Tweety
Moderatör
Kedilerin kuşları avlamasına neden olan nedir? Bir kedi, bir konservenin açılma sesini nasıl tanır? Bir kedi nasıl düşünür? Refleksleri nasıl çalışır? Her bir duyu ve beden sisteminin kontrol paneli olan karmaşık sinir sistemi, kedi davranışı hakkındaki pek çok soruya yanıttır.
Bir kedi bir tabak yiyeceği kokluyor, ton balığı, yani en sevdiği yiyecek olduğunu tanıyor ve sonra yemeye başlıyor ya da bir kedi bir sobanın üzerine sıçrıyor, ayaklarının yandığını hissediyor ve yere atlıyor. Bu davranışlar kedinin sinir sisteminin işlemesi sonucunda meydana gelir, yani dokular, sinirler ve neurotransmitter maddelerden oluşan karmaşık bir sistem. Sinir sistemi ile kedinin beynine bilgiler ulaşır, burada işlenir ve herhangi bir davranış ile buna karşılık verilir. Beş ana duyu vardır: görme, işitme, dokunma, koku ve tat. Ayrıca sinir sistemi bedenin dengesi, ısısı, kas gerginliği ve kandaki oksijen düzeyini ayarlar. Her bir duyu dokusunda alıcı hücreler bulunur. Bu hücreler, çevrelerindeki stimülüslere (uyarımlara) tepki gösterir. Bir stimülüs (uyarı), bir hücrenin dışında oluşan ve alıcının tepki gösterebileceği bir enerjidir. Alıcılar, (reseptör) bazı belirli stimülüslere karşı çok yüksek oranda duyarlı iken, diğerlerine tepki göstermezler. Alıcılar stimülüsleri elektrik sinyallerine dönüştürür ve bunlar da nöronlar kanalıyla mesajları beyne iletir. Beyin bu bilgilen süzüp yorumlamak ve bedenin nasıl davranacağı konusunda karar vermek zorundadır.
Alıcılar, fonksiyonlarına göre sınıflandırılabilir. Kimyasal alıcılar, tat ve koku stimülüslerini alır. Mekanik alıcılar gerilme ve bükülme stimülüslerini alır. Foto alıcılar ışık ve karanlık ile ilgili stimülüsleri alır. Termo alıcılar ısı ile stimülüsleri alır. Acı alıcıları acı ile ilgili stimülüsleri alır. Proprio alıcılar ise beden uzuvlarının pozisyonları ile ilgili stimülüsleri alır. Her bir saniye içinde milyonlarca stimülüs. Bir kedinin sinir sistemini bombardıman eder ve merkezi sinir sistemi her birinden bir anlam çıkartıp hayvanı korumak yeteneğine sahiptir.
Anatomi bilgisi
Beyin, bedenin diğer kısımlarına hükmeden bilgisayardır. Beyne bağlantılar nöronlar kanalı ile kurulur, yani elektrik sinyallerini taşıyan sinir hücreleri. Synaps'lar ise, nöronları birbirlerine bağlayan boşluklardır. Tüm sinir sistemi üç bölümden oluşur: merkezi sinir sistemi, periferik sinir sistemi ve otonomik sinir sistemi. Merkezi sinir sistemi, beyin ve omurilikten oluşur. Kafatası beyni korur ve omurga kemiği de omuriliğini korur. Ayrıca, menings denilen bazı özel bağ doku membranları (zarları) da beyin ve omuriliği korur. Üçüncü bir koruyucu unsur ise beyin sıvısıdır. Beyni ve omuriliği çevreleyerek, herhangi bir kafa travmasında bir amortisör işlevi görür. Beyin-kan bariyeri de bazı kimyasallar ve mikroorganizmalar ile girişi engelleyerek beyni korur. Bu yapının bir dezavantajı, çok az sayıda ilacın beyin-kan bariyerinden geçmesi ve bu yüzden bazı beyin hastalıklarının tedavi olanaklarının kısıtlanmasıdır. Periferik sinir sistemi, beyin ve omurilik hariç, bedendeki tüm motor ve duyu dokularını kapsar. Periferik sisteminin ana unsurları, kafatası ve omurgadaki 12 çift kafa (kraniyal) siniridir. Kafatasındaki sinirler, kafa ve ensenin bazı duyu tanımalarını ve hareketlerini kontrol eder. Yüz hareketlerini kontrol eden yüz siniri ve görmeyi kontrol eden optik sinir, kafatası sinirlerine dair örneklerdir. Omurga sinirleri enseden ayak parmaklarına kadar tüm fonksiyonları kontrol eder. Omurga sinirlerinin örnekleri, ön bacakları kontrol eden radyal sinir ve arka bacakları kontrol eden femoral sinirlerdir.
