A
Anonymous
Misafir
Amatör olarak edebiyat ile uğraşıyorum.Elime kalem düştükçe yazıyorum.Bunlardan birini sizinle paylaşmak istedim.
Saygılarımla...
"Ne zaman canım sıkılsa düşünürüm. Yıllar ne çabuk geçiyor. Belki büyüyorum,belki yaşlanıyorum,ama illa ki ölüme yaklaşıyorum. Belki uzun bir yolun ucunda ama her saniye ona doğru bir adım atıyorum. Yolda karşıma türlü meyveler çıkıyor. Kazanılması kısmen kolay meyveler.Beni galiba zehirliyorlar.Yolun sonunda meyvelerin karşılıklarını isteyecekler,verebilecek miyim bilmiyorum.Sonradan öğreneceğim ki o meyveler yasakmış belki daha önce de biliyorumdur,yol uzun olduğu için umursamıyorumdur.Bir de yolda kaldırılacak taşlar var.Onları kaldırıp altındaki altınları alıyorum.kısmen zor ama daha yararlı ve meşru bir kazanç. Yolun sonunda topladığımız altınlara ve yediğimiz meyvelere bakacaklar.Umuyorum ki yediklerimden daha fazla altın biriktirmişimdir de kalanlarıyla bir süre istediğim gibi yaşayabilirim. Sonradan bakıyorum ki herşeyin bedava ve her istediğinin olduğu bir yer var.Ne sıcak ne soğuk olan bir yer.Herşey en iyi.Ancak girişte topladığın altının hepsini bırakmak lazım.Bırakmak gerek,bırakıyorum içeri giriyorum.
“Peki topladığı altından daha çok meyve yiyenler nerede?” dediğimde görevliler,yediklerine karşılık,bulunduğumuz yeri ısıtmak için çalışmak zorunda olduklarını söylüyorlar.
Onlar için üzülüyorum. Ama aklını kullanmak lazım...
Derviş bu;bazen yazamaz bazen yazar
Sanmayın , ne şairdir ne de yazar
Saygılarımla...
"Ne zaman canım sıkılsa düşünürüm. Yıllar ne çabuk geçiyor. Belki büyüyorum,belki yaşlanıyorum,ama illa ki ölüme yaklaşıyorum. Belki uzun bir yolun ucunda ama her saniye ona doğru bir adım atıyorum. Yolda karşıma türlü meyveler çıkıyor. Kazanılması kısmen kolay meyveler.Beni galiba zehirliyorlar.Yolun sonunda meyvelerin karşılıklarını isteyecekler,verebilecek miyim bilmiyorum.Sonradan öğreneceğim ki o meyveler yasakmış belki daha önce de biliyorumdur,yol uzun olduğu için umursamıyorumdur.Bir de yolda kaldırılacak taşlar var.Onları kaldırıp altındaki altınları alıyorum.kısmen zor ama daha yararlı ve meşru bir kazanç. Yolun sonunda topladığımız altınlara ve yediğimiz meyvelere bakacaklar.Umuyorum ki yediklerimden daha fazla altın biriktirmişimdir de kalanlarıyla bir süre istediğim gibi yaşayabilirim. Sonradan bakıyorum ki herşeyin bedava ve her istediğinin olduğu bir yer var.Ne sıcak ne soğuk olan bir yer.Herşey en iyi.Ancak girişte topladığın altının hepsini bırakmak lazım.Bırakmak gerek,bırakıyorum içeri giriyorum.
“Peki topladığı altından daha çok meyve yiyenler nerede?” dediğimde görevliler,yediklerine karşılık,bulunduğumuz yeri ısıtmak için çalışmak zorunda olduklarını söylüyorlar.
Onlar için üzülüyorum. Ama aklını kullanmak lazım...
Derviş bu;bazen yazamaz bazen yazar
Sanmayın , ne şairdir ne de yazar