- Konuyu Başlatan
- #61
umut coşkun
Üye
- Katılım
- 11 Haz 2010
- Mesajlar
- 1,805
- Tepkime puanı
- 0
- Yaş
- 43
- Ad Soyad
- Umut COŞKUN
- Meslek
- Bankacı
- Şehir
- Denizli
- İlgi Alanı
- Seçiniz
Erkan ÖZAYÇA
Bu yazıda üstlendiğim güzel bir görevi icra etmeye çalışacağım. Umarım başarılıda olurum. Dolapçıları anlatmak, açıkçası oldukça zor bir mesele. Bu işin neresi zor? denilecek olunursa, bu kadar güzel ve bir o kadarda tanınmayan, özellikleri bilinmeyen bir ırkı anlatmak çokta kolay olmasa gerek diyeceğim. Fazla uzatmadan anlatmaya çalışacağımız konuların ana başlıklarına değinelim.
Efendim neresinden başlasam bilemiyorum. Yazının başında daha önce ilk gözlemlerime göre güvercin dergisinde yazdığım yazıyı sizlere sunup daha sonrasındada, bu ırkı yetiştirmeye başladıktan sonraki gözlemlerimi, deneyimlerimi aktarmaya çalışacağım. Ben çok teknik yazı yazmayı sevmiyorum. Bu sebeptendirki sohbet havasındaki anlatım yazılarını yazmayı tercih ediyorum. Bu yazımda sohbet havasındaki bir anlatımla devam edip son bulacak. Unutmadan birde şu Rüzgarda Raks başlığı var, neden? Rüzgarda Raks yazının ilerleyen bölümlerinde bu da anlaşılacak.
Şimdi dilerseniz öncelikle dolapçıların genel ruh yapılarından, yavru bakıcılıklarından, üretimlerinden bahsedelim, daha sonra fiziksel yapıları ve uçuş tiplerine değiniriz.
Dolapçılar öncelikle mülayim yapılarının yanında kümeste aslen yetiştirme tarzınıza göre tavır sergiliyorlar. Dolapçılarla fazla haşır neşir olursanız elden yem yedirmek gibi alışkanlık edindirmek isterseniz, bu tür yaşamada ayak uyduruyorlar ancak ben Dolapçıların yabani ürkek hallerini daha çok seviyorum. Bu sebeptendir ki ele almak, elden yem yedirmek gibi alışkanlıklar edindirmiyorum. Kümes içerisinde temizlik, su değişimi gibi işlemleri biran önce halledip onları kendi hallerine, kendi doğallıklarına bırakıyorum. Dolaşmak için bırakılan dolapçılar kümese sokulmakta zorluk çıkarmıyorlar, alıştırmaya göre uçuştan sonra indirmek istenilenler kümes içerine, damına yada kümes indirilebiliyorlar.
Dolapçıların birbirleri ile geçimi, yavruya bakıcılıkları oldukça ön planda. Kümes içerisinde sürekli kavga eden birbirleri ile didişen bir halleri yok. Benim en çok dikkatimi çeken ve diğer ırklarda rastlamadığım özellik çok kolay sıkıntısız yavru büyütmeleri ve kümesteki bir yavruya ister kendi yavrusu olsun, ister olmasın diğer kuşlarında bakıcılık yapması. Salma içerisinde yem isteyen bir yavru sesi duyulduğunda diğer ana ve babalar bu yavrularıda besliyorlar, böylece yavruların kursakları herzaman dolu ve gelişimleride bir okadar çabuk gereçekleşiyor. İlk yavrularımı aldığımda bakıcılıklarını çok merak ediyordum, açıkçası diğer ana babaların kendi yavrularından başka salmadaki diğer yavrulara bakmasınıda hiç belemiyordum. Bilindiği üzere yetiştiricilerin en büyük sıkıntıları yavru alma, yavru büyütmedir. Dolapçılarda bu hiçte sorun olmuyor. Dolapçılar her ırkta olduğu gibi kümes açık dolaşmayı, kumlanmayı, banyo yapmayı ve yeşillik ayırıp yemeyi çok seviyorlar. Yavrularına ve kümeslerine sadakatleri inanılmaz derecede üst seviyede.
