Geyik Muhabbeti (Atış Serbest)

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan cengiz_demirci
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 168
  • Görüntüleme Görüntüleme 35K
Hasan bey öncelikle hoşgeldiniz diyeyim. ve de enerjinize şapka çıkardığımı bilmenizi isterim Forumlara yeni bir soluk getirdiğiniz kesin. güzel bir konu başlığı ve hikayelerde çok güzel ama çok uzun olanlarını okumak zor oluyor.
Saygılar
 
13 14 yaşlarımdayım o zaman SAMSUNDAYIM. okuldayım son ders okulda hemen mahallenin biraz dışında bi baktım camdan mahallenin üstünde bi kuş uçuyor havada bi oyunlar yapıyo aklımı yedim ama mahalledende ayrılmıyorneyse hemen daldım hayellere ya cıkışta hemen gider pırıltı veririm diye 1 de de okuldan cıkıom kalmış yarım saat
hoca: ülkemizin en yağışlı bölgesi karadenizdir diyo
bende: içimden ülkemizin en güzel kuşu mahallde uçuyo diorum içimden
hoca :karadenizde fındık çay yetişir diyo
bende:içimden ülkemizin karadenizde güzel oyun kuşu yetişiyor diyorum
neyse bi yandan kuş oynuyor bi yandan ben hayale dalıyorum bi yandan hoca sosyal anlatıyor
son dakikalar yaklaşmıştı artık heyecan gitgide artıyor ve son zil çalar
ben koşa koşa eve gidiyorum kuş hala havada neyse geldim eve hemen okul kıyafetimle 4 tane kuş attım havaya o zamalar kızılsinekli lerle isli lerim vardı
neyse benim kuşlar yükseldi ama nafile kuş benimkinlerin yanına bile yaklaşmıyor neyse o zamn acemilik benim kuşlar iniyo, o hala havada oyunlar cıkaroyor tekrar tekrar kaldıryıorum yok yanaşmıyo benim kuşlara
bende hayal kurmaya devam ediyorum ya *** buşu tutarım erkekse kızıla vururum dişiysede donuk erkeğe vururum yavrularını şöyle uçururum falan filan *** cocukluk işte havadaki kuş sanki benimmiş gibi plan yapıyorum
neyse yaklaşık 1 saat sonra kuş biraz alçaldı mahalledeki yüksek bi binaya oynamaya başladı nyse 20 dakika sonra indi binaya ama binayada cıkılmıyor maalesef neyse belki kalkar diye hava kararana kadar catıda kuşu bekledim kalkmadı
neyse gece oldu sabah oldu okula gittim aklım o kuşta acaba kalktımı kim tuttu mahalleyi terkmi etti neyse allahın işine bakın son ders camdan baktım o kuş yine oyun yopıyo mahallenin üstündeü oyunu yok ama dünkü oyunu yok formdan düşmüş açlıktan garibim
neyse bu sefer daha cok heyecan bastırdı kesin tutarım hesabları yapıom kuşta ac tamam bu iş neyse zil çaldı yine ben yine koşuom eve neyse kuşları kaldırdım yine aynı ekibi 2 isli 2 kızılsinekli yükseldiler ama nafile kuş benimkinlere yine yaklaşmıyo biraz alçaltı aynı binaya oynamaya başladı neyse yine oraya kondu ben yine beklemeye başladım 1 saat sonra kuş ordan kalktı mahalledeki yollara oynamaya başladı şaşırdım ya mahallemiz bahceli evlerden oluşuyo evler seyrek seyrek yollar bomboş neyse akşama doğru kuş yola kondu ama nası tutcanki gittim yanına bi baktı mükemmel bir *karasinekli* ama nasıl tutcam kuş cok ürkek değil ama yanaşınca kalkçak gibi oluyo neyse yanımda arkadaşımda vardı hemen git dedim evden kum eleğini al dedim ip de getir dedim 2 tanede kuş al dedim ben hala kuşkun yanındayım ne hikmetse de arabada geçmiyo allahtan acık arazi kuş ürkmüyoda neyse arkadaş geldi kurduk kapanı eleği yere bi çita bi ip bağladı eleğe kuşlarıda bağladık eleğe hemen yemledik eleğin altını bizim kuşlar ayaklarından bağlı kaçamıo neyse kuş yemi görünce yavaşca yem yemeye başladı biraz altıne girince cektim eleği yakaladım kuşu ki ben böyle bi sevinç yaşamamıştım ilk defa o kadar güzel oyun çıkaran bi kuşum olmuştu mutluluktan uçuyorum tabi sonraki günlerde
arkadaşlarıma hava atıom ya trabzondan dayın oğlu bi karasinekli gönderdiki görmeyin kalbi olan izlemesin neyse cocukluk ya herkes merak ediyo yerde gösterdim kuşu ya dedim böylesi samsunda da az var zor bulunur bu kuş trabzonda geldi 15 gün sonra uçurcam dedim herkess neyse 15 gün sonra kapının önü cocuk esirgeme kurumu gibi olmuş 20 tane arkadaş gelmiş kuşu izlemeye
neyse bi heyecanla kuşu kaldırdım ya kuş hiç sefer bile yapmadan kaçtı gitti rezil olmuştum tabi yıllarca arkadaşlar dalga geçti trabzonlu karasinek baya damarlıymış kaldırdığın gibi trabzona uçtu :)))))
saygılarımla
 
