Re: ÜSTADLAR ANLATIYOR

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan umut coşkun
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 64
  • Görüntüleme Görüntüleme 15K
Erkan ÖZAYÇA


Bu yazıda üstlendiğim güzel bir görevi icra etmeye çalışacağım. Umarım başarılıda olurum. Dolapçıları anlatmak, açıkçası oldukça zor bir mesele. Bu işin neresi zor? denilecek olunursa, bu kadar güzel ve bir o kadarda tanınmayan, özellikleri bilinmeyen bir ırkı anlatmak çokta kolay olmasa gerek diyeceğim. Fazla uzatmadan anlatmaya çalışacağımız konuların ana başlıklarına değinelim.

Efendim neresinden başlasam bilemiyorum. Yazının başında daha önce ilk gözlemlerime göre güvercin dergisinde yazdığım yazıyı sizlere sunup daha sonrasındada, bu ırkı yetiştirmeye başladıktan sonraki gözlemlerimi, deneyimlerimi aktarmaya çalışacağım. Ben çok teknik yazı yazmayı sevmiyorum. Bu sebeptendirki sohbet havasındaki anlatım yazılarını yazmayı tercih ediyorum. Bu yazımda sohbet havasındaki bir anlatımla devam edip son bulacak. Unutmadan birde şu Rüzgarda Raks başlığı var, neden? Rüzgarda Raks yazının ilerleyen bölümlerinde bu da anlaşılacak.

Şimdi dilerseniz öncelikle dolapçıların genel ruh yapılarından, yavru bakıcılıklarından, üretimlerinden bahsedelim, daha sonra fiziksel yapıları ve uçuş tiplerine değiniriz.

Dolapçılar öncelikle mülayim yapılarının yanında kümeste aslen yetiştirme tarzınıza göre tavır sergiliyorlar. Dolapçılarla fazla haşır neşir olursanız elden yem yedirmek gibi alışkanlık edindirmek isterseniz, bu tür yaşamada ayak uyduruyorlar ancak ben Dolapçıların yabani ürkek hallerini daha çok seviyorum. Bu sebeptendir ki ele almak, elden yem yedirmek gibi alışkanlıklar edindirmiyorum. Kümes içerisinde temizlik, su değişimi gibi işlemleri biran önce halledip onları kendi hallerine, kendi doğallıklarına bırakıyorum. Dolaşmak için bırakılan dolapçılar kümese sokulmakta zorluk çıkarmıyorlar, alıştırmaya göre uçuştan sonra indirmek istenilenler kümes içerine, damına yada kümes indirilebiliyorlar.

Dolapçıların birbirleri ile geçimi, yavruya bakıcılıkları oldukça ön planda. Kümes içerisinde sürekli kavga eden birbirleri ile didişen bir halleri yok. Benim en çok dikkatimi çeken ve diğer ırklarda rastlamadığım özellik çok kolay sıkıntısız yavru büyütmeleri ve kümesteki bir yavruya ister kendi yavrusu olsun, ister olmasın diğer kuşlarında bakıcılık yapması. Salma içerisinde yem isteyen bir yavru sesi duyulduğunda diğer ana ve babalar bu yavrularıda besliyorlar, böylece yavruların kursakları herzaman dolu ve gelişimleride bir okadar çabuk gereçekleşiyor. İlk yavrularımı aldığımda bakıcılıklarını çok merak ediyordum, açıkçası diğer ana babaların kendi yavrularından başka salmadaki diğer yavrulara bakmasınıda hiç belemiyordum. Bilindiği üzere yetiştiricilerin en büyük sıkıntıları yavru alma, yavru büyütmedir. Dolapçılarda bu hiçte sorun olmuyor. Dolapçılar her ırkta olduğu gibi kümes açık dolaşmayı, kumlanmayı, banyo yapmayı ve yeşillik ayırıp yemeyi çok seviyorlar. Yavrularına ve kümeslerine sadakatleri inanılmaz derecede üst seviyede.

