TARİH DERSİ OKUNMALI İBRET ALINMALI

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan ayyildiz_turkiye1
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 4
  • Görüntüleme Görüntüleme 3K
Katılım
6 Şub 2011
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Yaş
38
Siteyi ziyaret et
Ad Soyad
muhammed gök
Meslek
esnaf
İlgi Alanı
Kediler
19. YÜZYIL ANADOLU’SUNDAN GÜNÜMÜZE YANSIYAN
ÖZGÜN BİR TARIMSAL TİCARET YAPISI: GÜVERCİNLİKLER
Yrd. Doç. Dr. Gonca BÜYÜKMIHÇI
Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi
[email protected]
Özet
1464_49.jpg


Heterojen bir nüfusu olan ve çeşitli kültürlerin birbirleriyle kaynaştığı tüm dünya
kentlerinde yerel kimlik özelliklerine sahip birçok özgün yapı tipi oluşmuştur. Bu yapı
tipleri içerisinde anıtsal nitelikli olanlar birçok kişi tarafından araştırılmış, yayınlaştırılmış,
koruma altına alınmış ve günümüze ulaştırılmıştır. Ancak görece daha az irdelenmiş ve
korunmuş olan konutlar, çeşmeler, küçük ticaret yapıları gibi gündelik yaşam ve halk kültü-
rüne daha yakın olan yapılar, kendi kaderlerine terk edilerek, yeterince araştırılmamış ve
günümüze önemli kayıplar vererek ulaşabilmiştir. Oysaki kentlerin ticari, sosyal ve ekono-
mik yaşamının simgesi olan anıtsal yapılar kadar, bu yapıların gerisinde kalarak özellikle
ticari yaşamın hareketlenmesini sağlayan halı-kilim atölyeleri, pastırma-sucuk imalathane-
leri, güvercinlikler, bezirhaneler, şarap ve şırahaneler gibi ticari üretime yönelik küçük
yapıların da korunumu sağlanmalıdır.
Tarımsal ticaretin gerisinde bir destek ünitesi olarak
yapılandırılan ve bu makalenin ana konusunu oluşturan güvercinlikler de, yerel kaynakları
yalın bir şekilde yorumlayan fonksiyonalist bir mimarinin temsilcisi olarak, kaybolan halk
mimarisinin korunması gereken önemli bir öğesidir. Dönem insanının yaratıcı ve üretken
gücünü simgeleyen güvercinlik yapılarının mimari literatüre eklemlenmesini sağlamak
amacıyla gerçekleştirilen bu çalışma, aynı zamanda bu yapıların uluslararası ve yerel boyut-
ta sürdürülebilirliklerinin sağlanması açısından da son derece önemli bir anlam taşımakta-
dır.
Anahtar Kelimeler: Güvercinlikler, Tarımsal Ticaret Yapıları, Kayseri, Sürdürü-
lebilirlik

THE DOVECOTES: AN AUTHENTIC AGRICULTURAL COMMERCIAL
STRUCTURE FROM 19TH CENTURY TO OUR TIME
Abstract
The main differences among cities are the cultural strata forming spatial layers of
their physical structure. These are the outcomes of diverse systems in terms of economic,
social and physical life. Architectural artifacts are the ones among many of the residual of
this accumulation of cultural diversity. Among these, given priority mostly to the monu-
mental types so far, that of daily use such as dwellings with small-scale industrial buildings
seems utterly overlooked. However, being not only cultural icons but exhibiting the actual-
ity of the socio-economic life of an era, these are seems to deserve to be sustained as much
as the so far preserved ones do. Being among these assets, the dovecotes full of rich quali-
ties are unique samples of a symbiosis between the local life and resources in terms of
ecology. This article presents an opening for a better understanding “conservation” in terms
of “sustainability”.
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
Keywords: Dove cote, Sustainability, Vernacular, Kayseri, Heritage, Industrial
Buildings
Giriş
Avrupa ve Asya gibi iki önemli kıtanın kesişiminde yer alan Türkiye’nin
özel coğrafi konumu, çok eski çağlardan beri göçlerin ve kavim hareketlerinin, bu
kıtalar arasında köprü durumunda bulunan Anadolu üzerinden gelişmesine neden
olmuştur. Bu hareketler sonucu, zengin bir kültür mozaiğine sahip olan Anadolu’da
kurulan her medeniyet, kendi kültürünü Anadolu’ya taşımış, orada bulduğu mede-
niyetlerden, doğal çevre koşullarından ve yerel malzeme özelliklerinden etkilene-
rek kendi kültürüne ve yaşama biçimine uygun yapılarını oluşturmuştur. Kültürel
mirasımızın temsilcisi olan bu yapılar içinde, dini, sivil, ticari, teknik ve ekonomik
birçok yapı tipine rastlanmaktadır. Yapıldıkları dönemin canlı tanıkları olan bu
mimari yapıların hepsi de dönemlerinin ortak özelliklerini içermekle birlikte, bazı
önemli konularda birbirlerinden farklılaşarak bölgesel özellikler göstermektedir-
ler. 1
CAPPADOCIA
KAYSERİ
Harita 1
Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Kayseri, klasik çağlarda Kapa-
dokya adı verilen bir bölge içinde yer almaktadır. (Harita 1) Türkiye’nin merkezin-
de bulunan bu bölge; Kayseri, Nevşehir, Niğde, Kırşehir gibi şehirleri kapsar. İpek
yolu buradan geçer. Bu nedenle her çağda tüm ulusların ilgisini çekmiş ve pek çok
uygarlığın beşiği olmuştur. Özellikle ticaret alanında geçmişten günümüze her
dönem odak noktası olma özelliğini koruyan Kayseri’de ticarete hizmet eden ta-
mamlayıcı ve destekleyici birçok küçük ticari yapı tipi bulunmaktadır. Kent ve
1
Büyükmıhçı G.,1997, S:44