Otonomik sinir sistemi, organları, bezler, kan damarlarını ve yumuşak dokuları kontrol eden dokudan oluşur. Otonomik sinir sisteminde iki alt bölüm vardır. Bunlardan ilki sempatik sinir sistemidir, daha çok 'kaç veya savaş' tepkisi olarak tanınır. Sempatik sinir sisteminin etkisiyle, gözbebekleri büyür, kalp atışı hızlanır, bağırsaklar hareketsizleşir ve dış kan damarları da büzülür. Bunun aksine ikinci bölüm olan parasempatik sistem, sakin haldeyken beden tepkilerini kontrol eder. Yiyeceklerin normal biçimde bağırsaklara hareket etmesi parasempatik stimülasyonlar altında oluşur. Otonomik sinir sistemi, 'otomatik sistem' olarak da düşünülebilir. Bir hayvanın asla üzerinde düşünmeyeceği beden kısımları ile ilgilidir.
Nörolojik bozukluklar
Klinikte gördüğümüz nörolojik hastalıklar arasında en yaygın olan dördü, kalıtımsal anormallikler, travmalar, tümörler, orta ve iç kulak iltihaplanmalarıdır.
Kalıtımsal anormallikler
İki kalıtımsal anormallik kedilerde sıkça görülmektedir. Bunlardan ilki hidrosefali'dir, 'beyinde su toplanması' olarak da bilinir, çünkü su değil ama, beyin sıvısı anormal bir biçimde beynin bazı bölgelerinde birikir. Bu hastalık en çok Siyam kedilerinde görülür. Anormal bir fiziksel görünüm, anormal davranışlar ve krizler görülebilir. Bu hastalığın hiç bir tedavisi yoktur.
İkinci kalıtımsal anormallik bazı Manks kedilerinde görülür. Manks kedilerinin normalde kuyrukları yoktur ve bazıları da sinirlerde ve omurilik bölümlerinde formasyon bozuklukları ile doğar, bunun da belirtileri dışkı ve idrar tutamamaktır. Bazı Manks kedileri ise spina bifida ile doğar, yani omurganın bir kısmında noksanlık vardır ve bu da omurilik ve sinirleri kapsayan meningslerin uzamasına neden olur. Diğer spina bifida hastalarında formasyon bozuklukları bu kadar belirgin değildir.
Travmalar
Sinir sistemini tahrip eden travma, kediye bir arabanın çarpması veya garaj kapısının altında sıkışması sonucunda olabilir. Hayvanın arka kısmı daha sık etkilenir. Kuyruk veya omurga tahrip olabilir, ya da sinirler yırtılabilir. Ağır biçimde yaralanan veya pelvisleri kırılan pek çok kedi tedavi ve sevgi dolu bakım ile normal fonksiyonlarına geri dönebilir. Bu tür bir yaralanmada ortaya çıkan belirtiler arka bacaklarda felç veya zayıflık, idrar ve dışkılamada güçlük ve düşük bir kuyruktur Genellikle belirtiler ne kadar ağır olursa, iyileşme şansı da o kadar zayıftır. Kopan bir sinir tıpkı elektrik kabloları gibi birbirine bağlanarak çalışır hale getirilemez, ancak çok yavaş bir tarzda rejenere olabilir.
Tümörler
Sinir sisteminde tümörler oluşabilir. Lenfosarkoma, kedilerde en yaygın görülen sinir sistemi kanseridir. Genellikle iki yaşın altında olan ve kedi lösemi virüsü (FeLV) testleri pozitif çıkan kedilerde bulunur. Lenfosarkoma beyinde ve omurilikte veya diğer organlarında tümörlere neden olabilir. Daha yaşlı kedilerde omurga ve beyinlerinde farklı tümör türleri oluşabilir. Bu tümörlerin nedenleri bilinmemektedir. Bazı veteriner cerrahlar bazı beyin tümörlerini başarıyla alabilmişlerdir. İyileşme şansı tümörün türüne, beyindeki yerine ve kedinin genel sağlık durumuna bağlıdır.
Orta veya iç kulak enfeksiyonları
Orta kulak (otitis media) veya iç kulak (otitis interna) enfeksiyonları, dış kulak hastalıklarının bir uzantısı olarak, yırtılmış kulak zarı veya kan yolu ile iltihabın yayılması sonucunda meydana gelebilir. Derindeki bir kulak hastalığının belirtileri denge sorunları, kafanın bir yana doğru eğik tutulması, daire çizme ve sağırlık olabilir. Bu enfeksiyonların iyileşme şansı, eğer sinirde zedelenme olmaz ise ve timpanik bullae etkilenmez ise yüksektir.