İlk dolapçılarımı edinip uçurduğumda sadakatlerini çok merak ediyordum. Yetişkin olanları kümes değişikliği sırasında eski yerlerini mutlaka arıyorlar. Benim uçurduğum tüm yetişkinler en az 1-2 gece dışarıda kaldılar, ancak eski yerlerinden ümidi kesince uzun dolaşmalardan sonra geri geldiler, havada çok hareketli ve pırıltıya ihtiyaç duymadan dönüş, dalışlı çıkışlı dönüş sergiliyorlar. Bukadar dönüşlü uçuşa sahip olmalarına karşın diğer kümesleri hiçte umursamıyorlar. Uçuş ve dönüş stillerine birazdan değineceğiz. Ben baktığım dolapçıların hiçbirini kaçırmadım., daha doğrusu onlar kalktıkları yerden başka bir kümesi tercih etmediler. Dolapçıları önce denemek için edinip besledim, sonra bu ırka gönül verip üretmeye ve bir tek bu ırkı beslemeye karar verdim. Dolapçıları İskender Damgacı� dan hediye olarak edindim. Denizli� ye ziyaret için gittiğimde ilk olarak hediye verdiği 4 dolapçıdan 2� si yavru 2 si yetişkindi. Önce yavruları uçurdum. Yavru halleriyle uçurduğum 2 dolapçı uçuşu ile beni kadar cezbetti ki yine İskender beyden 6 dolapçı daha edinip tüm eski kuşları elden çıkardım.
Benim bir ırkta aradığım özellikler.
1. Safkan olması
2. Akıllı olması
3. Uçucu olması
4. Doğallığını koruması
Dolapçılarda tümü mevcut, belkide tüm dolapçı gibi görünenler dolapçıdır demek doğru olmayacak. Dolapçı beslemek isteyen biri edindiği dolapçıların ne olduğunu bilmeli. Her ırkta olduğu gibi dolapçılarıda edindiğiniz yerin safkan ırk besleyip üretmesi genel üretim prensiplerini edinmiş olması gerekli. Bence görünüşü uçuşunu, uçuşu ise görünüşünü aratmamalı.
Dolapçıların belli bir bölgede uzun yıllar diğer ırklar karıştırılmadan yetiştirilmiş olması bu ırkın bugün saf ve katışıksız kalmasına genel özelliklerini sergilemesine en büyük etkendir. Dolapçı ırkı ismen diğer bölgelerde bilinse bile çok beslenen bir ırk olamamıştır. Son yıllarda ege bölgesi haricinde diğer bölgelerde yeni yeni tanınmaya ve beslenmeye başlamıştır. Dolapçılar gerek görünüş olarak gerekse uçuş bakımından bu ırkı besleyen yetiştiriciyi tatmin edecek özellikteler. Dilerseniz birazda uçuş ve görünüş ile uçuşun birleştiği özelliklere değinelim.
Öncelikle dolapçılar ne dönek kadar kapalı, nede kelebek kadar açık dönen kuşlar. Yani ben kendime göre ikisinin ortası diyorum ama nekadar doğrudur, bilemem. Dolapçıların uçuş ve form açısından iki temel tipi mevcut.
1. tiptekiler kanatları kuyruk üstünde çapraz olan ve diğer tipe nazaran küçük olanlar.
2. tiptekiler 1. tipten biraz daha irice olup kanatları kuyruk üstünde normal duranlar.
1.tipteki dolapçılar sürekli hareket halinde hani bir benzetme yaparsak ki; inşallah yerinde olur, dönüşü olan kırlangıç gibi diyebiliriz. Uçarken kısa aralıkla dönüşlü dalışlar yapıyor. Kıpır, kıpır bir halleri var yani. Yüksekteki hava tur çapları daha küçük oluyor, diğerlerine nazaran.
2.tipteki dolapçılar daha büyük hava turlarına sahipler ve daha çok açılıyorlar, kümes üzerinden. Hareketleri biraz daha az ancak; oldukça istikrarlı ve uzun dönüşlere sahipler. Her iki tipinde zaman açısından neredeyse dönüşlü dalışları kadar ani yükselişleride bir o kadar çabuk.