kus_kulesi.jpg

98
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
çevre kimliğine katkıda bulunan ve yöresel yaşam biçimini yansıtan bu tip küçük
ölçekli yapılar da en az anıtsal eserler kadar önemle ele alınmayı ve yaratıcılığın
esin kaynakları olarak gelecek nesillere aktarılmayı hak ederler. Küresel dünyada
yerelleşmenin önemli belirteçleri olarak ekonomik ve sosyal açıdan tetikleyici birer
dinamik etki yaratan bu yapılar, tüm özgün özelliklerine rağmen bugüne kadar
genel mimari literatür içerisinde bilimsel anlamda yeterince yer almamış ve önem-
senmemiştir. Bu açığı az da olsa kapatmak amacıyla hazırlanan bu makalede, kü-
çük ölçekli yapı grupları içinde önemli ve özgün bir yere sahip olan güvercinlikler
incelenerek birçok boyutu ile tanıtılmaya çalışılacaktır.
Resim1
1. Güvercinliklerin Tanımı ve Konumu
Özgün bir vadi formasyonu içinde doğal ortamla bütünleşmiş olan güver-
cinlik yapıları, ilk görenler için gizemli bir mimari form oluşturmaktadır. (Resim 1)
İlk bakışta bir anlam yüklenemeyen bu baca görünümlü yapıların aslında önemli
bir endüstri yapısı olarak yapılandırılan bir mimari tasarımın, toprak üstünde kalan
bölümü olduğunu anlamak mümkün değildir. Belli bir dönemde belli bir amaca
hizmet etmek üzere özel olarak tasarlanarak oluşturulmuş olan bu yapılar; Osmanlı
Devleti döneminde, tarım için vazgeçilmez bir malzeme olan güvercin gübresinin 2
2
Koğa adı verilen güvercin gübresinin Osmanlı döneminde önemli bir ihraç ürünü oldu-
ğu bilinmektedir.Osmanlı Devlet Arşivleri’nde yurtdışından gelen gübre talepleri ve
99
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
düzenli ve sistematik bir şekilde toplanabilmesi amacıyla yapılmış özgün örnekler-
dir. Halk mimarisinin temsilcisi olarak yerel yapılaşma modelleri içinde özgün
form ve fonksiyonları ile önemli bir yere sahip olan güvercinlikler, doğa ile uyum-
lu, insana saygılı yapıları ile mimarlıktan şehirciliğe, ekolojik tarımdan küreselleş-
meye kadar genişleyen bir çerçevede ele alınarak değerlendirilmesi gereken önemli
bir konudur.
Harita 2
yurtdışına yapılan çeşitli satışlara ilişkin belgeler bulunmaktadır. Osmanlı döneminde
güvercin gübresinin, Kapadokya bölgesinde üzüm bağlarında, Kayseri yöresinde dö-
nemin önemli ticari ürünü olan cehri üretiminde, Diyarbakır çevresinde ise karpuz ye-
tiştiriciliğinde, verimi arttırmak amacı ile kullanıldığı bilinmektedir. Kapadokya’da
güvercinlik, Diyarbakır’da ise borhane adı ile anılan bu yapılardan elde edilen güvercin
gübresinin bileşiminde, yaklaşık %25 organik madde, %2 Azot, %1 fosforik asit bu-
lunmaktadır.
100
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
Kayseri güvercinlikleri, ağırlıklı olarak Gesi, Efkere, Gürpınar, Kayabağ
(Darsiyak) ve Güzelköy (Nize), beldelerinde yer almakta olup, Kayseri-Gesi,
Gesi-Darsiyak, Gesi-Nize ve Nize-Gürpınar yol aksında yer alan vadiler üzerinde
konumlanmıştır. (Harita 2) Bu güvercinliklerin her biri özel mülkiyette ve tapulu-
dur. Vadi içinde 127 adet tescil edilmiş korunması gereken anıtsal kültür varlığı
niteliğinde güvercinlik mevcuttur. 3 Araştırmalar sırasında 12 Adet kaya oyma, 130
adet bağımsız yapı şeklinde güvercinlik tespit edilmiştir. Bu yapıların 32 tanesi
harap, 47 tanesi onarım gerektirir, 41 tanesi de iyi durumdadır. Tescil edilen gü-
vercinliklerin ağırlıklı olarak Kayseri’nin Gesi beldesi çevresinde yer alması Gesi
beldesinin kısa tanımını gerektirmiştir.
1.1. Gesi Üzerine Kısa Bilgiler
Orta Anadolu’nun hızla büyüyen metropolü, Kayseri kentinin yakın çevre-
sinde yer alan “Derevenk Vadisi”, özgün morfolojik yapısı ve, hiç bitmeyen yeşil
varlığı ile tarihsel gelişme sürecinde sürekli olarak yerleşimlere konu olmuştur. 4 Bu
vadi içinde, saklı kalmış bir dizi, küçük tarihsel-kentsel yerleşme birimi bulunmak-
tadır. Bu yerleşkelerden biri olan Gesi, ilginç topografik özelliklere sahip bir or-
tamda, dar ve derin vadilerin yamaçlarında konumlanmış, birbirine yakın üç küçük
yerleşme bütünüdür. Yerleşik alanlar, yüksek ağaçlı doğal değerler ve ona kontrast
zayıf bitki örtülü çıplak alanlarla çevrilidir.
Kayseri iline 18 km. uzaklıkta bulunan Gesi, Kızılırmağın İç Anadolu Böl-
gesinde yaptığı büklümün güneyinde, irili ufaklı bir çok eski yanardağın patlamala-
rı sonucu biriken kül ve lavların oluşturduğu geniş bir platoda kendine bir yerleşme
alanı seçmiştir. Bu plato, Kızılırmağa dökülen akarsu ve dereler tarafından aşınarak
oluşmuş derin vadilerle hareketli bir yapı kazanmıştır. Doğa ile tarihin böylesine
uyumlu bir birliktelik sergilediği ender yerleşim yerlerinden biri olan Gesi ve çev-
resi; hızla küreselleşen dünyaya yerelliğin sesi olarak tanıtılmayı hak eden önemli
bir doğa parçasıdır.
Bizans döneminden kalma kaya oyma kiliselerin yeniden değerlendirilmesi
ile oluşturulan Kapadokya bölgesi güvercinlikleri ise en yoğun biçimde Uçhisar
civarındaki vadilerde, Göreme-Kılıçlar ve Güllüdere vadilerinde, Ürgüp-Üzengi
vadisinde, Ortahisar-Balkan deresi vadisinde, Nevşehir yakınlarındaki Çat vadisin-
de, Kayseri sınırları içerisindeki Soğanlı vadisinde bulunmaktadır. 5 (Resim 2-3-4-
5)
3
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları Yüksek Kuru-
lunun 19.07.1985 tarih 1298 sayılı kararı ile
4
2005-2006 Bahar Dönemi Sanat Tarihi Bölümü Rölöve dersi öğrenci çalışmalarından
alınmıştır.
5
http://www.nevsehir.gov.tr (31.07.2006)
101
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
Resim 2 Resim 3
Resim 4 Resim 5
2. Güvercinliklerin Oluşumunu Sağlayan Yasal, Siyasal ve Ekonomik
Ortam
Anadolu’da merkezi bir coğrafi konuma sahip olan Kayseri, yüzyıllar bo-
yunca çeşitli kültürlerin yerleşim yeri olarak daima önemli bir kent olmuştur. İlk
yerleşimi Hititlerle başlayıp Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi birçok medeni-
yete ev sahipliği yapan Kayseri, Hititler döneminde bölgenin ticaret merkezi ko-
numundadır. Selçuklu döneminde bir bilim ve eğitim merkezi olarak ön plana çı-
