetli bir yapıya sahip olmalı. Kuyruk üstünde taşınmalı. Tüyler geniş ve bir birinin üstüne binecek şekilde olmalı.



Ağırlık: 170 ile 250 gr. arası.
Bacaklar ve Ayaklar: Paçasızdır ve bacaklar kırmızı renk olmalıdır.
Renk ve renk dağılımları: Bütün renk ve renk dağılımları makbuldür.
Kusurlar: Paça görülmesi. Yuvarlak kafa yapısı. Uzun veya sıska vücut yapısı. Yüksek yapı. Çok iri vücut yapısı. İnci rengi dışında göz rengi (beyaz ve akbaşlarda kara göz geçerlidir). Başka ırklarla kırılmış olmanın her hangi bir belirtisi.

KISA TARİH: Sırp yüksek uçucusunun geçmişi yeterli şekilde araştırılmamıştır. Orta çağlarda Türk'lerin Sırbistan'a getirdiği güvercinlerin Yunan ve Macar ırklarına kırılmasıyla elde edildiği ırkın eski tarihi bilgisidir. Fakat, Sırp Yüksek Uçucusunun tarihini araştırırken, Jovan Martinivoiç müthiş bir bilgiye rastlamıştır; Sırp yüksek uçucularının atası illirian güvercinidir (Columba İlliyrica).



Klasik Archangel Irkı, Columba İlliyrica (Ülkemizde Cinperi olarakda bilinir)

Babilon İmparatorluğunun sona ermesinin ardından bir grup kabileler Anadolu ve Trakya yoluyla Balkanlara gelmişlerdir. Yunanlı ve Romalı lardan oluşan bu grup sonradan İllirian'lar adını almıştır. İllirian'lar bu bölgeye gelirken beraberlerinde Babilon'un kutsal ırkınıda getirmişlerdir. İllirian devleti bayağı büyüktü; Batıda Adriyatik sahilleri, kuzeyde bu günün Slovakya'sı ve Hırvatistan'ı, doğuda Danube ırmağı ve batıda Moldova, güneyde de Kosova, sınırlarını oluşturuyordu. 6. yüzyılda güney Sırpları bu bölgeye göç etti ve bu parlak, canlı tüylü ırka büyük ilgi gösterdi. 13. ve 14. yüzyılda İllian güvercini "Archangel ırkı" olarak Sırp manastırlarında yetiştirildi.

1389'da gelen Osmalı ordusu Sırp ordusuna ağır kayıplar verdirmiştir. Bunun takibi olarak bütün Sırbistan Osmanlı eline geçmiş ve bir çok Sırp kuzeye göç etmek zorunda kalmıştır. Bu göç sırasında Sırplar Archangel ırkını kuzey ülkelerine götürmüş ve oralarda yayılmasını sağlamıştır. Sırbistan'ı ellerinde tuttukları süre içinde Türkler, çoğu taklacı olan (tepesiz), bir çok güvercin ırkını buraya getirmişlerdir. İllian güvercininin bu ırklarla kırılması sonucu Sırp yüksek uçucusunun oluşumu başlamıştır. O zamanlarda bu kuşlar genellikle Belgrad, Nis, Smederevo ve Krusevak gibi şehirlerde tutulmuşlar. Türkler bu ırkıda kendilerine mal etmiş ve adını "faslıje" veya "tafesi" (tepeli demektir) olarak koymuşlardır.



Sırp yüksek uçucusunun yaratılışı sırasında yetiştiriciler daireler çizerek yüksek ve uzun süre uçan bir ırk yaratmaya çalışmışlardır. Uçuş sırasında takla atan bütün kuşlar bu ırktan çıkarılmıştır. Bu işlem sırasında yetiştiriciler kuşların dış görünüşüne önem vermemiştir. Bu nedenle her renkte ve renk karışımında kuşlar üretmişlerdir. Bunun yanında ırkın bir çok varyeteside mevcuttu. Bütün bunlar uzun süre ırkın bir standardının yazılmasını olanaksız kıldı.

Irkın ilk standardı 1972 basılmıştır. 1973'de Sırp Yüksek Uçucuları Sombor Uluslar Arası Güvercin Show'unda gösterilmişlerdir.
Günümüzün Sırp Yüksek Uçucusu, vücut, kafa ve tepe yapısı olarak Archangel ırkını andırmaktadır. Özellikle koyu bronz renklileri.

Bu kısa tarih bilgisi Josip Pekanoviç tarafından yazılan "Golubovi Letaci" (Uçucu Güvercinler) kitabından tercüme edilmiştir.
Fotoğraflar arkadaşımız Sinan Solaklar'ın kuşlarına aittir.

Çeviri; Uğur Kurt GÜRSU

Not: Bu ırkın geçmişi hakkındaki tarihi bilgilerin Golubovi Letaci kitabının basılmasından sonra değişmesi ilginç. Benim kişisel görüşüm; bu değişimin ırkın Türkler le ilgisini azaltmak gibi bir amacı var. Orijinal bilgi Sırbistan'a gelen bir Türk ırkınına Yunan ve Macar ırkları sokularak yapılan çalışmalar sonucu elde edildiği iken. Türk bağlantısının ikinci plana itildiği başka bir bilgi ortaya çıkıyor ve ırkın tarihi olarak kabul ediliyor. İlginç olan başka bir olay ise Josip Pekoviç'in yazdığı kitapların içeriğinin Golubovi Novije Rase kitabının yazarı Bora Vasiç'in verdiği bilgilerle içli dışlı olması. Josip Pekoviç'in Sırp Yüksek Uçucusunun tarihindeki değişiklikleri yapma teşebbüsleri zamanında Bora Vasiç'in dünya ya Dolapçı ırkımızı Pristina Roller, İzmir makaracısınıda Sarajevo Roller olarak tanıtma çabalarına benzer. Bu bağlantı Sırp ırkı hakkında verilen bilgilere şüphe ile bakmama neden olduğundan, Jovan Martinivoiç'in tarihi araştırma yaparken rastladığı o müthiş bilgiyi araştırmak istedim.
Martinivoiç'in rastladığı bilgi, 1884 yılında, Kosova'nın Pec (Pek) şehrinin tarihi sulama sistemlerinin Babilon sulama sistemlerine benzerliği üzerine yaptığı çalışma amacıyla ziyaret eden İngiliz arkeolojist A. J. Evans'ın Belgrat'da bir güvercin yetiştiricisiyle yaptığı konuşmanın bir parçası. Babillon aşığı Evans'ın Kosova'da su kanallarının yanında İllirian çoban köpeği, mezapotamya ırkı benzeri eşşek ve küçük atlarada rastladığını anlatan bu kısımda Evans'ın güvercin yetiştiricisine "Eğer güvercinlerinizin atalarını görmek istiyorsanız, Pee (kitabın bir önceki kısmında Pec ve Pek olarak bahsedilen şehirle aynı isimin yazı hatası olabilir?) şehrine git. Orada bunların atası olan İllian Güvercinini görebilirsin" demesi. Konuya milliyetçi bir bakış açısıyla bakması meşhur olan Pekanoviç'in bir başka buluşu ise taklacı ırkımızın da yine İllian güvercininden geldiği. Maalesef bu konuda Sırp Yüksek Uçucusu hakkında gösterdiği kaynak kadar bile bir açıklama yok.