Dolapçıların formuna genel bir gözle bakacak olursak; duruşları dik ve pervasız, kendilerine güvenen bir halleri var, alım-çalım tam yerinde. Tüm olumlu şartların yanında Bursa (oynar) kuşunda gözlemlediğim duruş ve hırçınlık dolapçılardada mevcut. Dolapçılarda ortak özellik rüzgarlı hava şartları uçuşlarını bir okadar güzelleştiriyor. Yani sert havayı, rüzgarlı havayı uçarken seviyorlar. Oysa dönek ve kelebek kuşları rüzgarlı havada dönüşlerini çok iyi gerçekleştiremiyorlar. Bu özellikler kuşların coğrafi özellikleri ile yakından ilgili. Özetle bir dolapçıya uzaktan serbest gözle baktığınızda onun bir doğa hayvanı olduğunu ancak en çok mutluluğu gök yüzünde yakalayacağını anlıyorsunuz. Evcil yapılarının altında bursa (oynar) kuşlarında olduğu gibi bir yabanilik halleri var. İlk bakışta sağlam yapılarıda oldukça dikkat çekiyor. Fiziki yapıları küçümsenmeyecek uzunlukta erkekler dişilere nazaran diğer ırkların çoğunda olduğu gibi daha gösterişli ve daha irice. Kuyruk yapıları arkadan bakıldığında bir yay çizecek biçimde. Gösterişli yapılarının bir bölümünü göhüs ve kuyruk paylaşıyor. Kafa, gaga yapıları ve göhüsü kafaya bağlayan boyun, genel yapısıyla orantılı.
Aklıma gelmişken, aslında güvercinlerin yetiştikleri yer uçma stilleri ve yaptıkları oyunlar fiziki yapıyı belirleyecek özellikler oluyorlar. Bu nedemek? Biraz anlatmaya çalışayım.
Güvercinler biliyoruzki dalıcı, yüksek uçucu, makaracı taklacı ve mesafe uçucusu gibi uçuş açısından sınıflara ayrılıyorlar. Birde uçuruldukları, üretildikleri yere göre fiziki yapıları ve uçuş tarzları var. Kısacası safkan ırka mensup bir güvercinin yapısına baktığınızda yetiştirildikleri yerin coğrafi koşulları, hava şartları ve uçuş şekli hakkında ipuçlarını o ırkı çok iyi bilmesenizde yakalıyorsunuz, dilerseniz birkaç ırkın havadaki görevine ve fiziki yapısına acemicede olsa değinelim. Birazdan yazacaklarımda hatalar olabilir kimse ulemalık yaptığımı sanmasın. Bu anlatımlar gözlemlerime ve diğer üstadlardan edindiğim bilgilere dayalı olsada, benim nekadar gözlemci ve iyi bir öğrenci olmamla alakalı. Hemen birkaç örnek verelim.
Posta kuşları ile başlamak istiyorum. Fiziki yapıları irice önden arkaya doğru incelen bir yapı, yuvarlak hatları uzunca kanat yapıları ön planda. Bu ırk neyapar? Dalıcı yüksek ve uzun ucucu. Özetle fiziki yapısı hani ayrodinamik yapı dedikleri şu yabancı teknik terim uçuş sitilini doğruluyor. Uzun mukavemet ucucusu olmak için tüm doğa şartlarına göre donatılmış bir fizik. Sıcağa, soğuğa kısaca tüm iklimlere uygun bir yapı mevcut. Rüzgara dayanıklı kanat atımı ve kanat yapısı.
Sonra Mardin (taklacı) geniş göhüs çok olmasada irice bir yapı, geniş kuruk açılımı ki fişeklerken ve takla atarken kuyruktan çok faydalanır, bu ırktada uçuş için ve doğa koşulları için donanım tamam. Anadolu kuşu, Anadolunun iklimi ile fiziki yapı orantılı donatılmış. Ortak özellikleri takla olmasına karşın Ankara arabı ile Sabuni mardini karşılaştırdığınızda renk haricinde fiziki orantılardada farklılıklar görmek mümkündür.
Bangolar önden arkaya incelen bir yapı dalış ve uçuş sitilene göre donatılmış bir fizik,.küçük narin yapılı dalışa geçtiğinde yumruk gibi olmaya elverişli ve yuvarlak hatlar. Özetle her ırk coğrafyasını ve uçuş sitilini idame ettirecek donanıma sahip. Yine bir Denizli Azmanı ile İstanbul bangosu orantı olarak faklıdır.