İlk dolapçılarımı edinip uçurduğumda sadakatlerini çok merak ediyordum. Yetişkin olanları kümes değişikliği sırasında eski yerlerini mutlaka arıyorlar. Benim uçurduğum tüm yetişkinler en az 1-2 gece dışarıda kaldılar, ancak eski yerlerinden ümidi kesince uzun dolaşmalardan sonra geri geldiler, havada çok hareketli ve pırıltıya ihtiyaç duymadan dönüş, dalışlı çıkışlı dönüş sergiliyorlar. Bukadar dönüşlü uçuşa sahip olmalarına karşın diğer kümesleri hiçte umursamıyorlar. Uçuş ve dönüş stillerine birazdan değineceğiz. Ben baktığım dolapçıların hiçbirini kaçırmadım., daha doğrusu onlar kalktıkları yerden başka bir kümesi tercih etmediler. Dolapçıları önce denemek için edinip besledim, sonra bu ırka gönül verip üretmeye ve bir tek bu ırkı beslemeye karar verdim. Dolapçıları İskender Damgacı� dan hediye olarak edindim. Denizli� ye ziyaret için gittiğimde ilk olarak hediye verdiği 4 dolapçıdan 2� si yavru 2 si yetişkindi. Önce yavruları uçurdum. Yavru halleriyle uçurduğum 2 dolapçı uçuşu ile beni kadar cezbetti ki yine İskender beyden 6 dolapçı daha edinip tüm eski kuşları elden çıkardım.
Benim bir ırkta aradığım özellikler.
1. Safkan olması
2. Akıllı olması
3. Uçucu olması
4. Doğallığını koruması

Dolapçılarda tümü mevcut, belkide tüm dolapçı gibi görünenler dolapçıdır demek doğru olmayacak. Dolapçı beslemek isteyen biri edindiği dolapçıların ne olduğunu bilmeli. Her ırkta olduğu gibi dolapçılarıda edindiğiniz yerin safkan ırk besleyip üretmesi genel üretim prensiplerini edinmiş olması gerekli. Bence görünüşü uçuşunu, uçuşu ise görünüşünü aratmamalı.

Dolapçıların belli bir bölgede uzun yıllar diğer ırklar karıştırılmadan yetiştirilmiş olması bu ırkın bugün saf ve katışıksız kalmasına genel özelliklerini sergilemesine en büyük etkendir. Dolapçı ırkı ismen diğer bölgelerde bilinse bile çok beslenen bir ırk olamamıştır. Son yıllarda ege bölgesi haricinde diğer bölgelerde yeni yeni tanınmaya ve beslenmeye başlamıştır. Dolapçılar gerek görünüş olarak gerekse uçuş bakımından bu ırkı besleyen yetiştiriciyi tatmin edecek özellikteler. Dilerseniz birazda uçuş ve görünüş ile uçuşun birleştiği özelliklere değinelim.

Öncelikle dolapçılar ne dönek kadar kapalı, nede kelebek kadar açık dönen kuşlar. Yani ben kendime göre ikisinin ortası diyorum ama nekadar doğrudur, bilemem. Dolapçıların uçuş ve form açısından iki temel tipi mevcut.
1. tiptekiler kanatları kuyruk üstünde çapraz olan ve diğer tipe nazaran küçük olanlar.
2. tiptekiler 1. tipten biraz daha irice olup kanatları kuyruk üstünde normal duranlar.

1.tipteki dolapçılar sürekli hareket halinde hani bir benzetme yaparsak ki; inşallah yerinde olur, dönüşü olan kırlangıç gibi diyebiliriz. Uçarken kısa aralıkla dönüşlü dalışlar yapıyor. Kıpır, kıpır bir halleri var yani. Yüksekteki hava tur çapları daha küçük oluyor, diğerlerine nazaran.

2.tipteki dolapçılar daha büyük hava turlarına sahipler ve daha çok açılıyorlar, kümes üzerinden. Hareketleri biraz daha az ancak; oldukça istikrarlı ve uzun dönüşlere sahipler. Her iki tipinde zaman açısından neredeyse dönüşlü dalışları kadar ani yükselişleride bir o kadar çabuk.