Bu ırkın Türklerle ilişkisi üzerine beyin jimnastiği yapmak istenirse TGYB forumlarında bahsedilen iki değişik noktanın göz önünde bulundurulması gerektiği düşüncesindeyim:

1) Festakkalılar: Denizli'nin Çal ilçesinde köylüler tarafından Katal kuşu ve şehir merkezindekilerinde Köy kuşu ismiyle andıkları kuşların Sırp yüksek uçucusu ile ilişkisi olup olmadığını irdelemek ilginç bir araştırma olabilecek kapasitede bence.




Çal'ın Katal Kuşları, Festakkalılar

Irk hakkında arkadaşımız sayın İskender Damgacı'nın bizlerle forumda paylaştığı bazı bilgiler;
"Katal kuşlarıyla Sırp yüksek uçucularının aynı kuşlar olduklarını söylemek gülünç bir iddia olur. Bununla beraber Sinan bey'in verdiği bilgilerle benim Katal kuşları hakkında yüzeysel bildiklerim arasında yakın olanlar var. En iyisi bende katal kuşlarıyla ilgili bilgi ve gözlemlerimi aktarayım. Belki gelecekte yapılacak çalışmalara bir yararı olur.

Katal kuşları adıyla bildiğimiz güvercinlerin tamamı tepelidir. Büyük çoğunluğu üstten bakıldığında 90 derece köşeli görünen festakka adı verilen bir arka tepeye sahiptir. Sırp yüksek uçucuları gördüğüm kadarıyla parmak tepe formundalar. Onlara eskiden sırbistan bölgesinde Türkler tarafından "Feslice" adının verilmesi acaba bu sebepten olabilir mi? İlginç bir konu...

Katal kuşları pırıltı duyarlılığı olmayan kuşlardır. Hava marifetleri yoktur. Yavaş kanat atışlarıyla yuva üzerinde dar dairelerle uçarlar, fazla yükselmezler. Kümeste barındırılmazlar. Köy evlerinin saçak altlarında yapılmış tekdüze follarda yuvalandırılırlar. Çok iyi yavru bakıcısıdırlar. Dönek yetiştiren arkadaşlarımızdan bazıları tel salmalar yaparlar ve Katal kuşlarına burada yavru baktırırlar. Yuvalarına ve yavrularına karşı çok iştahlıdırlar. Dişiler bile yuvaya çıktıklarında ve yavruya bakmadan önce gürül gürül öterler. Abartılı biçimde kanat açıp kuyruk sürürler. Yanlarına yaklaşıldığında veya bir yere kapatıldıklarında sürekli vuklama sesleri çıkarırlar.

Paçasız, dik duruşlu, orta irilikte sağlam bünyeli kuşlardır. El değmeden çoğalırlar, ne verilirse onunla yetinirler. Tam bir köy-bahçe kuşudur. Öncelikle Çal sonrada Çivril ilçemizde evlerde çok yaygındır. Alınıp satılmazlar, maddi değerleri yok hükmündedir. Köylerde tanıdığınız varsa ancak geceleyin merdiven kurup yakalayarak bu kuşlara sahip olabilirsiniz

Çal ve Çivril ilçelerimizin halkı Kayı boyundandır. İki ilçenin arasında yer alan eski panayır alanında sadece tarihi bir minare kalıntısı ayaktadır ve bu bölgeye Kayı Pazarı denilir. Kayı boyu mensuplarının bölgeye girişi yaklaşık 1230'lu yıllardır. Bu bilgileri şunun için aktarıyorum; Sırbistan bölgesine göç eden/yerleştirilen eski Türkler eğer Kayı boyundansa Katal kuşlarının Sırp Yüksek Uçucuları'nın atası olma olasılığı artar. Bu bir tahmindir, kişisel düşüncemdir. "

2) Trabzon Tepelileri: Yine TGYB forumunda Avustralya'dan arkadaşımız sayın Engin Salim Gürkan'ın bizlerle bu konu hakkında paylaştığı tecrübelerinde, Avustralya'ya o zamanlar soyları neredeyse kaybolmak üzere olan Trabzon asıllı 4 damar götürdüğünü ve bu 4 kanı birbirine kırarak Sırpların getirdiği kuşlardan daha üstün uçuşa sahip olanını uçurduğunu söylüyor. Engin arkadaşımız Avustralya'da şu an Yugoslavya'dan gelme 6 soy olduğunu ve bunların 4 ünün bahsedilen Trabzon kuşları ile aynı özellikleri taşıdığını anlatıyor. Bu Trabzon asıllı kuşların geçmişinden bahsederken, Engin arkadaşımız "Benim yaşlılardan dinlediğim Osmanlının Balkanlar'a gönderdiği insanları korumak amacıyla Lazları seçmiş olması ve buralara giderkende bu askerlerin ailelerinin bu kuşlarıda yanında götürdükleri" diyor.

Kaynak: http://www.guvercinbirligi.com/Arsiv_Ma ... r/Sirp.htm
 
SIRP Y U RESİMLERİNİ ; yuksek-ucucu-irklar-iran-sirp-vb/sirp-yuksek-ucucularim-t8590.html UZANTISINDAN, EROL ARKADAŞIMIZIN KUŞLARINI İNCELEYEBİLİRİZ.


KATAL GÜVERCİNİ - festakkalılar – fesliler


Katal Güvercini ülkemizde Denizli ilimizin Baklan, Çivril, Çal ve Çameli ilçelerinde yetiştirilir. Bölgenin eski ve yerli ırklarından olup, Anadolu Selçukluları döneminden beri var olduklarına dair belirtiler mevcuttur. Denizli'de "Katal - Katillik" adlarıyla tanınmaktadırlar. Katal, aynı zamanda yörede yapı saçaklarında veya duvarlarında güvercinler için özel yapılmış yuvalara da verilen bir isimdir. Katallık kelimesinin yöre şivesinde devrilmiş söylenişi ise "Katillik"tir. Katal Güvercinleri için kullanılan diğer isimlendirme geniş tepe formuna sahip oldukları için "Fesli"dir. Katal Güvercinleri dünyada varlığı bilinen 12 tel kuyruklu ve çift kuyruküstülü tek güvercin ırkıdır.