Gelelim dolapçılara yetiştiği bölge Ege, rüzgarlı hava koşullarına ayak uyduracak kanat açıklığı ve biçimi, dönüş için dönüşte kullanılacak kuyruk biçimi, arkadan bakıldığında çok kavisli değil ancak belirgin bir yay biçimi, önden arkaya doğru çok sivri olmaksızın incelen bir yapı. Rüzgarlı iklim yapısında dalış, çıkış ve dönüş için çok uygun uçuş sitili. Rüzgarı her türlü hareketine göre değerlendirebilecek uzunca gövde.
Dönüş sitili olan güvercinler rüzgarlı havalarda genelde kümesten çok uzaklara rüzgarın estiği yöne doğru kayma yaparlar, rüzgara karşı kanat atmaları pek işe yaramaz, oysa dolapçılar benim gözlemlediğime göre yine rüzgara karşı kanat atıp, havadaki konumlarını korumanın yanında adeta esintiyle, rüzgarla oyun oynuyorlar. Ben onları rüzgarlı havada uçarken seyrettiğimde, Rüzgarla Raks eden canlılar olarak görüyorum. Dolapçıların uçarken en çok sevdiği ve beklediği şey havanın rüzgarlı olması. Uçarken hava akımını çok ustaca kullanarak dalışlar ve dönüşler gerçekleştiriyorlar. Kuş uçurasım yoksa bile havayı rüzgarlı gördüğüm ilk müsait anda bu Raksı seyredebilmek için bir kaç dolapçı salıp seyre dalıyordum. Rüzgarın kendilerini yönlendirmesine izin vermiyorlar. İşte ben bu sebeptendirki bu yazımın başlığını Rüzgarda Raks olarak koydum, edindirilen uçma alışkalığına göre 15 dk ile 120 dk arası uçuş sergileyen bu ırk havada kaldığı sürece Rüzgarda Raksını sürdürüyor. Bu ırkı beslediğim sürece bir güvercinde aradığım tüm özellikleri buldum. Tarifine uygun formda ve uçuşta olması, karıştırılmamış, kırılmamış olması en ayrıcalıklı özelliği. Dolapçılara disiplin kazandırmakta sorun değil. Yapınıza ve alıştırma seceneğinize ayak uyduruyorlar. Örneğin ben uçuştan sonra direk kümese girmesini istediklerimden bu alışkanlığı edindirdim. İlk alıştırmalarımda aç olarak uçurdum, kümese girişlerini yem ile sağladım ancak daha sonraları orta yemli uçuşlardada direk kümese girişi sürdürebildim. Döneklerde olduğu gibi final dönüşü yaptırmak istiyorsanız sorun değil dolapçı kümes içini görebiliyorsa yada kümes önünde oynayan kuşları görebiliyorsa bol ve uzun dönüşlü finali gerçekleştiriyor. Daha öncede söylediğim gibi dönüş için mutlaka pırıltıya ihtiyaç duymuyorlar. Uçtukları sürece kıpır, kıpır bir halleri var. Final dönüşünde uygun açının beklenmsi şart değil ancak en uygun açıdan pırıltı görmüşse bir okadar daha güzeli seyrettiriyorlar.
Bu yazıya başladığımda bu ırkı besliyordum ancak çok yakın zaman önce çalındılar, ilk çalınanlar ertesi gün geri geldi, yavruları ve yumurtaları olduğu için güvercinleri kümesten ayıramadım. Kümesi sağlamlaştırdım, ancak aynı hafta bir hırsızlık daha gerçekleşti. Bu kadar yakın sürede ikinci hırsızlığı beklemiyordum. Son hırsızlıkta tüm kuşlar çalındı sadece yavrular ve yumurtalar kaldı, neredeyse kapı tamamen yok edilmiş durumdaydı, kısacası bu ırka sahip çıkamadım. Kalan yavrular çok küçük ve yavrulara ailece bir şekilde elle bakıyoruz. Şimdi tek amacımız bu yavruları kayıpsız büyütebilmek. Ben bundan sonra güvercin beslemeyi sürdüreceksem bunu dolapçılarla yapacağım.