Dolapçıların formuna genel bir gözle bakacak olursak; duruşları dik ve pervasız, kendilerine güvenen bir halleri var, alım-çalım tam yerinde. Tüm olumlu şartların yanında Bursa (oynar) kuşunda gözlemlediğim duruş ve hırçınlık dolapçılardada mevcut. Dolapçılarda ortak özellik rüzgarlı hava şartları uçuşlarını bir okadar güzelleştiriyor. Yani sert havayı, rüzgarlı havayı uçarken seviyorlar. Oysa dönek ve kelebek kuşları rüzgarlı havada dönüşlerini çok iyi gerçekleştiremiyorlar. Bu özellikler kuşların coğrafi özellikleri ile yakından ilgili. Özetle bir dolapçıya uzaktan serbest gözle baktığınızda onun bir doğa hayvanı olduğunu ancak en çok mutluluğu gök yüzünde yakalayacağını anlıyorsunuz. Evcil yapılarının altında bursa (oynar) kuşlarında olduğu gibi bir yabanilik halleri var. İlk bakışta sağlam yapılarıda oldukça dikkat çekiyor. Fiziki yapıları küçümsenmeyecek uzunlukta erkekler dişilere nazaran diğer ırkların çoğunda olduğu gibi daha gösterişli ve daha irice. Kuyruk yapıları arkadan bakıldığında bir yay çizecek biçimde. Gösterişli yapılarının bir bölümünü göhüs ve kuyruk paylaşıyor. Kafa, gaga yapıları ve göhüsü kafaya bağlayan boyun, genel yapısıyla orantılı.

Aklıma gelmişken, aslında güvercinlerin yetiştikleri yer uçma stilleri ve yaptıkları oyunlar fiziki yapıyı belirleyecek özellikler oluyorlar. Bu nedemek? Biraz anlatmaya çalışayım.

Güvercinler biliyoruzki dalıcı, yüksek uçucu, makaracı taklacı ve mesafe uçucusu gibi uçuş açısından sınıflara ayrılıyorlar. Birde uçuruldukları, üretildikleri yere göre fiziki yapıları ve uçuş tarzları var. Kısacası safkan ırka mensup bir güvercinin yapısına baktığınızda yetiştirildikleri yerin coğrafi koşulları, hava şartları ve uçuş şekli hakkında ipuçlarını o ırkı çok iyi bilmesenizde yakalıyorsunuz, dilerseniz birkaç ırkın havadaki görevine ve fiziki yapısına acemicede olsa değinelim. Birazdan yazacaklarımda hatalar olabilir kimse ulemalık yaptığımı sanmasın. Bu anlatımlar gözlemlerime ve diğer üstadlardan edindiğim bilgilere dayalı olsada, benim nekadar gözlemci ve iyi bir öğrenci olmamla alakalı. Hemen birkaç örnek verelim.

Posta kuşları ile başlamak istiyorum. Fiziki yapıları irice önden arkaya doğru incelen bir yapı, yuvarlak hatları uzunca kanat yapıları ön planda. Bu ırk neyapar? Dalıcı yüksek ve uzun ucucu. Özetle fiziki yapısı hani ayrodinamik yapı dedikleri şu yabancı teknik terim uçuş sitilini doğruluyor. Uzun mukavemet ucucusu olmak için tüm doğa şartlarına göre donatılmış bir fizik. Sıcağa, soğuğa kısaca tüm iklimlere uygun bir yapı mevcut. Rüzgara dayanıklı kanat atımı ve kanat yapısı.
Sonra Mardin (taklacı) geniş göhüs çok olmasada irice bir yapı, geniş kuruk açılımı ki fişeklerken ve takla atarken kuyruktan çok faydalanır, bu ırktada uçuş için ve doğa koşulları için donanım tamam. Anadolu kuşu, Anadolunun iklimi ile fiziki yapı orantılı donatılmış. Ortak özellikleri takla olmasına karşın Ankara arabı ile Sabuni mardini karşılaştırdığınızda renk haricinde fiziki orantılardada farklılıklar görmek mümkündür.
Bangolar önden arkaya incelen bir yapı dalış ve uçuş sitilene göre donatılmış bir fizik,.küçük narin yapılı dalışa geçtiğinde yumruk gibi olmaya elverişli ve yuvarlak hatlar. Özetle her ırk coğrafyasını ve uçuş sitilini idame ettirecek donanıma sahip. Yine bir Denizli Azmanı ile İstanbul bangosu orantı olarak faklıdır.