Katal Güvercinlerinin Baklan Ovası'nda yer alan yaklaşık 60 köyde ve yakın çevredeki Çal, Çivril, Bozkurt ilçeleriyle köylerinde yetiştirildikleri biliniyor. Son yıllarda bölgede açık sistem büyükbaş hayvancılığına geçildiğinden besiciler için güvercinler büyük tehlike olarak görülmekte ve toplu imhalar yapılmaktadır. Büyükbaş hayvanların yemlikleri ve yalaklarının güvercin dışkısıyla temas ederek hastalıklara yol açtığı kaygısı yaygındır. Hemen her evde geleneksel olarak devam ettirilen Katal Güvercini yetiştiriciliği başta bu sebeple artık terk edilmiş durumdadır. Salmalarda yetiştirilen güvercinler ise günümüzün popüler güvercin ırklarından oluşmaktadır.


Katal Güvercinlerinde tüm renkler görülür, renk yelpazesi oldukça geniştir. Minyon sayılabilecek yapıda ve gelişmiş bir göğüse sahiptirler. Paça veya tozluk taşımazlar. Son derece hareketli, neşeli ve insana yakın bir ırktır. Oldukça iyi yavru bakıcısıdırlar. Hastalıklara karşı dirençli sağlam bir bünyeye sahiptirler. Günümüzde salmalarda rastlanan tüm Katal Güvercinlerinin yavru bakıcısı olarak kullanıldıkları görülmektedir, artık uçurulmak için yetiştirilmemektedirler. İnsana çok yakın davranan bu ırkımız yuvasını koruması gerektiğinde sert tavırlar gösterir. Böyle durumlarda insanlara dahi bu sertliğini abartılı bir şekilde göstermekten kaçınmaz.

Katal Güvercinleri yüksek uçarlar, normal uçuş süreleri yaklaşık olarak 2-3 saat civarındadır. Yöre insanı "pıynak" adını verdikleri ürküterek uçurma yöntemiyle bu sürenin daha da uzatılabileceğini söylemektedir. Katal Güvercinlerinin pırıltıya duyarlılıkları yoktur, kendiliğinden inerler. Birbirlerine çok yakın olmadan grup oluşturarak uçarlar. Uçuş tarzları ve ani zigzagları sebebiyle yırtıcı kuşlara kolay av olmadıkları söylenmektedir. Takla, dönüş, makara gibi uçuş oyunları bulunmaz. Yuvaya sadakat özellikleri son derece yüksektir, 100 km mesafeden evlerine döndükleri bilinmektedir. Başka bir salmaya yakalanmaları neredeyse söz konusu bile değildir. Irka özel geniş tepeleri düz veya hafifçe kavisli olabilmektedir, alınları hafifçe öndedir.


Gözlerde tek renk olarak sarı, kırmızı, pürbeyaz görülmez, beyaz dairenin dışına doğru renklenme görülür. Kuyruk telek sayıları 12'dir, melezlenmiş olduğu tespit edilen bazı bireylerde kuyruk telek sayısının 14 olduğu tarafımızdan tespit edilmiştir. Yine melezlenmiş bazı bireylerde fes tepe formunun daraldığı ve iki ucunun birbirine doğru kapanarak sivri tepe formuna dönüştüğü görülmektedir. Katal güvercinlerinin fes tepe formuyla birlikte en ayırıcı ve ilginç özelliği ise çift memeli kuyruküstü yağ bezesi taşımalarıdır. Melezlerinde dahi bu özelliğin izine rastlamak mümkündür. Melezlerinde çift yerine tek kuyruküstü varsa incelendiğinde belirgin bir çizginin varlığı görülecektir.


Geçmişte köy çocuklarının gece mum ışığında döğüştürerek kavgacılıklarını sınadıkları Katal Güvercinleri bir gelenek halinde asırlarca uğur olarak uçarlı (katallarda) ve konarlı (salmalarda) yetiştirilmelerine rağmen günümüzde organik besiciliğin kurbanı olma noktasındadırlar. Unutulmaya yüz tutmuşlardır. Bir benzerleri dünyada çok tanınan "Sırp Yüksek Uçucuları"dır. Yerel kaynaklarda ve ilgili klüplere bağlı yayınlarda Sırp Yüksek Uçucuları'nın atalarının Anadolu'dan Türkler'in gelmesiyle taşındığı ve eski isimlerinin "Feslice - Feslije" olduğu belirtilmektedir. Kosova'nın Türkler tarafından fethinden sonra bölgeye götürüldüklerine dair işaretlere rastladığımız Katal Güvercinleri evcimen karakterleriyle ilgiyi hak eden yerel ırklarımızdandır.


Güvercin ırklarında nadir görülen çamkabuğu, sinekli, kestane gibi sıradışı renkler onlarda görülebilir. Çiftli kuyruküstü yağ bezesi birkaç ırkta nadiren bireysel olarak bulunmasına rağmen Katal Güvercinleri'nde 12 tel kuyrukla birlikte standarttır. Bu yönüyle de eşi benzeri yoktur... Orjinal yapıları ve benzersiz özellikleriyle sahip çıkılarak koruma altına alınmaları gerekmektedir. Denizli Güvercin Evi Derneği misyonuna uygun olarak Katal Güvercinlerini tüm ayrıntılarıyla tanıma ve tanımlama çabası içindedir. Gelecekte ırkın standartlarını oluşturma ve ilgili etkinlikleri düzenleme adına yapılması gereken altyapı hazırlıkları birer birer gerçekleştirilmektedir. Katal Güvercinleri halen yaşamakta olan bir kültür mirasımızdır...


TEŞEKKÜR: Denizli Güvercin Evi Derneği olarak Katal Güvercinleri için yapılan çalışmalarda ilgi ve yardımlarını esirgemeyen başta Baklan, Çal, Çivril ilçelerimizin yetiştiricilerine, TGYB Kurucusu Uğur Kurt Gürsu'ya, Başkanımız Elk.Müh. Niyazi Ertürk'e, Avukat Cem Eryılmaz'a, İnş.Müh. Cüneyt Arıkan'a, İnş.Müh. Cihan Tanrıöğen'e, Doç.Dr. Hayri Ün'e, Önder Okumuş'a, Fırat Ekiz'e, Tezcan Akınlı'ya, Uğur Bilgihan'a Sinan Solaklar'a (İstanbul) ve Güvercin Genetiği konusunda uzman Frank Mosca'ya (ABD) teşekkürler...

