Tweety
Moderatör
Uzun süre çeşitli enfeksiyöz etkenlere maruz kalan kulak kanalında; kanalın tıkanmasına sebep olacak derecede kalınlaşmalar ve daralmalar oluşur. Bu hale gelen kulak problemlerinin operasyonla müdahale edilerek düzeltilmesi gerekir. Bu durum, tüm ırklar için geçerli bir kural olmakla beraber, kulağın anatomik yapısına bağlı olarak ırktan ırka değişen bazı özellikler taşır. Örneğin Cocker, Golden Retriever ve Poodle'larda kulak kanalı kulak kepçesi ile örtülü; kanal içerisi tüy yumaklarıyla dolu; ve de kanal içerisinde nemli bir ortam oluştuğu için bu tip vakalara daha yatkındır.
Böyle durumlarda kulak kanalının iç yüzeyi enfeksiyon etkenlerinin üremesiyle şişer ve kalınlaşır. Bu da kulak kirinin ve döküntülerinin atılamamasına ve kanal içinde birikmesine sebep olur. Hatta bu safhadaki kulak problemlerine tedavi için uygulanan damlalar ya da pomadlar kulaktaki kitle miktarını arttırarak olayın daha kötü bir hale dönüşmesine neden olurlar.
Bu şekli almış vakalarda artık kulak kanalında geri dönüşü mümkün olmayan bir takım değişiklikler gelişmiştir ve ancak cerrahi müdahaleyle tedavi edilebilirler.
Yapılacak olan cerrahi müdahalelere geçmeden önce kulağın yapısından biraz bahsedelim.
Kulak anatomisi
Anatomik olarak kulak 3 ana bölüme ayrılmıştır.
Dış kulak diye adlandırdığımız bölüm kulak kanalından oluşur ve kulak zarı ile son bulur. Kulak kanalı; L benzeri bir yapı arz eder. L şeklindeki anatomik yapı başlangıç kısmının yukarıdan aşağıya doğru konumlanmasını gerektirir ve bu durum köpekleri diğer hayvanlara göre kulak enfeksiyonlarına daha yatkın kılar.Çünkü, çeşitli etkenler kepçeden aşağıya doğru girip, tekrar yukarıya tırmanamıyacağı için yatay kısımda kümelenir.
Orta kulak; kulak zarının alt - iç tarafında ve tamamen kapalı bir yapıdadır. Kafatasını teşkil eden kemikler tarafından oluşturulmuş olup "bulla" adıyla bilinir.
İç kulak ise orta kulağın üzerinde ve kulak zarının yanındadır. İç kulak işitme fonksiyonunun yanı sıra vücudun dengesi ile de görevli bir organdır.
Kulaktaki bir probleme müdahale etmeden önce bu anatomik yapı mutlaka göz önüne alınmalı ve teşhis için aletler ona göre kullanılmalıdır.
Cerrahi müdahaleler
Problemin lokalizasyonuna göre 3 grupta toplanır. Hastalık henüz kronik hale gelmemiş; sadece dış kulakta devam ediyorsa "Lateral Rezeksiyon" ile yani dış kulağın drenajı ile önlenebilir. Bu, şekil 2'de de görüldüğü gibi kanalın aşağıya doğru inen duvarının kesilerek açılması ve böylelikle yatay kanal bölümünde biriken etkenlerin akıp gitmesini sağlamakla olur. Bu drenaj yatay kanalın temizlenebilmesini mümkün kılarak hastalığı bitirir.
Ne var ki bu sadece tam olarak kronikleşmemiş ve orta kulağa sirayet etmemiş vakalarda mümkündür. Eğer orta kulakta da enfeksiyöz etkenler ve irin birikmiş ise yatay kanal drene edilse dahi orta kulak temizlenemeyeceği için olay devam edecektir.
Böyle orta kulaktaki hastalık olaylarında "bulla osteotomie" denilen ve ayrı bir kanalla kemiksel kulak boşluğunun drene edilmesini sağlayan özel bir müdahale gerekir. Eğer hastalık sadece orta kulakta ise kemik duvarı cerrahi yöntemlerle delinerek dışarıya açılır. Böylelikle orta kulak boşluğunda biriken etkenler ve irin boşaltılarak, buranın temiz kalması sağlanabilir. Eğer vaka oldukça eski ve tüm kulak bölümlerini etkisine almış ise o zaman hem "bulla osteotomie" Yöntemi uygulanmalı ve hem de total olarak, dış kulak kanalı alınarak kulak kapatılmalıdır. Tabii ki böyle bir müdahale en son başvurulacak bir yöntem olup, mutlak surette bu yola başvurmadan önce röntgeninde yardımıyla kesin bir teşhisin konulmuş olması şarttır.
Drene edilen (kanal açılan) orta kulağın periodik olarak antiseptik -antibiotikli ilaçlarla yıkanması gereklidir.
Ayrıca bölgeden alınacak bir örnekten yapılacak antibiogram yardımı ile en uygun antibiotiğin seçilmesi ve düzenli olarak kullanılması hastalığın kısa süre içerisinde iyileşmesini sağlayacaktır.
1. ve 2. cerrahi müdahaleler gerektirdiği titizlikte ve de zamanında uygulanırsa hayvanın işitme fonksiyonları üzerinde herhangi kötü bir etkisi olmayacaktır. Ne var ki 3.tipteki müdahaleyi gerektiren durumlarda işitme fonksiyonu o kulak için ortadan kalkacaktır. Eğer kalmış ise zaten çok düşük seviyelere inmiş olan işitme duyusu operasyondan sonra tamamıyla yok olur.