Ümidimi kaybetmiyorum, mümkününü bulduğu an dolapçılar eminim geri gelecekler.
Bu yazıda üstlendiğim güzel bir görevi icra etmeye çalışacağım. Umarım başarılıda olurum. Dolapçıları anlatmak, açıkçası oldukça zor bir mesele. Bu işin neresi zor? denilecek olunursa, bu kadar güzel ve bir o kadarda tanınmayan, özellikleri bilinmeyen bir ırkı anlatmak çokta kolay olmasa gerek diyeceğim. Fazla uzatmadan anlatmaya çalışacağımız konuların ana başlıklarına değinelim.
Efendim neresinden başlasam bilemiyorum. Yazının başında daha önce ilk gözlemlerime göre güvercin dergisinde yazdığım yazıyı sizlere sunup daha sonrasındada, bu ırkı yetiştirmeye başladıktan sonraki gözlemlerimi, deneyimlerimi aktarmaya çalışacağım. Ben çok teknik yazı yazmayı sevmiyorum. Bu sebeptendirki sohbet havasındaki anlatım yazılarını yazmayı tercih ediyorum. Bu yazımda sohbet havasındaki bir anlatımla devam edip son bulacak. Unutmadan birde şu Rüzgarda Raks başlığı var, neden? Rüzgarda Raks yazının ilerleyen bölümlerinde bu da anlaşılacak.
Şimdi dilerseniz öncelikle dolapçıların genel ruh yapılarından, yavru bakıcılıklarından, üretimlerinden bahsedelim, daha sonra fiziksel yapıları ve uçuş tiplerine değiniriz.
Dolapçılar öncelikle mülayim yapılarının yanında kümeste aslen yetiştirme tarzınıza göre tavır sergiliyorlar. Dolapçılarla fazla haşır neşir olursanız elden yem yedirmek gibi alışkanlık edindirmek isterseniz, bu tür yaşamada ayak uyduruyorlar ancak ben Dolapçıların yabani ürkek hallerini daha çok seviyorum. Bu sebeptendir ki ele almak, elden yem yedirmek gibi alışkanlıklar edindirmiyorum. Kümes içerisinde temizlik, su değişimi gibi işlemleri biran önce halledip onları kendi hallerine, kendi doğallıklarına bırakıyorum. Dolaşmak için bırakılan dolapçılar kümese sokulmakta zorluk çıkarmıyorlar, alıştırmaya göre uçuştan sonra indirmek istenilenler kümes içerine, damına yada kümes indirilebiliyorlar.
Dolapçıların birbirleri ile geçimi, yavruya bakıcılıkları oldukça ön planda. Kümes içerisinde sürekli kavga eden birbirleri ile didişen bir halleri yok. Benim en çok dikkatimi çeken ve diğer ırklarda rastlamadığım özellik çok kolay sıkıntısız yavru büyütmeleri ve kümesteki bir yavruya ister kendi yavrusu olsun, ister olmasın diğer kuşlarında bakıcılık yapması. Salma içerisinde yem isteyen bir yavru sesi duyulduğunda diğer ana ve babalar bu yavrularıda besliyorlar, böylece yavruların kursakları herzaman dolu ve gelişimleride bir okadar çabuk gereçekleşiyor. İlk yavrularımı aldığımda bakıcılıklarını çok merak ediyordum, açıkçası diğer ana babaların kendi yavrularından başka salmadaki diğer yavrulara bakmasınıda hiç belemiyordum. Bilindiği üzere yetiştiricilerin en büyük sıkıntıları yavru alma, yavru büyütmedir. Dolapçılarda bu hiçte sorun olmuyor. Dolapçılar her ırkta olduğu gibi kümes açık dolaşmayı, kumlanmayı, banyo yapmayı ve yeşillik ayırıp yemeyi çok seviyorlar. Yavrularına ve kümeslerine sadakatleri inanılmaz derecede üst seviyede.