İnme (felç)
İnsanlar, bizleri etkileyen, inme gibi nörolojik hastalıkları kedilerinkine benzetmeyi sever. İnme (felç), beyin dokularının yetersiz düzeyde oksijen almasına neden olan beyindeki bir kan pıhtısı veya kanamadır. Böyle bir inmenin etkileri, tahribatın boyutu ve yerine bağlıdır. Semptomlar genellikle, beyindeki şişkinlik indikçe ilk birkaç günden sonra azalır. İnsanlardaki inmeye serebrovasküler kazalar da denir. Kedilerde bu duruma serebral işemi veya enfarktüs denir. Bunlar olur, ama çok sık değildir. Belirtileri baygınlık, daire çizme, bölgesel zayıflık ve körlük olabilir.
Krizler
Krizler, insanların insan ve hayvanlarda oldukça aşina oldukları nörolojik bir sorundur. Kriz, nöronlardan beyne doğru kontrolsüz bir elektrik boşalımıdır. Krizdeki bir insan veya hayvanı gördüğünüzde çok uzun sürüyormuş gibi gelir, ama aslında bir kriz çok ender durumlarda 30 ya da 60 saniyeden uzun sürer. Krizler korkutucu durumlardır, çünkü hayvan bu durumda sahibini tanımaz ve ısırabilir de. Böyle bir kriz anının süresini kısaltmak için sahibinin yapabileceği hiç bir şey yoktur. Böyle bir durumda kedinizi bir yerden düşüp kendisini yaralayamayacağı bir yere koyun, sonra onu yalnız bırakın. Krizlerin pek çok nedeni olabilir. Beyinde hiç bir hastalık nedeni olmaksızın sık sık krizlere neden olan epilepsi kedilerde, insanlar ve köpeklerde olduğu kadar sık görülmez. İnsanlarda krizleri kontrol altına alabilen bir ilaç olan fenobarbital kedilerde de güvenle kullanılabilir. Krizler, anormal davranışlar, atalet hali, koma, zayıflık ya da felç, kas sertliği, titremeler ve görme bozukluklan, beyindeki bir hastalığın işaretleridir. Krizlerin ve beyne bağlı hastalıkların teşhis edilmesi için kan sayımı, komple bir fiziksel ve nörolojik muayene ve idrar analizleri gerekir. Sorunlar kesilmezse, kafatası röntgeni, elektroensefalogram, tomografi ve manyetik rezonans ya da radyoizotop kafatası taraması gibi testler uygulanır. Kesin bir tanıya varmak pahalı olabilir ve bu testlerin doğru biçimde uygulanıp doğru biçimde yorumlanabilmesi için de uzman bir veteriner hekime danışmak gerekir.
Beyin hastalıklarının olası nedenleri arasında konjenital hidrosefali, enzim depolama bozuklukları, felin enfeksiyöz peritonit virüsü veya başka virüsler, bakteriyel ensefalit, fungal ensefalit, parazitler, travmalar, zehirlenme (kurşun, organofosfat pire ilaçları, yılan ısırması, v.s.), hipoglisemi (düşük kan şekeri), hepatik ensefola-pati, epilepsi, diğer metabolizma hastalıkları (böbrek yetersizliği, hipertiroidi, yüksek tansiyon), enfarktüs gibi vasküler bozukluklar ve tümörler bulunur. Komple bir teşhis çalışması, bu nedenleri ya ortaya çıkartacak, ya da olasılık olarak ortadan kaldıracaktır. Bu nedenlerin pek çoğunun belirgin tedavi yöntemleri ve hatta iyileşme şansları da vardır. Bazıları uzun süreli ilâç tedavisi gerektirir.
Omurilikle ilgili hastalıkların belirtileri bacaklarda zayıflık veya felç, sert ya da ağrılı kaslar ve normal reflekslerin kaybıdır. Teşhis yöntemleri, beyin hastalıklarınınkine benzer, ek olarak myelografi (omuriliğin çevresine bir kontrast maddesi enjekte edildikten sonra bir röntgen filminin çekilmesi) ve kasların elektrik faaliyetini ölçen bir elektromyelogram da uygulanabilir. Omurilik hastalıklarının başka nedenleri arasında Manks türünde görülen kalıtımsal formasyon bozuklukları, artrit gibi dejeneratif hastalıklar, omurga kırılmaları, beslenme dengesizlikleri, omurgada disk hastalıkları ve beyin hastalıklarına bağlı nedenler bulunur. Nöro-müsküler hastalıklar, omurilik hastalıklarına benzer belirtiler gösterir. Nöromüsküler hastalıkların nedenleri, poliradikülit, polinöropati ve polimyopatidir. Bu isimler kulağa kötü geliyor, ama Allah’tan kedilerde sık görülen durumlar değillerdir.