yaklaşık 3 sene falan önceydi arkadaş bi kuş var çok şahane oldu bigün gelde seyrettiriyim falan diye söylüyordu.neyse biara aradı hadi kuş kaldıracam gel dedi gittim kuş havada nerde kaldın bi saat oldum atalı yırtıyor ortalığı syret bakalım ne diyeceksin dedi kuş bir sefere geldi 10 metre civarı 3 4 fırça boyu 2 takla vurdu yallah biraz gezdikten sonra yine ona yakın bi şeyler yaptı geldi perdahlı çatıya kondu.he çatıya konması normaldir tamamda kuşun uçtuğu yer boş arsa kuşu bırak uçak bile iner...neyse arkadaş bahaneleri sıralamaya başladı falan filan kendince hafifletici sebepleri saydıktan sonra bak bu kuş neler yapacak neler daha iyi olacak diyordu kuşun yapmış hataları görmezden geliyor bir iki birşeyler söyledim baktım bozulacak en iyisi susma hakkımı kullanayım dedim içimden biraz muhabbetten sonra ayrıldım..
aradan bi kaç gün geçti akşam kahveye çıktım bizim kuşcular köşeye çekilmiş hararetli harraretli konuşuyorlar oturdum yanlarına kuşu uçuran arkadaş anlatıyor 30 metre 40 metre şöyle atıyor böyle kaçıyor konunun başını bilmediğim için öyle dinliyorum bana inanmazsanız alın dedi osmana sorun oda seyretti dedi şimdi miillet döndü bana bakıyor ne diyeceğimi sapıttım kemküm hıkmık ederken dedim arkadaş adam kuşum böyle böyle diyor yarında gidin siz seyredin dedim.tesadüf
bu ya arkadaş demesin mi kuşu kedi yedi ciğerim yanıyor akşamdan beri ne anlatıyoruz burda......bu arkadaşımda her sezon 30 40 metreler çıkar nedense hep kendi seyreder..arada davet te eder ama o gidişim son oldu en azından artık yalancı şahitlik teklifinde bulunamıyor..
eminim pek çok kuşcu arkadaşımn başınaa böyle olaylar gelmiştir.. sağlıcakla kalın........
 
bana da bu dediklerin çok oluyordu, hatta buna benzer olaylar 3 5 günde bir başıma geliyordu diyebilirim, şimdi taktik şu, biri çok uzaklardan atıp tabanı vurup 30 metre gidip gezip gezip gelip tekrar girip bunu 30 sefer yapıyorsa dinleyip dinleyip en son hemen gel seni direk yarışa yazayım kayıt paran benden , ödül şukadar hemen yarına uçuralım kuşu diyorum , el cevap -- yaaa aslında biraz yukardan alıyor , bazen 10 mt nin altında da bırakıyor tabi, bazen taklasız da gidebiliyor tabi, bazen yan çatıya atıyor ama vs vs vs .... ben yolunu buldum size de tavsiye ederim :))

ha bu arada bikaç kişiyi toplum içinde böyle bozunca yeni bir strateji geliştirdiler --- benim bu saatten sonra reklama da parayada tescilede ihtiyacım yok kardeşim, benim kuşum bana uçsun bana oynasın yeter kuplar yarışlar çocuk işi diyorlar gel yarışa yazayım deyince :))
( bu arada bunu söyleyenlerin çoğu 25 35 yaş arası ınsanlar, sankı 80 yıl kus ucurmus da bezmıs haa :)) )
lüzumsuz boş tenekeler :))
 
YETİŞTİRİCİ OLABİLMEK !..


