Tweety
Moderatör
Tanımı
Motacilla citreola Pallas, 1776 – Sarıbaşlı Kuyruksallayan:
Tanımlama:
M.c.citreola alttürünün erkeği parlak sarı kafası ve alt bölümleri, siyah boyun bandı ve gri üst kısımları ile karıştırılamazken M.c.werae alttürünün siyah boyunda bandı yoktur ya da azdır ve alt tarafındaki sarı rengi daha mattır. Geniş ve pürüzsüz iki tane beyaz kanat şeridi her yaşta ve alttürde görülebilir. Dişisini Sarı Kuyruksallayan'ın batı alttürlerinden gri üst kısmı (sarı kuyruksallayınınki zeytin yeşilidir), gri yanaklarının etrafından geçerek boyun yanı ve boğazında birleşen sarı kaşı sayesinde ayırt edilir. Birinci sonbaharındaki kuşların gri üst kısımları, kulak örtülerinin etrafından geçen açık renkli kaşı, genellikle açık renkli alnı, sarıdan eser olmayan beyazımsı alt kısımları ve göze çarpan kanat şeritleri vardır.
Ülkemizde bir defa kayıt edilmiş olan M.c.calcarata alttürünün ise üst kısmının (sırt) tamamı siyah ya da çok koyu gridir; fakat bu koyuluk diğer alttürlerde de nadiren görülebilir.
Taksonomi:
Sarı Başlı Kuyruksallayan'ın dünyada 2 alttürü bulunur, bunlar:
M.c.citreola: Kuzeydoğu Rusya, Sibirya, Moğolistan ve Mançurya'da ürer, Hindistan'da kışlar
M.c.calcarata: Doğu İran, kuzey Afganistan, Tibet, güney Çin ve Burma
dır.
M. c. werae isimli alttür ise M. c. citreola'dan çok farklı olmadığı için ornitologlar tarafından M. c. citreola'nın alttürü olmuştur.
Türkiye'de üreyen form literatürde M. c. werae olarak geçer, ve bu formun yukarıda anlatıldığı gibi M. c. citreola ile aynı olduğunu kanıtlandığı için Türkiye'de üreyen kuşlar M. c. citreola'dır.
2011 yılında Van Sazlıkları'nda yabancı bir gözlemci tarafından gözlemlenen ve fotoğraflanan bir kuş ise Türkiye'deki ve Batı Palerarktik'teki ilk M.c.calcarata olarak kayda geçmiştir.
Ne var ki 2003 yılında kuş gözlemci Pavlova vs. tarafından yayınlanan bir belgede, doğu ve batı popülasyonlarının iki ayrı tür olarak ayırılması önerilmiştir. Buna kanıt olarak ise yapılan bir DNA araştırması gösterilmiştir. DNA araştırmasına göre analizin içine Sarı Başlı Kuyruksallayanın yanı sıra Sarı Kuyruksallayan eklendiğinde, Sarı Başlı Kuyruksallayanın iki popülasyonunun (doğu ve batı) birbirlerinin en yakın akrabası olmadığı gözlemlenmiştir. Yazarlar ssp. calcarata'nın dağılımını örneklememişlerdir.
Latince Adının Anlamı:
Citreola= citrus (limon) + ella (küçültme eki-cık) = citreola (limoncuk). Bu ismi sarı başı ile limona benzetilebildiği için almıştır.
Habitatı
1500,2500m yüksekliğindeki bataklıklı çayırlar ve akarsu yakınlarında ürer. Üreme sezonu dışında tatlı su, gölcük ve lağım göllerinin yakınında bulunur.
Kuzey-orta Asya'daki ıslak çayırlar ve tundralarda ürer, kışı Güney Asya'nın yüksek çayırları ve yaylalarında geçirir.
Yayılışı
Kuzey ve Orta Asya, Doğu Avrupa ile Türkiye'de üreyen yaz göçmenidir; kışı Hindistan Yarımadası, Güneydoğu Asya ve az sayıda Ortadoğu'da geçirir.
Yoldan sapan göçmen kuşlar ilkbahar ve sonbahar aylarında Batı Avrupa'da ortaya çıkarlar.