kan kent, Osmanlı döneminde yeniden ticaret hayatı ile ağırlık kazanmıştır.
Tarımsal üretime yönelik olarak yapılandırılan güvercinliklerin yapım
mantığını kavramak için, dönemin ticari ve ekonomik yapısını kavramak gerekir.
Bu noktadan hareketle, öncelikle dönemin sosyo-kültürel ve ekonomik yapısı üze-
rinde durulacak; ticari ilişkiler, halkın gelenek ve görenekleri ile ilintili olarak ve-
rilmeye çalışılacaktır.
102
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
Osmanlı devlet düşüncesinin esası, farklı inançlara sahip çeşitli toplulukla-
rı bir siyasi çatı altında toplayıp, adilane bir şekilde idare etmekti. 6 Tüm Anado-
lu’da olduğu gibi Kayseri’de de yoğun sosyo-ekonomik gelişim ve değişimlerin
yaşandığı bir dönem olan 19. yüzyılda, kent halkını Müslüman Türklerle iç içe
yaşayan Ermeniler ve Rumlar oluşturmaktaydı. 7 Çok kültürlü Osmanlı İmparator-
luğu’nun denetimi altında bulunan bütün bölgelerde olduğu gibi Kayseri’de de
rastlanan etnik çeşitlilik ticaret hayatına da yansımış, Kayseri’nin yoğun ve hızlı
iktisadi yapısını, canlılığını ve renkli yaşamını oluşturmuştur. 8
Bu dönemde Kayseri ticaretini; transit ticaretin yanı sıra, halı-kilim, pas-
tırma-sucuk, bezir yağı, şarap, deri ve seraciye malzemeleri gibi yerel ürün imalatı
ile, tarımsal ticaret ürünleri oluşturmaktaydı.
19. yüzyılın ortalarında endüstri devrimini tamamlayan bazı Batı ülkeleri-
nin sanayi hammaddelerine olan yoğun talepleri nedeniyle Kayseri ve çevresinde
klasik tahıl üretimi terk edilerek tarlalara alışılagelmiş ürünler yerine ticari alanda
daha çok kazanç sağlayan, alaca boya, geven otu ve cehri gibi ticari tarım ürünleri
ekilmeye başlanmıştır. (Resmin 6-7) 19. yüzyılda Kayseri ve yakın çevresinde
yetişen tarımsal ürünler içinde ticari açıdan en değerli olanı cehridir. Step iklimine
sahip bir volkanik yörede yer alan Kayseri’nin toprağının kuraklığı ve az yağış
alması önemli bir tarımsal ticaret ürünü olan cehrinin yetişmesi için ideal bir ortam
yaratmış ve Kayseri cehrisini pazar içinde önemli bir konuma taşımıştır.
Resim 6: Geven otu (astragalus) Resim 7: Cehri ( rhamnus petiolaris)
18. ve 19. yüzyıllarda Avrupa boya piyasasına tamamen hakim olan cehri
için alıcı olan İngiltere, Hollanda ve Fransa gibi sanayileşmiş ülkeler, yüksek kali-
6
Aktan, A., 2000, S: 8
7
Benneth, F., 1880, Jennings, S.R.C., 1976, Faroqhı, S., 1987
8 Detaylı bilgi için bakınız Büyükmıhçı, G., 2006, Tuzcu, A., 2000
103
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
tesi nedeni ile Kayseri cehrisi ile yakından ilgilenmiş, hatta İngiltere bu dönemde
Kayseri’de cehri alışverişini denetlemek ve düzenlemek amacı ile ticari bir konso-
losluk kurmuştur. 9
Yöre halkının özenli çabaları ile üretilen bu ürünler, toplandıktan sonra
uygun ortamda kurutularak çuvallara doldurulur, toptancı tüccarlara okkası 6-8
kuruş arasında bir fiyata satılırdı. Ermeni toptancı tüccarlar ise satın aldıkları ürünü
İzmir ve Tarsus limanlarına taşıyarak, okkasını 18-24 kuruşa Avrupalı tüccarlara
satarlardı. 10 Tarsus ve İzmir limanlarından İngiltere’ye ihraç edilerek 11 halka
önemli bir gelir kaynağı sağlayan cehri üretimi bazı zanaatların ve tarım ürünleri-
nin üretiminde gerilemeye neden olmuşsa da Osmanlı imparatorluğu’nun içinde
bulunduğu gerileme dönemine bağlı olarak birçok sıkıntının ve olumsuzlukların
yaşandığı günlerde, Kayseri halkının göreceli bir refah yaşamasını sağlamıştır.
Kent için önemli bir gelir kaynağı olan bu bitkilerin en iyi şekilde yetişti-
rilmesi ve bakılması için gereken gübrenin elde edilmesi noktasında devreye giren
güvercinlikler, yapıldıkları dönemin fiziki koşullarının orijinalitesi ile onları üreten
toplumun o günkü sosyal, ekonomik, teknik, estetik yada daha kavramsal bir ta-
nımla kültürel boyutunu açığa vuran özelliklerle yüklüdürler.
3. Güvercinliklerin Mimari Yapısı
Dönemin sosyo-ekonomik şartları içinde önemli bir yan sanayi yapısı ola-
rak yapılandırılan güvercinlikler, mimari anlamda değerlendirildiğinde, aynı amaca
hizmet eden iki farklı tip güvercinlik yapısı ile karşılaşılmaktadır. Bunlardan birisi
kaya oyma güvercinlikler, diğeri ise baca şeklinde uzantıları ile dikkat çeken bacalı
güvercinliklerdir.
3.1 Kaya Oyma Güvercinlikler
Yörenin, Hıristiyanlığın ilk yıllarına uzanan tarihi yapısı içinde bol miktar-
da var olan kaya oyma kiliselerin mevcut yapılarının değerlendirilmeleri ile oluştu-
rulmuş örneklerdir. Bölgenin jeolojik 12 ve topoğrafik yapısına bağlı olarak, yüzler-
ce yıl önce yaşamış insanların oluşturduğu uygarlıktan kalan izler üzerinde yapıla-
nan kaya oyma güvercinlikler, bugün yarı yıkık yapıları, insansızlığı ve zamana
direnen özgün mimarisi ile, esrarlı bir manzara sunmaktadır. (Resim 8)
9
http://www.kayserim.net/bilgilendirme/tarim.asp (15.06.2006)
10
Tuzcu, A., 2000, S:539 ( Issawi, C., 1980, S:129 )
11
Tuzcu, A., 2000, S:537 (Anatolian Provinces Reports-Consul, Gilford, W.P., 1896,
S:134)
12
Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Kapadokya Bölgesi, jeolojik de-
virlerde aktif birer volkan olan Erciyes Dağı ve Hasan Dağından bölgeye yayılan lavla-
rın oluşturduğu tüf tabakasının, vadi yamaçlarından akan yağmur sularının, soğuk ve
sıcak havanın ve rüzgarın etkisi altında aşınmasıyla bugünkü halini alıştır. Oyulmaya
ve şekillendirilmeye uygun, yumuşak dokulu tüf tabakaları; peri bacaları, kaya oyma
evler, kiliseler gibi birçok ilginç mimari elemanın şekillenmesine olanak sağlamıştır.
104
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
Resim 8
Bizans döneminde manastır veya kilise olarak kullanılmış olan kaya oyma
yapıların girişleri ve pencere boşlukları kapatılarak mekan içi güvercinlik haline
getirilmiştir. (Resim 9-10) Çavuşin kasabası yakınlarındaki, Nicophorus Phocas
Kilisesi ve Vaftizci Yahya Kilisesi, Göreme’de Meryem Ana Kilisesi, Ortahisar’da
Hallaç Manastırı güvercinlikleri bunlara en iyi örneklerdir.
kus_burclari.jpg