İskender DAMGACI - Şubat 2009

Kaynak: http://www.katal.guvercinevi.com/
 
Katal Güvercini ve Sırp Yüksek Uçucusu / SİNAN SOLAKLAR


Katal güvercinlerinin ilk resimlerini gördüğümde Sırp Yüksek Uçucularına ne kadar benzediklerini görüp oldukca şaşırmıştım. Sırp Yüksek Uçucuları'nın (SYU) ne şekilde ortaya çıktıklarını Sırp kaynaklarından ögrenmek için araştırdım. Kaynaklarda SYU'ların Osmanlı'nın Kosova'yı fethinden sonra Türk ırkları ile bugün Guimpel (Turkiye'de Cinperi) adıyla anılan kuşların kırılmasıyla elde edildiği yazmaktadır. Bu saptamada doğruluk payının oldugu kesindir fakat işin içinde Sırp milliyetçiliği ve buna yönelik zorlama bir efsane yaratma çabası olduğunu düşünüyorum. Şöyleki; Sırpların milattan öncesine dayandığını iddia ettikleri Guimpel ırkı güvercinlerle eşleştirilmiş olan Türk güvercin ırkı ile elde edilen SYU'lar en az bizim kadar milliyetçi duygulara sahip olan Sırp'lar için tarihlerinin derinliğinden gelen bir milli simge ve gurur kaynağı olmuşlardır. İşin gerçekçi yanına gelince; bu tür üstün nitelikli bir ırkın üretilmesi cidden bir gurur kaynağıdır, bunun için hiç şüphe yokki Sırplara bu konuda hakları verilmelidir.

İşin menkıbe tarafinda ise bu ırkın Guimpellerle uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını düşünüyorum. Bu ırkla tek benzerliği arka tepeli olmasıdır. Bu ırktan gelen yeni bir ırk olsa muhakkak Guimpellerin en önemli özelliği olan renk ve özellikle desenlerinin arada bir de olsa SYU'larda gözükmesi gerekirdi. Oysa şimdiye kadar hiç kimsenin gördüğünü zannetmiyorum. İşte burada tarihe biraz göz attığımızda; Osmanlı'nın Balkanları fethi sırasında ve sonrasında buranın nüfus yapısını değiştirmek için Anadolu topraklarında kendi için problem yaratan ve Türklük duygusunu benliğinde en fazla hisseden (Türkçeyi ilk resmi dil ilan eden beylik Karamanlılardır) halk olan Karamanlıları bu topraklarda zorla iskan etmiştir. Bugün bile hemen hemen bütün Balkan Türkleri Konyalı veya Karamanlı olduklarını söylerler. Göç sırasında her zaman olduğu gibi kültürlerini ve onun bir parçası olan güvercinlerinide yanlarında götürmüşlerdir.

Katal güvercinlerinin bugün beslendiği yerlere bakılırsa Karaman Beyliği sınırları içinde ve kırsal alanda beslenen kuşlar olduğunu görürüz. Yugoslavya veya Sırbistana götürülen bu kuşlar yerel kültürde o kadar yer etmiştir ki hala bu kuşların renkleri Turkcedir (Mavi, Boz, Darcinli, Arap, Ala vs) ama daha da enteresanı ise arka tepe kuşlara ''Feslice'' denmesidir. Bildiğim kadarıyla Denizli yöresinde de bu tip kuslara ''Fes Takkalı veya Fesli'' denilmektedir.

Katal ırkının hangi ırklarla kırılıp uzun uçmalarının sağlandığı ise ayrı bir araştırma konusudur, bildiğim kadarıyla Katallar ortalama 2-3 saat uçmaktadır, SYU'larda ise bu süre 12-14 saat olabilmekte ve çok yükseğe çıkmalarına rağmen hep yuvanın üzerinde uçmaktadırlar.Soy takibi yapıldığında hiç tepesiz yavru vermemekte fakat zaman zaman kuyruğa oturan veya takla atan kuşlar çok nadirde olsa çıkmaktadır. Soyda çekinik takla veya makara geni olduğunu zannediyorum. Ayrıca SYU'lar zaman zaman kısa mesafeli dönme veya dolap benzeri hareketlerde yapmaktadırlar.

Kuyruk üstü yağ bezeleri tektir. Çift olan varmı diye araştırıyorum. Fiziki yapıları ise Katal ve arka tepe Dolapçılara benziyor. Benim tahminim SYU'ların Katal ırkından uçum sürelerinin uzatılması suretiyle üretildiğidir. Hangi kuşla kırıldığı konusunda ise bir fikir yürütmek şu anda oldukca zor; yöresel bir ırk olan ve çok uzun uçabilen ''Ohrinski'' olabilir (Bu kuslar tepesizdir,ama tepeli elde etmek oldukca kolay bir yontemdir). Ancak gerçek olan şudur ki SYU'ların asıl kanı Guimpel'ler değil büyük ihtimalle Katallardır ve bu ırka kan girilerek elde edilmişlerdir...

Kaynak: http://www.guvercinevi.com/katal/syu.html
 
BELİRTTİĞİM KAYNAKLARDAN KATAL RESİMLERİ;
 

Ekli dosyalar

  • festakka_01.webp
    festakka_01.webp
    57 KB · Görüntüleme: 2,683
  • festakka_02.webp
    festakka_02.webp
    55.5 KB · Görüntüleme: 2,851
  • katal1-denizli.webp
    katal1-denizli.webp
    100.7 KB · Görüntüleme: 2,589
BELİRTTİĞİM KAYNAKLARDAN KATAL RESİMLERİ;
 

Ekli dosyalar

  • katal2-denizli.webp
    katal2-denizli.webp
    49.9 KB · Görüntüleme: 2,602
  • katal3-denizli.webp
    katal3-denizli.webp
    92.8 KB · Görüntüleme: 2,585
  • katal4-denizli.webp
    katal4-denizli.webp
    61.9 KB · Görüntüleme: 2,620
BELİRTTİĞİM KAYNAKLARDAN KATAL RESİMLERİ;
 