Tabii ki kulak problemlerini bu 3.safhaya kadar getirmemek konusunda en büyük görev kuşkusuz hayvan sahiplerine düşüyor. Eğer düzenli kulak bakımlarını yaparsanız ve gözünüze ilişen en ufak problemde hekiminizden yardım isterseniz kesinlikle olay çok fazla ilerlemeden başlangıcında problemi ortadan kaldırabilirsiniz.
Böyle durumlarda kulak kanalının iç yüzeyi enfeksiyon etkenlerinin üremesiyle şişer ve kalınlaşır. Bu da kulak kirinin ve döküntülerinin atılamamasına ve kanal içinde birikmesine sebep olur. Hatta bu safhadaki kulak problemlerine tedavi için uygulanan damlalar ya da pomadlar kulaktaki kitle miktarını arttırarak olayın daha kötü bir hale dönüşmesine neden olurlar.
Bu şekli almış vakalarda artık kulak kanalında geri dönüşü mümkün olmayan bir takım değişiklikler gelişmiştir ve ancak cerrahi müdahaleyle tedavi edilebilirler.
Yapılacak olan cerrahi müdahalelere geçmeden önce kulağın yapısından biraz bahsedelim.
Kulak anatomisi
Anatomik olarak kulak 3 ana bölüme ayrılmıştır.
Dış kulak diye adlandırdığımız bölüm kulak kanalından oluşur ve kulak zarı ile son bulur. Kulak kanalı; L benzeri bir yapı arz eder. L şeklindeki anatomik yapı başlangıç kısmının yukarıdan aşağıya doğru konumlanmasını gerektirir ve bu durum köpekleri diğer hayvanlara göre kulak enfeksiyonlarına daha yatkın kılar.Çünkü, çeşitli etkenler kepçeden aşağıya doğru girip, tekrar yukarıya tırmanamıyacağı için yatay kısımda kümelenir.
Orta kulak; kulak zarının alt - iç tarafında ve tamamen kapalı bir yapıdadır. Kafatasını teşkil eden kemikler tarafından oluşturulmuş olup "bulla" adıyla bilinir.
İç kulak ise orta kulağın üzerinde ve kulak zarının yanındadır. İç kulak işitme fonksiyonunun yanı sıra vücudun dengesi ile de görevli bir organdır.
Kulaktaki bir probleme müdahale etmeden önce bu anatomik yapı mutlaka göz önüne alınmalı ve teşhis için aletler ona göre kullanılmalıdır.
Cerrahi müdahaleler
Problemin lokalizasyonuna göre 3 grupta toplanır. Hastalık henüz kronik hale gelmemiş; sadece dış kulakta devam ediyorsa "Lateral Rezeksiyon" ile yani dış kulağın drenajı ile önlenebilir. Bu, şekil 2'de de görüldüğü gibi kanalın aşağıya doğru inen duvarının kesilerek açılması ve böylelikle yatay kanal bölümünde biriken etkenlerin akıp gitmesini sağlamakla olur. Bu drenaj yatay kanalın temizlenebilmesini mümkün kılarak hastalığı bitirir.
Ne var ki bu sadece tam olarak kronikleşmemiş ve orta kulağa sirayet etmemiş vakalarda mümkündür. Eğer orta kulakta da enfeksiyöz etkenler ve irin birikmiş ise yatay kanal drene edilse dahi orta kulak temizlenemeyeceği için olay devam edecektir.
Böyle orta kulaktaki hastalık olaylarında "bulla osteotomie" denilen ve ayrı bir kanalla kemiksel kulak boşluğunun drene edilmesini sağlayan özel bir müdahale gerekir. Eğer hastalık sadece orta kulakta ise kemik duvarı cerrahi yöntemlerle delinerek dışarıya açılır. Böylelikle orta kulak boşluğunda biriken etkenler ve irin boşaltılarak, buranın temiz kalması sağlanabilir. Eğer vaka oldukça eski ve tüm kulak bölümlerini etkisine almış ise o zaman hem "bulla osteotomie" Yöntemi uygulanmalı ve hem de total olarak, dış kulak kanalı alınarak kulak kapatılmalıdır. Tabii ki böyle bir müdahale en son başvurulacak bir yöntem olup, mutlak surette bu yola başvurmadan önce röntgeninde yardımıyla kesin bir teşhisin konulmuş olması şarttır.
Drene edilen (kanal açılan) orta kulağın periodik olarak antiseptik -antibiotikli ilaçlarla yıkanması gereklidir.
Ayrıca bölgeden alınacak bir örnekten yapılacak antibiogram yardımı ile en uygun antibiotiğin seçilmesi ve düzenli olarak kullanılması hastalığın kısa süre içerisinde iyileşmesini sağlayacaktır.
1. ve 2. cerrahi müdahaleler gerektirdiği titizlikte ve de zamanında uygulanırsa hayvanın işitme fonksiyonları üzerinde herhangi kötü bir etkisi olmayacaktır. Ne var ki 3.tipteki müdahaleyi gerektiren durumlarda işitme fonksiyonu o kulak için ortadan kalkacaktır. Eğer kalmış ise zaten çok düşük seviyelere inmiş olan işitme duyusu operasyondan sonra tamamıyla yok olur.
Tabii ki kulak problemlerini bu 3.safhaya kadar getirmemek konusunda en büyük görev kuşkusuz hayvan sahiplerine düşüyor. Eğer düzenli kulak bakımlarını yaparsanız ve gözünüze ilişen en ufak problemde hekiminizden yardım isterseniz kesinlikle olay çok fazla ilerlemeden başlangıcında problemi ortadan kaldırabilirsiniz.