105
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
Bu tip güvercinliklerin dış cephelerine; güvercinler için giriş kapısı görevi
gören, oldukça dar delikler açılmış ve bu deliklerin çevresi yöresel sanatçılar tara-
fından zamanın geleneğine uygun olarak bezenerek kuşların dikkati çekilmek is-
tenmiştir. 13 (Resim 11-12-13-14).
Resim 11 Resim 12
Resim 13 Resim 14
Özellikle Kapadokya bölgesinde güvercinlik vadisi olarak adlandırılan va-
dide yaygın olarak konumlandırılan bu tip güvercinliklerin yüzeyi, yöresel sanatçı-
lar tarafından zengin bezemeler ve kitabeler ile süslenmiştir. Çok renkli boya kul-
13
Güvercinliklerin dış yüzeyinin bezemesinde kullanılan boyalar; yörede “yoşa” adı
verilen, yabani ot ve demir oksit içeren topraktan elde edilmiştir. Ceviz kabuğu ve yap-
rağından yeşilin 4 tonu, cehri otundan sarı, üzüm kurusundan koyu kırmızı, soğan ka-
buğundan pembe, kızıl ağaç kabuğundan kahverengi, parlaklık vermesi için ise inek
idrarı kullanılmıştır. http://www.nevsehir.gov.tr/turizm/kapad ... cinlikleri (30.07.2006)
106
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
lanımı ile yapılandırılan ve Türk-İslam halk resim sanatının öncü örneklerinin ser-
gilendiği güvercinlik süslemelerinde genellikle bölgedeki sosyal yaşantıyı yansıtan
figürler, bitki ve hayvan motifleri, halı, kilim motifleri, geometrik desenler ve
simetrik kompozisyonlara rastlanmaktadır. 14 İç mekanda ise duvar yüzeylerine
kuşların yumurtlaması ve yuvalamaları için uygun büyüklükte oyuklar ve nişler
yapılmıştır. (Resim 15-16)
Resim 15 Resim 16
3.2. Bacalı Güvercinlikler
Belirli bir zaman diliminde, belli bir amaca hizmet etmek üzere kabul gör-
müş tasarım kalıpları içinde, özel olarak yapılandırılmış döneme özgü yapılardır.
19. yüzyılın ikinci yarısında; sınırlı kombinasyonları içinde birbirinden bağımsız
14
Yöre sanatçılarının duyguları,düşünceleri,mesajları ve yaratıcılığının izlerini taşıyan bu
süslemeler 18. ve 19. yüzyıla tarihlenmektedir. Bu yüzyıllarda yaşamış Kapadokyalı
sanatçılarının basit ancak mistik anlamı olan motifleri tercih ettiklerini gösteren bu fi-
gürler arasında nargile içen adamlar ve kılıç-kalkan oynayanları betimleyen çizimler
dikkat çekicidir. Göreme,Çavuşin ve Zelve vadilerindeki güvercinliklerde çoğunlukla
Anadolu’da görülen en eski motiflerden biri olan çark-ı felek motifleri görülmektedir.
Eski dönemlerde dört rüzgar tanrısını temsil etmiş olmasına karşın günümüzde, dönen
dünyayı, kaderi, feleğin ve aşkın çemberini simgeleyen çark-ı felek motiflerinin yanı
sıra, üstünde kuş tünemiş hayat ağacı ve nar motifleri de yaygındır. Şaman gelenekle-
rinden kaynaklanan hayat ağacı, öteki dünyaya geçişi sağlayan yolu simgelemektedir.
Hayat ağacı üzerinde yer alan kuşlar ise ağaca bekçilik yapan ve bu yolculukta insanla-
ra eşlik eden yaratıklardır. Cenneti, bolluğu ve bereketi temsil eden nar ise Anadolu’da
tarih boyunca kutsal bir meyve olarak kabul edilmektedir. Yukarıda bahsedilen motif-
lerin yanı sıra bazı güvercinliklerde Eski Türkçe ile yazılmış kitabeler de yer almakta-
dır. Kitabelerde yapım tarihi, “Maşallah” ve “Allah” kelimeleri ve nadir de olsa güver-
cinliğin sahibinin kimliğini ve mesleğini belirtir yazılar da yer almaktadır. Eski Türkçe
ile yazılmış kitabeler daha çok Kur’an-ı Kerim’in nazar ile ilgili ayetlerini içermekte-
dir. (İşçen,Y., Kapadokya ve Güvercinlikler, Anadolu güvercin kültürü derneği.
http://www.anadoluguvercin.com (22.05.2006)
107
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
olarak tasarlanmış olan güvercinlikler, halk mimarlığının ilginç bir örneği olarak
kenti oluşturan yapı stokunun belki de en özgün birimleridir.
Baca, havuz, yuvalar, yem toplama platformu ve güneşlenme saçakları gibi
fonksiyonel birimlerin belirli bir düzen içinde örgütlenmesi ile oluşturulan yapılar,
tamamen dönemin önemli bir tarımsal ticaret ürünü olan cehri üretiminde kullanıl-
mak için gerekli olan güvercin gübresi elde etmek amacıyla oluşturulmuş olup
yerel malzeme ile yörenin topoğrafik özelliklerine uyum sağlayacak şekilde yapı-
landırılmışlardır. (Resim 17)
Resim 17
Gesi ve civarına özgü olan bu yapılar yer üstü ve yer altı olmak üzere 2 bö-
lümden oluşmaktadır. Yer üstünde kalan bölüm; güvercinlerin yapı ile ilişkisini
sağlayan bir kapı konumundadır. Bir baca gibi zeminden yükseltilen bu kapı; aynı
zamanda iç mekanın aydınlanması ve havalanmasını sağlayan bölümdür. Zemin
kotundan 1.5-3 metre yükseltilen kübik kütlelerin vadi yönünde eğik bir düzlemde
kesilerek açılandırılması kuşların içeri girişini kolaylaştırmak amacına yöneliktir.
(Resim 18)
108
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
Resim 18
Yer üstünde yapı dokusunu oluşturan baca bölümü; tüm güvercinliklerde
fonksiyon açısından bir farklılık içermemekle birlikte, biçimleniş açısından birkaç
değişik geometriye sahiptir. Kare, dikdörtgen prizma, dairesel, silindirik, eliptik
formlarda yapılandırılan bacaların yapı bitim detayları da birbirinden farklı özellik-
ler göstermektedir. Kimi bacaların üst noktaları basamaklar şeklinde kademelendi-
rilirken, kimi bacalar tek yönde eğimli olarak yapılandırılmıştır. Her iki tipte de
yapı bitimi, genişliği 30-50 cm olan taş platformlarla sağlanmıştır. Bu platformlar
güvercinlere konmak, güneşlenmek, dinlenmek için saçaklar oluşturmuştur. Kuşla-
rın tünemesi için eğimli ve/veya kademeli olarak biçimlendirilen ve vadi yönünde
alçalan bu platformların yanı sıra eğime dik yönde düz bir platform oluşturulmuş
örneklere de rastlanmaktadır. Yöre mimarisinde yer alan taş konsolları andıran
minyatür konsollar ile desteklenerek oluşturulan platformlar ile yalın yapı yüzeyi