Selam arkadaşlar.HASAN bey buraya yazı yazmayı bırakınca,geyik muhabbeti konusu da bayağı gözden uzak olmaya başladı.Hem bu konuyu öne çekebilmek hemde konu açıp gereksiz diyaloglara girmemek için yazacağım şeyleri buraya yazmaya kara verdim....
Evet,her kuşçunun rüyasını besler;kendi kuşunu yetiştirip uçurmak.kimine nasip olur,kimi ise hayatı boyunca mezatlarda,pazarlarda yada başka kapılarda sezonluk kuşlar toplar,çoğunuda heba eder.belki bakmaya,görmeye doyamayacağımız o güzelim kuşlar gerektiği ilgiyi,değeri ve kıymeti göremez ve yok olur giderler.bende bir yetiştirici olarak üzerinde durulması gereken konuları kendi bilgim ve tecrübem dahilinde buraya yazmak istedim.

Bir örnek vererek başlamak istiyorum.hepimizin sevdiği futbol sporunu biraz yetiştiricilikle, dolaylı yoldan anlatarak belkide konu böyle daha iyi anlaşılır:
EVET BİR FUTBOL TAKIMI DÜŞÜNÜN,PARASI OLAN.HER EZON KADROSUNU YENİLEYEN VE HEP YUKARILARA OYNAMAYI ARZULUYAN.(biz kuşçuların,genel karakteride buna benzer,en iyisinin ve en güzelin bizde olma isteği.)ALDIĞI YILDIZLARIN ÇOĞU KARİYER SAHİBİ VE KENDİNİ KANITLAMIŞ FUTBOLCULAR İLE DOLU OLSADA,(kümesinizdeki kuşları seyredip,performanslarını yeterli bulsanızda,)BU KARİYERLİ VE STAR TOPÇULARI BİR DÜZENDE TUTACAK,DİZGİNLEYECEK,FUTBOL DIŞINDA BAŞKA BİR UĞRAŞA YOĞUNLAŞMAYACAK ŞEKİLDE DİSİPLİNE EDECEK YÖNETİCİLER VE BİR ANTRENÖR GEREKECEKTİR.(bu güzel kuşların bakımını,uçumunu ve eşlemesini yapacak bilgi ve beceriye sahip olmanız gerekecektir.)EĞER BU YILDIZ FUTBOLCULARI DİSİPLİNE EDECEK BİR YÖNETİCİ VE TEKNİK KADRO OLMADIĞI TAKDİRDE,BAŞARININ YAKALANMA İHTİMALİNİN OLMADIĞINI FUTBOLDAN ANLAYAN HERKES BİLİR,ÇÜNKÜ BU YILDIZLARIN HER BİRİ KENDİ BİLDİĞİNİ YAPACAK VE BİR KAOS YAŞANACAKTIR.KAOSUN OLDUĞU YERDE DE BAŞARININ OLMA İHTİMALİ YOKTUR.(eğer kuşçu; kuşun uçumu,yemlenmesi,bakımı ve eşlemesini yani komple seyisliğiyle bu kuşlara yeteri kadar önem veremezse yada bilgisi eksik kalırsa kümesteki kuşların performans ve verimi çok kısa bir sürede düşecek ve kuşların kimi ölecek,kimi kaybolacak kimininde devamı gelmeyecektir.)TEKNİK KADRONUN BİLGİ VE BECERİSİ EKSİK İSE,İDMANLARDAKİ HATALI YÜKLENMELER,MAÇLARDAKİ YANLIŞ TAKTİKLER BU TAKIMIN BAŞARISINI KISITLAYACAK VE STAR FUTBOLCULAR SIRDAN HALE GELECEKTİR.