Gelelim dolapçılara yetiştiği bölge Ege, rüzgarlı hava koşullarına ayak uyduracak kanat açıklığı ve biçimi, dönüş için dönüşte kullanılacak kuyruk biçimi, arkadan bakıldığında çok kavisli değil ancak belirgin bir yay biçimi, önden arkaya doğru çok sivri olmaksızın incelen bir yapı. Rüzgarlı iklim yapısında dalış, çıkış ve dönüş için çok uygun uçuş sitili. Rüzgarı her türlü hareketine göre değerlendirebilecek uzunca gövde.

Dönüş sitili olan güvercinler rüzgarlı havalarda genelde kümesten çok uzaklara rüzgarın estiği yöne doğru kayma yaparlar, rüzgara karşı kanat atmaları pek işe yaramaz, oysa dolapçılar benim gözlemlediğime göre yine rüzgara karşı kanat atıp, havadaki konumlarını korumanın yanında adeta esintiyle, rüzgarla oyun oynuyorlar. Ben onları rüzgarlı havada uçarken seyrettiğimde, Rüzgarla Raks eden canlılar olarak görüyorum. Dolapçıların uçarken en çok sevdiği ve beklediği şey havanın rüzgarlı olması. Uçarken hava akımını çok ustaca kullanarak dalışlar ve dönüşler gerçekleştiriyorlar. Kuş uçurasım yoksa bile havayı rüzgarlı gördüğüm ilk müsait anda bu Raksı seyredebilmek için bir kaç dolapçı salıp seyre dalıyordum. Rüzgarın kendilerini yönlendirmesine izin vermiyorlar. İşte ben bu sebeptendirki bu yazımın başlığını Rüzgarda Raks olarak koydum, edindirilen uçma alışkalığına göre 15 dk ile 120 dk arası uçuş sergileyen bu ırk havada kaldığı sürece Rüzgarda Raksını sürdürüyor. Bu ırkı beslediğim sürece bir güvercinde aradığım tüm özellikleri buldum. Tarifine uygun formda ve uçuşta olması, karıştırılmamış, kırılmamış olması en ayrıcalıklı özelliği. Dolapçılara disiplin kazandırmakta sorun değil. Yapınıza ve alıştırma seceneğinize ayak uyduruyorlar. Örneğin ben uçuştan sonra direk kümese girmesini istediklerimden bu alışkanlığı edindirdim. İlk alıştırmalarımda aç olarak uçurdum, kümese girişlerini yem ile sağladım ancak daha sonraları orta yemli uçuşlardada direk kümese girişi sürdürebildim. Döneklerde olduğu gibi final dönüşü yaptırmak istiyorsanız sorun değil dolapçı kümes içini görebiliyorsa yada kümes önünde oynayan kuşları görebiliyorsa bol ve uzun dönüşlü finali gerçekleştiriyor. Daha öncede söylediğim gibi dönüş için mutlaka pırıltıya ihtiyaç duymuyorlar. Uçtukları sürece kıpır, kıpır bir halleri var. Final dönüşünde uygun açının beklenmsi şart değil ancak en uygun açıdan pırıltı görmüşse bir okadar daha güzeli seyrettiriyorlar.

Bu yazıya başladığımda bu ırkı besliyordum ancak çok yakın zaman önce çalındılar, ilk çalınanlar ertesi gün geri geldi, yavruları ve yumurtaları olduğu için güvercinleri kümesten ayıramadım. Kümesi sağlamlaştırdım, ancak aynı hafta bir hırsızlık daha gerçekleşti. Bu kadar yakın sürede ikinci hırsızlığı beklemiyordum. Son hırsızlıkta tüm kuşlar çalındı sadece yavrular ve yumurtalar kaldı, neredeyse kapı tamamen yok edilmiş durumdaydı, kısacası bu ırka sahip çıkamadım. Kalan yavrular çok küçük ve yavrulara ailece bir şekilde elle bakıyoruz. Şimdi tek amacımız bu yavruları kayıpsız büyütebilmek. Ben bundan sonra güvercin beslemeyi sürdüreceksem bunu dolapçılarla yapacağım.
Ümidimi kaybetmiyorum, mümkününü bulduğu an dolapçılar eminim geri gelecekler.
 
Ercan SAYGILI


Bursalı bir Dolapçı yetiştiricisi adayıyım. Adayıyım diyorum çünkü ben de Türkiyedeki birçok yetiştirici gibi bu güvercinleri yeni yeni tanıyorum. Benim ilk şansım bu kuşlardan edinebilmiş olmamdır.