Teşhis ve tedavi
Nörolojik bir soruna kesin bir tanı koyabilmek kolay bir iş değildir. Tedavi olanakları ya sorunun ana nedenini tedavi etmek ya da belirtileri hafifletmek şeklindedir. Antibiyotikler, antienflamatuvarlar, antifungaller ve krizleri önleyici ilaçlar, nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek yöntemlerdir. Veteriner hekiminiz kedinizin durumuna göre en uygun tedavi yöntemini seçecektir ve belki bir veteriner nörolog ile birlikte çalışması gerekecektir.
Nörolojik bozuklukların teşhisinde kedi sahibinin rolü
Her gün sız bilinçli ya da bilinçaltınızda kedinizin sinir sistemini değerlendiriyorsunuz. Kedinizin davranışları, duruşu ve yürüyüşü, size sinir sisteminin nasıl çalıştığı hakkında ipuçları verir. Eğer bir sinir sistemi sorunundan kuşkulanıyorsanız, en kısa zamanda veteriner hekiminize başvurmalısınız. Kedinizin geçmişi hakkında bilgi almak ve nörolojik bir muayene, veterinerinizin atacağı ilk adımlar olacaktır.
Bir nörolojik muayene, sorunun yerini tespit etmek için kedinin tüm bedenini kapsar. Kedinin zeka düzeyi değerlendirilir.
Kedi zeki ve dikkatli mi, yoksa depresif ve normalde heyecan verici olan stimülüslere karşı örneğin bir kuş tüyü gibi - tepkisiz mi? Kedinin yürüyüşü ve duruşu nasıl? Kedi dik ve dengeli mi, ya da yana düşüyor veya daireler çiziyor mu?
Kafa (kraniyal) sinirleri test edilir. Kafa sinirlerinin her birini test etmek için standart bir protokol vardır: örneğin, ışığın değişmesine göre gözbebeğinin hareketlerini ölçmek ve normal yutma refleksini ölçmek gibi. Uzuv reflekleri de test edilir. İnsanlarda olduğu gibi kedilerde de patellar (diz) refleksi vardır. Acı, dokunma ve diğer duyular değerlendirilir. Kas sertliği ve iskelet yapısı muayene edilir. Tüm bu yöntemler, sorunun yerini tespit etmek için kullanılır.
Bazı kedi davranışları doğuştandır: kedi, belirli bir durumda nasıl davranacağını bilerek doğar. Annesinden süt emen bir yavru kedi buna iyi bir örnektir. Diğer davranışlar, bireysel deneyimler sonucunda öğrenilir. Bazı davranışlar, kedinin sinir sistemi yolu ile iletilen duyu bilgileri sonucunda bir tepki olarak ortaya çıkar. Kedinin avlanma davranışları buna çok iyi bir örnektir. Avın kokusu, sesi ve hareketi ile ilgili bilgiler beyin tarafından yorumlanır ve saldırı planı oluşturulur. Öğrenmeye yardım eden sinir sisteminin karakteristiğini genetik belirler. Kedinin zekasını ölçmek kolay değildir. Bir davranışı öğrenmedeki kolaylığı, zeka ölçüsü olarak kullanmak yanlıştır. Türler arasındaki farklı motivasyonlar, doğal davranış kalıpları ve fiziksel kısıtlamalar zekayı ölçmeyi hemen hemen olanaksız bir hale getirmektedir
Kediler ve diğer hayvanlardaki sinir sistemi yaşamı sürdürmenin ana unsurlarından biridir. Güçlü beyin tüm duyu tanımalarını, davranışları, öğrenmeyi, refleksleri ve beden fonksiyonlarım kontrol eder. Sinir sisteminin fizyolojisine baktığınızda, onu gerçek fonksiyonlarla bağdaştırmak kolay değildir. Alıcılar, nöronlar nöronlar, sinapslar, kaslar ve beyin arasındaki mikroskopik boyuttaki bağlantılar büyüleyici bir ağ oluşturuyor. Sinir sistemindeki hastalıkların sayısı çoktur ve teşhisi de çoğu zaman, pahalı ve derinlemesine testler yapılmadan hemen hemen olanaksızdır. Ne var ki, nörolojik hastalıklar çok yaygın değildir ve çoğu kedi normal sinir sistemi fonksiyonları ile sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürer.