(her zaman söylediğim bir söz vardır,kusura bakmazsanız onu tekrar söylemem gerekiyor:eğer bir kuşçu elindeki kuşun performans değeri derecesinde bilgiye sahip değilse o kuştan ne yeterli performans elde edebilir nede soy devamında başarı kazanabilir.eğer performans kuşundan verim almak istiyorsak önce o kuşu yetiştiren kadar olmasada belli bir bilgi ve beceriye sahip olmamız gerekiyor.SONUÇTA BAŞARISIZLIK BİR FUTBOL TAKIMINDA,TEKNİK KADRONUN KOVULMASI VE FUTBOLCULARIN SATILMASI İLE SON BULUR.YERİNE HEP BİR YENİSİ BULUNUR.(kuşlardan var olan performansı alamadığımızda genelde hatayı kuşlara bulur,kendi seyisliğimize ve bilgimize toz kondurmayız.sonuçta bu kuşları elden çıkarıp yeni kuşlar ile yola devam eder aynı hataları tekrar tekrar yaparız.hiç bir zaman acaba demeyiz çünkü hata bizde değil kuştadır her zaman.ziyn edilen sıradanlaşan bu nadir canlılar verilen değerin çok altında elden çıkarılır ve hep aynı cümle tekrarlanır ''NEREDE O ESKİ KUŞLAR''.)OYSAKİ BİR FUTBOL TAKIMI ÖNCE TEKNİK KADROYU YETERLİ İNSANLARDAN KURUP ELİNDEKİ POTANSİYELİN VERİMİNİ YÜKSELTMEYE ÇALIŞSA,ALT YAPIDAN GENÇLERE DEĞER VERİP ONLARI HEM KİŞİLİK HEMDE POTANSİYEL BAKIMINDAN YETERLİ SEVİYEYE GETİRSE BUNLARI TAKIMA GEREKTİĞİ GİBİ ADAPTE EDİP,DIŞARIDAN BİR KAÇ YILDIZ TRANSFERİ İLE TAKIMINI GÜÇLENDİRSE SİZCE DAHA VERİMLİ,BAŞARILI VE UZUN SÜRELİ BİR DEVAMLILIĞI OLMAZMI?(bir kuşçu bence;önce kuşçuluğu öğrenmeli,bu işin alt yapısı bakımdır.eğer kuşçu kuşuna iyi bakıyorsa alt yapı olarak başarı kazanacak durumdadır.kuşun uçumu,kesinlikle en önemli durumdur çünkü performans kuşu uçmadığı zaman hiç bir değeri yoktur.standart uçum seyisliğ iyi kuşlar için hiç bir zaman yeterli olamaz.eğer bir kuşçu iyi kuş uçurmak istiyorsa kuşa göre seyisliği öğrenmek zorundadır.iyi kuşu hem havada sorunsuz hale getirmek hemde yere sorunsuz indirmek uçum seyisliğinin en uç bilgileri ile mümkündür.hataya meyilli olan bu hayvanların yaptığı her hata aslında uçumunu yapan seyisin hatasıdır.o yüzden iyi kuşlar pek elde durmaz,ya atmaca alır,ya geceye kalır yada kaybolur helak olurlar.bunu önlemenin tek yolu; kuşçunun kuşu iyi tanıması ve ona göre taktik belirlemesidir.bir kuşçu eğer performans olarak yeterli kuşlara sahip ise devamlılığı sağlayacak şartlarada sahip demektir.yapılacak doğru eşlemeler başarının devamlı olmasını sağlayacak,hata kapatacak eşlemeler ile kümesin devamlılığı sağlanacaktır.)