İlk dolapçılarımı edinip uçurduğumda sadakatlerini çok merak ediyordum. Yetişkin olanları kümes değişikliği sırasında eski yerlerini mutlaka arıyorlar. Benim uçurduğum tüm yetişkinler en az 1-2 gece dışarıda kaldılar, ancak eski yerlerinden ümidi kesince uzun dolaşmalardan sonra geri geldiler, havada çok hareketli ve pırıltıya ihtiyaç duymadan dönüş, dalışlı çıkışlı dönüş sergiliyorlar. Bukadar dönüşlü uçuşa sahip olmalarına karşın diğer kümesleri hiçte umursamıyorlar. Uçuş ve dönüş stillerine birazdan değineceğiz. Ben baktığım dolapçıların hiçbirini kaçırmadım., daha doğrusu onlar kalktıkları yerden başka bir kümesi tercih etmediler. Dolapçıları önce denemek için edinip besledim, sonra bu ırka gönül verip üretmeye ve bir tek bu ırkı beslemeye karar verdim. Dolapçıları İskender Damgacı� dan hediye olarak edindim. Denizli� ye ziyaret için gittiğimde ilk olarak hediye verdiği 4 dolapçıdan 2� si yavru 2 si yetişkindi. Önce yavruları uçurdum. Yavru halleriyle uçurduğum 2 dolapçı uçuşu ile beni kadar cezbetti ki yine İskender beyden 6 dolapçı daha edinip tüm eski kuşları elden çıkardım.
Benim bir ırkta aradığım özellikler.
1. Safkan olması
2. Akıllı olması
3. Uçucu olması
4. Doğallığını koruması
Dolapçılarda tümü mevcut, belkide tüm dolapçı gibi görünenler dolapçıdır demek doğru olmayacak. Dolapçı beslemek isteyen biri edindiği dolapçıların ne olduğunu bilmeli. Her ırkta olduğu gibi dolapçılarıda edindiğiniz yerin safkan ırk besleyip üretmesi genel üretim prensiplerini edinmiş olması gerekli. Bence görünüşü uçuşunu, uçuşu ise görünüşünü aratmamalı.
Dolapçıların belli bir bölgede uzun yıllar diğer ırklar karıştırılmadan yetiştirilmiş olması bu ırkın bugün saf ve katışıksız kalmasına genel özelliklerini sergilemesine en büyük etkendir. Dolapçı ırkı ismen diğer bölgelerde bilinse bile çok beslenen bir ırk olamamıştır. Son yıllarda ege bölgesi haricinde diğer bölgelerde yeni yeni tanınmaya ve beslenmeye başlamıştır. Dolapçılar gerek görünüş olarak gerekse uçuş bakımından bu ırkı besleyen yetiştiriciyi tatmin edecek özellikteler. Dilerseniz birazda uçuş ve görünüş ile uçuşun birleştiği özelliklere değinelim.
Öncelikle dolapçılar ne dönek kadar kapalı, nede kelebek kadar açık dönen kuşlar. Yani ben kendime göre ikisinin ortası diyorum ama nekadar doğrudur, bilemem. Dolapçıların uçuş ve form açısından iki temel tipi mevcut.
1. tiptekiler kanatları kuyruk üstünde çapraz olan ve diğer tipe nazaran küçük olanlar.
2. tiptekiler 1. tipten biraz daha irice olup kanatları kuyruk üstünde normal duranlar.
1.tipteki dolapçılar sürekli hareket halinde hani bir benzetme yaparsak ki; inşallah yerinde olur, dönüşü olan kırlangıç gibi diyebiliriz. Uçarken kısa aralıkla dönüşlü dalışlar yapıyor. Kıpır, kıpır bir halleri var yani. Yüksekteki hava tur çapları daha küçük oluyor, diğerlerine nazaran.
2.tipteki dolapçılar daha büyük hava turlarına sahipler ve daha çok açılıyorlar, kümes üzerinden. Hareketleri biraz daha az ancak; oldukça istikrarlı ve uzun dönüşlere sahipler. Her iki tipinde zaman açısından neredeyse dönüşlü dalışları kadar ani yükselişleride bir o kadar çabuk.