Bir kedi bir tabak yiyeceği kokluyor, ton balığı, yani en sevdiği yiyecek olduğunu tanıyor ve sonra yemeye başlıyor ya da bir kedi bir sobanın üzerine sıçrıyor, ayaklarının yandığını hissediyor ve yere atlıyor. Bu davranışlar kedinin sinir sisteminin işlemesi sonucunda meydana gelir, yani dokular, sinirler ve neurotransmitter maddelerden oluşan karmaşık bir sistem. Sinir sistemi ile kedinin beynine bilgiler ulaşır, burada işlenir ve herhangi bir davranış ile buna karşılık verilir. Beş ana duyu vardır: görme, işitme, dokunma, koku ve tat. Ayrıca sinir sistemi bedenin dengesi, ısısı, kas gerginliği ve kandaki oksijen düzeyini ayarlar. Her bir duyu dokusunda alıcı hücreler bulunur. Bu hücreler, çevrelerindeki stimülüslere (uyarımlara) tepki gösterir. Bir stimülüs (uyarı), bir hücrenin dışında oluşan ve alıcının tepki gösterebileceği bir enerjidir. Alıcılar, (reseptör) bazı belirli stimülüslere karşı çok yüksek oranda duyarlı iken, diğerlerine tepki göstermezler. Alıcılar stimülüsleri elektrik sinyallerine dönüştürür ve bunlar da nöronlar kanalıyla mesajları beyne iletir. Beyin bu bilgilen süzüp yorumlamak ve bedenin nasıl davranacağı konusunda karar vermek zorundadır.
Alıcılar, fonksiyonlarına göre sınıflandırılabilir. Kimyasal alıcılar, tat ve koku stimülüslerini alır. Mekanik alıcılar gerilme ve bükülme stimülüslerini alır. Foto alıcılar ışık ve karanlık ile ilgili stimülüsleri alır. Termo alıcılar ısı ile stimülüsleri alır. Acı alıcıları acı ile ilgili stimülüsleri alır. Proprio alıcılar ise beden uzuvlarının pozisyonları ile ilgili stimülüsleri alır. Her bir saniye içinde milyonlarca stimülüs. Bir kedinin sinir sistemini bombardıman eder ve merkezi sinir sistemi her birinden bir anlam çıkartıp hayvanı korumak yeteneğine sahiptir.
Anatomi bilgisi
Beyin, bedenin diğer kısımlarına hükmeden bilgisayardır. Beyne bağlantılar nöronlar kanalı ile kurulur, yani elektrik sinyallerini taşıyan sinir hücreleri. Synaps'lar ise, nöronları birbirlerine bağlayan boşluklardır. Tüm sinir sistemi üç bölümden oluşur: merkezi sinir sistemi, periferik sinir sistemi ve otonomik sinir sistemi. Merkezi sinir sistemi, beyin ve omurilikten oluşur. Kafatası beyni korur ve omurga kemiği de omuriliğini korur. Ayrıca, menings denilen bazı özel bağ doku membranları (zarları) da beyin ve omuriliği korur. Üçüncü bir koruyucu unsur ise beyin sıvısıdır. Beyni ve omuriliği çevreleyerek, herhangi bir kafa travmasında bir amortisör işlevi görür. Beyin-kan bariyeri de bazı kimyasallar ve mikroorganizmalar ile girişi engelleyerek beyni korur. Bu yapının bir dezavantajı, çok az sayıda ilacın beyin-kan bariyerinden geçmesi ve bu yüzden bazı beyin hastalıklarının tedavi olanaklarının kısıtlanmasıdır. Periferik sinir sistemi, beyin ve omurilik hariç, bedendeki tüm motor ve duyu dokularını kapsar. Periferik sisteminin ana unsurları, kafatası ve omurgadaki 12 çift kafa (kraniyal) siniridir. Kafatasındaki sinirler, kafa ve ensenin bazı duyu tanımalarını ve hareketlerini kontrol eder. Yüz hareketlerini kontrol eden yüz siniri ve görmeyi kontrol eden optik sinir, kafatası sinirlerine dair örneklerdir. Omurga sinirleri enseden ayak parmaklarına kadar tüm fonksiyonları kontrol eder. Omurga sinirlerinin örnekleri, ön bacakları kontrol eden radyal sinir ve arka bacakları kontrol eden femoral sinirlerdir.