YANİ İŞİN ÖZÜ ARKADAŞLAR,İYİ BİR YETİŞTİRİCİ OLMAK İSTİYORSAK KENDİMİZİ GELİŞTİRMEMİZ GEREKİYOR,AYNASI İŞTİR KİŞİNİN LAFA BAKILMAZ DİYE BİR SÖZ VARDIR HEPİMİZ İYİ BİLİRİZ.EĞER ELİMİZDEKİ İŞ BİZİM İŞİMİZ DEĞİLSE,YANİ BİLGİMİZ,BECERİMİZ VE TECRÜBEMİZLE ORTAYA ÇIKMAMIŞSA BUNUN DEVAMINI HİÇ BİR ZAMAN SAĞLAYAMAYIZ.O GÜZELİM İŞİN, BİZİM ELİMİZDE SIRADAN BİR İŞ HALİNE GELMESİNİ İSTEMİYORSAK O EMEĞİ VE BİLGİYİ VERCEK SEVİYEYE GELMEMİZ GEREKECEKTİR.YOKSA BİR ÖMÜR BOYU;
NEREDE O ESKİ KUŞLAR,USTALAR DER DURURUZ....

SAYGILAR ARKADAŞLAR....
 
AGZINA SAGLIK HÜSEYİN KARDESİM KESKE HER KES UYGULAYIP UYABİLSE

SAYGILAR
 
Göz öyle bir hassedir ki, Ruh bu alemi o pencereden seyreder. (Said Nursi)
 
Bir uçakta Temel, ingiliz, alman, fransız yolculuk yapıyorlarmış. Pilot birden içeriye girmiş motorlardan birisi yandı, yükümüzü acilen hafifletmemiz lazım, bunun için birinizin uçaktan atlaması lazım demiş, Herkes birbirine bakmış bakmış, alman ayağa kalkmış açmış kapıyı, büyük almanyaaaa diye bağırmış ve kendisini aşağıya bırakmış. (almanyanın cesurluğunu gösteriyor hasbam) biraz zaman geçmiş ve pilot tekrar içeriye gelmiş, bir kişinin daha atlaması lazım demiş, yine birbirlerine bakmışlar bakmışlar, fransız ayağa kalkmış, büyük fransaaaa demiş ve atmış kendisini aşağıya, biraz sonra pilot tekrar gelmiş, bir kişinin daha atlaması lazım demiş, ingiliz Temel e, Temel ingilize bakmış, Temel kalkmış ayağa, BÜYÜK TÜRKİYEEEE diye bağırmış, tutmuş ingilizi uçaktan aşağıya atmış... :)
 
Pazar sabahı kahvaltıdan sonra nostalji yaşamak adına çocukluğumuzun,gençliğimizin geçtiği,sevinçlerimizi,umutlarımızı güvercin kanadına yüklediğimiz mekanlara,sokaklara ziyarette bulundum.Cebeci Dörtyol da bulunan eski kuşçular kahvesinin olduğu sokağa girdim.Kel Turan'ın ve Urfalı kuş satıcılarının dükkanları yerli yerinde duruyor.Ama içleri boş.Sabahın sekizinde içimizde tarif edilmez bir heyecanla buralara geldiğimiz günler aklıma geldi.Kuş alanlar,satanlar.Satın aldığımız kuşu kutuya koyduktan sonra telaşla eve dönüşümüz.Kuşu alıştırma çabaları.Hele bir de istediğimiz oyunu yaparsa aldığımız haz.Eski günler,anılar bir bir gözümün önünden geçti.Hani bazıları iyi kuş pazara düşmez derler ya.1978 senesi Cebeci Dörtyol,Kuş alanlar satanlar,hareketli,neşeli bir pazar günü idi.On iki yaşlarında bir çocuk kalabalığın arasına girmeden sakin bir köşe de elinde ufak bir kutu öylece bekliyordu.Yaklaştım,kuş mu satıyorsun diye sordum.Evet cevabını alınca karton kutunun içinden çıkardığım beyaz dişiyi elime aldım.Şaşırmıştım.Böyle güzel,alımlı ve her halinden mükemmel olduğu belli olan bu kuşu bu küçük çocuğun beslemesine imkan yoktu.Kuşu gece çatıda yakaladığını,kuş beslemediğini,harçlığını çıkarmak için sattığını ve sahibi gelirse diye de korktuğunu söyledi.Ufak bir paraya kuşu satın aldım ve hiç zaman kaybetmeden eve gittim.Bu satın aldığım beyaz dişi bu güne kadar beslediğim kuşların içinde en mükemmel oyunu yapan,yıllar geçse de onun yaptığı oyunu yapabilen başka bir kuşa rastlayamadığım bir kuştu.Belli olan şuydu.Bu kuş Ankaralı usta bir kuşçunun kuşuydu,geceye kalmıştı,ve bu çocuk kuşu yakalamıştı.Bu da bende tatlı bir anı olarak kalmıştır.
 
bukadar yazıyı nası üşenmeden yazdılar hala merak ediyorum okumaya bile gözüm kesmedi valla okuyandada yazandada iyi sabır varmış :haha:
 