Batı Avrupa'dan gelen kayıtlar yıldan yıla artar, bunun nedeninin ise rotadan sapmak yerine göçün uzatılması olduğu düşünülmektedir. Buna örnek olarak türün göç yollarından biri olan ve türün bireylerinin genellikle birkaç gün veya hafta boyunca konakladığı Bhutan'da artık çok nadir olduğu gösterilebilir.
Ülkemizde Doğu Anadolu'da ve lokal olarak İç Anadolu'da ürer. İlk kaydı 12 Mayıs 1964'te Beyşehir Gölü'nde görülen bir dişidir fakat kuşun Türkiye'de ürediği ancak 1980'li yıllarda keşfedilmiştir. 1990'lı yıllarda ise yayılımını batoya genişletmenin bir sonucu olarak İç Anadolu'da üreme yerleri bulunmuştur (örn. Palas Gölü, Hotamış Sazlıkları, Ereğli Sazlıkları, Kulu Gölü vb.).
Göç sırasında çok daha yaygındır ve tüm Türkiye'de görülebilir. Genellikle ilkbahar göçünden daha fazla kayıdı gelir. Göç sırasında en çok İç Anadolu'daki göller ve çayırlar, Doğu Anadolu, Doğu Akdeniz deltaları ve Karadeniz kıyılarından kayıt gelir.
Kışın Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Adana gibi güney illerimizde nadir de olsa görülür.
Beslenme
Özellikle de suyun kenarında duran sucul ve çiftlik hayvanları tarafından rahatsız edilmiş olan omurgasızları yer.
Biyolojisi
Genelde göllerin yakınlarındaki sazlıklarda ve nemli çayırlarda yuva yapar. Yerdeki çukurlarda yuvalanır, genellikle kısa çalılıklarla korunur ya da bitkilerin kökleri arasında gizlidir. Yuva bitki saplarından yosundan yapılmış bir çanaktır; genellikle tüy ile çevrelenir.
4-5 yumurta yapar; yumurtalar beneklidir.
Polonya'nın Gdansk bölgesinde Marta Sciborska tarafından yapılmış olan 4 yıllık bir araştırmaya göre; kuşlar araştırma bölgesine Nisan sonunda gelmeye başlamışlardır. Başarılı bir üreme döngüsü yaklaşık bir ay sürmüş ve bu ayın içinde: 3-4 gün yuva yapma, 1-2 gün "ara", 4-6 gün yumurtlama, 11-12 gün kuluçka ve 10-13 gün yavrulara ebeveynlerin yaptığı bakım bulunmaktadır. Dişiler yumurtalarını Mayısın başında yumurtlamaya başlamışlardır. En yaygın yumurta sayısı 5 yumurtadır. Yavrunun yumurtadan çıkma başarısı %55.3 idi. Ortalama olaral 2.6 yavru yumurtadan çıktı, final tüylenmede %38.1'lik bir başarıya ulaşıldı ve ortalamada 1.8 yavru yuvadan ayrılabildi. Yuvaların heosi yerde ve sık bitkiler ya da öbeklere yerleştirilmişlerdi. Çoğu yuvanın girişi güneydoğuya bakıyordu. Bir yuvanın dış çapı 10.1 cm, iç çapı yani genişliği ve uzunluğu ise 6.3 ve 6.8 cm idi. Yuvanın derinliği 3.9 cm idi. Ölçülen yaklaşık 90 yumurta şekil ve renk bakımından Sarı Kuyruksallayan yumurtalarına çok benziyordu. Yumurtaların genişlikleri 14.16 mm, uzunlukları ise 18.40 mm idi. Gözlemlenen yuvada iki ebeveyn de yavru ile benze rbiçimde ilgilenmişlerdir. Yavruyu besleme sıklığı doğduğu günde saat başına 5 defa olmak üzere yuvadaki son günlerinde saat başına 20 defa olacak bir biçimde artış gösterdi. G-testi, erkek ve dişinin yuvayı ziyaret ederek geçirdikleri sürenin çok farklı olduğunu göstermiştir. İlk birkaç günde dişi yuvada erkekten fazla kalmıştır. 6 gün sonra, iki ebeveyn için de ziyaret süresi birkaç saniyeye kadar kısalmıştır.