hareketlendirilmiştir. (Resim 19-20)
109
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
Resim 19 Resim 20
Yerel malzeme olan andezit ve bazaltlarla yapılandırılan bacalardan daire-
sel forma sahip olanlar moloz taştan, köşeli geometrik formlarla şekillendirilenler
ise, yarı işlenmiş kesme taş ve moloz taştan yapılmış olup bağlayıcı malzeme ola-
rak çamur harç kullanılmıştır. Güvercinlere zarar verebilecek olan sürüngen ve
böceklerden korunmak amacıyla yüksek tutulan bacalar; aynı zamanda al-
çı+yumurta akı ve kireç kaymağı karıştırılarak elde edilen bir karışım ile sıvanmış-
tır. Güvercinlere ve güvercin yumurtalarına ulaşmak isteyen; sansar, tilki, gelincik
gibi hayvanların ayaklarını kaydırarak yuvaya ulaşımını engellemek amacına dö-
nük olarak hazırlanan bu şeffaf karışım ile doğal taş duvar örgüsünün görsel etkisi
bozulmamış, ancak sıvının kaydırıcılık özelliği nedeniyle zararlı hayvanların yuva
içine girmesine engel olunmuştur.
Yüzeyden bakıldığında rasgele sıralanmış gibi görünen bu baca grupları-
nın altında yer alan ana yuva bölümü ise; işlevi, yalın bir konstrüksiyon uygulama-
sı ile uzlaştırarak biçimlemiş gerçek bir tasarım ürünüdür. Hiçbir form endişesi
taşımadan tamamen arazi şartlarına uygun olarak fonksiyon özellikleri ön plana
alınacak bir şekilde tasarlanmış olan toprak altı bölümü özgün bir mimariyi yan-
sıtmaktadır.
Resim 21 Resim 22
110
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
Güvercinlerin güven içinde yaşamaları ve dönem için çok önemli bir ticari
gereç olan gübrelerinin kolay bir şekilde toplanması amacına dönük olarak tasarla-
nan bu bölüm, hem geometrik hem de yapısal açıdan oldukça yalındır. Ancak özel-
likle gübre düşüşü sırasında alttaki yuvanın kirlenmesine engel olacak şekilde kay-
dırılmış yuva düzenleri gibi ayrıntılar, yapının ne denli işlevsel ve detaylı düşünü-
lerek planlanmış olduğunu da vurgulamaktadır. (Resim 21-22) Bölgenin jeolojik
yapısında var olan kayalık bir bölümde yapılanan yapılar tamamen kaya oyma
tekniğinde, alışıla geldik biçimlerin ötesinde, eğrisel olarak kaya içine oyularak
yapılmıştır. (Çizim 1)
gübre biriktirme
platformu
yem
platformu
-1.80
su havuzu
+0.00 tünel
-1.50
+0.00
PLAN
Çizim 1
Yapı duvarlarında 20-30 cm derinlikte güvercin yuvaları tek tek oyulmuş,
güvercinler için emniyetli küçük yuvalar oluşturulmuştur. Bu yuvaların birbirleriy-
le ilişkilendirilişindeki geometrik bağ gerçekten ilginçtir. Hiçbir güvercin yuvası
diğer yuvanın aksı üzerinde yer almamaktadır. Yerleşimde mutlaka aks kaydırılmış
ve hiçbir güvercinin diğer güvercini veya yuvasını kirletmemesine özen gösteril-
miştir. 2. sırada aynı aksı yakalayan yuvalar duvarda oluşturulan içbükey eğim
nedeniyle birbirine zarar vermemektedirler. (Çizim 2)
111
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
+5.00
+3.00
yem
kanali
güvercin yuvalari
insan
+0.00
girisi
-1.50
-1.80
su havuzu
gübre biriktirme yem
platformu platformu KESIT
Çizim 2
Yapının ana amacının güvercin gübresi toplamak olduğu düşünüldüğünde,
bu geometrik zincirin ilişkilendirilişinin ciddi bir tasarım örneği oluşturduğu gö-
rülmektedir. Bu küçük yuvalarda yaşayan güvercinlerin dönemin ticari şartları için
çok kıymetli olan gübreleri yapıyı çepeçevre dolaşan platformda toplanmaktadır.
(Resim 23) Gerekli dönemlerde yapıya girerek bu gübreleri toplayan insanların
yapı ile ilişkisi ise dar bir tünelden sağlanmaktadır. (Resim 24) Giriş tüneli, bir
insanın rahatça girip çıkması için oldukça küçüktür. Tünelden yuvanın zeminine
birkaç basamakla inilir. Yuvada biriken gübreler önce yuva içinde toplanır sonra
torbalar ile bu dar tünelden dışarı çıkartılır. Eğimli bir tünelden geçerek iç mekana
ulaşan kişilerin yuvalarda ve platformda biriken gübreleri rahat toplayabilmeleri
için farklı kotlar arasına basamaklar oyulmuştur. Bu basamak düzeni her güvercin-
likte arazi şartlarına bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. En alt kotta, yapı-
nın ortasında yer alan ve bacanın tam altında konumlandırılmış, 15-20 cm derinli-
ğinde bir su havuzu yer almaktadır. (Çizim 1) Yağmur suları yer üstünde yer alan
bacadan girerek bu çanakta toplanır. Güvercinlerin su ihtiyacının karşılanması
amacına dönük olarak yapılandırılan bu havuz, bacadan giren yağmur suları ile
112
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
dolmaktadır. Suyun fazlası ise toprak zemin tarafından emilmektedir. Havuzun
hemen yanında yer alan yem platformu ise küçük bir tünel aracılığı ile zemin üstü
ile ilişkilendirilmiştir. Güvercinlere yaz aylarında yem verilmez. Ancak kış ayla-
rında belirli zaman dilimlerinde eğimin alt kısmından açılan yaklaşık 10 cm geniş-
liğindeki bir kanaldan, yuva içine yem atılır. (Çizim 2)
Resim 23 Resim 24
Kısaca özetlenecek olursa, ritmik bir düzen içerisinde bir grup oluşturacak
şekilde yapılandırılan bu tip güvercinliklerin bir birimi; baca, havuz, yuvalar, yem
toplama platformu ve güneşlenme saçakları gibi ana ünitelerden oluşmaktadır.
Ticari ve üretim amacı ile yapılandırılan bu özgün oluşumun her bir birimi, coğraf-
yanın sunduğu doğal kaynak ve malzeme olanakları ile yerel ustaların bilgi biriki-
mi ve el becerileri ile biçimlendirilmişlerdir.
3.3. Güvercinliklerin Çevresel Etkileri
Kısmen harap, kısmen ayakta duran ve geçmişin yoğun yerleşilmişliğinin
izlerini taşıyan bu yapılar, coğrafyanın sunduğu doğal kaynak ve malzeme olanak-
ları ile biçimlenerek özgün bir doku oluşturmaktadırlar. Derevenk vadisini ikiye
bölen dereye yönlenmiş yamaçlarda yer alan bu doku; dere boyunun bol ağaçlı