:tamam:
hkaplan' Alıntı:
Kırıkkaledeyiz, Mustafanın morali bir süredir bozuktu biraz düzelsin ortam değiştirsin diye İlhan davet etmişti. Bizde severek davete icap ettik, biraz hoş sohbetten sonra İlhan bize dönüp yanlış anlaşılmasın kuş başladığından çağırmadım oturup sohbet edelim diye söylerken, Kırıkkalenin eski kuşçularından Sabri ağabeynin hediyesi gök yavrularından (yavruya kusan) bir kuşu kaldırdı. Kuş kümesin hemen yanında inşaatı devam eden 6 katlı bir apartmanın altındaki yere sık aralıklarla gelip gidiyordu, çalışkan bir kuştu tam kupalık diyor İlhan, fazla açılmıyor, çalışıyor bu apartmanı da 40 sefer yapıyorsa 20 sinde üstüne kadar gidiyor, kupaya belki bunu uçurturum diyordu. Bu arada Mustafa kümeste o kadar kuş görünce İlhanı eleştiriyor bu kadar kuşu besleyipte ne yapacaksın, hangisinden verim alacaksın? İlhanda biliyorum ama kuşun kimini atmaca alıyor,kimini hastalık , onun için az kuş iyi değil derken konu uçan kuşa bakılarak, esnek kuş, tok kuş tartışmasına giriyor.
Sen hangisini beslersin diyor İlhan?
Mustafa, esnek ama güçlü hayvanı diyor.
İlhan ise tok kuşu diye söyleniyor,
Mustafa devam ediyor, elbette tok kuşun oyunu güzel olur, güçlü oyun yaptığından esnek kuşa göre daha az sefer yapar ama göze hoş gelen sefer yapar, ancak, bu kuşlardan elini eteğini çektiğinde oyundan çabuk düşerler, tok kuşun ne yapacağını bilemezsin bir gün bir bakarsın 2-3 saat bir gün bakarsın saatini doldurmaz sürekli uğraş ister birde istedikleri an inebilecek özellikte kuşlardır, ama esnek kuş aynı zamanda da güçlü olan bir hayvan öylemidir, dikkat edersen, güçlü oynuyan hayvan diyorum, güçsüz zayıf esnek kuş demiyorum, zaten o özellikteki kuş beslenmez diye tartışa dursunlar
Halil hocada tartışmaya katılıyor
Hani ilhan, Ankara dan bu kadar insanı sohbet için mi çağırdın, arkadaşlar siz kuş seyretmeye mi geldiniz yoksa sohbete mi?
Kimse de ses yok.
korkmayın biriniz söyleyin? diye lafa girişiyor,
İlhan başında Mustafa için çağırdığını söylemişti zaten, Halil hoca sonradan geldiğinden o lafları duymamıştı.
Bu arada, uçan kuş; kısa turlarla çok sık çalışıyor, her geldiğinde kısa fişek tek takla ile oynayıp gidiyordu, İlhanın değişiyle kuş böyle bir kuş değil, ufak bir (20-25 günlük) yavru getiriyor, yavru kuşu esnetti, zayıflattı ondan diye kuşun performansını yorumluyor.
Halil hoca durmuyor, uçan kuşta dahil yerde dolaşan kuşlardan bahisle İlhan bu kuşlardan ne bekliyorsun, bir beklentin mi var diye söyleniyor? İlhanı kızdırmak için,
İlhan her zamanki yüzündeki gülümsemesini eksiltmiyor, başlıyor bir hikayeye
Yoksul bir adamın 3 oğlu varmış, birini zengin biri evlatlık almış götürmüş, biri kendinde kalmış birini de bir akrabası almış götürmüş, zenginin evlatlığı her gününü gün eder, gezer tozar hayatını yaşarken, akrabalarına giden kardeşinin çalışmaktan, yük taşımaktan canı çıkıyormuş, zenginin yanında hayatı kurtulan oğlan kardeşini her gördüğü gün akıl vermeye başlamış “ne akılsız oğlansın, çek git, kaç kurtul buradan o kadar yük taşımaktan, onlar için çalışmaktan canın çıkıyor, ne kadar dayanacaksın?” dedikçe
Kardeşi benim bir beklentim var diye söyleniyormuş,
Günlerce bu böyle sürüp gitmiş,
Kardeşi kaç kurtul dedikçe bizimkisi benim bir beklentim var demeye devam etmiş,
Artık öyle bir duruma gelmiş ki bizim bu oğlanda yürüyecek hal, ayakta duracak takat nede kudret kalmış.
Kardeşi gene kızmış artık sana bir şey söylemeyeceğim, çünkü sen kafayı takmışsın bir beklentim var diye. canın çıkmış eşek cennetine gidiyorsun hala beklentim var diye söyleniyorsun, neymiş bu beklentin hele bir öğreneyim deyince?
Oğlan kardeşine dönmüş, başlamış anlatmaya, yıllar önce bizim babalık evde kızına bağırırken duydum, bir daha dediklerimi yapma, başına buyruk yaşa seni kapıda yatan şu çulsuz, eşşek sıpasına vermezsem ne olayım dediydi demiş.
Oğlanın beklentisi oymuş,
İlhan sonra dönüp kuşlarına bakıyor benimde bir beklentim var diye gülüyor.
Hadi oğlanı anladım bir beklentisi varda, kötü kuşlar besleyerek, uçurarak, yıllarca bir şeyler yapacak diye benim gibi bekleyenlerin ne beklentisi var onu anlamadım.
Saygılarımla
 
Geri
Üst