Ekli dosyalar

  • katal5-denizli.webp
    katal5-denizli.webp
    71.4 KB · Görüntüleme: 2,665
  • katal6-denizli.webp
    katal6-denizli.webp
    62 KB · Görüntüleme: 2,603
  • katal7-denizli.webp
    katal7-denizli.webp
    128.3 KB · Görüntüleme: 2,629
BELİRTTİĞİM KAYNAKLARDAN KATAL RESİMLERİ;
 

Ekli dosyalar

  • katal8-denizli.webp
    katal8-denizli.webp
    45.2 KB · Görüntüleme: 2,531
  • katal9-denizli.webp
    katal9-denizli.webp
    108.3 KB · Görüntüleme: 2,728
  • katal10-denizli.webp
    katal10-denizli.webp
    102.3 KB · Görüntüleme: 2,535
TRABZON GÜVERCİNİ


BİLGİLER

Ülkemizde bulunan güvercin ırklardan sadece bir güvercin ırkı, “Çember Dövücü” olarak nitelendirilmektedir. Bu ırkımız, ülke yinelinde “Trabzon” adı ile bilinmektedir. Trabzon ırkımız Dünyada “Anatolian Ringbeter” adı ile tanınır. Trabzon ırkımıza bölgede yerel olarak başlıklı, tepeli anlamına gelen “Gugullu”, “Tek gugul” ve “Tepeli” gibi adlar verilmektedir. Doğu Karadeniz bölgemizde adını Trabzon ilimizden alan bu ırk, tamamen bizim yerel ırkımızdır. Dünyada fazla bilinen bir ırk olmadığı gibi ülkemizde de fazla tanınmamaktadır. Trabzon, Bayburt, Gümüşhane ve Erzincan illerimiz ve bu illere bağlı bazı ilçelerde ve özellikle Kelkit ilçesinde sınırlı sayıda yetiştiricide bulunmaktadırlar.

Çember dövücü ırklar yinel olarak dünyada İngilizce “Ringbeter” ve Almanca “Ringschalager” adı ile tanınırlar. Bu ırkın dünyada bilinen üç tipi bulunmaktadır. Bunlar, Rhine Ringbeter (Almanya), Belgian Ringbeter (Belçika) ve Anatolian Ringbeter (Türkiye) adları ile dünya üzerinde bilinmektedirler. Ancak bu üç ırkında kökeni Anadolu’dur. Özetle Çember dövücü ırk dünyaya Türkiye üzerinden yayılmıştır. Anatolian Ringbeter olarak adı geçen ırk, bizim Trabzon olarak adlandırdığımız ırktır. Bu ırka Avrupa’da pek rastlanmaz. Almanya’ya ilk kez 1980’li yılların başlarında götürülmüşlerdir. Ancak bu ırkı üzerinden Belçika ve Alman yetiştiriciler tarafından çeşitli kırmalar sonucu üretilmiş diğer iki ırk dünyada bilinmektedir. Bu ırklardan, Belgian Ringbeter olarak adı geçen ırk, bizim Bayburt olarak adlandırdığımız ırka çok yakın akrabadır ve bu ırktan türetilmedir. Almanya’da bulunan ve Rhine Ringbeter adı ile bilinen ırk ise, bizdeki iki ırktan yapılan kırmalar sonucu türetilmiş olup yine bizim ırklarımıza akraba ve benzerdir. Bu ırkların Avrupa’da geliştirilen ve “Speelderken” adı verilen bir de alt tipi bulunmaktadır. Speelderken ırkının kendine özgü renk yapılanması vardır. En dikkat çekici yanı sırtında beyaz renkli kalbe benzer bir yaması olmasıdır. Trabzon ırkının düz renklerinin kendi aralarında çiftleştirilmelerinden Speelderken ırkına benzer yavrular alınmaktadır. Ancak bu yavruların sırtlarında kalp yaması bulunmaz.

Çember dövücü güvercinlerimizin ne zaman ve ne şekilde Avrupa’ya gönderildiği hakkında elimizde bir bilgi bulunmamaktadır. Bir çok güvercin ırkımızın dışarıya gönderildiği, Osmanlı Devletinin son dönemlerinde gönderilmiş olma ihtimalleri fazladır. Şimdi de bu ırkımızın kendilerine özgü davranış biçimlerini kısaca açıklamaya çalışalım.

ÇEMBER HAREKETİ

Çember Dövme : Çember dövücülük bir uçuş özelliği değildir. Erkek güvercinlerin dişilerine kur yaparken yerde sergiledikleri bir tür cinsel gösteridir. Özet olarak bu güvercinlerin oyunu havada değil yerdedir. Bu güvercinlerde oyun (çember dövme hareketi) yinellikle erkek kuş tarafından sergilenir. Nadir olarak dişi güvercinlerin de oyun yaptığı gözlenebilir. Bu hareketler, dişinin yumurtlama öncesinde büyük bir yoğunluk kazanırlar. Ülkemizde başka hiçbir güvercin ırkında bulunmayan bu davranış şekli gerçekten çok ilginçtir. Önce erkek kur yaparak dişiye doğru yaklaşır. Kabararak dişisinin etrafında döner. Sonra tam dikine birden havaya doğru hızla fırlar. Bu fırlama sırasında yerden yarım metre ile iki metre arasında yükselir ve dişisinin üzerinden yarım daire çizecek şekilde bir tur atıp tekrar yanına konar. Sonra tekrar havalanıp aynı hareketi tekrarlar ve kur yapmayı sürdürür. Bu davranış şekli çember dövme ya da çember hareketi olarak adlandırılmaktadır. Bölgede bu hareket yerel olarak “kalkma” adı ile nitelenir. Erkek kuş havada iken kanatlarını hızla birbirine çarparak tok bir ses çıkartır. Dişi üzerinde havada kanat sesi çıkartılarak yapılan bu hareket yinellikle 1–3 tur devam eder. Bazen 4–5 tur yapan kuşlara da rastlanmaktadır. Tur sayısı arttıkça kuşun değeri de yükselir. 4–5 tur atan kuşlar oldukça değerli kuşlardır. Çember dövme hareketinde belli bir yön bulunmaz. Hep aynı yönde olabileceği gibi sağlı sollu çeşitli kombinasyonlar şeklinde de görülebilir. Çember dövme hareketi sırasında erkek kuş yinellikle yerden 50–100 cm. arasında yükselerek bu hareketi yapar. Bazen bu yükseklik 2 metreye kadar çıkabilir. Çember dövme hareketi sırasında bu ırklarda rastlanan iki davranış biçimi daha bulunmaktadır. Bu davranışlara “ Yalpa” ve “Takla” adı verilmektedir.