dokusu ile kontrast oluşturan geniş kaya yüzeyleri arasında yer alan küçük otsu
bitkiler ve toprak parçalarından oluşan zemin üzerinde yükselen baca formasyonla-
rı ile etkili bir görünüm sergilemektedir. (Resim 25)
113
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
Resim 25
Farklı geometrik formlarla biçimlendirilen bu yapılar, yerel malzemenin
saf yorumu ile yan yana yapılandırılarak doğal çevre ile bütünleştirilmiştir. Topog-
rafya, vadinin iki ucunda yer alan yapılarda, güvercinleri karşılayan, onların içeri
girişini kolaylaştıran, açılı ve eğimli bir düzenlemeyi gerekli kılmıştır. (Resim 26-
27) Böylece, kare, dikdörtgen, prizmatik, eliptik veya silindirik olarak düzenlenen
yapıların sıradan geometrik formlarına farklı değerler katılarak heykelsi bir görü-
nüm kazandırılmıştır. (Resim 28)
114
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
Resim 26 Resim 27
Resim 28
Bu yerleşim düzeni, ilk bakışta sıradan bir yerleşim gibi görünmekte birlik-
te, detaylı bir gözlemde bu yapıların kendi içinde örgütlü bir ritmik düzen sergile-
diği anlaşılmaktadır. Bu düzen vadiler boyunca görsel hareketi kanalize etmekte,
ve doğal çevrenin çerçeveli manzarasını oluşturmaktadır. Rasyonel formları, soyut
düzlemleri, arazi uyumları, yerel malzemenin doğa ile bütünlüğünün ders verici
birikimi ile bu yapılar, tutarlı ama yine de esnek bir yerleşimi yansıtırlar. Her bi-
rim, topografyasına uygun eğim ve biçimleniş ile kırsal arazideki yerine oturmuş,
115
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
kullanıcısı olduğu kuşların doğasına uygun olarak belirlenen düzenin etkisi altında
vadiye yönlendirilmiştir. Birlikte örgütlenen bu tekil küçük birimler, doğa ile bü-
tünleşerek, kendine ait geometrik bir yaşantı kazanır. Dönemin ihtiyacına bağlı
olarak tamamen fonksiyonalist bir yaklaşımla inşa edilen bu yapılar, yan yana ör-
gütlenişleri ve doğa uyumları ile siluetin ritmik düzenini kurarlar. Belirli bir düzen
içinde organize olmuş birimler, zengin ve özgün biçim repertuarları, doğa ile
uyumlu yapıları, enderlik ve homojenlik değerleri ile yereldeki küresel güç olarak
da nitelendirilebilir.
4. Koruma Sorunsalı Ve Çözüm Önerileri
19. yüzyıl sonlarında boya ve boya maddelerinin yapay yollardan imal
edilmesi sonucunda cehri ihracı durmuş ve buna bağlı olarak 1930’lu yılların so-
nundan itibaren cehri üretimi de tamamen terk edilmiştir. Bunun sonucu olarak
güvercin gübresinin ekonomik getirisi azalmış ancak yerel tarımsal ticaret ürünü
olarak kullanımı kısıtlı da olsa devam etmiştir. Suni gübrenin yaygınlaşması ile
birlikte güvercin gübresi ihtiyacı sona ermiş, kullanım alanını tamamen yitiren
yapıların bozulma süreci başlamıştır. Bu süreç sonucunda bu yapıların bir kısmı,
morfolojik açıdan var olan vadi formasyonları içerisinde gizlenerek günümüze
ulaşabilmeyi başarabilmiştir. Ancak tüm dünyada olduğu gibi Anadolu’da da etki-
sini gösteren hızlı kentleşme, bu yapıların mevcudiyetini risk altında bırakmakta-
dır.
Hızla küreselleşen dünyamızda hızlı kentleşme, ve gelişme trendi içinde
sisteme katılma savaşımı veren tüm dünya kentleri ciddi bir kültürel kimlik sorun-
salı ile karşı karşıyadır. Kentleşme ve kültürel kimliksizlik ikilemi ile karşı karşıya
gelen kentlerin belki de en önemli problemi sürdürülebilir yerel mimaridir. Kayseri
kenti kırsalında her şeye rağmen günümüze gelebilen bu özgün yapılar geçerlilikle-
rini yitirerek bir anlam kayması yaşamış olmakla birlikte bir dönemin sosyo-
kültürel yaşamına tanıklık etmeleri ve ender bulunur bir sanayi yan dalı yapısı ol-
maları nedeniyle tanıtılmayı ve halk mimarisinin temsilcisi olarak dünya kültür
mirasına eklemlenerek gelecek nesillere aktarılmayı hak ederler.
Küreselleşen dünyada bu özgün özellikleri ile yereli vurgulayan bu yapılar
özel bir önem taşımaktadır. Bu noktada, neyin yerel olarak formüle edildiği önem
kazanmaktadır. Geleneksel üretim-tüketim alışkanlıklarının günümüzdeki yansıma-
ları olarak da tanımlayabileceğimiz güvercinlikler, gerek mimari yapıları, gerek
doğa ile uyumlu yerleşmeleri, gerekse ekolojik tarım örneklemesi ile enderlik de-
ğerine sahip; tarım ve ticaret işlevlerini destekleyen önemli bir yapı topluluğudur.
Bu gün terkedilmiş durumda olan bu özgün endüstri yapılarının, yakın çev-
resini oluşturan doğal alanlarla birlikte bir kültür mirası olarak korunumunu sağla-
mak gereklidir. Öncelikle alanın bütünselliğini korumak; tarihsel ve doğal dokusu-
na aykırı çarpık müdahalelerin önünü kesmek amacıyla bu yapıların bulunduğu
alanların derhal doğal koruma alanı olarak değerlendirilmesi ve yasal koruma altına
116
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
alınması gerekmektedir. Vadinin tarihsel, doğal ve kültürel nitelikleriyle bir bütün
halinde korunabilmesi için bir turizm yatırımı çerçevesinde ele alınması gerekebi-
lir. Yapılar; koruma altına alınarak bir açık hava müzesi olarak turizmde değerlen-
dirilebileceği gibi, ekolojik duyarlı bölge olarak belirlenerek; günümüzde popüler-
leşen organik tarım ürünlerinin yetiştirilmesinde doğal gübre elde edilmesi amacıy-
la yeniden eski işlevlerine ve canlılıklarına döndürülmesi de mümkün görülmekte-
dir.
Sonuç
Hızlı kentleşmenin baskısı altında henüz ezilmemiş vadilerin doğal doku-
sunun tamamlayıcısı olarak günümüze akabilmiş olan güvercinlikler, yerelin özgü-
nünü dile getirir. Fonksiyonu, formu ve birlikte örgütlenişi ile tamamen kendine
özgü bir mimari yapı tipi oluşturan bu yapılar zamana direnen özgün mimarisi,
içerdiği enderlik değeri, pitoresklik değeri, çokluk değeri, homojenlik değeri ve
belge değeri ile yereldeki küresel gücün simgesidir.