Bir yavrunu yaşını hesaplamada D=0.12W + 0.23T - 0.23 formulü kullanılmıştır.
Yani;
Yavrunun yaşadığı gün sayısı= 12 kanat uzunluğu + 0.23 tarsus uzunluğu - 0.23'tür.
Tabii ki de bu araştırma Polonya'da yapıldığı için Türk popülasyonu verileri farklılık gösterebilir.
Göçü
Kuzey ve Orta Asya, Doğu Avrupa ile Türkiye'de üreyen yaz göçmenidir; kışı Hindistan Yarımadası, Güneydoğu Asya ve az sayıda Ortadoğu'da geçirir.
Göç sırasında çok daha yaygındır ve tüm Türkiye'de görülebilir. Genellikle ilkbahar göçünden daha fazla kayıdı gelir. Göç sırasında en çok İç Anadolu'daki göller ve çayırlar, Doğu Anadolu, Doğu Akdeniz deltaları ve Karadeniz kıyılarından kayıt gelir.
İlkbahar göçü Mart ortası veya sonunda başlar (en erken tarih 26 Mart) ve Mayıs sonuna kadar devam eder (28 Mayıs); çoğunluk Nisan ortasında geçer. Sonbahar göçünde daha az kaydı gelir; göç Ağustos başından (6 Ağustos) Ekim ortasında (12 Ekim) kadar sürer.
Ülkemizde kışın Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Adana gibi güney illerimizde nadiren de olsa görülebilir.
Popülasyonu
Avrupa'daki üreme popülasyonunun 210,000-520,000 çift; yani 630,000-1,560,000 birey olduğu düşünülmektedir (Birdlife International 2004).
Avrupa popülasyonu Dünya popülasyonunun %5-24'ünü oluşturur; buna göre dünya popülasyonunun 2,630,000-31,200,000 birey olduğu düşünülmektedir.
Davranışları
Genellikle yerde dolanır. Diğer kuyruksallayanlara göre başını ve kuyruğunu daha az oynatır.
Motacilla citreola Pallas, 1776 – Sarıbaşlı Kuyruksallayan:
Tanımlama:
M.c.citreola alttürünün erkeği parlak sarı kafası ve alt bölümleri, siyah boyun bandı ve gri üst kısımları ile karıştırılamazken M.c.werae alttürünün siyah boyunda bandı yoktur ya da azdır ve alt tarafındaki sarı rengi daha mattır. Geniş ve pürüzsüz iki tane beyaz kanat şeridi her yaşta ve alttürde görülebilir. Dişisini Sarı Kuyruksallayan'ın batı alttürlerinden gri üst kısmı (sarı kuyruksallayınınki zeytin yeşilidir), gri yanaklarının etrafından geçerek boyun yanı ve boğazında birleşen sarı kaşı sayesinde ayırt edilir. Birinci sonbaharındaki kuşların gri üst kısımları, kulak örtülerinin etrafından geçen açık renkli kaşı, genellikle açık renkli alnı, sarıdan eser olmayan beyazımsı alt kısımları ve göze çarpan kanat şeritleri vardır.
Ülkemizde bir defa kayıt edilmiş olan M.c.calcarata alttürünün ise üst kısmının (sırt) tamamı siyah ya da çok koyu gridir; fakat bu koyuluk diğer alttürlerde de nadiren görülebilir.
Taksonomi:
Sarı Başlı Kuyruksallayan'ın dünyada 2 alttürü bulunur, bunlar:
M.c.citreola: Kuzeydoğu Rusya, Sibirya, Moğolistan ve Mançurya'da ürer, Hindistan'da kışlar
M.c.calcarata: Doğu İran, kuzey Afganistan, Tibet, güney Çin ve Burma
dır.
M. c. werae isimli alttür ise M. c. citreola'dan çok farklı olmadığı için ornitologlar tarafından M. c. citreola'nın alttürü olmuştur.
Türkiye'de üreyen form literatürde M. c. werae olarak geçer, ve bu formun yukarıda anlatıldığı gibi M. c. citreola ile aynı olduğunu kanıtlandığı için Türkiye'de üreyen kuşlar M. c. citreola'dır.