Otonomik sinir sistemi, organları, bezler, kan damarlarını ve yumuşak dokuları kontrol eden dokudan oluşur. Otonomik sinir sisteminde iki alt bölüm vardır. Bunlardan ilki sempatik sinir sistemidir, daha çok 'kaç veya savaş' tepkisi olarak tanınır. Sempatik sinir sisteminin etkisiyle, gözbebekleri büyür, kalp atışı hızlanır, bağırsaklar hareketsizleşir ve dış kan damarları da büzülür. Bunun aksine ikinci bölüm olan parasempatik sistem, sakin haldeyken beden tepkilerini kontrol eder. Yiyeceklerin normal biçimde bağırsaklara hareket etmesi parasempatik stimülasyonlar altında oluşur. Otonomik sinir sistemi, 'otomatik sistem' olarak da düşünülebilir. Bir hayvanın asla üzerinde düşünmeyeceği beden kısımları ile ilgilidir.
Nörolojik bozukluklar
Klinikte gördüğümüz nörolojik hastalıklar arasında en yaygın olan dördü, kalıtımsal anormallikler, travmalar, tümörler, orta ve iç kulak iltihaplanmalarıdır.
Kalıtımsal anormallikler
İki kalıtımsal anormallik kedilerde sıkça görülmektedir. Bunlardan ilki hidrosefali'dir, 'beyinde su toplanması' olarak da bilinir, çünkü su değil ama, beyin sıvısı anormal bir biçimde beynin bazı bölgelerinde birikir. Bu hastalık en çok Siyam kedilerinde görülür. Anormal bir fiziksel görünüm, anormal davranışlar ve krizler görülebilir. Bu hastalığın hiç bir tedavisi yoktur.
İkinci kalıtımsal anormallik bazı Manks kedilerinde görülür. Manks kedilerinin normalde kuyrukları yoktur ve bazıları da sinirlerde ve omurilik bölümlerinde formasyon bozuklukları ile doğar, bunun da belirtileri dışkı ve idrar tutamamaktır. Bazı Manks kedileri ise spina bifida ile doğar, yani omurganın bir kısmında noksanlık vardır ve bu da omurilik ve sinirleri kapsayan meningslerin uzamasına neden olur. Diğer spina bifida hastalarında formasyon bozuklukları bu kadar belirgin değildir.
Travmalar
Sinir sistemini tahrip eden travma, kediye bir arabanın çarpması veya garaj kapısının altında sıkışması sonucunda olabilir. Hayvanın arka kısmı daha sık etkilenir. Kuyruk veya omurga tahrip olabilir, ya da sinirler yırtılabilir. Ağır biçimde yaralanan veya pelvisleri kırılan pek çok kedi tedavi ve sevgi dolu bakım ile normal fonksiyonlarına geri dönebilir. Bu tür bir yaralanmada ortaya çıkan belirtiler arka bacaklarda felç veya zayıflık, idrar ve dışkılamada güçlük ve düşük bir kuyruktur Genellikle belirtiler ne kadar ağır olursa, iyileşme şansı da o kadar zayıftır. Kopan bir sinir tıpkı elektrik kabloları gibi birbirine bağlanarak çalışır hale getirilemez, ancak çok yavaş bir tarzda rejenere olabilir.
Tümörler
Sinir sisteminde tümörler oluşabilir. Lenfosarkoma, kedilerde en yaygın görülen sinir sistemi kanseridir. Genellikle iki yaşın altında olan ve kedi lösemi virüsü (FeLV) testleri pozitif çıkan kedilerde bulunur. Lenfosarkoma beyinde ve omurilikte veya diğer organlarında tümörlere neden olabilir. Daha yaşlı kedilerde omurga ve beyinlerinde farklı tümör türleri oluşabilir. Bu tümörlerin nedenleri bilinmemektedir. Bazı veteriner cerrahlar bazı beyin tümörlerini başarıyla alabilmişlerdir. İyileşme şansı tümörün türüne, beyindeki yerine ve kedinin genel sağlık durumuna bağlıdır.
Orta veya iç kulak enfeksiyonları
Orta kulak (otitis media) veya iç kulak (otitis interna) enfeksiyonları, dış kulak hastalıklarının bir uzantısı olarak, yırtılmış kulak zarı veya kan yolu ile iltihabın yayılması sonucunda meydana gelebilir. Derindeki bir kulak hastalığının belirtileri denge sorunları, kafanın bir yana doğru eğik tutulması, daire çizme ve sağırlık olabilir. Bu enfeksiyonların iyileşme şansı, eğer sinirde zedelenme olmaz ise ve timpanik bullae etkilenmez ise yüksektir.