Son zamanlarda tüm dünyada korumacılar arasında öne çıkan ana motif;
“yer”in özgün kimliğinin korunması düşüncesidir. Giderek “sembolik yerler”in
tüm yapısal varlığı ve ilişkileri ile toplumsal anlamı vurgulanarak korunması önem
kazanmakta, canlandırma ve yeniden yaşatmada özgün fonksiyonu ve yerel yapım
özellikleri öne çıkartılmaktadır. Bu bağlamda anıtsal yapılardan sivil mimariye,
kentsel dokulardan endüstri yapılarına uzanan bu koruma zincirinde zincirin gö-
rünmeyen parçalarını oluşturan küçük ticari yapılardan biri olan güvercinlikler ;
mimari mirasın akılcı çözümlerinin temsilcisi olarak gelecek kuşaklara aktarılmayı
hakkederler.
Yapıldığı dönemin sosyo-ekonomik yapısını, yapım sistemini, ticari
etkinliklerini, komşuluk ilişkilerini, mimari çözümlerini ve daha birçok bilgiyi bize
aktaran belge niteliğindeki bu az bilinen mimari yapı stokunun, dünya kültür mira-
sına eklemlenerek, korunumunun sağlanması ise kültürel bir görevdir.
117
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)

KAYNAKÇA
Aktan, A., “Osmanlı Belgelerine Göre Kayseri’deki Gayrimüslim Tebaanın Duru-
mu”, III. Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri, E.Ü.
KAYTAM Yayınları, Kayseri, 2000, S:6-33
Benneth,F.,Kayseri Sancağı Hakkında Hazırlanan Genel Rapor (1880),
Çev:Uygur Kocabaşıoğlu, Kayseri Ticaret Odası Yayınları, Kayseri – 1996
Boyer, M.C., The City of Collective Memory, The MIT. Press, MA.& London,
1996
Büyükmıhçı, G., Kayseri’de Yaşam ve Konut Kültürü, Erciyes Üniversitesi Ya-
yınları, Yayın no:148, Kayseri- 2006
Büyükmıhçı, G., Taş Sivil Mimarlık Örneklerinde Korumaya Yönelik Yöntem
Önerileri ve Bu Yöntemlerin Kayseri Örneğinde Uygulanışı,
M.S.Ü..Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi, İstanbul - 1997
Faroqhı, S., Men of Modest Substance House Owners and House Property in
Seventeenth Century Ankara and Kayseri, Cambrıdge University Press,
Cambrıdge, London -1973
Gülyaz, M., “Kapadokya Bölgesinde Güvercinlikler”, Kapadokya, Ayhan Şahenk
Vakfı Yayınları, 2000, s:548
Gülyaz, M., “Kapadokya Sivil Mimarisi”, Skylifedergisi, http://www.nevşehir.gov.tr
(31.07.2006) T.C. Nevşehir Valiliği Sitesi
İssawi, C., The Economic Histoire Turkey (1800-1914), Chicago - 1980
İşçen, Y., “Türk Toplumunda Güvercin”, Anadolu Güvercin Kültürü Derneği,
http://www.anadoluguvercin.com (22.05.2006)
Jennings, S.R.C., Urban Population in Anatolian in The Sixteenth Century: A
study of Kayseri, Karaman, Amasya, Trabzon, Erzurum,. Int. J.
Middle East Stud., Ankara-1976
Karagöz, S., “Anadolu’da Güvercinlikler”, İbibik Dergisi, Kuş Araştırmaları Der-
neği Yayınları Yıl:1, Sayı:3, Temmuz 1999, ISSN:1302-3357
Korumaz, M., “Korunması Gereken Bir Yapı Türü Güvercinlikler”, VI. Ortaçağ
ve Türk Dönemi Kazı Sonuçları ve Sanat Tarihi Sempozyumu Bildiri-
leri, Kayseri, 2002, s:505
Tuzcu, A., “19. Yüzyılın Başlarından 20. Yüzyılın İlk Çeyreğine Seyyahların Gö-
züyle ve Konsolosluk Raporlarında Kayseri’nin İktisadi Yapısı”, III. Kay-
seri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri, KAYTAM Yay., Kayseri -
2000, s:527-552
118
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 21 Yıl : 2006/2 (97-119 s.)
Türkmen, K., “Kayseri’ye Özgü Bir Yapı Türü Güvercinlik” ,Sanatsal Mozaik,
İstanbul, 2002, s:102-105
Rudofsky, B., Architecture Without Architects, Doubleday & company,
Newyork, 1964
http://www.Cappadociaonline.com, (12.06.2006) Gülyaz M., “Kapadokya Güvercinlikle-
ri”
http://www.anadolugüvercin.com (22.06.2006) İşçen, Y., “Gesi’nin Güvercinlikleri”
http://www.nevşehir.gov.tr ( 31.07.2006) T.C. Nevşehir Valiliği Sitesi
http://www.taklaciguvercin.com/kapadokya (27.06.2006)
http://www.su-dunyası.com.tr./ekim2004-15/kapadokya (12.07.2006)
http://www.kenthaber.com/Idetay (31.07.2006)
http://www.vinotolia.com/tr (09.07.2006)
RESİM KAYNAKLARI
Erciyes Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Restorasyon Ana Bilim Dalı Arşivi
Kutup Dalgakıran arşivi
Gonca Büyükmıhçı arşivi
http://www.guvercinbirligi.com/arşiv (31.07.2006)
http://www.tr.wikipedia.org/wiki/kapadokya (31.07.2006)

ÇİZİM KAYNAKLARI
Çizim 1: Araş. Gör. Burcu Kara Salgın Tarafından çizilmiştir.
Çizim 2: M. Korumaz’ın 2002 Tarihli Çizimi, Araş. Gör. Burcu Kara Salgın Tara-
fından Güncellenerek çizilmiştir.
119

Alıntı: sbe.erciyes.edu.tr






**********************


Güvercinlikler


Anadolu’nun çeşitli yerlerinde eski dönemlerde bağ ve bahçelerde kullanılmak üzere gübre gereksinimi için yabani güvercinlerin belli bir sisteme göre yetiştirildikleri bilinmektedir. Güvercin gübresi, bileşimde bulundurduğu maddeler açısından oldukça değerli bir gübre olarak kabul edilmektedir. Bileşiminde yaklaşık %25 organik madde, %2 azot, %1 fosforik asit bulunmaktadır.

Gübre gereksinimi için yabani güvercin bakıcılığında, gübrenin düzenli toplanabilmesi ve birikmesini sağlayabilmek için bazı yapılara gereksinim duyulmuştur. Bu yapılar, Kapadokya’da “Güvercinlik”, Diyarbakır’da ise “Boranhane” olarak adlandırılmaktadır. Güvercinlikler çeşitli biçimlerde olabilmektedir. Ülkemizde farklı mimari tarza sahip üç tip güvercinlik bulunduğu söylenebilir. Kapadokya güvercinlikleri kayalara oyulmuş odacıklar şeklinde iken, Diyarbakır boranhaneleri kerpiçten yapılma binalar biçimindedir. Gesi Bağları’nda rastladığımız güvercinlikler ise “kule tipi” olarak adlandırabileceğimiz biçimde taştan örülerek yapılmışlardır. Bu tip güvercinliklere ülkemizde yalnız Gesi Bağları’nda rastlanmaktadır. Kule tipi güvercinliklerin yurt dışında benzer örnekleri bulunmaktadır. Ancak Gesi Bağları güvercinliklerinde bulunan yeraltı odası tamamen ülkemize özgü olup yurt dışındaki benzerlerinden önemli bir ayrım noktası oluşturmaktadır. [3]


Gesi bölgesinde yer alan ve “burç” adı verilen kule tipi güvercinliklerde, yapılar iki değişik şeilde karşımıza çıkmaktadır.

1- Ön kısım kare, arka kısım daire
2- Tamamen kare tip.

Bu iki tip yapının mimarisi ise üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm toprak zeminin altında bulunan “güvercin odası”dır. Bir ev odası büyüklüğünde olup kaya içine oyulmuştur. Güvercin odasının duvarlarında güvercinlerin yuvalık olarak kullanmaları amacıyla açılmış oyuklar bulunmaktadır. Odanın tavanında ise güvercinlerin odaya girip çıkabilmeleri için yaklaşık bir metre çapında bir delik yer almaktadır. Güvercin odası yeraltında olduğu için dışarıdan bakıldığında görülmez. Güvercin gübresi bu odanın tabanında birikmektedir.


Güvercinliğin ikinci bölümünü yörede burç adı verilen “kule” oluşturur. Kule tam olarak güvercin odasının üzerinde yer alır ve güvercin odasının tavanındaki deliğin etrafını çevreleyecek şekilde inşa edilmiştir. Kesme taşlardan örülerek yapılmış olan kule, kare ya da yuvarlak biçimli olabilmektedir. Genişliği genellikle 2-3 metre, yüksekliği ise zeminden itibaren 3-4 metre kadardır. Bu yükseklik oda tabanından itibaren 7-8 metredir. Kulenin üstü açıktır. En üstteki taşlar yatay döşenerek ve basamaklı bir yapı oluşturularak kuşların konmaları kolaylaştırılmıştır. Güvercinler kulenin üzerindeki boşluktan içeri girer ve aşağıdaki odaya inerler. Bir kale burcunu andıran surun çevrelediği yeraltı güvercin odasında, güvercinlerin gerçekten koruma altında oldukları söylenebilir.


Güvercinliğin üçüncü bölümünü “tünel” oluşturur. Güvercin odasına insan girişi yeraltından açılmış bir tünelle sağlanır. Tünel, 5-10 metre uzunluğunda olup bir insanın sığabileceği genişliktedir. Tünel çok belirgin olmayan bir kapı ile ya da taştan bir kapak ile dışarı açılmaktadır. Güvercinliğin sahibi yılın belli dönemlerinde bu kapıdan girerek güvercin odasına ulaşır ve tabanda biriken gübreleri toplar. [3]

Güvercinliklerin ağızları vadi içine bakacak şekilde doğu-batı yönünde yerleştirilmişlerdir. Böylece vadinin bir tarafındakiler sabah, diğer tarafındakiler ise akşam güneşini almaktadırlar. Böyle bir yerleşim sayesinde güvercinlerin soğuktan etkilenmelerini en aza indirmek amaçlanmaktadır.


Böyle bir yerdir aslında Gesi işte, anlatması uzun yaşanması zor ama tarihin ve doğa güzelliklerinin göz ardı edildiği bir mekân. Evet, buraya turist gelmez; evet, buraya bilmeyen uğramaz, ama Gesi yaşanmışlıkları ve bağları ile dolanılmayı hak eden bir Anadolu toprağıdır.



Kaynaklar

[1]http://gesivakfi.org/index.php?option=com_content&view=article&id=47&Itemid=56#sayfabasi
[2]http://www.guvercinler.info/icerik/238/Diyarbakir-Guvercinlikleri,-Boranhaneler.html
[3]http://www.peribacasidergisi.com/words/gesiguvercinlikleri.htm



Kayseri Türkü[email protected]
 
Ayrıca yöneticilerden bu alıntı eserin tüm üye arkadaşara okutulması için teşvik talep ediyorum ilk sayfaya veya tüm üyelerin e postalarına mutlaka okunmalı ibareli mesaj atılmasını telep ediyorum
 
paylaşım için teşekkürler.TRT'de bununla ilgili bir belgeselde vardı çok beğenmiştim.
 
Gayet nitelikli bir paylaşım emeğinize sağlık .. Tüm üyelerimizin okumasını öneririm , bu işin tarihi ile ilgili çok enteresan bilgiler var .. Çoğu kulak dolgunluğu ile bilinen konular, oldukça ayrıntılı olarak anlatılmış ..
Bir Güvercin severin en azından genel kültür açısından bilmesi gerekli olan pekçok bilgi aktarılıyor .. selamlarŞEREF
 
ŞİMDİKİ ZAMANDA; BU MİMARİ MÜMKÜN OLAMIYOR. NEDEN Mİ?

YAPARIZ TARLAYA GELİR KUŞLARI ÇALARLAR.

ÇAĞDAŞ OLDUNUZ.HIRS DOLDUNUZ.FES'AT İLE YOĞURULDUNUZ.MAYANIZI BOZDUNUZ.

SAYGI YOOK ,SEVGİ YOK , AHLAK AYAK ALTINDA, DİN VAR MI DİN ...DERSİ DE YOK.GERİYE DÖNÜŞTE YOK.

BİZE NE OLDU DİYEN VARSA; BEN SÖYLEYEYİM. DALLAS'I SEYRETTİNİZ,SEYRETTİRDİNİZ..ZOKAYI YUTTUNUZ ASLINDA GERİSİ GELDİİ.DALLASIN İÇİNE GİRDİNİZ...
 
Geri
Üst