2011 yılında Van Sazlıkları'nda yabancı bir gözlemci tarafından gözlemlenen ve fotoğraflanan bir kuş ise Türkiye'deki ve Batı Palerarktik'teki ilk M.c.calcarata olarak kayda geçmiştir.
Ne var ki 2003 yılında kuş gözlemci Pavlova vs. tarafından yayınlanan bir belgede, doğu ve batı popülasyonlarının iki ayrı tür olarak ayırılması önerilmiştir. Buna kanıt olarak ise yapılan bir DNA araştırması gösterilmiştir. DNA araştırmasına göre analizin içine Sarı Başlı Kuyruksallayanın yanı sıra Sarı Kuyruksallayan eklendiğinde, Sarı Başlı Kuyruksallayanın iki popülasyonunun (doğu ve batı) birbirlerinin en yakın akrabası olmadığı gözlemlenmiştir. Yazarlar ssp. calcarata'nın dağılımını örneklememişlerdir.
Latince Adının Anlamı:
Citreola= citrus (limon) + ella (küçültme eki-cık) = citreola (limoncuk). Bu ismi sarı başı ile limona benzetilebildiği için almıştır.
Habitatı
1500,2500m yüksekliğindeki bataklıklı çayırlar ve akarsu yakınlarında ürer. Üreme sezonu dışında tatlı su, gölcük ve lağım göllerinin yakınında bulunur.
Kuzey-orta Asya'daki ıslak çayırlar ve tundralarda ürer, kışı Güney Asya'nın yüksek çayırları ve yaylalarında geçirir.
Yayılışı
Kuzey ve Orta Asya, Doğu Avrupa ile Türkiye'de üreyen yaz göçmenidir; kışı Hindistan Yarımadası, Güneydoğu Asya ve az sayıda Ortadoğu'da geçirir.
Yoldan sapan göçmen kuşlar ilkbahar ve sonbahar aylarında Batı Avrupa'da ortaya çıkarlar.
Batı Avrupa'dan gelen kayıtlar yıldan yıla artar, bunun nedeninin ise rotadan sapmak yerine göçün uzatılması olduğu düşünülmektedir. Buna örnek olarak türün göç yollarından biri olan ve türün bireylerinin genellikle birkaç gün veya hafta boyunca konakladığı Bhutan'da artık çok nadir olduğu gösterilebilir.
Ülkemizde Doğu Anadolu'da ve lokal olarak İç Anadolu'da ürer. İlk kaydı 12 Mayıs 1964'te Beyşehir Gölü'nde görülen bir dişidir fakat kuşun Türkiye'de ürediği ancak 1980'li yıllarda keşfedilmiştir. 1990'lı yıllarda ise yayılımını batoya genişletmenin bir sonucu olarak İç Anadolu'da üreme yerleri bulunmuştur (örn. Palas Gölü, Hotamış Sazlıkları, Ereğli Sazlıkları, Kulu Gölü vb.).
Göç sırasında çok daha yaygındır ve tüm Türkiye'de görülebilir. Genellikle ilkbahar göçünden daha fazla kayıdı gelir. Göç sırasında en çok İç Anadolu'daki göller ve çayırlar, Doğu Anadolu, Doğu Akdeniz deltaları ve Karadeniz kıyılarından kayıt gelir.
Kışın Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Adana gibi güney illerimizde nadir de olsa görülür.
Beslenme
Özellikle de suyun kenarında duran sucul ve çiftlik hayvanları tarafından rahatsız edilmiş olan omurgasızları yer.
Biyolojisi
Genelde göllerin yakınlarındaki sazlıklarda ve nemli çayırlarda yuva yapar. Yerdeki çukurlarda yuvalanır, genellikle kısa çalılıklarla korunur ya da bitkilerin kökleri arasında gizlidir. Yuva bitki saplarından yosundan yapılmış bir çanaktır; genellikle tüy ile çevrelenir.
4-5 yumurta yapar; yumurtalar beneklidir.