İnme (felç)
İnsanlar, bizleri etkileyen, inme gibi nörolojik hastalıkları kedilerinkine benzetmeyi sever. İnme (felç), beyin dokularının yetersiz düzeyde oksijen almasına neden olan beyindeki bir kan pıhtısı veya kanamadır. Böyle bir inmenin etkileri, tahribatın boyutu ve yerine bağlıdır. Semptomlar genellikle, beyindeki şişkinlik indikçe ilk birkaç günden sonra azalır. İnsanlardaki inmeye serebrovasküler kazalar da denir. Kedilerde bu duruma serebral işemi veya enfarktüs denir. Bunlar olur, ama çok sık değildir. Belirtileri baygınlık, daire çizme, bölgesel zayıflık ve körlük olabilir.
Krizler
Krizler, insanların insan ve hayvanlarda oldukça aşina oldukları nörolojik bir sorundur. Kriz, nöronlardan beyne doğru kontrolsüz bir elektrik boşalımıdır. Krizdeki bir insan veya hayvanı gördüğünüzde çok uzun sürüyormuş gibi gelir, ama aslında bir kriz çok ender durumlarda 30 ya da 60 saniyeden uzun sürer. Krizler korkutucu durumlardır, çünkü hayvan bu durumda sahibini tanımaz ve ısırabilir de. Böyle bir kriz anının süresini kısaltmak için sahibinin yapabileceği hiç bir şey yoktur. Böyle bir durumda kedinizi bir yerden düşüp kendisini yaralayamayacağı bir yere koyun, sonra onu yalnız bırakın. Krizlerin pek çok nedeni olabilir. Beyinde hiç bir hastalık nedeni olmaksızın sık sık krizlere neden olan epilepsi kedilerde, insanlar ve köpeklerde olduğu kadar sık görülmez. İnsanlarda krizleri kontrol altına alabilen bir ilaç olan fenobarbital kedilerde de güvenle kullanılabilir. Krizler, anormal davranışlar, atalet hali, koma, zayıflık ya da felç, kas sertliği, titremeler ve görme bozukluklan, beyindeki bir hastalığın işaretleridir. Krizlerin ve beyne bağlı hastalıkların teşhis edilmesi için kan sayımı, komple bir fiziksel ve nörolojik muayene ve idrar analizleri gerekir. Sorunlar kesilmezse, kafatası röntgeni, elektroensefalogram, tomografi ve manyetik rezonans ya da radyoizotop kafatası taraması gibi testler uygulanır. Kesin bir tanıya varmak pahalı olabilir ve bu testlerin doğru biçimde uygulanıp doğru biçimde yorumlanabilmesi için de uzman bir veteriner hekime danışmak gerekir.
Beyin hastalıklarının olası nedenleri arasında konjenital hidrosefali, enzim depolama bozuklukları, felin enfeksiyöz peritonit virüsü veya başka virüsler, bakteriyel ensefalit, fungal ensefalit, parazitler, travmalar, zehirlenme (kurşun, organofosfat pire ilaçları, yılan ısırması, v.s.), hipoglisemi (düşük kan şekeri), hepatik ensefola-pati, epilepsi, diğer metabolizma hastalıkları (böbrek yetersizliği, hipertiroidi, yüksek tansiyon), enfarktüs gibi vasküler bozukluklar ve tümörler bulunur. Komple bir teşhis çalışması, bu nedenleri ya ortaya çıkartacak, ya da olasılık olarak ortadan kaldıracaktır. Bu nedenlerin pek çoğunun belirgin tedavi yöntemleri ve hatta iyileşme şansları da vardır. Bazıları uzun süreli ilâç tedavisi gerektirir.
Omurilikle ilgili hastalıkların belirtileri bacaklarda zayıflık veya felç, sert ya da ağrılı kaslar ve normal reflekslerin kaybıdır. Teşhis yöntemleri, beyin hastalıklarınınkine benzer, ek olarak myelografi (omuriliğin çevresine bir kontrast maddesi enjekte edildikten sonra bir röntgen filminin çekilmesi) ve kasların elektrik faaliyetini ölçen bir elektromyelogram da uygulanabilir. Omurilik hastalıklarının başka nedenleri arasında Manks türünde görülen kalıtımsal formasyon bozuklukları, artrit gibi dejeneratif hastalıklar, omurga kırılmaları, beslenme dengesizlikleri, omurgada disk hastalıkları ve beyin hastalıklarına bağlı nedenler bulunur. Nöro-müsküler hastalıklar, omurilik hastalıklarına benzer belirtiler gösterir. Nöromüsküler hastalıkların nedenleri, poliradikülit, polinöropati ve polimyopatidir. Bu isimler kulağa kötü geliyor, ama Allah’tan kedilerde sık görülen durumlar değillerdir.
