Ataberk
Üye
- Katılım
- 29 Nis 2009
- Mesajlar
- 12
- Tepkime puanı
- 0
- Yaş
- 44
- Ad Soyad
- Serhat
- Meslek
- Kahraman
- İlgi Alanı
Muammer Vurkun posta güvercinlerinin "teknik" özelliklerini de şöyle anlatıyor: "Posta güvercinleri daha altı günlükken bileklerine bilezik dediğimiz künyeler takılır. Bu künyeler yarışmacının kayıtlı olduğu dernekte bilgisayara işlenir. Bir kuş yakalandı ya da bir karışıklık olduysa, o kuşu tespit etmek için ayağındaki numaranın söylenmesi yeterli. Yarışmaya alınan kuşların tamamında künye olmak zorunda. Dişi ve erkek kuşlar ayrı kümeslerde kalıp yarış günlerine kadar birbirlerini görmüyorlar. Yarış gününde ayrı ayrı sepetlere koyduktan sonra salarsınız. Salınan kuşun psikolojisi şu: Eşim yuvamda beni bekliyor, bir an önce gitmem lazım. Dişi de böyle düşünüyor o esnada tabii. Kuşlar yarıştan geldiği zaman da onlara izin verirsiniz. Sonra bir hafta boyunca yine birbirlerini görmezler. Ayrı yem, ayrı su, ayrı uçuş"
Bir sporcu yetişiyor!
"Eğitimlerine gelince, yavru yumurtadan çıkmadan başlıyor. Çok sağlıklı olması lazım. Siz bir sporcu yetiştiriyorsunuz. Yumurtadan çıkan yavrulara besin değerlerine göre gıda verilmeli. Yani protein, kalsiyum ve fosfor açısından kuvvetli besinler olacak bunlar. Yavruyken, damızlıkken, tüy zamanında da ayrı beslenme dönemleri var. Bu kuşlar yaklaşık 21 ila 25 gün arasında anne babadan ayrılma dönemine girer. Bu aşamada biz bunları başka bir yuvaya koyarız. O günlerde yürümeye de başlıyorlar. 10-15 gün alışma devresi; sizi, kümesini, kümesin bulunduğu çevreyi tanıyacak. Ondan sonra uçurma devresi gelir. Bir süre sonra bu kuşlar grup kurarlar, gezmeye başlarlar ve o zaman eğitim de başlar. Bu zamanlarda onları kontrol altına almak zorunda kalırsınız. Uçmayı, gezmeyi çok severler. Gelemeyen, yaralı gelen kuşlarımız da olur. Bu kuşlar yavru zamanlarında yarışacaksa dört aylık olması lazım. Dört aylık olduktan sonra yarış dönemi gelmiştir. Bundan sonra her şey saatle olur. Antrenmanlar başlar: İlk olarak evin etrafından 3 ila 5 km salınır. Dört defa saldığınızda kuşlar sepetlerine rahatça girerler, artık alışmışlardır. Bundan sonra yön duygusunu öğretmeye gelir sıra. Kuş saldığınız zaman her taraftan gelmesini öğrenmiyor; mesela önce güneyden saldıysanız, bir hafta sonra doğudan salarsınız, böylelikle kuş yön bulma kabiliyeti kazanır. Yarışan kuş, yarışa başladığı zaman bir an önce yönünü tayin edip evine gitmek ister.
Yarış güzergâhımızsa, İç Anadolu veya Karadeniz. Türkiye, coğrafi olarak dağlık bir bölge. Doğu Anadolu'dan başlıyor, Ege sahil şeridine iniyor. Bize düz arazi gerek, o yüzden İç Anadolu en iyisi. Öyle olunca 1000 km'den bile geliyor kuşlarımız. Kuşları derneğimizin görevlileri ve şoför götürüp salıyorlar. Hepsi de evine geliyor. Yanlış anlamayın, ama bilmeyenler hep gün hesabı yapıyor. Ben de onlara diyorum ki, 'Size Ferrari vereceğim, siz Ferrari'ye binin gelin. Ben de kuşumu salacağım, kuşum sizden önce gelecek'. Konya'dan Pendik'e 4 saat 13 dakikada geliyor benimki, Ferrari neymiş?"
Bir sporcu yetişiyor!
"Eğitimlerine gelince, yavru yumurtadan çıkmadan başlıyor. Çok sağlıklı olması lazım. Siz bir sporcu yetiştiriyorsunuz. Yumurtadan çıkan yavrulara besin değerlerine göre gıda verilmeli. Yani protein, kalsiyum ve fosfor açısından kuvvetli besinler olacak bunlar. Yavruyken, damızlıkken, tüy zamanında da ayrı beslenme dönemleri var. Bu kuşlar yaklaşık 21 ila 25 gün arasında anne babadan ayrılma dönemine girer. Bu aşamada biz bunları başka bir yuvaya koyarız. O günlerde yürümeye de başlıyorlar. 10-15 gün alışma devresi; sizi, kümesini, kümesin bulunduğu çevreyi tanıyacak. Ondan sonra uçurma devresi gelir. Bir süre sonra bu kuşlar grup kurarlar, gezmeye başlarlar ve o zaman eğitim de başlar. Bu zamanlarda onları kontrol altına almak zorunda kalırsınız. Uçmayı, gezmeyi çok severler. Gelemeyen, yaralı gelen kuşlarımız da olur. Bu kuşlar yavru zamanlarında yarışacaksa dört aylık olması lazım. Dört aylık olduktan sonra yarış dönemi gelmiştir. Bundan sonra her şey saatle olur. Antrenmanlar başlar: İlk olarak evin etrafından 3 ila 5 km salınır. Dört defa saldığınızda kuşlar sepetlerine rahatça girerler, artık alışmışlardır. Bundan sonra yön duygusunu öğretmeye gelir sıra. Kuş saldığınız zaman her taraftan gelmesini öğrenmiyor; mesela önce güneyden saldıysanız, bir hafta sonra doğudan salarsınız, böylelikle kuş yön bulma kabiliyeti kazanır. Yarışan kuş, yarışa başladığı zaman bir an önce yönünü tayin edip evine gitmek ister.
Yarış güzergâhımızsa, İç Anadolu veya Karadeniz. Türkiye, coğrafi olarak dağlık bir bölge. Doğu Anadolu'dan başlıyor, Ege sahil şeridine iniyor. Bize düz arazi gerek, o yüzden İç Anadolu en iyisi. Öyle olunca 1000 km'den bile geliyor kuşlarımız. Kuşları derneğimizin görevlileri ve şoför götürüp salıyorlar. Hepsi de evine geliyor. Yanlış anlamayın, ama bilmeyenler hep gün hesabı yapıyor. Ben de onlara diyorum ki, 'Size Ferrari vereceğim, siz Ferrari'ye binin gelin. Ben de kuşumu salacağım, kuşum sizden önce gelecek'. Konya'dan Pendik'e 4 saat 13 dakikada geliyor benimki, Ferrari neymiş?"