Bu harika ırk ile ilk tanışmam 2001 yılına tekabül eder. O zamanlarda yayın yapmaya başlayan Denizli Güvercinlerinin tanıtıldığı internet sayfasında ilk olarak özelliklerini tanıdım fakat resimlerini ilk olarak gördüm diyemem. Daha önceki yıllarda kuş pazarlarında bu kuşlardan görmüştüm. Bu kuşlar kuş cambazları tarafından yetiştirildikleri bazı illerden toplanan vasat kuşların piyasa sürülmesi ile ticari amaç güden bir hareketten başka bir şey değildi. Ama ilk etapta götürüldükleri yerlerde Isparta, Burdur ve Denizli Kelebeği, Döneği, Selaniği olarak satılmaları bu kuşu tanımayan illerdeki yetiştiricileri yanıltmış ve bu kuşlar hakkında yanlış düşündürmüştür. Benim de yetiştiricileri tanıdıkça kulaktan dolma yanlış bilgilerle donatıldığımızı fark etmem uzun sürmedi. Yeni yetişen güvercin yetiştiricisi gençlerin internet dünyasına yakınlığı bu kuşları merak etmeleri ile yetiştirildikleri yörelere yaptıkları gezilerde edindikleri bilgi ve tecrübeleri anlatmaları, basın yayın dünyasında Denizli Güvercin Evi Derneği�nin katkıları ve ellerinden geldiğince de bu kuşları tanıtmak için Türkiye�nin dört bir yanına bedelsiz olarak dağıtmaları bu ırk hakkındaki genel kanıları doğru verilere yönlendirmiştir.

Ben de bu Anadolu kökenli performans ırkımızın özelliklerini öğrendikçe bu kuşlara sahip çıkılması gerektiğini düşünüp Denizlili yetiştiricilerden yardım istedim ve kendileri sağ olsunlar 2006 Mart ayı başlarında 2 partide bir kümes dolacak kadar Dolapçı�yı temin edip bana yolladılar. Kuşları gönderen Denizli Güvercin Evi Derneği yöneticilerine buradan da teşekkürü bir borç bilirim. İlk dönemlerde kuşları tanıyamama, karakteristik özelliklerini anlayamadığımızdan bazı yavru kayıplarım oldu. Fakat bu kuşları takip edip tanıdıkça ne kadar asil bir ırk olduğuna karar verdim.

İlk olarak kümes içindeki davranışlarını ele aldığımızda eşlerine, yuvalarına özellikle ve özellikle yavruya çok sadık olduklarını söyleyebilirim. Eşleşmeye çok müsait olup, diğer ırklara göre kızgın karakterli bu kuşlar çok çabuk ürüyorlar. Genel olarak dışarıda olduğu gibi kümes içerisinde de çok hareketli neşeli bir yapıya sahipler.
Daha yerdeki hareketlerini gözlemlediğimde oldukça ürkek bir yapıya sahip gözüküyorlar hepsi huysuz taylar gibi tedirgin hareketler sergiliyor, çok dikkatli etrafı seyrediyor oldukça hızlı hareket ediyorlar. Yavrular uçma hareketlerini çok seri yapıyorlar ve yetişkinler de sürekli bir telaş hali sürekli kümese girip çıkıyorlar. Hep hareket halindeler yani yer hareketlerini izlerken bile hiç sıkılmıyorsunuz. Bu hareketlilik halinde bile eğitim sopasını elinize aldığınızda bir çırpıda hepsini kümese sokabilirsiniz o kadar da eğitime müsait bir ırk.

Havaya saldığınızda yerdeki hareketlilik ve ürkeklik halinin havada da devam ettiğini görebilirsiniz. Oldukça sert kanat alan bu kuşlar havada Bursa oynar kuşunun aldığı gibi dirsekten güç alıp göğsünü ileri iterek kanat alıyor diyebilirim. Yavrular kızma dönemine gelene kadar evden oldukça açıkta uçuyorlar. Gözden kayboluyorlar diyebilirim sonra hava da buluşup tekrar eve yaklaşıyorlar, kümes pırıltısı ile hepsini yere alabiliyorum. Eş tutana kadar kızma yavrular bu şekilde uçmaya devam ediyorlar ve zaman içinde havada boşa dönüşlerini buluyorlar. Eş aldıktan sonra uçuşları daha düzenli ve dengeli hale gelen bu kuşlar artık tamamen akrobat olmaya başlıyorlar ve esas dönüşlerini buluyorlar. Çok neşeli olan bu ırk kanat hâkimiyeti de çok iyi olduğundan rüzgârlı havaları çok seviyor ve çok daha güzel uçuşlar yapabiliyorlar. Yükseklerde boşa olan dönüşlerini birbirlerinin üzerine yaparlarken kümese yaklaştıklarında daha sıkı helezonlar yaparak çok daha gösterişli dönüşler yapıyorlar.