Polonya'nın Gdansk bölgesinde Marta Sciborska tarafından yapılmış olan 4 yıllık bir araştırmaya göre; kuşlar araştırma bölgesine Nisan sonunda gelmeye başlamışlardır. Başarılı bir üreme döngüsü yaklaşık bir ay sürmüş ve bu ayın içinde: 3-4 gün yuva yapma, 1-2 gün "ara", 4-6 gün yumurtlama, 11-12 gün kuluçka ve 10-13 gün yavrulara ebeveynlerin yaptığı bakım bulunmaktadır. Dişiler yumurtalarını Mayısın başında yumurtlamaya başlamışlardır. En yaygın yumurta sayısı 5 yumurtadır. Yavrunun yumurtadan çıkma başarısı %55.3 idi. Ortalama olaral 2.6 yavru yumurtadan çıktı, final tüylenmede %38.1'lik bir başarıya ulaşıldı ve ortalamada 1.8 yavru yuvadan ayrılabildi. Yuvaların heosi yerde ve sık bitkiler ya da öbeklere yerleştirilmişlerdi. Çoğu yuvanın girişi güneydoğuya bakıyordu. Bir yuvanın dış çapı 10.1 cm, iç çapı yani genişliği ve uzunluğu ise 6.3 ve 6.8 cm idi. Yuvanın derinliği 3.9 cm idi. Ölçülen yaklaşık 90 yumurta şekil ve renk bakımından Sarı Kuyruksallayan yumurtalarına çok benziyordu. Yumurtaların genişlikleri 14.16 mm, uzunlukları ise 18.40 mm idi. Gözlemlenen yuvada iki ebeveyn de yavru ile benze rbiçimde ilgilenmişlerdir. Yavruyu besleme sıklığı doğduğu günde saat başına 5 defa olmak üzere yuvadaki son günlerinde saat başına 20 defa olacak bir biçimde artış gösterdi. G-testi, erkek ve dişinin yuvayı ziyaret ederek geçirdikleri sürenin çok farklı olduğunu göstermiştir. İlk birkaç günde dişi yuvada erkekten fazla kalmıştır. 6 gün sonra, iki ebeveyn için de ziyaret süresi birkaç saniyeye kadar kısalmıştır.
Bir yavrunu yaşını hesaplamada D=0.12W + 0.23T - 0.23 formulü kullanılmıştır.
Yani;
Yavrunun yaşadığı gün sayısı= 12 kanat uzunluğu + 0.23 tarsus uzunluğu - 0.23'tür.
Tabii ki de bu araştırma Polonya'da yapıldığı için Türk popülasyonu verileri farklılık gösterebilir.
Göçü
Kuzey ve Orta Asya, Doğu Avrupa ile Türkiye'de üreyen yaz göçmenidir; kışı Hindistan Yarımadası, Güneydoğu Asya ve az sayıda Ortadoğu'da geçirir.
Göç sırasında çok daha yaygındır ve tüm Türkiye'de görülebilir. Genellikle ilkbahar göçünden daha fazla kayıdı gelir. Göç sırasında en çok İç Anadolu'daki göller ve çayırlar, Doğu Anadolu, Doğu Akdeniz deltaları ve Karadeniz kıyılarından kayıt gelir.
İlkbahar göçü Mart ortası veya sonunda başlar (en erken tarih 26 Mart) ve Mayıs sonuna kadar devam eder (28 Mayıs); çoğunluk Nisan ortasında geçer. Sonbahar göçünde daha az kaydı gelir; göç Ağustos başından (6 Ağustos) Ekim ortasında (12 Ekim) kadar sürer.
Ülkemizde kışın Gaziantep, Şanlıurfa, Hatay, Adana gibi güney illerimizde nadiren de olsa görülebilir.
Popülasyonu
Avrupa'daki üreme popülasyonunun 210,000-520,000 çift; yani 630,000-1,560,000 birey olduğu düşünülmektedir (Birdlife International 2004).
Avrupa popülasyonu Dünya popülasyonunun %5-24'ünü oluşturur; buna göre dünya popülasyonunun 2,630,000-31,200,000 birey olduğu düşünülmektedir.
Davranışları
Genellikle yerde dolanır. Diğer kuyruksallayanlara göre başını ve kuyruğunu daha az oynatır.