Dolapçıların formuna genel bir gözle bakacak olursak; duruşları dik ve pervasız, kendilerine güvenen bir halleri var, alım-çalım tam yerinde. Tüm olumlu şartların yanında Bursa (oynar) kuşunda gözlemlediğim duruş ve hırçınlık dolapçılardada mevcut. Dolapçılarda ortak özellik rüzgarlı hava şartları uçuşlarını bir okadar güzelleştiriyor. Yani sert havayı, rüzgarlı havayı uçarken seviyorlar. Oysa dönek ve kelebek kuşları rüzgarlı havada dönüşlerini çok iyi gerçekleştiremiyorlar. Bu özellikler kuşların coğrafi özellikleri ile yakından ilgili. Özetle bir dolapçıya uzaktan serbest gözle baktığınızda onun bir doğa hayvanı olduğunu ancak en çok mutluluğu gök yüzünde yakalayacağını anlıyorsunuz. Evcil yapılarının altında bursa (oynar) kuşlarında olduğu gibi bir yabanilik halleri var. İlk bakışta sağlam yapılarıda oldukça dikkat çekiyor. Fiziki yapıları küçümsenmeyecek uzunlukta erkekler dişilere nazaran diğer ırkların çoğunda olduğu gibi daha gösterişli ve daha irice. Kuyruk yapıları arkadan bakıldığında bir yay çizecek biçimde. Gösterişli yapılarının bir bölümünü göhüs ve kuyruk paylaşıyor. Kafa, gaga yapıları ve göhüsü kafaya bağlayan boyun, genel yapısıyla orantılı.
Aklıma gelmişken, aslında güvercinlerin yetiştikleri yer uçma stilleri ve yaptıkları oyunlar fiziki yapıyı belirleyecek özellikler oluyorlar. Bu nedemek? Biraz anlatmaya çalışayım.
Güvercinler biliyoruzki dalıcı, yüksek uçucu, makaracı taklacı ve mesafe uçucusu gibi uçuş açısından sınıflara ayrılıyorlar. Birde uçuruldukları, üretildikleri yere göre fiziki yapıları ve uçuş tarzları var. Kısacası safkan ırka mensup bir güvercinin yapısına baktığınızda yetiştirildikleri yerin coğrafi koşulları, hava şartları ve uçuş şekli hakkında ipuçlarını o ırkı çok iyi bilmesenizde yakalıyorsunuz, dilerseniz birkaç ırkın havadaki görevine ve fiziki yapısına acemicede olsa değinelim. Birazdan yazacaklarımda hatalar olabilir kimse ulemalık yaptığımı sanmasın. Bu anlatımlar gözlemlerime ve diğer üstadlardan edindiğim bilgilere dayalı olsada, benim nekadar gözlemci ve iyi bir öğrenci olmamla alakalı. Hemen birkaç örnek verelim.
Posta kuşları ile başlamak istiyorum. Fiziki yapıları irice önden arkaya doğru incelen bir yapı, yuvarlak hatları uzunca kanat yapıları ön planda. Bu ırk neyapar? Dalıcı yüksek ve uzun ucucu. Özetle fiziki yapısı hani ayrodinamik yapı dedikleri şu yabancı teknik terim uçuş sitilini doğruluyor. Uzun mukavemet ucucusu olmak için tüm doğa şartlarına göre donatılmış bir fizik. Sıcağa, soğuğa kısaca tüm iklimlere uygun bir yapı mevcut. Rüzgara dayanıklı kanat atımı ve kanat yapısı.
Sonra Mardin (taklacı) geniş göhüs çok olmasada irice bir yapı, geniş kuruk açılımı ki fişeklerken ve takla atarken kuyruktan çok faydalanır, bu ırktada uçuş için ve doğa koşulları için donanım tamam. Anadolu kuşu, Anadolunun iklimi ile fiziki yapı orantılı donatılmış. Ortak özellikleri takla olmasına karşın Ankara arabı ile Sabuni mardini karşılaştırdığınızda renk haricinde fiziki orantılardada farklılıklar görmek mümkündür.
Bangolar önden arkaya incelen bir yapı dalış ve uçuş sitilene göre donatılmış bir fizik,.küçük narin yapılı dalışa geçtiğinde yumruk gibi olmaya elverişli ve yuvarlak hatlar. Özetle her ırk coğrafyasını ve uçuş sitilini idame ettirecek donanıma sahip. Yine bir Denizli Azmanı ile İstanbul bangosu orantı olarak faklıdır.
Gelelim dolapçılara yetiştiği bölge Ege, rüzgarlı hava koşullarına ayak uyduracak kanat açıklığı ve biçimi, dönüş için dönüşte kullanılacak kuyruk biçimi, arkadan bakıldığında çok kavisli değil ancak belirgin bir yay biçimi, önden arkaya doğru çok sivri olmaksızın incelen bir yapı. Rüzgarlı iklim yapısında dalış, çıkış ve dönüş için çok uygun uçuş sitili. Rüzgarı her türlü hareketine göre değerlendirebilecek uzunca gövde.
Dönüş sitili olan güvercinler rüzgarlı havalarda genelde kümesten çok uzaklara rüzgarın estiği yöne doğru kayma yaparlar, rüzgara karşı kanat atmaları pek işe yaramaz, oysa dolapçılar benim gözlemlediğime göre yine rüzgara karşı kanat atıp, havadaki konumlarını korumanın yanında adeta esintiyle, rüzgarla oyun oynuyorlar. Ben onları rüzgarlı havada uçarken seyrettiğimde, Rüzgarla Raks eden canlılar olarak görüyorum. Dolapçıların uçarken en çok sevdiği ve beklediği şey havanın rüzgarlı olması. Uçarken hava akımını çok ustaca kullanarak dalışlar ve dönüşler gerçekleştiriyorlar. Kuş uçurasım yoksa bile havayı rüzgarlı gördüğüm ilk müsait anda bu Raksı seyredebilmek için bir kaç dolapçı salıp seyre dalıyordum. Rüzgarın kendilerini yönlendirmesine izin vermiyorlar. İşte ben bu sebeptendirki bu yazımın başlığını Rüzgarda Raks olarak koydum, edindirilen uçma alışkalığına göre 15 dk ile 120 dk arası uçuş sergileyen bu ırk havada kaldığı sürece Rüzgarda Raksını sürdürüyor. Bu ırkı beslediğim sürece bir güvercinde aradığım tüm özellikleri buldum. Tarifine uygun formda ve uçuşta olması, karıştırılmamış, kırılmamış olması en ayrıcalıklı özelliği. Dolapçılara disiplin kazandırmakta sorun değil. Yapınıza ve alıştırma seceneğinize ayak uyduruyorlar. Örneğin ben uçuştan sonra direk kümese girmesini istediklerimden bu alışkanlığı edindirdim. İlk alıştırmalarımda aç olarak uçurdum, kümese girişlerini yem ile sağladım ancak daha sonraları orta yemli uçuşlardada direk kümese girişi sürdürebildim. Döneklerde olduğu gibi final dönüşü yaptırmak istiyorsanız sorun değil dolapçı kümes içini görebiliyorsa yada kümes önünde oynayan kuşları görebiliyorsa bol ve uzun dönüşlü finali gerçekleştiriyor. Daha öncede söylediğim gibi dönüş için mutlaka pırıltıya ihtiyaç duymuyorlar. Uçtukları sürece kıpır, kıpır bir halleri var. Final dönüşünde uygun açının beklenmsi şart değil ancak en uygun açıdan pırıltı görmüşse bir okadar daha güzeli seyrettiriyorlar.
Bu yazıya başladığımda bu ırkı besliyordum ancak çok yakın zaman önce çalındılar, ilk çalınanlar ertesi gün geri geldi, yavruları ve yumurtaları olduğu için güvercinleri kümesten ayıramadım. Kümesi sağlamlaştırdım, ancak aynı hafta bir hırsızlık daha gerçekleşti. Bu kadar yakın sürede ikinci hırsızlığı beklemiyordum. Son hırsızlıkta tüm kuşlar çalındı sadece yavrular ve yumurtalar kaldı, neredeyse kapı tamamen yok edilmiş durumdaydı, kısacası bu ırka sahip çıkamadım. Kalan yavrular çok küçük ve yavrulara ailece bir şekilde elle bakıyoruz. Şimdi tek amacımız bu yavruları kayıpsız büyütebilmek. Ben bundan sonra güvercin beslemeyi sürdüreceksem bunu dolapçılarla yapacağım.
Ümidimi kaybetmiyorum, mümkününü bulduğu an dolapçılar eminim geri gelecekler.