Yalpa : Çember dövme hareketi sırasında kuş dişisinin üzerinde yarım daire şeklinde bir tur atarken turunu tamamlamaz ve birden döndüğü yönün tam tersi yöne doğru şiddetli bir biçimde kendini atar. Bu hareket yalpa olarak adlandırılmaktadır. Yalpa hareketini 1-2 metre yükseklikte yapan güvercinler daha değerli olarak kabul edilirler.

Takla : Çember dövme hareketi sırasında erkek kuş bazen aynı taklacı güvercinlerde olduğu gibi takla atabilir. Takla sayısı bir bazen de iki tane olabilmektedir. Nadir olarak rastlanan takla hareketi dişinin en çok 1 metre kadar üzerinde gerçekleşir. İşin ilginç yanı bu güvercinlerin taklacı özellikleri yoktur ve bu takla atma olayını daha çok çember dövme sırasında yapabilirler. Uçurulduklarında takla atma tarzları yinellikle bulunmaz.

RUS ÇARININ DA YETİŞTİRDİĞİ BİR IRK

Bu güvercinlerin kanat sesleri çok fazladır. Çember dövücü ırklarda görülen çember dövme, yalpa ve takla şeklindeki üç özellik, aynı kuşta aynı anda bulunabileceği gibi ayrı ayrı da bulunabilir. Ancak yalpa yapan kuşlar, çember dövme hareketini de mutlaka yaparlar. Çember dövücü ırkları bu hareketlerini yaparken izlemek çok değişik bir duygudur. Hatta Çarlık Rusya’sında, Çarın gelen misafirlerini eğlendirmek amacı ile bu kuşlardan ve başka güvercin çeşitlerini sarayının bahçesinde yetiştirdiği söylenmektedir. İyi bir gösteri izleyebilmek için güvercinlerin dişi ve erkeğinin önceden ayrılmaları gerekir. Ayırma süresi 3-5 günü ya da 1 hafta kadar olabilir. Bu süre içinde eşler birbirlerine hiç gösterilmezler. Eğer ayrılma dönemi yumurtlama dönemine gelmişse kuşlar daha iyi oyun sergilerler. Oyun öncesi dişi kuş kanatları bağlanarak yere bırakılır. Daha sonra eşi yanına bırakılır ve oyun başlar. Yetiştiriciler bazen rekabeti artırıp daha iyi bir oyun seyri yakalayabilmek için tek bir dişinin yanına 2-3 erkek kuş bırakabilirler.

FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

Bu güvercinlerde çift tepe görülmez. Sadece takka olarak adlandırdığımız arka tepe vardır. Ancak bu güvercinlerin takkası enseden başlayıp kafanın üzerine doğru bir taç gibi uzanır ve kulaktan kulağa kadar bütün boyunu sarar. Tepenin boyna doğru bitim yerinde “Gül” denilen bir yapılanma bulunur. Bu gül kuşun tepesine ayrı bir güzellik katar.Vücut olarak orta büyüklükte ve hatta biraz irice olan bu güvercinlerde kafa düzgün yuvarlaktır. Gaga normalden biraz büyük ve kalındır. Trabzon’da “guduk” adı verilen gaganın rengi, yinellikle açık renk olup “mum gaga” tabir edilen şekilde beyaz, sarı ve kahverengine yakın bir tondadır. Ancak siyah renk gagalı olanlarla, açık renk olup üzerinde siyah lekeli olanlarına da rastlanır. Gözler orta büyüklüktedir ve göz çevresi halkası belirgin değildir. Belirgin olan güvercinler daha çok tutulurlar. Göz rengi, kuşun rengine göre değişiklik göstermektedir. yinellikle sarı ve açık göz rengi yaygındır. Ancak beyaz renk kuşlarda koyu tonda gözlere rastlanır. Daha nadir olarak görülen koyu tonlu gözler, yinellikle kırmızı ve siyah olmaktadır. Trabzon ve Kelkit yöresi kuşlarda göz rengi daha çok sarı tonlardadır. Erzincan kökenli kuşlarda ise açık renk gözler daha dikkat çekicidir. Beyaz göz rengi yinellikle tercih edilmez. Ayaklara açık kırmızı renkte olup paçasızdırlar. Dirsekten aşağısında tüy bulunmaz. Tırnaklar yinellikle beyazdır. Kanatlar kuyruk üzerinde taşınırlar. Trabzon ırkımız uçucu bir güvercin ırkı değildir. Tamamen form ve çember özelliği nedeni ile yetiştirilmektedir. Çember hareketi sırasındaki kanat çırpmalar nedeni ile kuşun dış telek tüylerinde zaman zaman yıpranmalar gözlenebilmektedir. Uçurduğunda hemen konma eğilimindedir. Çatıda dolaşarak vakit geçirmeye bayılır. Oldukça kızgın (azgın) bir yapısı vardır. Yavru bakımları iyidir. Ancak kızgın yapılarından dolayı yavruların daha büyümesini beklemeden yeniden yumurtlama eğilimindedir. Yuvalarına bağlıdırlar, farklı yuvalara gitme eğilimleri bulunmaz. Yuva içinde ele gelme tarzları yoktur. Ürkek bir yapıları bulunmaktadır.

RENK ÇEŞİTLERİ

Arap: Tamamen siyah renklidir. Açık ve koyu tonları bulunmaktadır.
Beyaz: Süt beyaz renktedir.
Mor: Mora yakın kırmızı tonlarıdır. Koyu kahverengi
Hoppalı Mor: Koyu bir gök rengine sahiptirler. Kanat üzerleri kırmızı şeritlidir. Bazen şerit renkleri koyu kahverengi olabilir.
Kara Mor: Siyah renkli olup kanat üzerleri kırmızı pulludur.
Gri–Kahverengi: Kanatlarının üzerinde iki sıra şerit (Kemer) bulunur.
Gri–Siyah: Kanatlarının üzerinde iki sıra şerit (Kemer) bulunur. Bu renk güvercinlere yerel olarak “Kayapa” adı verilmektedir. Bu kuşların gagaları siyah olur. Renk olarak yabani güvercine benzer.
Gri–Koyu Kahverengi: Kanatlarının üzerinde iki sıra şerit (Kemer) bulunur. Şeritleri gri renktir.
Kırmızı: Kanatlarının üzerinde kemer bulunmaz. Şeritsizdir. Daha az tercih edilen bir renktir.
Sarı: Biraz mat tonlara sahip değişik tonlarda sarı renklidir.
Butlu: Kahverengi kiremit rengidir. Ancak aralarda beyaz renk tüyleri bulunur.
İsli: Renk olarak şehir güvercini (Columba livia) gibidir. Daha az tercih edilen bir renktir.

RENK SIFATLARI

Bu renklerin yanı sıra bazı güvercinlerin göğüslerinin önünde “Yıldız” adı verilen bir beyazlık bulunur. Yıldızlı güvercinler ile, kuyruk telekleri ortasında beyaz telekler olan güvercinler (Akkuyruk) daha makbul olarak kabul edilirler. Ancak renk olarak beyazla karışmış şekilde olan güvercinler (Alaca) tercih edilmezler. Bu güvercinlerin renkleri sade olmalı ve kuşun vücudunda beyazlıklar bulunmamalıdır. Alaca olanlarda, kanat telekleri yinellikle beyaz olmaktadır. Göğüslerinde ise beyaz yama bulunmaktadır. Kuşun diğer yerleri kendi renginden olur. Gaga üzerindeki beyazlık ise “Nişan” olarak adlandırılmaktadır.

KAYNAK:http://www.main-board.net/trabzon/108216-trabzon-guvercini.html
 
BELİRTTİĞİM KAYNAKLARDAN TRABZON GÜVERCİNİ RESİMLERİ;
 

Ekli dosyalar

  • trabzon1.webp
    trabzon1.webp
    99.2 KB · Görüntüleme: 2,681
  • trabzon2.webp
    trabzon2.webp
    87.5 KB · Görüntüleme: 2,621
  • trabzon3.webp
    trabzon3.webp
    90.9 KB · Görüntüleme: 2,599
BELİRTTİĞİM KAYNAKLARDAN TRABZON GÜVERCİNİ RESİMLERİ;
 

Ekli dosyalar

  • trabzonn.webp
    trabzonn.webp
    25.6 KB · Görüntüleme: 2,712
  • trabzon5.webp
    trabzon5.webp
    76.5 KB · Görüntüleme: 2,523
  • trabzon4.webp
    trabzon4.webp
    94.8 KB · Görüntüleme: 2,623
BELİRTTİĞİM KAYNAKLARDAN SIRP YÜKSEK UÇUCUSU KÖKENİNE İLİŞKİN BİR RESİM VE BİR ADETTE ÖRNEK RESİM;
 

Ekli dosyalar

  • Columba illyrica.webp
    Columba illyrica.webp
    65.9 KB · Görüntüleme: 1,842
  • syu1.webp
    syu1.webp
    98 KB · Görüntüleme: 2,033
Selamın aleyküm hoçam işin aslı bu türkular hakkında bir bilgim yok ama güzel bir calışma cıkarmışınız en azından teprik etme şansımı kullanayım dedim emeğinize yüreğinize sağlık teşekür ederim sağlık vede esenlikler dilerim
 
40TİLKİ' Alıntı:
Selamın aleyküm hoçam işin aslı bu türkular hakkında bir bilgim yok ama güzel bir calışma cıkarmışınız en azından teprik etme şansımı kullanayım dedim emeğinize yüreğinize sağlık teşekür ederim sağlık vede esenlikler dilerim


Ben teşekkür ederim, güzel düşünceleriniz için. Aslında bende sırp yüksek uçucuları, katal-denizli kuşları ve trabzon güvercinleri hakkında yeni yeni bişeyler öğreniyorum diyebilirim. Bu gibi çalışmlarla; Diğer türlerin yanında kuşları yükseltmek için kırma bir şekilde beslenen Yüksek Uçucuların, saflığına dikkat edilerek beslenmsini ümidediyorum.
 
Sağolun hocam.Trabzonlar ile sırpların akraba olduklarını biiliyordum ama katal'larla akrabalıklarını yeni Öğrendim.Avustralya'da kuş besleyen bir abimiz oradaki trabzon soylarını birbirleriyle eş ederek sırplarla hemen hemen aynı özellikte hatta daha uzun uçan kuşlar etmiş.Katalların resimlerine baktığımda sırp zannettim yazıyı okuyunca farklı olduklarını anladım.

Emeğiniz için sağolun hocam :)
 
der1' Alıntı:
Sağolun hocam.Trabzonlar ile sırpların akraba olduklarını biiliyordum ama katal'larla akrabalıklarını yeni Öğrendim.Avustralya'da kuş besleyen bir abimiz oradaki trabzon soylarını birbirleriyle eş ederek sırplarla hemen hemen aynı özellikte hatta daha uzun uçan kuşlar etmiş.Katalların resimlerine baktığımda sırp zannettim yazıyı okuyunca farklı olduklarını anladım.

Emeğiniz için sağolun hocam :)


Rica ederim, benim için bir zevk... Dediğiniz bilgiyi ben de dün okudum ve kişinin kuşlarını inceledim. Hatta melezlerinin, sırplardan bile uzun süre havada kaldığından ve eke kuşların; atmacaya, saf sırp y.u.lar kadar kolay av olmadıklarından bahsediyordu. İlginç bilgiler gerçekten.
 
---Son sözü söyledim, cevap hakkın yok.

Sonuç: Tartışmanın "t"sinden anlamayan, aynı zamanda performans kuşçuluğunun da "p"sinden anlamayan amatör bir kuşçuyum
Sanada bir son sözliyeyim bay performans kuşu uzmanı.
Sırplar hakkında yazılan amatör yazılardan birinide sen yazmışsın türkiyede ne kadar atma tepeli güvercin var hepsini sırplarla akraba yaptınız eminim ne trabzon ne katal nede sırp uçuşu görmediniz bile sadece bir atma tepesi yüzünden saydığınız bu kuşlar sırp yüksek ucusuna akraba oldu bu kadar kolaymı.
Bir kuşun en karakterislik özelliği kafa yapısıdır perfornsları hakkında bir bilginiz yok bari buna dikkat edin kafa yapısını gaga yapısını inceledinizmi elinize alıp incelemediniz fotoğraflarda bile bu kuşlar bariz bir şekilde bir birinden ayrılıyor.
gelelim sırp yüksek ucucusunun per formansına
Sırptaki ucuş şekli hangi ırkta var kataldamı trabzondamı hayır ve sırp yüksek ucucusu iyi bir makaracı güvercindir
sırplar ne kadar bu makara özelliğini silmeye çalışsalarda makara güvercinde kantatif bir özelliktir tabi eminim bay performas uzmanı tüm bunları biliyordur
Havadaki uçuş şekliyle görünümüyle makarasıyla türkiyeden bu ırka tek bir akraba güvercin ırkı vardır oda tepeli trakya makaracısıdır normal tepeli bir trakya makaracısıyla tepesiz bir güvercini bir birine eş yaptınmı sırptaki tepe şeklini yakalarsın biz buna fındık tepe deriz .
Sırplar hakkında bir çalışma yapmaya başlamıştım ama ağırdan alıyordum sizler gibi genç arkadaşlar bilgi edinsin diye belki biraz hızlandırırım
Üç fotoğraf görmekle ile ve birkaç ceviri yapmakla performans kuşu uzmanı olunmuyor
 
ugurk81' Alıntı:
Aslında bende sırp yüksek uçucuları, katal-denizli kuşları ve trabzon güvercinleri hakkında yeni yeni bişeyler öğreniyorum diyebilirim. Bu gibi çalışmlarla; Diğer türlerin yanında kuşları yükseltmek için kırma bir şekilde beslenen Yüksek Uçucuların, saflığına dikkat edilerek beslenmsini ümidediyorum.


Kusbaz' Alıntı:
---Son sözü söyledim, cevap hakkın yok.

Sonuç: Tartışmanın "t"sinden anlamayan, aynı zamanda performans kuşçuluğunun da "p"sinden anlamayan amatör bir kuşçuyum
Sanada bir son sözliyeyim bay performans kuşu uzmanı.
Sırplar hakkında yazılan amatör yazılardan birinide sen yazmışsın türkiyede ne kadar atma tepeli güvercin var hepsini sırplarla akraba yaptınız eminim ne trabzon ne katal nede sırp uçuşu görmediniz bile sadece bir atma tepesi yüzünden saydığınız bu kuşlar sırp yüksek ucusuna akraba oldu bu kadar kolaymı.
Bir kuşun en karakterislik özelliği kafa yapısıdır perfornsları hakkında bir bilginiz yok bari buna dikkat edin kafa yapısını gaga yapısını inceledinizmi elinize alıp incelemediniz fotoğraflarda bile bu kuşlar bariz bir şekilde bir birinden ayrılıyor.
gelelim sırp yüksek ucucusunun per formansına
Sırptaki ucuş şekli hangi ırkta var kataldamı trabzondamı hayır ve sırp yüksek ucucusu iyi bir makaracı güvercindir
sırplar ne kadar bu makara özelliğini silmeye çalışsalarda makara güvercinde kantatif bir özelliktir tabi eminim bay performas uzmanı tüm bunları biliyordur
Havadaki uçuş şekliyle görünümüyle makarasıyla türkiyeden bu ırka tek bir akraba güvercin ırkı vardır oda tepeli trakya makaracısıdır normal tepeli bir trakya makaracısıyla tepesiz bir güvercini bir birine eş yaptınmı sırptaki tepe şeklini yakalarsın biz buna fındık tepe deriz .
Sırplar hakkında bir çalışma yapmaya başlamıştım ama ağırdan alıyordum sizler gibi genç arkadaşlar bilgi edinsin diye belki biraz hızlandırırım
Üç fotoğraf görmekle ile ve birkaç ceviri yapmakla performans kuşu uzmanı olunmuyor



Öyle mi okuma özürlü kuşbaz. Siteye gelip iki mesaj yazıp, ona buna çamur atmakla da ne kuşçu olursun ne de saygı gören bir insan olursun. Birincisi ben ne katal ne sırp ne de trabzon çembercisi hakkında uzmanım. Sadece yüksek uçucular konusunda araştırmalarımı yoğunlaştırdığım bir süre zarfında bu kaynaklardan site sakinlerinin de faydalanmasına vesile olmak istedim. Benim bu kuşları bir arada ele almamın sebebini daha yazımın başında belirttim, okuma özürlü olmasaydın anlardın. Bu kuşları görünüşleri itibariyle birbirine karıştırabilecek kişilere bunların farklı olduğunu, bunlarla ilgili birbirinin soyuna karışmakla ilgili düşüncelerin olduğunu belirttim. Hiçbir kişisel düşüncemi yazmadım. Sadece tek tek bu kuşların özelliklerini ilgili kaynaklardan ele aldım. Amacım saf kuş beslenebilmesi münasebetiyle yüksek uçucu kuşları sevenlere "her sakallıyı dedesi zannetmemesi" gerektiğiydi. Tabi senin gibi kötü niyetli, okuma özürlü kişileri hesaba katmadan yaptım bu paylaşımı... Ben yüksek uçuculardan byu ile ilgileniyorum ama bu diğer tüm evcil güvercinlerle ilgili araştırma yapmama engel değil. Erol arkadaşımızın başlığında da komik duruma düştün yine aynı durumdasın. Kendini küçük duruma düşürme konusunda çok başarılısın şu bir kaç yazında kolayca belli ettin. Trakya yerlileriyle de iki dakkada akraba etmişsin Maşallah. Sana ümit vadeden bu tür çalışmalarında başarılar dilerim :)))
 
katallarla ilgili herkesin bildiği linkleri hatırlayalım. bu makaleleri ve yazışmaları küçümsemeyin bence bir yerde önemli dokunuşlar var.
http://www.guvercinevi.com/katal/syu.html
http://guvercinbirligi.com/tgybforum/vi ... =66&t=6247
trabzonla ilgili engin salim gürkan ın çalışmaları

http://guvercinbirligi.com/tgybforum/vi ... =66&t=3534

hepiniz okumuşsunuzdur zaten ama bir kez daha bakmakta yarar var.
ben sırplarla ilgili bir kitap buldum alınca çevirisini yapacağım. ama tabi bunuda sırplar yazmış. ne kadar doğru bilemiyorum. fizyolojik fizyonomik benzerlikler bazen aldatıcı olabilir mesela sırpları gimpel lara -cinperi-lere bağlayan bir sırp yazar var. bence tepeli olma dışında bir benzerlik yok. bu kuşlarda kostüm renk bileşenleri çok güçlü. eğer öyle olsa arada böyle sıplar çıkardı. yani köken aramada tepe önemli olsada sadece bu fizyolojik referansa bakmamak gerekir. katal-trabzon-tepeli trakya makaracısı-köngsberger gibi kuşlar.... hepsini yazmaya gerek yok hepsi tepeli kuşlar. bütün bir araştırma gerekiyor bunları -çözmek mümkünse- çözmek için. bu arada kavgalar devam ediyor hala. ben herkesin araştırmalarını merak ediyorum kişiler önemli değil öğrenecek bir şeyler hep mümkündür. kimden olursa olsun.
 
Geri
Üst