Akıl olarak çok üstün olan bu kuşlar metropol kentlerde dönücü ırklara gönül vermiş herkesin rahatlıkla yetiştirebileceği bir ırk şu zamana kadar bu kuşlar üzerindeki kısa yetiştiricilik zamanımda başıma gelen bir hadiseyi sizlerle paylaşmak isterim. 2006 yaz sezonu sonunda bir Dolapçı yavrum yeme düşmüştü. Kümes kapısını açtığımda gördüm ki dışarı çıkmıyorlar içeri girip yavruları elime aldım kapının önüne bıraktım, bırakır bırakmaz biri geri döndü diğeri yan kümese girdi, yan tarafa geçtim tekrar aldım dışarı saldım havaya fırladı ve sokağa düştü oradan hemen kalktı çatıya geldi kümesi arka tarafından görüyor ama bir türlü gelmiyordu. Hava karardı ve yavru gelmedi. Sabah erkenden çıktım evin üstüne bir defa evin üstünden geçti ve diğer mahalleye geçti tutakçıların oldukça fazla olduğu bir bölge kesinlikle gelemez dediğim bu yeni yeme düşmüş yavru 2 saat sonra oradan çıktı kümesin üstünden bir defa geçti bir tur daha attı havadan direkt olarak kümesten içeri girdi. Bu olaydan sonra bu kuşlara olan hayranlığım bir kat daha artmış oldu.

Renk kartelâsı olarak herhangi bir ayrım yapamayacağım ama hemen her rengi olan bu kuşların kırmızıları, gümüşleri ve basralı gökleri benim favori renklerim.

Dönücü performans ırklarına gönül veren herkesi kesinlikle tatmin edebilecek bu nadide Anadolu ırkımızı koruyup ıslah çalışmalarımızı kostüme göre değil hava performansına göre yapmalıyız ki gelecek nesillere çok iyi bir ırk teslim edelim.
 
Prof.Dr. Türker Savaş
Onsekiz Mart Üniversitesi
Zootekni Bölümü - ÇANAKKALE




Öncelikle Denizlideki dostların, başta İskender Damgacı olmak üzere misafirperverliğini övmeden geçemeyeceğim. Uğramaya fırsat bulduğumuz bütün kümeslerde, kümes sahiplerinin sıcak ilgisi ve ikramları ile karşılaştık. Bu arada izlediğim güvercinlerden ve kuşçuluk kültüründen çok etkilendiğimi belirtmek isterim. Denizlide güvercin kültürünün oldukça eski olduğunu söyleyebilirim. Zaten bunu Denizli Güvercinleri sitesine yapacağınız bir ziyaret de gözler önüne sermeye yeterli.

Dönek yetiştirmeme rağmen Denizlide dönekçileri gezmedik. Döneği dönek gibi uçuran tek bir yere uğrayabildik. Ancak zaten benim de amacım asıl dolapçıları görmek, uçurulma şekillerini izlemekti. Dolapçılar hakkında söyleyebileceğim ilk şey �muhteşem kuşlar�. Vur sopayı yere uçsunlar, aç kümesin kapısını yıkılsınlar (insinler). Güvercini tek tek mi uçurmayı seviyorsunuz, hay hay dolapçı uçar. Yok 20-30 kuşluk filolar halinde mi uçuracaksınız, size dolapçı lazım. Küçük filo mu arzuluyorsunuz, atın 3-4 tanesini uçsunlar. Kısa uçuşu makbul tutuyorsunuz, hemen yıkın dolapçıları. Uzun uçuş, 2 saat yetmez mi? Yükseklik, tamamen sizin elinizde, bırakın görünmeze çıksınlar, filoya Azman verin makul bir yükseklikte kalsınlar.

Evet dolapçı saydığım uçurma biçimlerini uygulayabileceğiniz yegane ırk olsa gerek. Dönüşü, daha doğrusu �dolabı� dönekten oldukça farklı. Kanat alan dönek ile dolap arasında fark yoktur diyebilirsiniz ama çok dikkatli bakarsanız oldukça bariz farklar görebilirsiniz. Bunlardan biri dönek kanat alırken döndüğü taraftaki kanadını ilk dönüşte kapatır açar. Halbuki dolapçı kanatlarını kapatmadan, tam açık olarak kanat alıyor. Buna bağlı olarak dönek kanat kuyruk ekseninde, neredeyse düz bir çizgi üzerinde kanat alırken, dolapçı tam bir helezon çiziyor. Sanki, döndüğü taraftaki kanadının dış ucu düz bir hatta ilerliyor gibi.

Dolapçıların döneklerden daha uçucu oldukları daha ilk bakışta belli oluyor. Dönekler gevşek bir görüntü verirken dolapçılar sıkı görünüyorlar. Diğer özelliklerini Denizli Güvercinleri sitesinin Dolapçı sayfasından okuyabilirsiniz.

Denizlili Dolapçı yetiştiricilerine bir iki sözüm var. Gördüm ki eski ıslah hedefinden sapılmış, daha çok renge önem verilir hale gelinmiş. Bunun nedenlerinden birisi herhalde dolapçının dolabının döneğin dönüşü ile kıyaslanması diye düşünüyorum. Ne yazık, halbuki dolapçı ile dönek arasında kökten farklı bir yetiştirme ve uçurma stili bulunuyor.
Bunu görmemek çok yazık, çok. Dolapçı yetiştiricilerinden dahi dolapçıları kastederken bu dönek bunlar fırtıkçı demesine anlam veremedim. Hayır fırtıkçı değil dolapçı, iyi dolap almayan dolapçılar fırtıkçı.

Sevgili Denizlili güvercin dostları, döneği dönek gibi dolapçıları da dolapçı gibi uçurun. Dolapçı yetiştirenler,kara akbaşlara özenmeyin. Dolapçılarınızda, tarihten gelen kuşçuluk kültürünüzde var olan ıslah hedefini gözetin. Renklerinden önce uçuculuklarını, dolaplarını ve akıllarını test edin. Renk mi, O kolay.
 
UĞUR KURT GÜRSU
California / ABD




Türkiyeye geldiğimde Denizliye uğradım. Ziyaretim sırasında Dolapcı ve Dönek ırklarını görme imkanım oldu. Dolapcıları ilk defa ve Dönekleride onbeş yıl sonra yeniden gördüm.

Yıllardan beri bu ırkların birbiriyle karıştırıldıkları konusunda çok şey duymuştum. Kuşları gözlerimle görünce, Denizli güvercin yetiştiricilerinin aslında çok şanslı olduklarını düşünmekten kendimi alamadım... Dolapcı birde paçalı bir ırk olsaydı? Eğer Dolapcılar performansları ve fiziksel özellikleriyle bu kadar alakasız oldukları bir ırkla böyle karıştırılıyorsa, paçalı Dolapcı bir Kelebek varyetesi olup çıkardı sanırım.

Son yıllarda internette güvercinlerimizle ilgili siteler oldukca çoğaldı. Bunların hepsinin kendi düzeylerine göre güvercin yetiştiriciliğimize bir katkı sağladığını düşünmekle beraber Dolapcı / Dönek tartışması gibi çelişkileri yaratabileceğini takla ile ilgili siteleri gezerken görüyorum. Kaç tane takla üzerine sitede sadece paçalı olduğu için takla oldukları varsayılıp ziyaretcilere sunulan internetten toplama fotoğraflar var düşündürücü?

Tabii Dolapcı / Dönek tartışması böyle baslamadı. İnternetteki sitelerimiz oluşmazdan yıllarca önce bu tartışma sürüp geliyordu. Tartışmanın Dolapcıların, Dönek besleyen bölgelere veya Döneklerin, Dolapcı besleyen bölgelere getirilmesi sonucu ortaya çıktığını tahmin ediyorum. Bence dolapcıları gören Dönek yetiştiricilerinin bu kuş "fırtıkcı dönektir" demesinin tek sebebi olabilir, o da Dolapcıyı tanımadıkları gibi kendi kuşlarını ve kuşlarının geçmişini bilmemeleridir. İki ırk bir birinden farklıdır. Bunların kendine özgü, farklı özellikleri olduğu yıllardan beri sadece takla beslemiş benim gibi birisi için bile belirgin bir gözlem.

Bu gözlemlerimden bir kaçını kısaca anlatayım:

Fiziksel olarak Dolapcılar döneklerin yere parallel genişce vücut yapılarına nazaran omuzlara doğru kalınlaşan bir vücut yapısına sahip. Görünüşleri daha kaslı ve döneklere göre bacakları daha kısa olmasına rağmen dik duruşları nedeniyle daha uzun gibi görünüyorlar. Göğüs yapılarının daha dolgun olması belkide uçuş tarzlarının bir işareti. Dönek uçuşa geçerken dar bir açıyla yerden kalkıyor. Kanat çırpışı bana bir insanın yüzerken kulaç atmasını andırdı. Narin yapısı dolayısıyla havalanmak için belli bir çaba sarfettiği açık. Aynı zamanda kalkış ve uçuş sırasında döneğin teleklerinin bir birinden ayrı durumda bulunması bu iki ırkın arasındaki uçuş farkının başka bir nedeni olduğunu düşündürüyor. Öyleki dolapcılar bana daha çok postaları hatırlattı. Kas yapıları ve teleklerinin uçuş sırasında aralıksız devam etmesi belkide döneklere nazaran daha uzun süreler uçabilmelerinin bir nedeni. Bu yapının ortaya çıkardığı başka bir özellikde dolapcıların uçuşa geçmelerinin, hız ve yükseklik kazanmalarının çabuk ve sanki her hangi bir çaba sarfetmeden oluşması.

Performans olarak bu iki ırkın farkları açık. Döneklerin oyunlarını sanki yetiştiricilerine olan bir görev gibi yerine getirmelerinin yanında Dolapcıların performansı bana sanki bunu kendileri için bir zevk olarak yaptıklarını düşündürdü. Uçuş ve performans farkları bence fiziksel farklılıklarının yanında karakter farklılıklarındanda doğuyor. Bu farklılık, kuşlar yerdeykende hareketlerinden belli oluyor. Neredeyse değişik kişilikleri var diyebilirim. Dönekler salmadan çıkarıldıklarında grup içinde sakin bir uyum gösterirken gözleri havada değil, uçuş için yetiştiricilerinin emirlerine bağlı gibiler. Bir yerden başka bir yere yetiştirici tarafından sopayla yürütülmelerine doğal bir sakinlik ve uyumla karşılık veriyorlar. Dönekler az sayıda uçurulup yerde uyumlu bir topluluk olarak hareket ederken, Dolapcılar grup olarak uçuruldukları halde yerde bireysel olarak bağımsız hareket ediyor. Sanki her birisinin önemli bir planı var ve onun üzerinde çalişıyorlar gibi. Bu bireysellik gruba bir dinamizm veriyor. Her zaman uçuşa hazırlar ve grubun içinden birinin uçuşa geçmesi bu isteği tetiklemeye yetiyor. Dolapcılarda Dönekler gibi yerde yetiştiricilerinin ses ve sopayla verdiği komutlara cevap verirken, bunun döneklerdeki gibi doğal bir hareket olmadığını ve sıkı bir eğitimden kaynaklandığını bütün hareketleriyle vurguluyorlar.

Dolapcı / Dönek ilişkisini düşünürken, döneklerin performans tarzının Birmingham makaracısının performansında var olduğunun farkına vardım. Bu ırkın değişik makara tazlarından birisi tabak makarası ve özellikle normal makaranın sonunda olması istenilen fakat çok ender rastlanılan bir dönüş. Birmingham makaracısının İngiliz kaynaklarına göre yaratılışında kullanılan ırklar, Hollanda taklacısının dışında, kesin olarak bilinmiyor. Bunların içinde Dönek varmıydı acaba diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
 
.
 

Ekli dosyalar

  • normal_A_Riza_Ozdag_-_Denizli_-01.webp
    normal_A_Riza_Ozdag_-_Denizli_-01.webp
    64.5 KB · Görüntüleme: 1,126
Geri
Üst