Teşhis ve tedavi
Nörolojik bir soruna kesin bir tanı koyabilmek kolay bir iş değildir. Tedavi olanakları ya sorunun ana nedenini tedavi etmek ya da belirtileri hafifletmek şeklindedir. Antibiyotikler, antienflamatuvarlar, antifungaller ve krizleri önleyici ilaçlar, nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılabilecek yöntemlerdir. Veteriner hekiminiz kedinizin durumuna göre en uygun tedavi yöntemini seçecektir ve belki bir veteriner nörolog ile birlikte çalışması gerekecektir.
Nörolojik bozuklukların teşhisinde kedi sahibinin rolü
Her gün sız bilinçli ya da bilinçaltınızda kedinizin sinir sistemini değerlendiriyorsunuz. Kedinizin davranışları, duruşu ve yürüyüşü, size sinir sisteminin nasıl çalıştığı hakkında ipuçları verir. Eğer bir sinir sistemi sorunundan kuşkulanıyorsanız, en kısa zamanda veteriner hekiminize başvurmalısınız. Kedinizin geçmişi hakkında bilgi almak ve nörolojik bir muayene, veterinerinizin atacağı ilk adımlar olacaktır.
Bir nörolojik muayene, sorunun yerini tespit etmek için kedinin tüm bedenini kapsar. Kedinin zeka düzeyi değerlendirilir.
Kedi zeki ve dikkatli mi, yoksa depresif ve normalde heyecan verici olan stimülüslere karşı örneğin bir kuş tüyü gibi - tepkisiz mi? Kedinin yürüyüşü ve duruşu nasıl? Kedi dik ve dengeli mi, ya da yana düşüyor veya daireler çiziyor mu?
Kafa (kraniyal) sinirleri test edilir. Kafa sinirlerinin her birini test etmek için standart bir protokol vardır: örneğin, ışığın değişmesine göre gözbebeğinin hareketlerini ölçmek ve normal yutma refleksini ölçmek gibi. Uzuv reflekleri de test edilir. İnsanlarda olduğu gibi kedilerde de patellar (diz) refleksi vardır. Acı, dokunma ve diğer duyular değerlendirilir. Kas sertliği ve iskelet yapısı muayene edilir. Tüm bu yöntemler, sorunun yerini tespit etmek için kullanılır.
Bazı kedi davranışları doğuştandır: kedi, belirli bir durumda nasıl davranacağını bilerek doğar. Annesinden süt emen bir yavru kedi buna iyi bir örnektir. Diğer davranışlar, bireysel deneyimler sonucunda öğrenilir. Bazı davranışlar, kedinin sinir sistemi yolu ile iletilen duyu bilgileri sonucunda bir tepki olarak ortaya çıkar. Kedinin avlanma davranışları buna çok iyi bir örnektir. Avın kokusu, sesi ve hareketi ile ilgili bilgiler beyin tarafından yorumlanır ve saldırı planı oluşturulur. Öğrenmeye yardım eden sinir sisteminin karakteristiğini genetik belirler. Kedinin zekasını ölçmek kolay değildir. Bir davranışı öğrenmedeki kolaylığı, zeka ölçüsü olarak kullanmak yanlıştır. Türler arasındaki farklı motivasyonlar, doğal davranış kalıpları ve fiziksel kısıtlamalar zekayı ölçmeyi hemen hemen olanaksız bir hale getirmektedir
Kediler ve diğer hayvanlardaki sinir sistemi yaşamı sürdürmenin ana unsurlarından biridir. Güçlü beyin tüm duyu tanımalarını, davranışları, öğrenmeyi, refleksleri ve beden fonksiyonlarım kontrol eder. Sinir sisteminin fizyolojisine baktığınızda, onu gerçek fonksiyonlarla bağdaştırmak kolay değildir. Alıcılar, nöronlar nöronlar, sinapslar, kaslar ve beyin arasındaki mikroskopik boyuttaki bağlantılar büyüleyici bir ağ oluşturuyor. Sinir sistemindeki hastalıkların sayısı çoktur ve teşhisi de çoğu zaman, pahalı ve derinlemesine testler yapılmadan hemen hemen olanaksızdır. Ne var ki, nörolojik hastalıklar çok yaygın değildir ve çoğu kedi normal sinir sistemi fonksiyonları ile sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürer.